HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Öcalan için söylediği "avukatlarıyla görüşsün" açıklamasını değerlendirdi:
"Artık herkes dile geliyor. Bu direniş o denli etkili olmuştur ki herkes dile geliyor. 'Avukatlarıyla görüşülsün' deniyor. Evet, görüşülsün. Ama bu görüşmenin bir hukuku var. Öyle lalettayin, "görüşülsün" demekle olacak bir iş olmadığını herkes bilmeli. Bakın 2 Mayıs’ta avukatlar görüştü. Öğrendik ki tecrit çok daha ağırmış. İletişim hakkının gasp edildiği, mektup bile yazamadığı ortaya çıktı"
Temelli, YSK’nın Muş, Malazgirt, Viranşehir ve Şırnak’taki belediyelere yönelik verdiği karara ilişkin “YSK arkadaşlarımıza tuzak kurmuştur. Onlar bu halkın oylarıyla seçilmişlerdir. Sizin kararlarınız yok hükmündedir” ifadelerini kullandı.
"Barışın muhatabı yok sayılarak Kürt meselesi çözülmez diyen" HDP Eş Başkanı, Kürt meselesinin muhatabının Öcalan olduğunu ifade etti.
HDP’li belediyelere X-Ray cihazı yerleştirilmesiyle ilgili de konuşan Temelli, “Gelmişler belediyeler önüne X-Ray cihazları koyuyorlar. Neymiş? Suçu önleyeceklermiş. Siz o X-Ray cihazlarını kayyımlara koyacaktınız, hırsızlara koyacaktınız, o halı hırsızlarına koyacaktınız. Bizden hırsız çıkmaz, bizden onurlu bir mücadelenin evlatları çıkar” dedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Sezai Temelli konuşmasından bazı bölümler şöyle:
"6 Mayıs'ta okunan metin barışa katkı yapıyor mu, yapmıyor mu?"
Biz cezaevlerinde ölüm orucunda olan 30 tutsağın, açlık grevindeki çocuklarımızın yaşamını yitirmesini istemiyoruz. Bakın 2 Mayıs’ta görüşüldü ve bir metin geldi. O metin bu ülkenin barışına, demokrasisine katkı yapıyor mu, yapmıyor mu? O zaman ne engel oluyor? Bu tecridi sonlandırmak için size ne engel oluyor?
Eğer bir demokratik müzakere yolunun açılmasını istiyorsak, bu ülkeye barış ve demokrasinin gelmesini istiyorsak şimdi hep beraber annelerin sesine ses katma, Leyla Güven’in sesine ses katma, açlık grevinde, ölüm orucunda olanların mücadelesine güç katma zamanıdır.
“İktidarı bir kez daha uyarıyoruz”
Bu OHAL düzenini kabul etmiyoruz. Faşizmi kurumsallaştırmak için, bir ara dönem rejimi olarak dayatılan bu düzeni kabul etmiyoruz. Hala KHK'lerle haklarından yoksun bırakılmış insanlar üzerinde düşmanca bir tutum sergileyen bu iktidarı bir kez daha uyarıyoruz: Biz faşizme geçit vermeyeceğiz. Demokratik bir düzen için mücadele ediyoruz. O yüzden de ne KHK'leri ne de o KHK’leri esas alan YSK’nin kararlarını tanımıyoruz.
“YSK'nin hukuksuz kararlarını tanımıyoruz”
YSK arkadaşlarımıza tuzak kurmuştur. Onlar bu halkın oylarıyla seçilmişlerdir. Sizin kararlarınız yok hükmündedir. Onların yerine oturanlar da bizim için yoktur. Onları hiçbir zaman belediye başkanı olarak kabul etmeyeceğiz.
“23 Haziran sadece bir belediye başkanlığı seçimi değil, bir demokrasi referandumudur”
Demokrasi referandumunda Türkiye halkları, toplumsal muhalefet tüm samimiyetiyle, mutlaka ama mutlaka buluşmalıdır. Bu buluşma gerçekleşirse belediye başkanlığı da, meclis üyeliği de kazanılır. Ama bunlardan öte Türkiye'nin demokrasi yolu açılır, barış yolu açılır, İmralı'nın yolu açılır. Gelin cesur olun, faşizm korkudan beslenir. Gelin bu korkuyu hep birlikte yıkalım. Gelin hep birlikte tecride ve savaşa son verelim.
Parlamento inisiyatif alsın, adım atsın
O yüzden gelin demokrasi ittifakı ile bir seçenek yaratalım. Toplumsal uzlaşma temelinde, toplumsal barış için adım atalım. Parlamento inisiyatif alsın, bu adımı atsın. TMK denen Türkiye'nin paralel anayasasından Türkiye kurtulsun. Yargı reformu diyorsunuz. Bunu sadece sözde bırakıyorsunuz. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı için bu Parlamento inisiyatif almalı. Bu ülkede siyasetçilerin, gazetecilerin, öğretmenlerin yeri cezaevi değildir. Bir an önce basın özgürlüğü, fikir özgürlüğü konusunda Parlamento adım atsın. Toplumsal barış ancak böyle var edilebilir. Parlamento kapılarını topluma açsın, barışı savunsun. Toplumun barış içinde bir arada yaşayacağı bir anayasa var etsin. Eşit yurttaşlık temelinde, tüm halkları gören, özgür eşit bir ülke için bir anayasa yapsın. Halklarla beraber yapsın. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denen uydurma sistemden bu ülkeyi kurtarsın.
"Hem Cumhurbaşkanı hem parti başkanı olunmuyormuş"
Cumhurbaşkanı’na da bir çift sözümüz var. Hem Cumhurbaşkanı hem parti başkanı olunmuyormuş, bunu net bir şekilde gördük. Cumhurbaşkanı cumhurbaşkanlığı sınırlarına çekilsin. Parlamento üzerindeki vesayetine son versin. Parlamento’ya geliyorsa, geldiğinde bizi de dinlesin. Hakikatin sesini, HDP'yi dinlesin.
"Bu kabine ile yürümez"
Bu kabine ile yürümez. Bu kabine ne yaptığının farkında değil. Eğer toplumsal barış için adım atılacaksa, bu işi damattan, eş dosttan kurtarmak gerekiyor. Bu ülkenin halkları çözüm bekliyoruz. Bu çözümü var edebilmek için Parlamento inisiyatif almalı. Ancak o zaman Türkiye'nin önü açılır, hem de çok kısa sürede.
"Şimdi radikal demokrasiyi örgütleme zamanıdır"
Amed Kongresi çok önemli. Önümüzdeki dönem örgütsel yapımızı, içinde bulunduğumuz konjonktüre göre yapılandıracağız. Kongreler sürecinin ilk kongresi olan Amed Kongresine başarılar diliyorum. Çok güçlü bir fikriyatımız, çok güçlü bir halkımız var. Şimdi çok güçlü bir örgütü var etme zamanı. HDP fikriyatında bir araya geldik. Tüm kesimler buluştu. Türkiye’de çoğulculuğun fotoğrafı HDP'dir. Barış ve demokrasi mücadelesinin fotoğrafı HDP'dir. HDP, bütün bu gücünü halkımızdan aldı. HDP, bütün bu gücünü paradigmadan, o güçlü fikriyattan aldı. Şimdi bu fikriyatı örgütleme zamanıdır. Şimdi radikal demokrasiyi örgütleme zamanıdır.
Independent Türkçe