Yeni Şafak yazarı Mehmet Acet, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden’ın yaptığı telefon görüşmesi hakkında yazdı. Acet, ismini vermediği “üst düzey bir ismin” “Yoo çok gerilmedik. Cumhurbaşkanımız gerekli cevapları verdi” dediğini aktardı.
Acet, bugünkü köşe yazısında Erdoğan-Biden görüşmesi hakkında şunları yazdı:
Cuma akşamı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden arasındaki telefon görüşmesi bittikten sonra, içeriğinden haberdar olan üst düzey bir yetkiliyi, “Görüşme nasıl geçti acaba” diye yokladım. İlgili isim soruma cevaben, “Yarın için elinin altında bulunsun” diyerek, ABD’nin eski başkanlarından Ronald Reagan’ın 22 Nisan 1981’de yaptığı açıklamanın linkini gönderdi.
Tam 40 yıl önce yine siyasi amaçlarla yaptığı besbelli olan o açıklamasında Reagan, şöyle diyordu:
“Daha önceki Ermeni soykırımında olduğu gibi, devamında Kamboçya soykırımında olduğu gibi ve bunun gibi başka çok fazla insanın katledildiği olaylarda olduğu gibi, Holokost’tan (Yahudi Soykırımı) çıkarılacak dersler asla unutulamamalı.”
Ulaştığım üst düzey ismin, Reagan’ın 40 yıl önce, içinde ‘soykırım’ geçen bu açıklamasını bana göndermesinin sebebi belliydi: Erdoğan ile Biden arasındaki bu ilk görüşmenin (Joe Biden’ın Başkan seçilmesinden bu yana) odağında bu konu, yani, sözde soykırım meselesi vardı. Devamında, ilgili kaynağa, “Görüşme gerilimli geçti o zaman, öyle mi” şeklinde ikinci bir soru sordum.
Gelen cevap şu şekilde oldu:
“Yoo çok gerilmedik. Cumhurbaşkanımız gerekli cevapları verdi.”
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Bu rahatsızlığın sebebini herkes biliyor..."
“Görüşmede, Biden’ın 1915 olaylarını Ermeni soykırımı olarak nitelendireceğini Erdoğan’a söylediği artık bilinmeyen bir sır değil” diyen Acet, şöyle devam etti:
Erdoğan’ın Biden’a cevaben, bunun hukuken bir karşılığının olamayacağı, artı ikili ilişkileri kötü etkileyeceği yönünde mesajlar verdiği de, görüşmeden dışarıya yansıyan haberler arasında yer aldı. Erdoğan’ın böyle ikili görüşmelerde, Türkiye’nin haklarını ve tezlerini korumak adına sergilediği performansı, ortaya koyduğu güçlü iradeyi art niyetli olmayan herkes biliyor, kabul ediyor zaten.
Kendisinin Biden’ın karşısında ezildiğini düşünen var mı acaba? Erdoğan’ın ilettiği ‘Ermeni soykırımı’ demenin hukukî bir karşılığının olmadığı görüşünü, Biden’ın da teyit ettiği yönünde birtakım iddialar mevcut.
Bu böyle mi olacak, maksat gerçekten Biden’ın ekibinin yansıttığı gibi “Sorumluluk atfetmek yerine kayıpları anmaktan mı ibaret”, yoksa 40 yıldır, Türk diplomasisinin bir fobisi haline gelen tazminat, toprak talepleri gibi tehlikeler mi karşımıza çıkacak, emin değilim. mAncak bu yumuşatma çabalarına rağmen, Joe Biden’ın temiz niyetlerle hareket ettiğini düşünmek için fazla saf olmak gerekir.
Kendisinin kasım ayından bu yana, Erdoğan’la temas kurmaktan özenle uzak durmasının sebebi de şimdi daha iyi anlaşılıyor. Demek ki, ilk görüşmeyi yapmak için bir yerden ‘kılçık atmanın’ yollarını arıyor imiş. Beklemiş, bunu 24 Nisan’a endeksli bir takvime göre belirlemiş. Tabii, bu rahatsızlığın, bu hazımsızlığın asıl gerekçesini herkes biliyor. Türkiye’nin kendi egemenlik haklarını gözeten, dış tehditlere karşı kendi güvenlik kriterlerine göre hareket eden bir çizgide hareket etmesi. Amerika’nın verdiği rollere uysal bir şekilde boyun eğen bir çizgiden bu noktaya gelmiş olmasının verdiği rahatsızlık.
Yeni Şafak, Independent Türkçe