İstanbul'da terzilik yaparak para kazanamayacağını düşünen Aziz Ormancı, Amerika'ya ilk gidiş hikâyesini anlatıyor:
"16 yaşımda, İstanbul Kadıköy Yeldeğirmeni'ne taşındım. Orada terzilik yaparak yaşamımı sürdürdüm. Çok az para kazanıyordum, beni tatmin etmiyordu o para. Terziliğin Türkiye'de para etmediğini, kazandığım parayla iyi bir gelecek kuramayacağımı yavaş yavaş seziyordum. Sonra Şişli'ye taşındım. O aralar yurt dışına gitmeyi düşündüm ve Şişli'de İngilizce dil kursuna kaydımı yaptırdım. Yurtdışında yaşamam için biraz da olsa dil öğrenmeliyim diye düşündüm. İngilizce kursu döneminde Amerikalı iki öğretmenle arkadaş oldum, derken arkadaşlığımız daha da ilerledi. Hafta sonları onlarla beraber ev partilerine ve barlara gittim. Zamanla İngiliz arkadaşlarım da oldu. Bu öğretmenlerin çoğu az-çok Türkçe konuşuyorlardı, onun için konuşma problemim çok yoktu. Fazla zorluk çekmiyordum. Hafta sonları İngiliz arkadaşlarla Galatasaray maçlarına bile gidiyorduk.
Yaklaşık 2 sene sadece Amerikalı ve İngiliz arkadaşlarımla gezdim. Bir keresinde hafta sonu bir ev partisinde Amerikalı genç bir kadınla tanıştım. Kendisi çok iyi Türkçe konuşuyordu, bunu merak edip sorduğumda, Amerika'da üniversite okurken, bir sene Türkçe dil dersi almış. Sonra onunla arkadaş oldum ve onunla tanıştıktan iki ay sonra beraber Amerika'ya geldim. Çok enteresan hayat hikâyem var, hepsi burada anlatılmaz."
Terziliğe çırak olarak Silvan'da başladım
Terziliğin aile mesleği olmadığını söyleyen Ormancı, 7 yaşında terziliğe başladığını anlatıyor:
"İlk 4-5 yılım çıraklıkla geçti. Çok yaramaz, asi bir çocuktum, bütün mahalle benden şikâyet ederdi. Bir keresinde, ilkokul çıkışında üç arkadaşımla birlikte, Silvan'ın tam ortasından geçen Diyarbakır-Batman karayolunun yol kenarında birbirimize taş fırlatırken, çocukluğumuzda çok keyif alırdık bu tür oyunlardan. Nasıl olmuşsa hiç farkına varmadan o esnada Diyarbakır valisi karayolundan gelip geçmiş ve arabasına arkadaşlarımızla birbirimize fırlattığımız taş değmiş. Sırf bu yaramazlık yüzünden 2 gün 3 gece karakolda yattım.
O zamanlar okula yarım gün giderdik. Büyük ağabeyimin terzi bir arkadaşı vardı. O olaydan sonra her gün okul çıkışından sonra terzi dükkânında çırak olarak çalışmaya başladım. Benim çocukluğumda hazır giyim dükkânları çok az bulunurdu. Benim çıraklık dönemimde Silvan'da hemen herkes ısmarlama elbise-takım diker ve giyerdi, genellikle pantolon ve gömlek. Takım elbiseyi de Silvan'ın memur ve zengin kesimi giyerdi. Çok terzi dükkânı vardı, terzi dükkânları çok meşgul olurdu. Silvan'da siyaset terzi dükkânlarında ve kahvehanelerde konuşulurdu. Terzihaneler sosyal mekân yerleriydi.
16 yaşıma kadar Silvan'da yaşadım. İlkokul ve ortaokulu Silvan'da okudum. O yaşıma kadar terzi çıraklığı yaptım. 3 ayrı terzi ustasının dükkânında çırak olarak çalıştım. İlk iki terzi ustam gömlek ve pantoloncuydu, üçüncü terzi ustam ise ceket ve pantolon yani takım elbise dikerdi."
Amerika'ya gider gitmez ilk hedefinin yine terzilik olduğunu söyleyen Ormancı:
"1997 yılında Amerika'ya geldiğimde ilk 2 yıl Michigan eyaletinde geçti, sonra New York'a taşındım. İlk önce birkaç lüks giyim mağazasında terzilik yaptım, şehri tanıdım. Terzi dükkânı açmak hep hayalimdi. Sonra hayalimi gerçekleştirdim ve terzi dükkânımı açtım. Zamanla, New York'un en iyi, en zengin, en meşhur müşterilerini giydiren stilistlerle tanıştım.
Bu stilistler zengin finans müşterilerinden tutun, zengin iş insanlarından, Hollywood aktörlerine kadar herkesi giydiriyorlardı. En iyi ve en meşhur müşterilerle bu stilistler sayesinde tanıştım."
Amerika'da ünlülere terzilik yapıyorum
Dünya sinemasının ünlü sanatçılarıyla, spor dünyasının ünlüleriyle tanışan ve çalışan Ormancı:
"Tanıştığım ünlü müşteriler arasında, Tom Cruise, Keanu Reeves, Patrick Stewart, Michael J. Fox, Vin Diesel, Salman Rushdie ve milyarder Rupert Murdoch bazıları.
Tom Cruise Mission İmpossible (imkânsız görev) yıldız aktör aynı filmin galası için 2010 yılında The Carlyle Otel'de iki kadın asistanı ve stilistle beraber prova ölçüsünü almaya gittim. 4 takım elbise provasını yaptım.
Patrick Stewart Star Trek, (uzay yolu) filmin yıldızı, Picard filmin galası için lacivert takım için stilisti ile beraber Brooklyn'deki evine gidip provasını yaptım.
Rupert Murdoch, Fox Tv, Dünyanın en önemli ve zengin medya patronu, Manhattan'taki Panthouse (60.kat) evine gidip 6 takım elbise provası yaptım. Ünlü müşteri listesi böyle uzayıp gidiyor."
Terzi dükkânının ismi "Silvano" olan Ormancı, bu ismin hikâyesini anlatıyor:
"Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde doğup, büyüdüm. Terziliği de orada başlayarak öğrendim. Ayrıca çocukluk yıllarım orada geçti ve Silvan'ın benim için çok özel bir yeri var. ‘Silvano' ismi buradan geliyor. Silvano Custom Tailoring ‘Silvano Özel Terzilik)
Eşim Japonyalı, 16 yıl önce New York'ta tanıştık. İki oğlum var. Biri 7 yaşında, İngilizce, Kürtçe ve Japonca biliyor ve konuşuyor. Diğer oğlum 3 yaşında, İngilizce ve Türkçe konuşuyor."
Amerika'da işinin çok iyi ve çok meşgul olduğunu anlatan Ormancı, Türkiye'de de dükkân açmak hayalinin olduğunu söylüyor:
"Bazen Türkiye'den beni arıyorlar, takım elbise diktirmek için, çok uzak olduğum için gidemiyorum. Bu işimi sadece Amerika'da yapmayı yeterli bulmuyorum. Şu an Türkiye'de ekonomik durum iyi olmadığı için oraya uzanmam mümkün değil ama yakın gelecekte, Ankara ve İstanbul'da da terzi dükkânı açmak istiyorum. Avrupa ve Japonya'dan müşterilerim var. Şu an kullandığım websitem sadece İngilizce üzeri bilgiye ulaşılıyor ama yakın zamanda Türkçe ve Japonca 'da ekleyeceğim ve internet üzeri sipariş alabileceğim."
Amerika dışında yaşayan birçok ülke insanına takım elbise dikmek isteyen Ormancı:
"İnternet o kadar devasa bir şey ki! Ben New York'tayım ama İstanbul'dan ya da Tokyo'dan sipariş yapmak isteyen müşterilerime ısmarlama takım elbise dikebileceğim. Müşterim bana internet üzeri ulaşacak, beni arayacak ve ben onlara bütün detayları açıklayacağım.
Dünyanın en pahalı İngiliz (Dormeuil) kumaşından takım elbise dikiyorum. Ben ömrü bir iki yıla sınırlı kalitesiz takım elbise dikmiyorum. Böyle bir takım elbise ne giyerim, ne de satarım.
Ben el emeği yüksek, eski değerlere uygun, giyene ustura gibi keskin bir görünüm kazandıran takım elbise dikiyorum."
Memleketimi çok seviyorum
Pandemi sürecinin bitmesiyle birlikte Türkiye'ye hem ziyaret, hem de ticaret için geleceğini söyleyen Ormancı,
"Anne-babam ve kardeşlerim Diyarbakır'da yaşıyorlar. 7 kardeşiz, 2 erkek, 4 kız kardeşim var. Silvan'dan da kopmadılar. Şu virüs ortadan kalkarsa Türkiye'ye geleceğim, hazırlıklarımı yapıyorum. Memleketimi çok seviyorum ve çok özlüyorum. Umarım her şey yolunda gider ve normal hayatımıza geri döneriz."
© The Independentturkish