IŞİD tehdidi nedeniyle Iraklı Hristiyanların bir kısmı IKB'ye sığındı, bir kısmı ise Avrupa'ya göç etti… Hekari: Yaşam felsefemiz barıştır

IŞİD sonrası evlerine dönen Hristiyanların Haşdi Şabi güçlerinin baskılarına maruz kaldığı belirten Hekari, "Şii milisler halkımızı göçertmek için her yola başvuruyor" dedi

IŞİD saldırısında onlarca kilise zarar gördü / Fotoğraf: Twitter

Açık kaynaklara göre, Saddam Hüseyin döneminde Irak, bir milyon 600 binden fazla Hristiyan nüfusa sahipti.

Ülkedeki Hristiyan topluluğu ağırlıklı olarak Asuriler, Keldaniler, Süryaniler ve Ermeniler'den oluşuyordu. 

Ortodoks ve Katolik mezheplerine mensup nüfus ağırlıklı olarak Musul, Bağdat, Basra ve Irak Kürdistan Bölgesi'nde (IKB) yaşıyordu.

Saddam sonrası etnik ve dini gerilimlerin arttığı ülkede, Hristiyanlar çeşitli baskılara maruz kaldı. 

Hristiyanlar, inançlarından ötürü El Kaide gibi silahlı radikal örgütlerin hedefi oldu.

Özellikle 2014 IŞİD saldırıları sonrası Hristiyan toplumu, yaşadığı yerleri terk etmek zorunda kaldı.

Bir kısmı Irak Kürdistan Bölgesi'ne sığınırken, büyük bölümü yurtdışına göç etti.

 

Iraklı Hristiyanların bir kısmı IKB’ye sığındı, bir kısmı ise Avrupa’ya göç etti
Iraklı Hristiyanların bir kısmı IKB’ye sığındı, bir kısmı ise Avrupa’ya göç etti / Fotoğraf: AA

 

Bir milyon 600 binden fazla olan Hristiyan nüfusu, 500 binlere kadar geriledi.

Topluma ait yüzden fazla mezar, kilise ve kutsal mekan yakılıp yıkıldı, tahrip edildi.

Onlarcası IŞİD saldırısında hayatını kaybederken, onlarcasının akıbeti ise bilinmiyor.

IŞİD ülkeden temizlendikten sonra bir kısmı Musul ve Ninova Ovası'na döndü ancak bu sefer de Haşdi Şabi gibi silahlı grupların baskılarına maruz kaldı.

Baskılar sonucu dışarıya yüzbinlerce göç veren Hristiyan nüfusunun daha da düşmesinden endişe ediliyor.

Beytul Nehrin Demokrat Partisi Genel Sekreteri ve IKB Parlamentosu Sosyal İşler ve İnsan Hakları Komitesi Başkanı Romyo Hekari, Independent Türkçe'nin sorularını yanıtladı.

 

Romyo Hekari
Romyo Hekari / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Saddam Hüseyin rejimi döneminde Irak ve Irak Kürdistan Bölgesi'nde ne kadar Mesihi (Hristiyan) yaşıyordu?

Bilindiği gibi Ninova Ovası Hristiyanlar için önemli ve tarihi bir bölgedir. Yaklaşık 7 bin yıldır atalarımız bu bölgede yaşıyor. Hem Ninova hem de Musul şehir merkezi Hristiyanlar için önem arz eden bir bölge. Saddam Hüseyin rejiminin yıkılmasından sonra 2003'te İslamcı terörist gruplar Hristiyan halkı yerlerinden çıkarmak için saldırılar gerçekleştirdi. Bireysel ve grupsal saldırılarla halkımıza karşı saldırılar gerçekleştirdi. O tarihten itibaren Musul, Bağdat ve diğer şehirlerdeki Hristiyanların yaklaşık yüzde 90'ı kaçıp Irak Kürdistan Bölgesi'ne (IKB) sığınmak zorunda kaldı. IKB'ye sığınanların büyük bir oranı da Türkiye, Ürdün, Lübnan, Kanada, Avustralya ABD ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere yurt dışına gittiler. Bir anlamda rejimin yıkılmasından sonra halkımız içinde zorlu sürecin başlangıcı oldu. Saddam döneminde Irak'ın genelinde bir milyon 600 bin civarında Hristiyan yaşıyordu. Rejimin yıkılmasından sonra özellikle 2014'te IŞİD teröristlerin gelişiyle beraber durum daha da zorlaştı. Sadece Ninova bölgesinde 200 binden fazla insanımız bölgeyi terk etti. Yüzlercesi kaçırıldı ve öldürüldü. 

Tahmini olarak Irak ve IKB'de ne kadar Mesihi kaldı?

Tahminlerimize göre 500 bin civarında insanımız kalmış. Ancak bu rakamlar da her gün azalıyor. Yaşanan en küçük bir olumsuz olayda bile insanlar ülkeyi terk etmek zorunda kalıyor. Bizde Irak'ta yaşayan diğer milletler gibi bir milletiz. Halkımıza karşı yapılan saldırılara anlam veremiyorum. Hep barış ve kardeşlik vurgusu yaptık. Barış yaşam felsefemizdir. Bizler halk olarak ancak barış ortamında yaşayabilen bir halkız. Savaştan anlamadığımız gibi savaşçı bir halk da değiliz. Halkımız güven ve istikrar olmadığı için her gün ülkeden göç ediyor ve bu bizi endişelendiriyor.

 

Bir milyon 600 binden fazla olan Hristiyan nüfusu, 500 binlere kadar geriledi
Bir milyon 600 binden fazla olan Hristiyan nüfusu, 500 binlere kadar geriledi / Fotoğraf: Reuters

 

"Yüzlerce insanımız öldürüldü ve kaçırıldı"

IŞİD saldırılarında kaç kişi öldü, ne kadarı kaçırıldı?

Net olarak bir rakam veremiyorum ama yüzlercesi öldürüldü ve kaçırıldı. Şu an bile Suriye'de 10'larca insanın IŞİD teröristlerin elinde olduğu söyleniyor.

IŞİD, tarihi yapı ve kutsal mekanları da hedef aldı. Hristiyan toplumuna ait kilise ve kutsal mekanlar çok zarar gördü mü?

Musul, Bağdat, Basra ve Kerkük gibi kentlerde yaklaşık 70 civarında kilisemiz IŞİD teröristleri tarafından yakılıp yıkıldı, birçoğu da yağmalandı. Özellikle Ninova Ovası ve Musul kentinde Hristiyanlığın başlangıcıyla beraber inşa edilmiş onlarca tarihi yapı ve kilise zarar gördü. 

Yıkılan veya tahrip edilen tarihi yapılar onarılıp restore edilmedi mi?

Orijinali gibi olmasa da Ninova bölgesinde bazıları restore edildi. Avrupa'nın yardım ve insan hakları örgütlerinin desteğiyle birkaç tanesini restore edebildik. Tarihi mekanlar dışında uluslararası kuruluşların desteğiyle evler de onarıldı. Onarım ve restorasyon için verilen destek çok anlamlı ancak yetersiz. İnsanların evlerine dönebilmesi için daha fazla desteğin verilmesi gerekir.

 

Yıkılan kiliselerin bir kısmı uluslararası kuruluşların desteğiyle restore edildi
Yıkılan kiliselerin bir kısmı uluslararası kuruluşların desteğiyle restore edildi / Fotoğraf: AFP

 

"İlk defa Hristiyanlardan bir askeri birlik oluşturuldu"

IŞİD'e karşı birçok kesim kendi askeri gücünü oluşturdu. Hristiyanlar da benzer bir güç oluşturdu mu?

Beytul Nehrin Demokrat Partisi olarak IŞİD'in Musul'a saldırından 2-3 hafta sonra halkımızı ve bölgemizi korumak için Ninova Savunma Güçleri adında askeri bir birlik kurduk. Musul kurtarılana kadar güçlerimiz Peşmerge ile beraber IŞİD'e karşı savaşta yer aldı. Güçlerimiz Peşmerge ve Irak ordusuyla beraber Musul'un özgürleştirilmesinde rol oynadı. Irak tarihinde bir ilk Hristiyanların kendine ait askeri bir birlik kurması ve orduyla beraber teröristlere karşı savaşması. 

"Halkımız güven içinde inancını özgür yaşamalı"

Hristiyanlar olarak karşılaştığınız en büyük problem nedir?

Halkın siyasi temsilcileri olarak talebimiz Ninova'nın Hristiyanlar için güvenli bir bölge olması ve insanlarımızın inancını serbestçe yaşamasıdır. Hritiyanlar Ninova bölgesinde kendi kendini idare etmeli. Bu konu daha önce de defalarca gündeme geldi. Irak Anayasası da buna imkan veriyor. Aslında bu meselenin gündeme gelmesi IŞİD saldırılarından çok daha önceydi. Bununla ilgili IKB, Irak ve Avrupa'da onlarca konferans gerçekleştirdik. 2016'da Avrupa Parlamentosu'nda IKB, Irak ve birçok ülke temsilcilerinin de olduğu bir konferans yaptık. Konferansın ana konusu Ninova'da özerk bölgenin kurulması ve o bölgenin idaresinin Hristiyanlara verilmesiydi. Halkımız güven içinde inancını özgür yaşamalı. Güvenlik endişesi nedeniyle her gün insanlarımız ülkeyi terk ediyor. Şu an bile Haşdi Şabi'ye bağlı Şii silahlı gruplar halkımızın bölgeyi terk etmesi için baskı ve zor uyguluyor. Bu sürdürülebilir değil. Buna bir çözüm bulunmalı.

 

Şengal'deki kiliselerinden biri IŞİD tarafından tahrip edilmeden önce: Fotoğraf/ KirkukNow
Şengal'deki kiliselerinden biri IŞİD tarafından tahrip edilmeden önce / Fotoğraf: KirkukNow ,

 

"Şengal'den ayrılan Hristiyan aileler bir daha dönemedi"

Şengal bölgesinde de Hristiyan ailelerin olduğu bilgisi doğru mu? Bölge IŞİD'ten kurtarıldıktan sonra aileler dönebildi mi?

Evet, IŞİD saldırısından önce 100 civarında Hristiyan aile Şengal bölgesinde yaşıyordu. Birkaç tane de kilise vardı. Maalesef oradan ayrılan aileler dönemedi. Bilindiği gibi 3-4 yıldır Şengal IŞİD'ten kurtarıldı ama hem güvenlik hem de yaşam alanı olarak bölgenin durumu çok kötü. Sadece Hristiyan aileler değil Ezidi ve diğer halkın büyük bir bölümü de kalıcı olarak Şengal'e dönemiyor. Umudumuz Erbil ile Bağdat arasında imzalanan Şengal Anlaşması'ndan sonra bölgede yaşayan halkın evlerine dönmesidir. Anlaşma yürürlüğe girer, güven ve istikrar sağlanırsa diğer sakinler gibi Hristiyanlar da dönebilir. 

"Aileler Haşdi Şabi milislerin baskılarına maruz kalıyor"

Hristiyan ailelerden kamplarda yaşayan kimse kaldı mı?

Hayır. Hristiyan olarak şu an kamplarda yaşayan kimse yok. Ninova bölgesi IŞİD'ten temizlendikten sonra kamp gibi yerlerde yaşayan halkımızın yaklaşık yüzde 70'i evlerine geri döndü. Evlerine dönen Hristiyan aileler büyük sıkıntılar yaşadı. Hristiyan aileler Haşdi Şabi gibi Şii milislerin baskı ve psikolojik şiddetine maruz kaldığı için onlarca aile bölgeyi terk ederek tekrar Erbil ve Duhok gibi kentlere yerleşti. Bu yüzden özellikle bölgenin güven ve istikrarına vurgu yapıyorum. Güven istikrar sağlanmadan aileler dönmek istemiyor. Örneğin IŞİD'ten önce Musul kent merkezinde 3 bin civarında aile vardı. Örgüt mensupları kente saldırınca ailelerin hepsi kaçtı. Bir süre sonra kent teröristlerden temizlendi ama buna rağmen sadece 100 aile döndü. Eğer önlem alınmazsa giden aileler de tekrar geri dönebilir.

