Merkez Bankası’nın rezervleri üzerindeki endişeler, Banka’nın para politikasında sıkılaştırmaya gidip gitmeyeceği belirsizliği ve yüksek enflasyon ortamında birkaç haftadır gergin seyreden döviz kuru, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) İstanbul yerel seçimlerini yineleme kararı sonrası yükselişini sürdürüyor.
YSK’nın yeni seçim tarihini 23 Haziran olarak açıklamasının ardından 6,19 seviyesine kadar çıkan Dolar/TL, bugün 6,24 seviyesini geçti. Bu seviye en son eylül ayı sonunda görülmüştü.
Türk Lirası, euro karşısında ise 7 seviyesinin üzerinde işlem görüyor. Bu seviyeye ise son olarak ABD’li Rahip Brunson’ın serbest bırakıldığı ekim ayında ulaşılmıştı.
Merkez Bankası'ndan kurdaki yükselişe önlem
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, finansal piyasalarda yaşanan gelişmeleri dikkate alarak, 1 hafta vadeli repo ihalelerine bir süreliğine ara verdiğini duyurdu.
İhalelere ne kadar süre ile ara verildiği belirtilmedi.
Geçen yıl 100 bin puanın üzerine çıkarak tarihi rekorunu kıran Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, 89 bin seviyelerine kadar geriledi ve yıl başından bu yana tüm kazançlarını sildi.
Piyasalar için endişe verici göstergelerden bir diğer ise Türkiye tahvillerinin risk primi. Yani teknik adıyla “Kredi Temerrüt Takası” (Credit Default Swap/CDS).
Türkiye’nin beş yıllık tahvillerinin risk primi bugün itibariyle 480 baz puana kadar çıktı. Bu veri, ocak ayını 322 puanda kapatmıştı. Türkiye varlıklarının üzerindeki riski ölçen söz konusu veri, ağustosta yaşanan Brunson ve buna bağlantılı döviz krizi sonrası eylülde 574 puanın üzerine çıkmıştı.
Risk primi nedir?
Elinde bir ülkeye ait tahvil ya da benzer bir finansal araç bulunduran bir kişi, vade sonunda alacağının ödenip ödenmeyeceğini bilmek ister.
Şayet ödenmeme gibi bir riski ortadan kaldırmak istiyorsa belirli bir bedel ödemek, bir nevi sigortalamak durumunda.
Bu işlem için de ülkelerin risklerini gözlemleyerek bir CDS primi oluşturan kuruluşlarla çalışılıyor. Bu kuruluşlar, tahvili alan kişiye, “Bize her ay X kadar ödeme yaparsanız, alacağınızın ödenememesi durumunda ödemeyi biz yapacağız” taahhüdünü veriyor. Kişi, kabul ederek bu riskin maliyetini ödemeye razı oluyor.
Yatırım yapanın “parasını alamama” endişesi ne kadar fazla ise risk (CDS) primi de o kadar yüksek oluyor.
Her 100 CDS puanı için yüzde 1 maliyeti oluşuyor. Örneğin ülkenin CDS puanı 480 ise yatırımcının tahvilini ödenmeme, iflas gibi durumları sigortalatmak için yüzde 4,8 oranında bir bedel ödemesi gerekiyor.
“Ekonomik risk Merkez Bankası rezervleri; Siyasi risk İstanbul seçimleri”
Ekonomist Atilla Yeşilada Youtube kanalından yaptığı açıklamada bir ülkenin mali varlıklarını fiyatlandırırken risk primi ölçümünün hayati önem taşıdığını söyledi ve ekledi:
“Risk primi, o ülkenin siyasi ve makro-ekonomik olarak “risksiz” kabul edilen ABD, Japonya ve Almanya gibilerine nazaran ne ölçüde tehlikeli olduğunu (yatırılan parayı geri alamama tehlikesi taşıdığını) ölçer ve fiyatlara bir iskonto uygular. Yani, o ülkenin parası dolar, yen ve Euro’ya nazaran daha değersiz olur, tahvil faizleri daha yüksektir.”
Türkiye’nin risk priminde ekonomik olarak Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin düşük olmasının başlıca etken olduğunu söyleyen Yeşilada, siyasi açıdan ise İstanbul seçimlerinin tekrarının “politik belirsizlik riskini” artırdığını ifade etti.
Yeşilada, “Bunun yanı sıra, PKK ve IŞİD terörü, Doğu Akdeniz’de aleyhimize oluşan enerji koalisyonu ve ABD-NATO’yla S-400 başlığı altında sıralanan ihtilaflar zinciri de risk primini yükseltir” diye konuştu.
Independent Türkçe