Kuzey-Orta Afrika ülkesi Çad Cumhurbaşkanı İdris Debi (İdriss Deby Itno), çıkan çatışmada hayatını kaybetti.
Karışıklığın bitmediği ülkelerden biri olan Çad, denize kıyısı olmayan bir Afrika ülkesi.
Kuzeyinde Libya, doğuda Sudan, güneyde Orta Afrika Cumhuriyeti, güneybatıda Kamerun ve Nijerya (Çad Gölü), batıda ise Nijer bulunuyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ülkenin ismini aldığı Çad Gölü, Çad'ın en büyük ve Afrika'nın ikinci büyük sulak alanı. En büyük şehri Başkent Encemine (N'Djamena). Arapça ve Fransızca ülkede resmi dil olarak kabul ediliyor.
Açık kaynaklara göre Çad, 200'den fazla etnik ve dilsel topluluğa ev sahipliği yapıyor. Halkın yüzde 51,8 Müslüman, yüzde 44,1 ise Hıristiyanlardan oluşuyor.
30 yıldır ülkeyi Deby yönetiyordu
Pek çok Afrika ve Ortadoğu ülkesinde olduğu gibi Çad da darbe ile yönetime gelen birisi tarafından yönetiliyordu.
İsyan eden bir grup tarafından cephede öldürüldüğü belirtilen Deby 1990'da ayaklanma sonrası iktidara geldi.
Yaklaşık 30 yıldır ülkeyi yönetin 68 yaşındaki Deby, altı dönem üst üste Cumhurbaşkanı seçilmişti.
Deby, 11 Nisan'da yapılan ve dün resmileşen seçimlerde oyların yüzde 79,3'ünü almıştı.
Öne çıkan muhalif adaylar Değişim İçin Yeni Cephe Partisi Lideri Yaya Dillo ile Dönüştürücü Partisi Lideri Succes Masra'nın adaylık başvuruları, parti kurmaları için yasal şartlar oluşmadığı ve yaş sınırına takıldıkları gerekçesiyle reddedilmişti.
Afrika'nın en uzun süre görevde kalan lideri Deby'nin öldürülmesiyle Çad yine karıştı.
"Halk, muhaliflerin isyan ettiğine söylüyor"
Şu anda Çad'ın başkentinde bulunan insani yardım gönüllüsü Haşim Karataş, ülkede olup bitenler hakkında Independent Türkçe'ye bilgi verdi.
Yaklaşık bir haftadır Çad'da olduğunu, geldikleri ilk günden itibaren bazı sıkıntıların olduğu hissettiklerini ve bunların uluslararası basına yansıdığını ifade eden Karataş, "Uluslararası basın bir grup Boko Haram unsurlarının Libya tarafından Çad'a girdiğini yazmıştı" dedi.
Çad halkının ise bunun doğru olmadığını aksine burada muhaliflerin başkaldırdığı ve olayların isyana dönüştüğü söylemlerinde bulunduğunu aktaran Karataş, "Seçimler yapıldı ama sonuçları paylaşılmıyor, bu Boko Haram işi değildir, bu Libya'ya yakın Mao kenti civarında ama muhaliflerin konuşlandığı, orada sıkıntıların olduğu ve bu sıkıntıların gittikçe yayıldığı Cumhurbaşkanı İdris Deby'ye karşı bir isyan hazırlığı olduğu söyleniyordu" diye konuştu.
Bu süre içinde olup bitenlerin iç medyaya hiç yansımadığını ama tansiyonun her geçen gün git gide yükseldiğinin farkında vardıklarını dile getiren Karataş, "Şehirlerarası yolculuk yaptığımız zaman fark ediyorduk. Güvenlik noktaları gibi önlemlerin alındığı görüyorduk. Halkın tedirginlik içinde olduğunu gözlemlenebiliyorduk. Şehrin her tarafına tank ve askeri araçların konuşlandığını görüyorduk" ifadelerini kullandı.
"Askeri konvoylar şehirde tur atıyor"
"Benzin istasyonları, fırın ve marketlerde oluşan kuyrukları gördük" diyen Karataş şunları kaydetti:
"Olağanüstü bir durum ile karşılaştığımızı söyleyebilirim. Bulunduğumuz yerden kendimizi otele attık ama dün akşam yatsıyla beraber şehrin her tarafında çok yoğun bir şekilde silah sesi gelmeye başladı. İlk başta çatışma olabileceğini düşündük ama çatışma olsaydı en azından karşı taraftan da bir silah atışı olurdu. Sadece havaya ateş edildiğini gördük. Yerlilerden aldığımız bilgiye göre muhalifler bastırıldığı için silah atışları ve kutlamalar yapılıyor, şehirde askeri konvoylar tur atıyor ve kutlama yapıyor şeklinde söylendi. Yoğun silah sesleri sabaha kadar sürdü. Ancak ben tedirgindim ve sabaha kadar yatmadım. Pencerelerden izliyorduk. Şöyle kendimce bir tanım getirdim insanın gece mezarlıktan geçince şarkı söylemesi gibi bir şeydir bu şu anki durum."
"Deby gittiği yerde vuruldu, cenazesi başkente getirildi"
Sabah ile beraber farklı haberlerin gelmeye başladığını anlatan Karataş, Cumhurbaşkanı İdris Deby'nin yaşanan sıkıntı üzerine Libya sınırına yakın Mao bölgesindeki askerleriyle beraber savaşa için gittiği yerde vurulduğu bilgisinin yayıldığını ifade etti.
Karataş sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhurbaşkanın orada bizzat çatışmaya girdiği, yaralandığı ve başkent Encemine'ye getirildiği söylendi. Ancak Deby'nin hayatını çatışma bölgesinde kaybettiği de geceki kutlamanın da ölümünü örtbas etmek, halka moral vermek için şehir turu organize edildiği belirtildi. Yani halkın galeyana gelmemesi için kutlamaların organize edildi."
İnsani yardım gönüllüsü Karataş, bu gelen haberlerin ardından İdris Deby'nin öldürüldüğü resmen açıklandığını hemen ardından da Deby'nin oğlu General Muhammed Deby'nin (Mahamat İdris Deby Itno) Askeri Geçiş Konseyi'nin başına geçtiğini anlattı.
Karataş, şu an itibarıyla Çad ordu aslında kontrolü sağladığını ancak başka korkuların olduğunu belirtti.
"Asıl amaç iç isyan"
"Yaklaşık bir senedir Çad'ın kara sınırları kapalıydı" bilgisini veren Karataş, şunları aktardı:
"Dolayısıyla halkta bir sıkıntı vardı. Ordunun korktuğu iç savaş ve yağmalamanın yaşanmasıydı. İç çatışma yaşamaması için ordu sürekli şehir merkezinde devriye yaparak teyakkuz halindeydi. Aslında şu an dışarıdan herhangi bir saldırı yok, sadece Mao bölgesinden bazı silahlı grupların ülke içine girdiği ve ilerleyerek başkente geldiği söyleniyor ama asıl korku iç isyan. Çünkü halk ekonomik olarak çok büyük sıkıntılar içerisinde. Bir yıldır kara sınırları kapalı. Halk ekonomik yönden çok zor durumda."
"Ordu teyakkuza geçmiş durumda"
İç karışıklığa neden olanların Boko Haram olduğunun düşünülmediğini, basına bu yönde bilgiler yansımasına rağmen bunların gerçekçi olmadığının ifade edildiğini vurgulayan Karataş, "Bunların büyük çoğunluğu muhalif. Hatta ordu mensuplarının da içinde olduğu silahlı güçler. Tamamen Çadlı muhaliflerin oluşturduğu bir gruptur. Bu silahlı grubun ülkenin diğer bölgelerinde de destek görebileceği düşünülerek ordu teyakkuza geçmiş durumda" dedi.
Ülkede şu anda olağanüstü halin yaşandığını, doğru bilgi almanın çok zor olduğunu bir fotoğraf veya görüntünün çekilmesinin imkansız olduğunu dil getiren Karataş, "Fotoğraf veya kamera kullanıldığı anlaşıldığında anında el konuluyor" ifadelerini kullandı.
"100'den fazla insani yardım gönüllüsü Çad'da"
Kendi durumlarıyla ilgili de bilgi veren Karataş, sözlerini şöyle tamamladı:
"Perşembe günü uçağımız vardı ama 14 gün boyunca ülkeye hava ve karaya giriş ve çıkışlar yasaklandı. Şu an Türk Büyükelçiliği'nden tahliye bekliyoruz. Ramazan ayı dolayısıyla Türkiye'den birçok grup geldi ve herkes elçilikten haber bekliyor. İsmen sayabileceğim 10'larca insanın dışında Türkiye'den yardım amaçlı gelmiş 100'den fazla Türk bulunuyor. Tahliye için başvurduğumuz elçilikten şöyle bir mesaj geldi; ‘İkinci bir emre kadar bulunduğunuz bölgeyi terk etmeyin ve dışarıya da çıkmayın'. Elçiliğimizin zor durumda kalmasını istemeyiz ama uluslararası kurallara göre bizi de burada bırakmamaları lazım. Bizi biran önce buradan tahliye edeceklerini düşünüyorum."
© The Independentturkish