 

AFP.
IŞİD saldırısında onlarca kilise zarar gördü / Fotoğraf: AFP

 

"Papa ziyareti Hristiyanlara büyük moral olacak"

Papa Franciscus'un önümüzdeki mart ayında Irak ve IKB'yi ziyaret etmesi bekleniyor. Ziyaret Hristiyanlar için ne kadar önemli?  

Papa'nın Irak ziyaretiyle ilgili programının nasıl olacağı ile ilgili henüz net bir şey yok. Ziyaret manevi olarak Hristiyanlara büyük bir moral olacak. Elbette hem Bağdat hem de Erbil yönetimi ile gerçekleştirilecek ikili görüşmelerde Hristiyanların yaşadığı sorunlar da gündeme gelecektir. Aynı zamanda Papa'nın Irak'a ziyareti ülkeye verdiği önemin de bir göstergesidir. Ziyaret halkın motivasyonu için önemlidir. Daha önce dediğim gibi yüzbinlerce insan ülkeyi terk etti. Özellikle bu göç meselesinin gündeme geleceğini düşünüyorum. Göç meselesi bizim için çok önemli. Umudumuz ziyaretle birlikte göçün önüne geçilmesi için gereken önlemlerin alınması. Ziyaretin buna vesile olmasını diliyorum. 

"Ninova otonom bölge statüsüne kavuşturulsun" 

Papa ziyareti öncesi Irak ve IKB'den talepleriniz nelerdir?

Hristiyanlar olarak hem Erbil hem de Bağdat'tan taleplerimiz var. Millet olarak haklarımızın anayasa ile güvence altına alınmasını istiyoruz. 2005'te IKB için hazırlanan anayasa hazırlık komitesinde Asurileri temsilen bende vardım. Aynı şekilde Irak anayasası çalışmalarına da katıldım. Taleplerimizi ilettik ancak hazırlanan Irak Anayasası'nda halkımız göz ardı edildi. Zulme uğradık. Millet olarak var olan insani haklarımızın uygulanmasını için birçok defa çağrıda bulunduk. Ancak hala buna dair adım atılmış değil. Bu taleplerden biri daha önce de değindiğim gibi halkımızın yoğunlukta yaşadığı Ninova bölgesinin otonom bir bölge statüsüne kavuşturulmasıdır. 

"Göç Hristiyanlara büyük zarar veriyor"

Hz. İsa'nın doğumu olan Noel yortusu için ne mesaj vermek istersiniz?

Barış ve istikrar olsun. Herkesin güven ve özgür bir yaşamı sürdürmesinden yanayız. Ayrıca Halkımızdan ricamız topraklarını terk etmemesidir. Ülkede Arap ve Kürtlere nazaran sayı olarak az bir milletiz. Ülkeden göç etmek Hristiyan halka büyük zarar verdiği gibi geleceğini de tehlikeye düşürüyor. Çözülmesi gereken önemli problemlerimiz var. Hem Erbil hem de Bağdat yönetimlerinin halkımıza gerekli ehemmiyet ve önemi vermesini temenni ediyorum. Sorunlarımızın anayasal çerçevede çözümünü istiyoruz. Bizde Irak'ta yaşayan diğer milletler gibi yaşayan bir halkız. Binlerce yıldır atalarımız bu topraklarda yaşıyor. Mezopotamya halkının en kadim halklarından biriyiz. Haklarımız yasalarla garanti altına alınmalı ki insanlarımız özgür ve güvenli bir şekilde yaşayabilsinler. Ninova bölgesi virane oldu ama Bağdat hükümeti bölgenin yeniden imarı için şu ana kadar herhangi bir adım atmış değil. Bölgenin imarı için hem merkezi hükümet hem de ABD, Avrupa ve uluslararası kuruluşlardan daha fazla yardım yapılmasını talep ediyoruz.
 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU