Türk sporunun en başarılı olduğu branşlardan biri ve elde edilen zaferlerle Türk bayrağının sık sık zirvede yer aldığı jimnastikte elde edilen madalyaların ardı arkası kesilmiyor.
Türk jimnastiği, Nazlı Savranbaşı, İbrahim Çolak, Ahmet Önder, Göksu Üçtaş Şanlı, Duygu Doğan, Azra Akıncı, Peri Berker, Nil Karabina ve Eda Asar'dan oluşan "Altın kızlar"; Trampolin jimnastikte Elif Çolak ve Sıla Karakuş'un yaşattığı gururlara Ferhat Arıcan'la bir yenisini daha ekledi.
Üst üste iki kez Avrupa şampiyonu olan Arıcan, Katar'da düzenlenen Artistik Jimnastik Dünya Kupası'nda paralel bar finalinde 15 bin 566 puanla birincilik elde etti ve altın madalya kazanarak ismini bir kez daha tarihe yazdırdı.
Türkiye'nin jimnastik branşında yetiştirdiği en başarılı sporcular arasında yer alan Arıcan, Mersin, Basel ve Osijek'in ardından Doha'da da altın madalya kazanarak ulaşılması güç bir başarıya imza attı.
Arıcan, kariyerini, başarılarını, gelecek planlarını ve 2020 Tokyo Olimpiyatları'ndaki hedeflerini Independent Türkçe'ye anlattı.
Katar’daki Dünya Kupası’ndan altın madalyayla dönüyorum. Ülkemi olimpiyatlarda en iyi şekilde temsil etmek adına var gücümle çalışmalarıma devam edeceğim. Tebrik ve iyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim. Desteğinizi her zaman arkamızda hissediyoruz. #AriCanDo pic.twitter.com/FRiOxrYnOr
— Ferhat Arıcan (@ferhatarican) June 26, 2021
"Jimnastiğe başlamam aslında biraz şans eseri oldu"
28 Temmuz 1993'te İzmirli bir ailenin ikinci çocuğu olarak dünyaya gelen Arıcan, hem kariyerini hem de eğitim hayatını bir arada yürüterek jimnastik branşına ismini altın harflerle yazdırdı.
Adına tescilli üç hareketi bulunan Arıcan, jimnastiğe başlama hikayesini ise şöyle anlattı:
Jimnastiğe başlamam aslında biraz şans eseri oldu. Jimnastik çok küçük yaşlarda başlanılan bir spor, genellikle çocuklar 3-4 yaşlarındayken yönlendiriliyorlar. Ben ise biraz geç yönlendirildim. Beni keşfeden isim beden eğitimi öğretmenim oldu. Bir teneffüste beni, ellerimin üzerinde yürürken görmüş ve bu çocukta bir terslik var demiş. Ki o zamanlar evimizde duvarlarda ayak izlerim vardı. Biraz yaramaz ve yerinde durmayan bir çocuktum. Hocam beni ellerimin üzerinde yürürken gördükten sonra hemen ailemle görüşmek istemiş. Aileme, 'Bu çocuk doğuştan yetenekli, jimnastiğe çok yatkın bir fiziği var. Bana kalırsa hemen jimnastik eğitimi almaya başlaması faydalı olur' demiş. Benim hikayemde bu şekilde başlamış oldu.
Jimnastiğe başladığında 10 yaşında olduğunu ve bu durumun kendisinde birtakım dezavantajlar yarattığını söyleyen Arıcan, "Takım arkadaşlarımın hepsi benden en az 7 yıl kadar daha tecrübeliydi. En başlarda tabii ki ümitsizliğe düştüm. 'Yaşıtlarımın seviyesine nasıl ulaşacağım, başarılı olabilecek miyim' gibi sorular her zaman kafamı kurcalıyordu ama bunun benim için çok güzel bir meydan okuma olacağını da biliyordum. Geriden başlamam benim için ekstra bir motivasyon kaynağı oldu hep. Her zaman çok çalıştım ve hayallerimin peşinden koştum" dedi.
"Her zaman kusursuz olmanız ve mükemmelliğin sınırlarında gezmeniz gerekiyor"
Jimnastiği "Çok özel bir spor ve diğer branşlardan çok farklı dinamiklere sahip" olarak nitelendiren Arıcan, şu ifadeleri kullandı:
Mesela futbolda gol yedikten sonra önünüzde hatanızı telafi edebileceğiniz bir zaman var, fakat jimnastikte aletin üzerinde yapacağınız en ufak hata, sizin madalya şansınızı tamamen ortadan kaldırabilir. Her zaman kusursuz olmanız ve mükemmelliğin sınırlarında gezmeniz gerekiyor. Bu da beni fazlasıyla heyecanlandırıyor ve etkiliyor.
