Tunus’ta gençler, 2017’de yürütülen araştırmalara göre ülkr nüfusunun yaklaşık yüzde 25'ini oluşturuyor. Ülke, genç nüfus bakımında dünya genelinde ilk sıralarda bulunuyor. Peki, Tunus’ta 2011 yılından sonra gençlerin enerjisine yatırım yapan politikalar uygulandı mı?
2011 yılında eski Devlet Başkanı Zeynel Abidin bin Ali yönetimini deviren olaylar, Tunus gençliğinin özlemleriyle örtüşen, 2011 öncesi sistematik olarak uygulanan ötekileştirme politikalarından kurtaran ve daha iyiye yönelik bir değişim yaşanması umutlarını güçlendiren hayallerini canlandırdı.
Sahte vaatler
Tunus’un yeni siyasi sınıfı söz konusu dönemde, istihdam imkanı ve kaynak yaratma konusunda pembe vaatler yağdırarak gençlerin taleplerine yatırım yaptılar. On yıl sonra bugün Tunus gençliği krizi derinleşti. Gençler ile siyasetin elitleri arasındaki uçurum genişledi. Gençlerin hayalleri, sefaletin ve yoksulluğun arttığı, nüfusun yaklaşık dörtte birinin etkilendiği işsizliğin yüzde 20'yi aştığı bir gerçeklik karşısında suya düştü.
Mevcut durum karşısında bıkan gençler, siyasi sınıfa ve Tunus’un geleceğine dair umutlarını yitirirken bazıları yasa dışı yollarlarla göç etmek ve kendi gerçeklerinden kaçmak için denize açıldılar. Tunus'ta kalanlar ise sosyal, siyasi ve ekonomik krizlerle boğuşan devletin neredeyse hiçbir çözüm getiremediği işsizlik, yoksulluk ve ötekileştirmeyle mücadele ediyorlar.
Sokak, siyasi elitlerden duyulan rahatsızlığın ilan edildiği yer haline geldi
Tunus’taki ekonomi profesörleri yüzde 7'lik negatif bir büyüme oranının mevcut durumda zenginlik veya geçim kaynağı yaratamadığını, bunun da gençlerle ilgili krizi derinleştirdiğini kabul ediyorlar. Buna bir de eğlence mekanlarından ve kültürel faaliyetlerden mahrum kalan çocuklarla birlikte bu insanların yaşadıkları boşluk ve okulların giderek bozulması ekleniyor. Tüm bunlar gençleri, kayıp bir çocukluk ve ötekileştirilmiş gençlik için uygun çözümler bulamayan siyasi sınıfa karşı öfkesini ifade etmek için sokağa inmeye itti.
Tunus Çocuk Hakları Derneği başkanı Muaz eş-Şerif, devletin çocuklara yönelik genel politikalar üretmede veya çocuklara yönelik projelere bütçe ayırma konusundaki başarısızlığına dikkat çekti. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının yayılmasıyla durumun daha da kötüleştiğini vurguladı.
Dijital uçurum
Bakanlıklarda çocuklara ayrılan bütçelerin büyük kısmının sadece maaşlara ayrıldığını vurgulayan Şerif, gençlere ve çocuklara yönelik projelere yatırım yapılmadığını söyledi. Şerif, Tunus'ta on yılı aşkın bir süredir eğitim alanında herhangi bir gelişme kaydedilememesinin nedenini yanlış politikalar ve sınırlı stratejik düşünce ile ilişkilendirdi.
Tunus’ta bölgedeki diğer ülkelere kıyasla dijital bir uçurumun ve modern teknolojiyi kullanma düzeyinde bir geri kalmışlığın olduğunu belirten Şerif, ülkedeki üniversitelerin her yıl piyasanın ihtiyaçlarını karşılamayan bölümlerden binlerce mezun verdiğini, bunun da yüksek eğitim alan kişiler arasındaki işsizlik oranlarını daha da artırdığını kaydetti.
