İran'da 18 Haziran'da yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası, birçok kimsenin seçimlere kayıtsız kaldığı ve sonucun önceden belirlenmiş olduğunu düşündüğü bir atmosferde dün (cuma) itibarıyla sessiz bir şekilde resmi olarak başladı.
Bir hükümet merkezi tarafından yapılan kamuoyu yoklaması, önde gelen adayların elenmesinin ardından seçimlere zayıf bir katılımın beklendiğine ışık tuttu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Anayasa Koruma Konseyinin (AKK) önümüzdeki ay yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimleri için önde gelen adayları elemesine yönelik günlerce süren sert eleştirilerin ardından İran siyasi çevrelerine sükûnet ve temkin hâkim olmaya başladı.
Yarışa devam eden 7 adayın açıklamalarında ise ağırlıklı konu olarak ekonomi göze çarpıyor.
İran Cumhurbaşkanı adaylarından olan, Yüksek Milli Güvenlik Konseyinde 'Mürşid' (Hamaney)'in temsilcisi Said Celili, Hasan Ruhani'nin İran hükümetinin başında olduğu 8 yıl boyunca ülkedeki temel sorunları takip etmek için 'gölge hükümet' kurduklarını söyledi.
Celili, cumhurbaşkanlığını devralmak için hazır olduğu konusunda güvence vermek için Twitter üzerinden şu açıklamayı yaptı:
8 yıl boyunca 'Gölge hükümet' adı altında, halkın, uzmanların ve önde gelen hocaların yardımıyla ülkenin temel sorunlarını tartıştık. Farklı alanlardaki sorunlara güvenilir çözümler hazırladık. Halk tarafından seçilirsek bu çözümleri hemen uygulamaya koyacağız. İşe başladıktan sonra plan yapmak zorunda kalmayacağız.
Merkez Bankası Başkanı Abdunnasır Himmeti, Cumhurbaşkanı Ruhani ve müttefiklerinin performansını eleştirenlere cevap vermeye çalışarak şu açıklamaları yaptı:
Bugünkü ekonomik duruma sebep olanlardan bazıları, benim görevimi yerine getirmemin bugünkü duruma yol açtığını söylüyorlar. İki buçuk yıl önce ben, soruna sebep olanların değil mevcut durumu değiştirerek çözüme destek olanların parçası olmaya karar verdim.
Said Celili, 2013 yılında Ruhani'nin cumhurbaşkanlığına gelmesi ve nükleer müzakere yetkilerini Dışişleri Bakanlığına devretmesinden önce eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad döneminde Nükleer Başmüzakereci ve Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreterliği vazifeleri yapmıştı.
Cumhurbaşkanı adayı ve eski reformist cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin yardımcısı olan Muhsin Mihralizade, bütçe açığını kapatmak için uygun çözümlere sahip olduğunu söyledi.
Rekabetçi ekonomik faaliyetlerin önünü açacağını ifade eden Mihralizade, gelecek 4 yıl içinde hükümetin ekonomideki payının yüzde 60'dan yüzde 20-25 bandına düşürülmesi gerektiğine dikkat çekti.
Sosyal kalkınma içeren bir ekonomi programına öncelik vereceğini söyleyen Mihralizade, işçiler için sigorta, işçi ve emeklilerin maaşları, sağlık hizmetleri ve sağlık giderlerine sosyal destek sağlama sözü verdi.
Bu tür bir ekonomik programın büyümenin önünü kesmeden sosyal yaşam sağlayabileceğini, zayıf halkın büyüme ve kalkınma çarkı altında ezilmesine izin vermeden ekonomik büyümenin önünü açacağını ifade etti.
Bir diğer cumhurbaşkanı adayı olan Devrim Muhafızları lideri General Muhsin Rızai, hükümetin İranlılara sağladığı mali destekleri iyileştirme sözü verdi.
Petrol ürünlerini zengin ülkelere satarak ve hayvansal ürünler alımında da düzenlemeye giderek 8 milyar dolar tasarruf yapacaklarını aktardı.
Cumhurbaşkanı adaylarının televizyonda yayınlanan ilk halka seslenişlerinde Rızai, İran'da ırkçı hakaretleri suç sayan bir yasa tasarısını meclise sunacağına söz verdi.
Daha da ileri giderek, 1979 devrimi ile 42 yıldır askıya alınmış maddelerden biri olan anayasanın 15. Maddesine üstü kapalı atıfta bulundu ve ana dilde eğitim maddesini gözden geçireceklerini aktardı.
Bu arada AKK sözcüsü Abbas Kedahdai, Meclis Eski Başkanı Ali Laricani'nin seçim ehliyetinin iptal edilerek elenmesi sebebiyle arka planda protesto gösterileri düzenleyen İcra Konseyi Başkanı Sadık Laricani'ye (Ali Laricani'nin kardeşi) uyarıda bulundu.
Sadık Laricani'nin AKK'nin 12 üyesinden biri olmasına rağmen adayların seçim ehliyetine karar verme sürecini protesto etmesi üzerine görüş beyan eden Kedahdai, "Sayın Laricani ile görüştüm ve bazı düşüncelerimi ilettim. Ancak onun açıklamalarının sorumlusu ben değilim" açıklamasında bulundu.
Laricani, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada emniyet güçlerini, adayların incelenmesi sürecine müdahale etmek ve 12 yıl boyunca İran parlamentosuna başkanlık eden kardeşinin ihraç edilmesine sebep olmakla itham etmişti.
Resmi merkezlerden birinde 26-27 Mayıs'ta yapılan kamuoyu yoklamasında, 18 Haziran'da yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimleri için "kesinlikle oy kullanırım" veya "muhtemelen oy kullanırım" diyen İran vatandaşlarının oranının yüzde 7'lik bir düşüş olduğu görüldü.
16-17 Mayıs tarihleri arasında yapılan bir başka kamuoyu yoklamasında oy vereceklerin oranı yüzde 43 idi bu oranın 7 puanlık düşüşle yüzde 36'ya indiği görüldü.
Yapılan kamuoyu yoklamasında seçmenlerin oy kullanma konusundaki isteksizliklerinin başlıca sebebinin, yarışın en büyük adayı olan Yargı Otoritesi Başkanı İbrahim Reisi'ye karşı yarışması için destekledikleri adayların, İran'da seçimleri yürütmekle sorumlu kurum olan AKK tarafından elenmesi olduğu göze çarpıyor.
En son 'ESPA' anketine göre Reisi, yaklaşan seçimlerde kesinlikle veya muhtemelen oy kullanacağını söyleyen seçmenlerin oylarının yüzde 43.9'unu almış durumda.
Diğer altı aday arasında Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi Genel Sekreteri Muhsin Rızai, yüzde 3.7 oy oranıyla ikinci sırada yer aldı.
Kesinlikle veya muhtemelen oy kullanacağını ifade eden seçmenlerin yüzde 48'i ise seçecekleri cumhurbaşkanı adayı hususunda tereddüt yaşıyor.
Bu, son derece istisnai bir oran. Cumhurbaşkanı adayı hususunda kararsız olan bu kadar büyük bir kitlenin olması, gelecek seçimlerde oy kullanım oranının daha da düşme ihtimalini artırıyor.
ISIA tarafından yapılan anket sonuçları ise, sosyal medya ile diğer mecralardaki haberlere yapılan okuyucu yorumları ile karşılaştırıldığında daha iyimser bir tablo çiziyor.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish