CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, organize suç örgütü liderliğinden aranan Sedat Peker’in kendi fabrikasından alınan kahvelerin seçim döneminde AK Parti tarafından dağıtıldığını ve ücretinin ödenmediği yönelik iddiasını değerlendirdi.
Öztrak, “Bu kahvelerin parası ödenmiş mi, ödenmemiş mi? Bu kahvelerin faturası Anayasa Mahkemesine ibraz edilmiş mi, edilmemiş mi? Ödenmediyse Siyasi Partiler Kanunu'na göre bu milyonlarca liralık kahve, hesaplara nasıl kaydedilmiş? Millete utanmadan sıkılmadan haram kahve içirildiyse bunun hesabı mutlaka sorulmalıdır” dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.
Toplantıya ilişkin açıklamada bulunan Öztrak, Pençe-Yıldırım Harekatı kapsamında, el yapımı patlayıcıya (EYP) basarak yaralanan, kaldırıldığı hastanede şehit olan Piyade Jandarma Uzman Çavuş Samet Şeker'e Allah’tan rahmet, ailesine başsağlığı ve sabır diledi.
Marmara Denizi'nde "deniz salyası" olarak bilinen müsilaj konusunun tüm Marmara'yı ve Kuzey Ege'yi etkilediğini belirten Öztrak, bunun sadece denizin üzerini örten bir pislik değil, aynı zamanda denizin altını da öldüren, çölleştiren bir bela olduğunu söyledi.
"Talan İstanbul projesiyle tüm Marmara'ya, tüm Trakya'ya, yeni bir ihanet hançeri saplamaya hazırlanıyorlar" ifadesini kullanan Öztrak, Marmara Denizi'nin bu ihanetlere isyan ettiğini savundu.
Öztrak, "Bizim iktidarımızda tabiatın idam fermanı olan kötü işlere izin vermeyeceğiz. Talan İstanbul projesine, bu suça ortak olanlara, tek bir kuruş kaptırmayacağız" dedi.
"Merkez bankaları dünyanın her yerinde itibar müessesesidir"
Faik Öztrak, Cumhur İttifakı'nın içinde kavga olduğunu, bu nedenle her gün bir başka skandalla çalkalandığını ifade etti.
Hükümetin ülkeyi yönetemediğini ileri süren Öztrak, Merkez Bankası Başkanlığı koltuğunda üç yılda dört başkan görüldüğünü, her başkanın o koltukta ortalama dokuz ay oturabildiğini dile getirdi.
Öztrak, "Dünyanın hiçbir ülkesinde hükümetler ellerini merkez bankasına bu kadar hoyratça daldıramazlar. Çünkü merkez bankaları dünyanın her yerinde itibar müessesesidir" diye konuştu.
Siyasetçinin eli bankanın günlük işleyişine karışmasın diye araç bağımsızlığı verildiğini, faizde, dövizde, enflasyonda istikrarın böyle sağlandığını dile getiren Öztrak, "Merkez Bankasını hallaç pamuğu gibi atarsan kur da faiz de enflasyon da patlar gider. Bugün olan budur. Sonunda devlet krizi, nur topu gibi ekonomik kriz doğurur" dedi.
Peker’in "Biz bir aileyiz, her suçta beraberiz" dediğini, AK Parti için mitingler düzenlemekle kalmadığını, AK Parti'nin seçimlerde dağıttığı milyonlarca poşet kahveyi verdiğini aktaran Öztrak, şu ifadelere yer verdi:
Kahve parasını da tahsil edememiş. Anlaşılan bunlar birbirlerini de tokatlıyorlar. Atalarımız, 'Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı var' demiş. Milyonlarca liralık kahvenin acaba ne kadar hatırı oldu? Erdoğan, partisinin Mali ve İdari İşler Başkanını bir çağırsın, sorsun bakalım. Bu kahvelerin parası ödenmiş mi, ödenmemiş mi? Bu kahvelerin faturası Anayasa Mahkemesine ibraz edilmiş mi, edilmemiş mi? Ödenmediyse Siyasi Partiler Kanunu'na göre bu milyonlarca liralık kahve, hesaplara nasıl kaydedilmiş? Millete utanmadan sıkılmadan haram kahve içirildiyse bunun hesabı mutlaka sorulmalıdır.
AK Parti'nin son kongresinde MKYK'ye seçilen bir siyasetçiye, milletvekili seçimlerinde çanta çanta para verildiğini aktaran Öztrak, bu iddiaların ciddiye alınması gerektiğini belirtti.
Peker'in para dolu çantaları, 10 bin dolar maaşları, tek bir AK Partili siyasetçiye vermediğini, birkaç AK Partiliye verdiğini söylediğini aktaran Öztrak, 10 bin dolar maaşa bağlanan siyasetçinin de hala belli olmadığını söyledi.
Öztrak, "Erdoğan, İçişleri Bakanını çağırıp bu konuda bilgi aldı mı? Partisinde para çantası alma iddialarına muhatap siyasetçiden savunma istedi mi? Disiplin kurulunu çalıştıracak mı?" diye sordu.
"Gerekiyorsa konu soruşturma sürecine taşınmalıdır"
Sezgin Baran Korkmaz'ın AK Parti döneminin türedi zenginlerinden olduğunu, kara para aklama ile suçlandığını, yurt dışına kaçtığını söyleyen Öztrak, Korkmaz'ın yurt dışına çıkış talimatının İçişleri Bakanı tarafından verildiğinin iddia edildiğini belirtti.
Öztrak, şöyle devam etti:
TBMM Başkanı, 10 bin dolar alan siyasetçiyi açıklamasını isteyen bir yazıyı bakanına yazdığını açıkladı ama cevap alamadığı görülüyor. Anlaşılan bu atama bakan kendisini TBMM'den üstün görüyor. Hem 10 bin dolar maaş meselesi hem de Sezgin Baran Korkmaz konusu çok ciddidir. Bu bakan hakkındaki iddialara TBMM vaziyet etmelidir. Derhal bir araştırma komisyonu kurulmalıdır. Bu korkunç iddialar kendisine sorulmalı, gerekiyorsa konu soruşturma sürecine taşınmalıdır. Meclis Başkanı parti gruplarını ikna ederek Meclisin bu rezalete el koymasını sağlamalıdır. Hem mektubuna cevap almalı hem de Meclis'in anayasal görevini yerine getirip bu skandalın hesabını sormasını sağlamalıdır. Meclis Başkanı bunu yapamıyorsa milletin ve onun seçtiği TBMM'nin hakkını, hukukunu koruyamıyor demektir. Bu durumda koltukta bir dakika bile oturmamalıdır, istifa etmelidir.
Independent Türkçe