İnsan gücüne yatırım yapılması çağrısında bulunan Şerif, çocuklarla ilgili tüm bakanlıklar ve kurumlar arasında ortak politikalar oluşturarak, programları birleştirerek ve ortak hedefler belirleyerek devletin bu alanda zayıf olan imkanlarının savrulmasına son verilmesi gerektiğini vurguladı.
Eğitici kültürel faaliyetlerin iptali
Şerif, Tunus Milli Eğitim Bakanlığı'nın diğer kurumlarla eşit imkanlara sahip olmaması nedeniyle eğitim kurumlarından kültürel faaliyetlere yönelik çalışmaları iptal ederek tüm çocukların yararlanamadığı, sınırlı faaliyetleri olan kulüpler oluşturduğuna işaret etti.
Kültürel faaliyetlerin ve kulüplerin özellikle özel eğitim sektöründe yoğunlaştığına dikkat çeken Şerif, devlete bağlı eğitim kurumlarınım bu faaliyetlerden mahrum kaldığını aktardı.
Çocuklara yatırım yapılmaması, gençliğin ötekileştirilmesi, devlet kaynaklarının azalması ve çeşitli sektörlerde daralan yatırım bütçelerinden kaynaklanan sorunlar ülkenin gerçekliği haline geldi. Ayrıca halkın kamu alanında maaş ve istihdam artışı olmasına yönelik yoğun talepleri ve haklarından mahrum kalmaları, ülkede siyasi sınıfa karşı bir memnuniyetsizlik yarattı.
“Ötekileştirilen gençler pimi çekilmeye hazır bir bomba gibidir”
Sosyolog Sami Bin Nasır,Tunuslu gençlerin devrimin fitilini ateşleyen kesim olmalarına rağmen devrimin meyvelerinden mahrum bırakıldığını söyledi. Bugün ülkenin ekonomik, politik, sosyal ve kültürel olmak üzere çok boyutlu bir kriz içinde olduğuna dikkati çeken Bin Nasır, böyle bir krizin birçok riski içinde barındırdığını, çünkü çocukları ve gençleri de etkilediğini vurguladı.
Tunus’un, 2011’deki olayların ardından göreve gelen hükümetler aracılığıyla çocuklarına ve gençlerine yatırım yapmayı ihmal ettiğini belirten Bin Nasır, devletin siyasi konular ve iktidar mücadelesiyle meşgul olması nedeniyle bu konuda net politikalar ve programlar uygulamaya koyamadığını, bu yüzden de siyasi sınıf ile gençler arasındaki uçurumun açıldığını vurguladı.
Gençlerin bu gerçeklikle karşı karşıya gelmelerinin, onları kendi çatışmacı savunma araçlarıyla silahlandırmaya ittiği değerlendirmesinde bulunan Bin Nasır sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tunuslu gençler bugün kurdukları hayallerle mevcut durumun gerçekliği arasındaki uçurumu ifade eden öfkeli, bazen anlaşılmaz sloganlar atılıyorlar. Aynı şekilde gençleri anlamak ve onların enerjilerinden yararlanmak da zorlaştı. Çünkü uçurum açıldı ve empati yapmak güçleşti.”
Devletin gençlerin aile, medya ve kültür alanındaki ilgilerine ve yeteneklerine yönelik tatil köyleri, kulüpler ve izci kampları gibi kurumlara yönelebileceğini belirten Bin Nasır, gençlerin ötekileştirilmeye alıştıkları konusunda ise uyardı. Ötekileştirilen gençlerin adeta pimi çekilmeye hazır bir bomba gibi olduklarını vurguladı. Bin Nasır bu nedenle derhal harekete geçilmesi ve gençlerin daha fazla ihmal edilmemesi çağrısında bulundu.
Bugün Tunus yönetimine ve seçkinlerine, olası tehlikeleri önleyecek ve gelecekte yaşanabilecek olaylarla başa çıkacak politikalar uygulamak için çocuklar ve gençler arasındaki güven duygusunu artırmaları, onları özümseyen ve kabul eden iletişim araçlarıyla ciddi diyalog kanalları açmaları, mevcut durumu yönetmeleri ve halkın inşasına katılmaya dayalı bir diyalog başlatmaları çağrısı yapılıyor.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Şarku'l Avsat