Bilim insanları, dinozorlar döneminde yaşayan Priacodon fruitaensis (P. fruitaensis) adlı avuç içi büyüklüğündeki yırtıcının çene kemikleriyle çiğneme kapasitesini inceledi ve ilk memelilerin diş yapısına ışık tuttu.
P. fruitaensis yaklaşık 150 milyon yıl önce şu an ABD'nin Colorado eyaleti kabul edilen bölgede yaşıyordu. Bu tarih öncesi hayvanın boyu yaklaşık 20 santimetreyken ağırlığı 41 ila 61 gram arasında değişiyordu. Söz konusu hayvan, Geç Jura'dan Geç Kretase dönemine kadar fosil kayıtları bulunan soyu tükenmiş azı dişli Triconodontidae ailesine ait.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bonn Üniversitesi Yerbilimleri Enstitüsü ve Oklahoma Doğa Tarihi Müzesi'nin ortak yaptığı araştırmada, bilim insanları P. fruitaensis'in ağzının biçimi, çene hareketleri ve azıdişlerinin doğasına odaklandı. Azıdişlerinin tamamının yüksek çözünürlüklü ve üç boyutlu görüntülerini yakalamak için özel tomografi süreci kullanıldı.
Bulgular, saldırgan yaratığın diş yapısının güçlü ve hassas olduğunu gösterirken bilim insanları, beslenme düzeninin muhtemelen böceklerle 4 ayaklı küçük omurgalılardan meydana geldiğini belirledi.
Araştırma makalesinde imzası bulunanlardan Profesör Thomas Martin, bugüne kadar P. fruitaensis'in dişlerinin tam olarak nasıl bir araya geldiğinin belirsiz olduğunu, bu soruyu şimdi cevapladıklarını ifade etti.
Araştırma ekibinden Dr. Kai Jager, memelilerin öncüllerinde, çiğneme esnasında üst çenedeki ilk azıdişinin, alt çenedeki ilk azıdişine denk geldiğini, daha gelişmiş memelilerde diş sıralarının kaydığını ve böylece bir yerine iki dişe temas ettiğini belirtti. Bilgisayarda iki seçeneği karşılaştırdıklarını, P. fruitaensis'in modern memeli gibi ısırdığını tespit ettiklerini söyledi.
P. fruitaensis'in azıdişlerinin ısırırken ve çiğnerken birbirine doğrudan denk gelme yerine iki dişe temas etmesi, besini en iyi şekilde kullanmak için adapte olmuş ilk örneklerden birini teşkil ediyor.
SyFy'ın haberine göre, modern memelilerin yiyecekleri parçalamak için kullandığı yöntemle aynı bu örnek milyonlarca yıldır etkili bir model olarak kalırken P. fruitaensis, etobur ve böcekcil diş yapılarının melezini işaret eden paleontologlar için önemli bir evrimsel gösterge durumunda. Zira Dr. Jager, söz konusu diş yapısının, küçük yırtıcının etleri çiğnemesini kolaylaştırdığını, ancak hayvanın muhtemelen saf bir etobur olmadığını söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
Azıdişleri, bir dağın zirvesine benzer şekilde koni biçiminde yükseltilere sahip. Bu tür tüberküller (diş üzerindeki anatomik çıkıntı -ed.n.) özellikle böcek kabuklarını delmek ve ezmek için kullanışlı. Bu nedenle günümüzdeki böcekçillerde de bulunuyor. Ancak bu formdaki etobur ve böcekçil dişlerin kombinasyonu, muhtemelen benzersiz.
Diğer ayırt edici özellik de hayvanın neredeyse bütün azıdişlerinin boyutlarının aynı olması. Bu biçim, dişleri son derece verimli hale getirse de azıdişlerinin uçlarındaki herhangi bir yapısal değişikliğin, çiğneme performansını azalttığı düşünülüyor. Dr. Jager da boyutların aynı olmasının dişlerin gelişimini zorlaştırdığını belirtti. Bu diş sistemine sahip bazı soyların 80 milyon yıl boyunca neredeyse hiç değişmeden devam ettiğini, bir noktada bahsi geçen canlıların neslinin tükendiğini, bu durumun belki de dişlerin yıllar içinde değişen besin şartlarına uyum sağlayamaması sebebiyle gerçekleştiğini ifade etti.
Araştırma bulguları 24 Aralık'ta saygın bilim yayını Nature'da yayımlandı.
Independent Türkçe, SyFy, Sci-News