Jimnastiğe geç başlamasının yaşadığı en büyük zorlukların başında geldiğini ifade eden Arıcan, yaşadığı engelleri nasıl aştığını şu sözlerle anlattı:
Jimnastik çocukların motor becerilerinin gelişmesinde çok önemli bir rol oynuyor. Ben de bir hayli geç başladığım için yaşıtlarım bana göre en az 6-7 yıl daha tecrübeliydi. Bu durum beni ilk başlarda biraz demoralize etse de bu durum zamanla benim için bir meydan okumaya dönüştü ve beni daha çok motive etti. Motive oldukça da daha sıkı çalıştım ve bugün geldiğim noktaya ulaştım.
Arıcan, "Jimnastikçi olmasaydın ne olmak isterdin?" soruya şu cevabı verdi:
Açıkçası jimnastiğe başladığımdan itibaren başka hiçbir mesleği yapmayı düşünmedim. Hatta ilk kez Türkiye Şampiyonu olduktan sonra geleceğimin burada olduğunu hissettim ve bu yolda devam ettim. İyi ki jimnastikle tanışmışım ve kariyerime jimnastikçi olarak devam ediyorum.
Bugüne kadar katıldığı turnuvaların çoğundan alnının akıyla ayrılan ve çıktığı her şampiyonada kürsünün en üst basamağını hedefleyen milli sporcuya yarışmalara çıkmadan önce yaptığı özel bir totemi var mı?
"Spesifik bir uğur veya totemim olduğunu söyleyemem" diyen Arıcan, "Şampiyonalarda alete çıkmadan önce kafama bir havlu atarım ve sergileyeceğim performansı son bir kez kurgularım. Konsantre olmamı kolaylaştırdığını düşünüyorum. Başka bir uğur ya da totem olarak değerlendirebileceğim bir şeyim yok" şeklinde yanıt verdi.
"Rüyalarımı süsleyen olimpiyat hayallerimi bir sene ertelemek zorunda kaldım"
Türkiye adına 2016'da Rio Olimpiyatlarında mücadele eden ve yaşadığı talihsiz an nedeniyle beklemediği ve hiç de hesaba katmadığı bir sonuçla karşılaşan Arıcan, o günden sonra 2020'de düzenlenmesi planlanan Tokyo Olimpiyatları hayalini de pandemi nedeniyle ertelemenin üzüntüsünü yaşadığını söyledi:
Olimpiyatlar sporun zirvesi. Her sporcunun olduğu gibi benim de hayallerimi süsleyen bir organizasyon. 2016'da ülkemizi cumhuriyet tarihinde olimpiyatlarda temsil eden ilk erkek jimnastikçi olma başarısı göstermiştim. Başarıyla sona geldiğim serimin son hareketinde elim kaymış ve düşerek kötü bir puan almıştım. Her olumsuz durumdan ders çıkartmaya çalışıyorum. Ya kazanıyorum ya da öğreniyorum. Bu süreçte öğrendiklerimle kendimi 2020 Tokyo Olimpiyatları’na hazırlıyordum ki araya pandemi girdi. 'Olumsuz düşüncelere düşmedim' desem yalan söylemiş olurum. Yıllarca uğruna emek verdiğim, rüyalarımı süsleyen olimpiyat hayallerimi bir sene ertelemek zorunda kaldım. Ama hızlıca düştüğüm yerden kalkmasını bildim. Bu dönemi mental antrenmanlarla geçirdim. Hatta akademimden kulplu beygiri evime getirerek evde antrenman bile yaptım.
"Zorunlu karantinam sebebiyle antrenman yapamadım, elim kolum bağlanmış hissediyordum"
Basel'deki Avrupa şampiyonasından yaklaşık bir ay önce Kovid-19 testi pozitif çıkan ancak bunun altından başarıyla kalkarak hastalığı atlatan Arıcan, turnuvadan altın madalyayla dönmüştü.
Arıcan, testinin pozitif çıkmasının ardından yaşadıklarını şöyle aktardı:
İşin ilginç yanı ertesi gün Avrupa Şampiyonası için milli takım kampına girecektim. Hep bahsettiğim gibi: 'Jimnastikte bir gün bile antrenman yapmazsanız size geriye atar'. Aynı zamanda her gün kendi en iyi performansınızla alete çıkmak durumundasınız. Zorunlu karantinam sebebiyle antrenman da yapamadım. Elim kolum bağlanmış gibi hissediyordum. Biraz da bunun verdiği motivasyonla karantina da kendime bir söz verdim, Avrupa Şampiyonası’nda elimden geleni yapacaktım. Zaten zorunlu karantinam biter bitmez kendimi salonda buldum ve çalışmalarıma yoğun bir tempoyla devam ettim ve sonucunda Avrupa şampiyonu oldum.
