Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanarak tüm ülkedeki camilerde okutulan cuma hutbesi bugün Boğaziçi Üniversitesi olaylarının gölgesinde kaldı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Minberlerden gençlere seslenen imamlar, "Sen, şimdi hayatının en kıymetli anındasın. Aziz milletimizin ve insanlığın umudusun. Zira sen, Hz. İbrahim'in tevhit mücadelesini, Hz. İsmail'in teslimiyetini, Hz. Yusuf'un onurunu, Ashâb-ı Kehf'in samimiyetini ve Hz. Muhammed Mustafa'nın (s.a.s) hak davasını kuşandığı çağdasın. Hz. Asiye'nin imanını, Hz. Meryem'in ahlâkını, Hz. Hatice'nin cesaretini, Hz. Âişe'nin ilim aşkını gönlüne nakşedecek yaştasın. Genç Kardeşim! Sen, bu topraklarda imanından aldığın güç ve vatanına olan sevdan ile yürüdüğünde, Malazgirt'te Anadolu'nun kapılarını İslam'a açtın. İstanbul'u fethedip Resûl-i Ekrem'in muştusuna nail oldun. Çanakkale'yi geçilmez kılıp İstiklal mücadelesinde yedi düvele karşı koydun. 15 Temmuz'da devletimizin bekası ve milletimizin selameti için canından cananından geçtin ama vatanını hainlere teslim etmedin" ifadelerini kullandı.
"Gençlerimiz, geleceğimizdir, umudumuzdur. Bizi güçlü kılan en büyük imkân ve zenginliğimizdir. Her bir gencimiz bizim için ayrı bir değerdir; ilgiyi, iyiliği, desteği ve sevgiyi hak etmektedir" denilen hutbede, "Onların insanlığa faydalı, millî ve manevî değerlerine bağlı, bilinçli ve ideal sahibi fertler olarak yetişmeleri için hep birlikte gayret gösterelim" cümleleri yer aldı.
"Dini kurumlara nefret artar, deizm ve ateizm yayılır"
İlahiyat Profesörü Hayri Kırbaşoğlu, "Cuma hutbeleri, hutbe olmaktan çıkmış durumda" dedi.
Cuma hutbelerinin siyasi propaganda araçlarına döndüğünü savunan Kırbaşoğlu, "Bu, toplumdaki birlik ve beraberliğe zarar veren tehlikeli bir gelişme. Dinin siyasi amaçlarla kullanılması gençlerin dini kurumlardan nefret etmesine, deizme ve ateizme kapı aralıyor. Diyanet de siyasi iktidar da bu uygulamalarla adeta harakiri yapıyor" diye konuştu.
"Neo-Emevilik"
Cuma hutbelerinin tarihin her döneminde politik amaçlarla kullanıldığına dikkati çeken Kırbaşoğlu, "Dinin siyasi amaçlar için kullanılması Emeviler döneminde başladı. Türkiye'de geçmiş iktidarlar döneminde de kullanıldı. Ama bu iş, mevcut iktidar döneminde pişkinlik boyutuna vardırıldı. Ben bu yaşadığımız sürece 'Neo-Emevilik' diyorum" ifadelerini kullandı.
Bu tartışmaların önüne Diyanet İşleri Başkanlığı'nın özerk bir yapıya kavuşturularak geçilebileceğini kaydeden Kırbaşoğlu, kurumun tıpkı Anayasa Mahkemesi gibi siyaset üstü olması gerektiğini belirtti.
© The Independentturkish