İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, yeni ABD yönetiminin nükleer anlaşmayı yeniden canlandırmak için attığı adımları olumlu karşıladı, ancak bunların yetersiz olduğunu belirterek, Washington’u Tahran’a yönelik yaptırımları kaldırmak için ‘ciddi adımlar’ atmaya çağırdı.
İran cumhurbaşkanlığı internet sitesinde yer açıklamaya göre Ruhani, Bakanlar Kurulu toplantısında, Joe Biden ile hükümetteki üslubun biraz değiştiğini söylerken, pratik bazı adımların atıldığını, ancak kendileri için asıl meselenin yaptırımların kalkması olduğunu vurguladı.
İran, öncelik olarak ABD yaptırımlarının kaldırılması çağrısı yaparken, Washington ise Tahran’ın 2019’dan bu yana giderek daha fazla ihlal ettiği anlaşmaya geri dönmesi gerektiğini söylüyor.
Bu bağlamda Ruhani, yaptırımların kalkmasını ‘halkın en önemli hakkı’ olarak nitelendirirken, yaptırımların hükümetin omuzlarında bir yük olduğunu belirtti. Yaptırımların kalkmasının bir gün dahi geciktirilmemesi gerektiğini ifade eden Hasan Ruhani, Tahran ve Washington’un nükleer anlaşmayı yeniden canlandırmak için müzakere masasına geri dönme olasılığına dikkati çekti.
İki hafta önce ABD yönetimi, eski Başkan Donald Trump yönetiminin, nükleer anlaşmada öngörülen bir mekanizma çerçevesinde Güvenlik Konseyi’ndeki (BMGK) yaptırımların etkinleştirilmesi talebini geri çekerken, Birleşmiş Milletler (BM) New York misyonundaki İranlı diplomatlar üzerindeki yasağı da kaldırdı. Ayrıca nükleer anlaşma taraflarının toplantısına katılmaya hazır olduğunu belirtti. Adımlar, Tahran tarafından ‘sembolik’ olarak nitelendirildi.
İran’daki sızıntılar, Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ve Meclis Başkanı Muhammed Bakir Kalibaf arasında İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi’nin ev sahipliğinde yapılan bir tartışma oturumunda sözlü bir tartışma yaşandığını ortaya çıkardı. Sızıntılara göre tartışma, geçen Aralık ayında parlamento tarafından kabul edilen, nükleer anlaşmadaki yeni yükümlülüklerin azaltılmasına yönelik, ‘yaptırımlara karşı stratejik adım’ adı altındaki bir yasanın uygulanmasıyla ilgili.
‘Eslahat News’ internet sitesi de Telegram uygulaması üzerinden, ‘Zarif’in, Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi üyelerinin daveti üzerine hükümetin adımlarını açıklamak üzere bir toplantıya katıldığını’ açıkladı.
İnternet sitesi, toplantının tarihini açıklamadı. Tahran’ın Ek Protokolü askıya almasının ardından İran hükümetinin, iş birliğinin bir kısmının devamlılığı hususunda geçen hafta ‘Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEA)’ ile imzaladığı geçici anlaşmadan sonra olup olmadığı da belirtilmedi.
Zarif: Oturup bu saçmalığı dinlemeyeceğim
Kaynaklara göre Cevad Zarif, İran hukuku konusunda uzmanlar ve yasa koyucular tarafından hazırlanan Kalibaf’ın raporunu okuyunca öfkelendi. ‘Eslahat News’, “Zarif, Meclis Başkanına küstahça yanıt verdi ve (toplantıdan ayrılmadan önce) ‘Oturup bu saçmalığı dinlemeyeceğim’ dedi” şeklinde yazdı.
Zarif’in görüşmeden ayrılması sonrasında Ali Hamaney’in ‘Ulusal Güvenlik’ temsilcisi Said Celili, gerginliği yatıştırmak üzere inisiyatif alarak, Meclis Başkanına resmi bir özür iletti. Kaynaklar, “Zarif, yasanın uygulanmasını engellemek amacıyla aynı akşam yapılan toplantıya katılmadı” dedi.
Geçen salı akşamı İran hükümeti, Ek Protokolü uygulamayı durdurdu. Ancak UAEA’ya anlaşmanın ayrıntılarını yayınlamadan hassas faaliyetleri araştırma izni verdi.
Öte yandan Hasan Ruhani, 3 Mart’ta hükümetin kara para aklama ve terör finansmanı ile mücadeleyle ilgilenen ‘Mali Eylem Görev Gücü (FATF)’ grubuna katılma çabalarını savundu.
İran Cumhurbaşkanı, “Yaptırımların kaldırılmasını bir saat dahi ertelersek, bugün ya da yarın yapacağız dersek bu, halkın hukukunun çiğnenmesi anlamına gelecek” dedi. Ruhani, hükümetinin ‘halkın omuzlarındaki baskıyı kaldırmaya kararlı olduğunu ve bunun hükümetin görevi olduğunu’ söyledi. Dış politikasını da örtülü şekilde savunan Ruhani, Dini Lider Ali Hamaney’in nükleer anlaşmaya varmada ve bunu sürdürmedeki rolüne dikkati çekti.
“FATF kötüyse eğer neden dünyadaki herkes ona katılıyor?”
“FATF, doğu ve batı ülkelerini içeren, mali ve transferle ilgili konuları takip eden özel bir gruptur” diyen Ruhani, hükümetine yöneltilen eleştirilere de örtülü bir yanıt vererek, “FATF kötüyse eğer neden dünyadaki herkes ona katılıyor? Avrupa, Çin, Rusya, Türkiye ve tüm komşularımız ona dahil oldu” dedi.
Hasan Ruhani, hükümetin parlamentoya sunduğu dört listeden ikisinin, İran’ın uluslararası topluma katılmasına kapı açan yeni yasa nedeniyle askıya alındığına dikkat çekti.
Anayasa Koruma Konseyi, BM Sınıraşan Örgütlü Suçlarla Mücadele Sözleşmesi (Palermo Sözleşmesi) ve Terör Finansmanıyla Mücadele Anlaşması’na (CFT) ilişkin iki düzenlemeyi onaylamayı reddediyor. İran hükümeti, FATF kriterlerine onay vermenin, ‘Devrim Muhafızları’nın bölgesel faaliyetlerine, özellikle de bazı Arap ülkelerindeki İran yanlısı milislerin finansmanına’ etki etmesini kabul etmiyor.
Paris merkezli FATF grubu, İran’ı ‘finansal işler ve dünyadaki bankacılık ilişkileri için risk oluşturan ülkelerin kara listesinde’ yeniden sınıflandırdı. Bu durum da İran bankalarını küresel bankacılık ağına bağlı olmaktan izole ediyor.
Hükümet ve Anayasa Koruma Konseyi arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle dosya, yaklaşık iki yıldır ‘Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi’ nezdinde bulunuyor. Ancak İran’a yönelik yaptırımların kaldırılma olasılığı hakkındaki görüşmelerin artmasının ardından projenin değerlendirilmesi ön plana çıktı. Geçen Ocak ayında Dini Lider Ali Hamaney, Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi’nde bulunan dosyadaki tozun temizlenmesi için bir emir yayınladı.
Bu bağlamda Ruhani, hükümetin Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi’ne projenin gözden geçirilmesi talebinde bulunmasının ardından Dini Liderin, ‘yolu açtığına’ dikkati çekti.
Hasan Ruhani, 3 Mart’ta hükümetin yürütme işlerine müdahalede bulunmayı reddetti ve üstü kapalı olarak anlaşmazlığın bir kamuoyu sorununa dönüşeceği uyarısı yaptı. İran Cumhurbaşkanı, “FATF’a katılmazsak, bunun gerektirdiği harcamaları ve kimin üstlendiğini halka açıklamalıyız” dedi.
Ruhani, “Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi, insanların finansal sorunlarını çözme gücünü göstermelidir” diyerek, FATF düzenlemelerinin nükleer ve yaptırımlarla hiçbir ilgisi olmadığını ve yaptırımlar olsun ya da olmasın bu düzenlemelerin gerekli olduğunu vurguladı.
Ruhani’nin aksine ‘Teşhis Konseyi’ Genel Sekreteri ve Devrim Muhafızları komutalarından Muhsin Rızai, FATF’a katılma kararının, yaptırımların kaldırılamasına bağlı olduğunu söyledi.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Şarku'l Avsat