Milli sporcu, Mersin ve Basel'deki Avrupa şampiyonluğunun ardından Hırvatistan'daki Osijek World Challenge Cup'da ve sonrasındaki Doha Dünya Kupası'ndan da altın madalya ile dönmeyi başardı.
Ferhat Arıcan’ın katıldığı son dört uluslararası organizasyonda paralel bar performansı:
— Türkiye Cimnastik (@turkcimfed) June 26, 2021
2020 Mersin Avrupa Şampiyonası
2021 Basel Avrupa Şampiyonası
2021 Osijek World Challenge Cup
2021 Doha Dünya Kupası pic.twitter.com/LwV6Dp8wr0
Katar'daki Artistik Jimnastik Dünya Kupası'nda oldukça başarılı performanslar sergileyen Arıcan, final serisi öncesindeki hislerini de paylaştı:
Barın önüne geldiğimde çok fazla bir şey düşünmem. Genel olarak son hazırlıklarımı yaparım. Bu sırada takım arkadaşlarım ve antrenörlerim de bana yardımcı olurlar. Bizde bu bir gelenektir, birbirimizin serilerinden önceki hazırlık sürecinde her zaman birbirimize destek oluruz. Katar’da da böyle oldu. Hazırlıklarımı yaptım, antrenörüm ve takım arkadaşlarımın başarı dileklerini aldım ve derin bir nefes çektikten sonra serime başladım. Ve sonunda mutlu sona ulaşan isim ben oldum.
"Soyadımı ölümsüzleştirmek elbette gurur verici bir durum"
Katıldığı son dört büyük organizasyonu da altın madalya ile taçlandıran Arıcan, jimnastik tarihine ismini altın harflerle yazdırdı.
Bugüne kadar elde ettiği başarılara ulaşmak için hiçbir zaman pes etmediğini ve çok çalıştığını belirten Arıcan, şöyle konuştu:
Her zaman elimden gelenin bir fazlasını ortaya koymaya çalıştım. Haliyle de bu yolda çok fazla fedakarlık yapmam gerekti. Fedakarlık olmadan başarıdan bahsetmemiz pek mümkün olmuyor. Profesyonel sporcu olmak birçok fedakarlığı da beraberinde getiriyor. Spor kariyerime odaklandığım kadar eğitim kariyerime de ağırlık vermeye çalıştım. Elbette bu hiç kolay olmadı ama hepsini zevk alarak yaptım. Ege Üniversitesi Spor Yöneticiliği bölümünden mezun oldum. Arkadaşlarımla buluştuğumda masadan en erken kalkan hep ben oldum. Çünkü hep yetişmem gereken bir antrenmanım vardı. Spor her zaman hayatımın merkezindeydi diyebilirim.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Dünya jimnastik tarihine geçen üç hareketi bulunan Arıcan, duygularını şu sözlerle ifade etti:
Bana kalırsa bir hareket bulmak, buluş yapmakla eşdeğer. Hareket çıkarmak gerçekten çok zor. Çok büyük bir emek ve çalışma istiyor. Çünkü hiçbir literatürde, hiçbir kitapçıkta olmayan bir hareketin dünya literatüründe yer almasını sağlamak gerçekten kolay değil. Soyadımı ölümsüzleştirmek elbette gurur verici bir durum.
"Olimpiyatlar sporun birleştirici gücü, orada ülkem için yarışmak tarifsiz bir duygu"
Olimpiyat oyunları şüphesiz hemen her sporcunun en büyük hayallerinden biri.
Arıcan, 23 Temmuz'da Japonya'nın başkentinde başlayarak 2020 Tokyo Olimpiyatları'nda ikinci kez bu organizasyonda boy gösterecek.
Olimpiyatlarda yarışmanın çok farklı bir duygu olduğunu söyleyen Arıcan, "Olimpiyatlar sporun zirvesi, her sporcunun olduğu gibi benim de hayallerimi süsleyen bir organizasyon. Olimpiyat gerçekten çok farklı bir organizasyon. Sporun birleştirici gücünü iliklerinize kadar hissettiğiniz bir yer. Orada olmak, ülkem için yarışmak tarifsiz bir duygu" değerlendirmesinde bulundu.
"Yarım kalan hayallerimi tamamlamak için Tokyo’da olacağım"
2016 Rio Olimpiyatları'na katılan ve bu alanda Türkiye'yi temsil eden ilk isim olan Arıcan, ilk deneyiminden büyük dersler çıkardığını belirterek, şöyle konuştu:
Cumhuriyet tarihinde jimnastik branşında ülkemi temsil eden ilk erkek sporcu olarak Rio’ya gitmiştim ve madalyanın önemli adaylarından biriydim. Paralel bara çıkıp serime başladığımda da her şey son derece iyi gidiyordu. Ama bitirişten önceki son hareketimde talihsiz bir şekilde elim kaydı ve düştüm. Önce bu duruma inanamadım, ilk şoku atlattıktan hemen sonra tekrar bara çıktım ve serimi tamamladım. Büyük umutlarla bir ilki gerçekleştirerek gittiğim olimpiyatlarda çok büyük bir hayal kırıklığına uğramıştım. Atlatması zor olmayacaktı tabii ki. Ortada olan şey bir olimpiyat madalyası, her sporcunun hayali. İlk olimpiyat tecrübemden çok önemli dersler çıkarttım. Şimdi ise yarım kalan hayallerimi tamamlamak için Tokyo’da olacağım. Hem hedeflerimi gerçekleştirmek hem de dünyanın en büyük spor organizasyonunda mücadele etmenin keyfini çıkartmak için orada olacağım. Bu organizasyonda daha öncesinde ülkem ve kendim adıma ilkler yaşadım, umarım bu sene de ülkeme madalya ile dönerek yine bir ilk yaşatmış olurum.
"Başarı için her zaman kendimizi geliştirmeliyiz ve gelişime açık olmalıyız"
Türkiye, son yıllarda jimnastik branşında önemli atılımlar yaptı ve bunun meyvelerini de altın madalyalar, şampiyonluklarla topluyor.
Bu gelişimde başka Türkiye Jimnastik Federasyonu Başkanı Suat Çelen ve ekibinin payı yadsınamaz.
Arıcan ise bu başarının en önemli sporcuları arasında yer alıyor.
Arkadaşlarıyla birlikte uluslararası arenada Türk jimnastiğini en iyi şekilde temsil ettiklerini ve bunun için gayret gösterdiklerini dile getiren Ferhat Arıcan, jimnastikteki gelişimi şöyle özetledi:
Gerçekten altın bir jenerasyon yakaladık diyebilirim. Tabii ki bunda federasyonumuzun verdiği destekler, bize sağladıkları imkanların da çok büyük önemi var. Buradan onlara bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Başarı için her zaman kendimizi geliştirmeliyiz ve gelişime açık olmalıyız. Mevcut formumuzu koruyarak her zaman üstüne koymalıyız.
"Spor sadece fiziksel bir aktivite değil, bizi aydınlık yarınlara götürecek dinamiğe sahip"
"Sporun sadece sahada yapılan fiziksel bir aktiviteden ibaret olmadığını, içinde bizi daha aydınlık yarınlara götürecek sayısız dinamiğe sahip olduğunu düşünenlerdenim" diyen Arıcan, gelecekle ilgili planlarını da aktardı:
Sporu günlük yaşantısının bir parçası olarak kabul eden ve spor yoluyla öğrendiği şeyleri günlük hayatında kullanabilen yeni nesillerin yetişmesine katkı sağlamak tarifi mümkün olmayan bir duygu. Kurucularından olduğum Kolektif Akademi'deki temel hedeflerimden biri de spor kültürüyle yetişen çocuklara yol göstermek. Milli bir sporcu olarak da gençlerimizin kendilerini geliştirmesi ve yarınlara umutla bakabilmesi adına elimden ne geliyorsa yapmaya devam edeceğim.
"Aileler branş fark etmeksizin çocuklarını spora yönlendirsinler"
Dünya jimnastik tarihine ismini yazdıran Ferhat Arıcan'ın gençlere ve ebeveynlere tavsiyeleri de var.
Bu konuda sadece jimnastik özelinde konuşmanın çok doğru olmadığını düşünen Arıcan, sözlerini şöyle noktaladı:
Aileler branş fark etmeksizin çocuklarını spora yönlendirsinler. Sporu günlük yaşantısının bir parçası olarak kabul eden ve spor yoluyla öğrendiği şeyleri günlük hayatında kullanabilen yeni nesillerin yetişmesi geleceğe daha güvenle bakabilmemiz adına çok önemli. Sporun insanların hayatına temas eden ve onları birleştiren çok özel bir gücü olduğuna inanıyorum.
© The Independentturkish