14 Mart | Koleradan koronaya, Mustafa Behçet Efendi'den Tıp Bayramı'na…

Türkiye’de ilk tıp okulu 194 yıl önce bugün kuruldu. Bugün sağlık çalışanlarımız koronavirüs ile savaşıyor, okulun kurulmasına öncülük eden Hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi ise kolera salgını ile mücadele ediyordu

Fotoğraf: Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi 

…bu illet taun misali lems ve iltisak tarikiyle insandan insana sirayet ettiğinden maada maddei asliyesi cevher-i havaya imtizaç ve taalluk ile teneffüs tarikiyle dahi sari olduğundan bu takdirce tarik-i tahaffuzu dahi iki suretin icrasına tevakkuf eyleyüp biri taunda icra olunarak bazı tedarikin ve küşade ve maksuf yüksek mahallerde mesken ittihazından ibaret olup suret-i ula üzere kurantine ittihazı bi illetin vuku olan mahallerden beren ve bahren amadusüt eden zefain ve sair yolculara kurantine bekletmek tarikasından ibaret olmakla……..(Türk İjiyen ve Tecrübi Biyoloji Dergisi-Cholera Asiaticanın Epidemi tarihi üstüne bir araştırma-Dr. Feridun Nafiz Uzluk -1948)

Bu satırlar 190 yıl önce Hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi’nin padişah 2. Mahmud’a yazdığı tezkeresinden.

 

islamansiklopedisi.org_.tr_.jpg
Hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi / Fotoğraf: islamansiklopedisi.org

 

İlk karantina uygulamasını başlattı

Mustafa Behçet Efendi padişaha yazdığı dilekçesinde İstanbul’da da görülmeye başlayan kolera salgınını önlemek için alınması gereken tedbirleri sıralıyordu. Hekimbaşı, solunumla bile bulaştığı söylenen koleranın yayılmasını önleyebilmek için kara ve deniz yolunu kullanarak kente gelenlerin karantina altına alınmasını öneriyordu.

Mustafa Behçet Efendi’nin İtalyan ağzıyla ‘kurantine’ diye telaffuz ettiği öneri padişah tarafından dikkate alındı. Osmanlı’da ilk karantina tedbirleri uygulanmaya başladı. Karadeniz’den İstanbul’a gelen İslam gemileri Büyük Liman’da, diğer devlet gemileri İstinye Körfezi’nde beş gün karantina altında tutuldu.

 

mustafa behçet efendi jag.journalagent.com_.JPG
Hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi’nin yazdığı Kolera Risalesi'nin ilk sayfası / journalagent.com

 

Kolera Risalesi yazdı

Bununla da yetinmeyen Hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi bir de Kolera Risalesi yazdı. Kolera kılavuzu diyebileceğimiz bu risalede, hekimbaşı hastalığı tanıttı, belirtilerini, nasıl tedavi edilmesi gerektiğini anlattı.

Kolera Risalesi, 20 Rebiülevvel 1247 (30 Ağustos 1831) tarihinde 4 bin adet basıldı ve tanesi 30 paradan 3 bin kuruş tutan basım masrafı hazineden ödendi. Devlet ricali, askeri görevliler ve devlet memurlarına birer tane verildi, mahalle muhtarlarına da ikişer tane dağıtıldı.

Demetrius Mavrokordatos  tarafından tercüme edilen risale Hufelands dergi grubu tarafından Almanya’da da yayımlandı. Tunus’ta da Arapça’ya çevrilerek basıldı.

 

welcome library callection osmanlı sultanını tedavi eden yabancı hekimler.png
Osmanlı sultanını tedavi eden yabancı hekimler / Fotoğraf: Welcome Library Collection​​​​​​​

 

Önerilerinden birisi de mesafe kuralı

“Bittecrübe tahkik olunduğuna göre bu illet zuhur haneye mümkün mertebe uğranmayıp ve bu misillu hastanın yanında olanlarla dahi sohbet ve takarrübden hazer eyliyeler (yaklaşmaktan sakınalar)” diye bugün kullanılan önlemlere benzer yöntemler öneren Mustafa Behçet Efendi, sirke sarımsak ve soğanın ise hastalığa iyi geldiğini aktardı. Hafif sebze yemekleri öneren Mustafa Behçet Efendi’nin hastalığa karşı düşündüğü tedavi yöntemleri ise, çeşitli baharat ve bitkilerle masaj ve kan almaydı.

Bugün bazı önerileri garip gelse de Mustafa Behçet Efendi, çağının önünde bir doktordu. Batı’da yayımlanan tıp kitaplarını Türkçe’ye çevirdi. Kendisi de tıp kitapları yazdı. Bir yandan zamanın modern tıbbıyla ilgilenen Mustafa Behçet Efendi bir yandan da Bin Sır (Hezâr Esrâr) adıyla eskilerin tıp bilgilerini topladı. Ancak ömrü vefa etmedi, sırlar 850’de kaldı. Kitap ölümün ardından oğlu Hayrullah Efendi tarafından tamamlandı, Hayrullah Efendi babasının eksik bıraktığı 150 sırrı kitaba ekledi.

 

Ekran Alıntısı.JPG
İlk tıp okulunun açıldığı Tulumbacıbaşı Konağı / Fotoğraf: Twitter ​​​​​​​

 

Tıp okulu için 32 yıl bekledi

Mustafa Behçet Efendi, 1774 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Dîvân-ı Hümâyun kâtiplerinden Mehmed Emin Şükûhî Efendi, annesi meşhur hekimbaşılarından Büyük Hayrullah Efendi’nin kızı Nefîse Hanım’dı. Kardeşi Abdülhak Molla’yla birlikte aile mesleği sayılabilecek hekimliğe merak saldı. İyi bir eğitim aldı. Çağının önemli hekimlerinden birisi oldu.

21 yaşında hekimbaşı olarak saraya girdi. Ülkenin çağa uygun tıp eğitimi veren bir okula ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. III. Selim’’den tıphane kurulması için izin istediyse de teşrih (anatomi) yasağından dolayı ulemadan çekinen III. Selim buna cesaret edemedi. Sultan, tıphane açmak için 1805’te Rumlara izin vermekle yetindi.

Bu Mustafa Behçet Efendi’nin azmini kırmadı. Israrını sürdüren Behçet Efendi muradına 32 yıl sonra II. Mahmud döneminde ulaştı. Yeniçeri Ocağını da kaldırarak büyük bir devrim yapan Sultan II. Mahmud, 1826’da Asakir-i Mansure-i Muhammediyye adlı yeni bir ordu kurmuştu.

Orduya hekim ve cerrah yetiştirilmesi gereksinimi fırsat bilen hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi, II. Mahmud’a yeni tıp okulu için öneride bulundu ve sultana bunu onaylatmayı başardı.

 

blog.ulubat.org_.jpg
Tıbbiyeli Hikmet / Fotoğraf: blog.ulubat.org

 

Tıbhane-i Amire ve vatansever doktorlar

14 Mart 1827’de Tıbhane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adlı iki bölümü bulunan tıp okulu Şehzadebaşı’nda yeniçerilerden boşalan Tulumbacıbaşı Konağı’nda açıldı.

Mustafa Behçet Efendi, bu okulun nazırlığına tayin edildi. Eski tıbbın son temsilcilerinden çağdaş tıbbın ise öncülerinden olan Mustafa Behçet Efendi, yakalandığı şarbon hastalığı nedeniyle 17 Nisan 1834 tarihinde hayatını kaybedene kadar görevine devam etti. Cenazesi Üsküdar Doğancılar’da Nasuhi Dergahı haziresine defnedildi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İlk tıp fakültesinin kuruluşunun 92’inci yıldönümü işgal altındaki İstanbul’da ilk kez tıp bayramı olarak kutlandı. Tıbbiye 3. sınıf öğrencisi Hikmet Boran'ın (2012’de aramızdan ayrılan gazeteci ve sanatçı Orhan Boran'ın babasıdır) önderliğinde, tıp okulu öğrencilerinin işgal kuvvetlerini protesto ettiği ilk 14 Mart’a Dr.Fevzi Paşa, Dr.Besim Ömer Paşa, Dr.Akil Muhtar (Özden) gibi dönemin ünlü hocaları da katıldı.

Tıbbiyeliler büyük bir gösteri yaparak okulun iki kulesi arasına büyük bir Türk Bayrağı astılar. İşgal kuvvetleri bu duruma müdahale ettilerse de durduramadılar.

Eyleme katılah tıbbiyeliler işgal eskerleri tarafından yakalandı. Ancak, Hikmet Bey ve arkadaşları, bahanelerini hazırlamıştı; 14 Mart 1827 tarihi, Osmanlı’da ilk modern tıp öğreniminin başladığı tarih olarak kabul ediliyordu. Öğrenciler “Biz her yıl 14 Mart’ı kutlarız” diye savunma yaptılar. işgal kuvvetleri , bu eylemi sineye çekmek zorunda kaldı

 

@saglikhaberlari.jpg
Koronavirüsle mücadelede en ön cephede savaşan sağlık çalışanları / Fotoğraf: Twitter - @saglikhaberlari.

 

Tıp Bayramı kutlu olsun!

Bugün 14 Mart Tıp Bayramı. İlk fakültenin kurulalı 194 yıl oldu, ilk Tıp Bayramı kutlamasının üzerinden ise 102 yıl geçti.

Hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi, o gün kolera salgına karşı mücadele ediyordu. Bugün doktorlarımız, hemşirelerimiz, sağlık çalışanlarımız koronavirüsle savaşıyor. Bu savaşta, TTB’nin 14 Şubat’ta açıkladığı verilere göre, 372 sağlık çalışanı şehit oldu. Sadece aşılama sürecinin başladığı 2021’in ilk 2 ayında 52 sağlık çalışanı Kovid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi.

Bütün dünyada hayatı durduran salgın onların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Kahraman sağlık çalışanlarımızın 14 Mart Tıp Bayramı kutlu olsun.

Not: Bir gelişmişlik göstergesi mi bilmiyorum ama bugün Türkiye’de 111 tane tıp fakültesi var.  

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU