Beşiktaş'ın özkaynak devrimi, Süleyman Seba, Yusuf Tunaoğlu, Süleyman Oktay, Fuat Yaman, Ziya Doğan, Fikret Demirer, Tuğrul Çakır, Sanlı Sarıalioğlu, Sinan Engin, Metin Tekin, Ali Gültiken, Feyyaz Uçar, Rıza Çalımbay, Sergen Yalçın, Ozan Köprülü, Nihat Kahveci, Necip Uysal, Adem Büyük, Korcan Çelikay, Mehmet Sedef, Batuhan Karadeniz, Muhammet Demirci, Rıdvan Yılmaz, Ersin Destanoğlu ve daha nice isimlerin Türk futboluna kazandırılmasını sağladı.
Bu, ekonomik olarak "en zor günlerinden belki de en zorunu" yaşayan Beşiktaş yönetimine bir miras niteliğinde.
Ve bu miras, başta başkan Ahmet Nur Çebi, Fırat Fidan, Sergen Yalçın, Ozan Köprülü ve Mehmet Ekşi gibi isimlerin elinde geleceğe güvenle bakılabileceğinin sinyallerini veriyor.
Sadece bir yönetici olarak değil bir Beşiktaş taraftarı olarak da bu zorlu günlerden çıkışın en önemli unsurlarından bir tanesinin BJK Futbol Akademisi olduğunu düşünüyorum. Buraya yapılacak maddi manevi desteğin ileride hem Beşiktaş’ımıza hem Türk sporuna çok katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum. Bugüne kadar önemsenmemesinin ve kendi haline bırakılmasının görünmeyen faturasını da çok ağır bir şekilde ödemeye devam ettiğimizi düşünüyorum. Göreve geldiğimiz andan itibaren akademi bünyesindeki tüm arkadaşlarımla beraber gece-gündüz demeden çalışarak, bu yapının en verimli şekilde ve uzun yıllar Beşiktaş'a ve nihayetinde Türk sporuna hizmet etmesini sağlamaya çalışıyoruz. Bunu başaracağımıza da eminiz.
Bu sözler Beşiktaş Kulübü'nün futbol başta olmak üzere tüm branşlarda geleceğinin emanet edildiği Fırat Fidan'a ait.
Independent Türkçe'ye konuşan Fidan, "Türk futbolunun kurtuluş reçetesi" olarak nitelendirilen altyapı sistemini şu sözlerle tanımladı:
'Özkaynak' yani altyapının Türk futbolunda ne kadar büyülü bir kelime olduğunu bilmeyen yoktur. Genelde kulüp yöneticileri göreve gelmeden önce mutlaka bu işin ne kadar önemli olduğunu belirtir ama maalesef ki sonrasında ilk unutulan da altyapı olur. Bazen sportif başarı kaygıları sebebiyle; altyapı gibi uzun vadeli bir yatırım, göz ardı edilebiliyor. Ancak ben, altyapının önemini ve bilincini bilerek bu göreve geldim. En büyük şansımız da altyapıya inanan ve gerçekten 'Türk futbolunun kurtuluş reçetesi'ni 'özkaynak' ile gören bir başkan ile bu yolda Beşiktaş için çalışıyoruz.
Fidan, tepeden inme olarak altyapının başına gelen isimlerden biri değil.
Son yapılan seçimlerde yönetime girmeden önce iki yıl Beşiktaş'ın altyapısında komite başkanlığı yaptı.
"Bu sorumluluğu almadan da bu yola baş koymuş ve altyapıya inanıp, çalışmalar yapıyordum" diyen Fidan, "Göreve gelince elbette sorumluluğum arttı. Ancak gelecek öz kaynakta ve biz de öze dönüyoruz. Öze dönerken de güçlü bir dönüş hedefliyor ve bunun için gerekli olan çalışmaları yapmaya çalışıyoruz. Buradaki amaç verimliliği çok, maliyeti aza indirmek. Altyapıyı istediğin şekilde eğitir ve geliştirirsen, A takımını da istediğin şekilde ilerletebilirsin. Değer kattığınız kişilerle; değerlenip, Türk futboluna ya da geliştirerek yabancı takımlara transfer edilmesini sağlamak önemli bir adım" değerlendirmesinde bulundu.
"Beşiktaş’ın öncelikli noktası; yetenekleri akademi ile geliştirmek"
Bir döneme damga vuran ve hala da altyapıdan çıkardığı isimlerle Süper Lig'de şampiyonluğun en güçlü adayları arasında yer alan Beşiktaş'ın altyapı sisteminin nasıl işlediğini sordum Fidan'a.
Siyah-beyazlı takımın altyapısının geçmişten beri fark yarattığını dile getiren Fidan, şunları kaydetti:
Sistemimizi akademi olarak kurguladık. Akademi dememizin sebebi de dört yaşından başlayıp ileride; on dokuz, yirmi yaşına geldiğinde ve profesyonel sporcu hayatına atıldığında bir üniversite görevi görmek. Beşiktaş altyapı sisteminin öncelikli noktası; yetenekleri akademi ile geliştirmek ve profesyonel bir hale getirmek. Öncelikle yetenekli olan bireylerin kendilerini geliştirmesi için uygun programlar ve disiplinler geliştirmekle başlıyoruz. Böylece ileride profesyonel sporcu olabilecek olan yetenekleri, potansiyellerini sınırlandırmadan kendilerine uygun olacak programlara yönlendiriyor ve Beşiktaş altyapısının daha sistematik ve efektif olabilmesini sağlamaktayız.
"Gençlerin önce iyi birer insan, iyi birer sporcu olmaları için uğraşıyoruz"
Oyuncu yetiştirme sürecinin 7-8 yaşlarındaki genç futbolcu adaylarının eğitici ve uzman kişiler tarafından seçilerek Beşiktaş bünyesine dahil edilmesiyle başladığını aktaran Fidan, şu ifadeleri kullandı:
U19 diye tabir ettiğimiz profesyonelliğe aday, A takım yetenek havuzunu oluşturan yarışmacı takımlara kadar çeşitli fiziksel ve zihinsel eğitimlerle genç kardeşlerimizi bünyemizde tam donanımlı birer sporcu haline getirmeye çaba gösteriyoruz. Sahanın içinde öğrendiklerinin haricinde yabancı dilden genetik temelli beslenmeye, drama eğitimlerinden sosyal medya hesaplarının yönetimine kadar bilgiler aktararak onların önce iyi birer insan, iyi birer sporcu, iyi birer futbolcu olmaları için uğraşıyoruz. Sayın Süleyman Seba’nın dediği gibi 'İyi insan olmadan iyi Beşiktaşlı olunamaz'. En çok önem verdiğimiz konu da aslında 'İyi İnsan ve İyi Beşiktaşlı olma' konusudur.
Genç oyuncuların profesyonel olma aşamasına kadar farklı antrenörler eşliğinde gelişimlerini her yönden tamamlamaları için çaba sarf ettiklerini söyleyen Fidan, "A takım için yeterli görülenleri Beşiktaş A Takımına, gelişmesi için zaman ve oynamaya ihtiyacı olanları ya da A takım kadrosunda ilgili mevkilerde boşluk olmadığı için yer veremeyeceklerimizi ise kiralık olarak göndermeye çalışıyoruz. Öncelikle Süper Lig olmak üzere çeşitli lig ve takımlarına bu gençlerimizi süre alabilmeleri için geçici olarak gönderiyoruz" şeklinde görüş belirtti.
"Beşiktaş’ın hep var olan genç oyuncu yetiştirme olgusu her zaman önceliğimiz"
Fidan, Beşiktaş Kulübü olarak altyapı yatırımlarıyla ilgili kendilerine misyon ve vizyon belirlediklerini belirterek, şu bilgileri paylaştı:
Beşiktaş’ın hep var olan genç oyuncu yetiştirme olgusu her zaman önceliğimiz. Biz bunu daha da profesyonel hale getirerek oyuncuları fiziksel, ruhsal ve sosyal anlamda da geliştirmeyi hedefliyoruz. Sporcularımızı geliştirip zeki, ahlaklı ve saygılı bireyler yetiştirirken Beşiktaş’ı temsil edecek kişileri özkaynak düzenine kazandırmak istiyoruz.
"Geleceğin sporcularına yapılan yatırım kulübün kendine yaptığı yatırımdır"
Kurulacak bu sistemle kulübün gelirlerinin giderlerini karşılamayı amaçladıklarını aktaran Fidan, hedeflerini şöyle aktardı:
Bugüne kadar sporcu yetiştirme organizasyonlarımız daha çok gider üzerine kurulu. Biz bunu biraz daha gelir modeline çevirmeye çalışıp daha şeffaf, daha çok sponsor çeken yapıya getirip ileri vadede planlarımızı da yaptık. Öncelikli yatırım her zaman akademik yatırımlardır. Akademide kişilerin gelişmesi için gerekli olan tüm yatırım yapılır. Geleceğin sporcularına yapılan yatırım kulübün aslında kendine yaptığı yatırımdır.
Hedeflerinden birinin "Akademi bünyesinde önceliğimiz genç arkadaşlarımıza ve Beşiktaş’a yakışır bir çalışma ortamı sağlamak” olduğunu söyleyen Fidan, “Bunun için de Nevzat Demir Tesisleri'nde onlara harika bir saha ve tesis inşa etme çabasındayız. Ayrıca Fulya Hakkı Yeten Tesisleri'nin de revizyonu için çaba gösteriyoruz. Bunun yanı sıra diğer bir önceliğimiz de onlara verebileceğimiz eğitimleri artırmak ve tam donanımlı sporcular olabilmeleri için günümüzün bize sağladığı eğitim imkanlarını onlara sağlayabilmek" şeklinde konuştu.
"Başarının en önemli etkeni takım ruhu"
Beşiktaş'ta, Türkiye A Milli Futbol Takımı ile çeşitli yaş gruplarında ve diğer kulüplerde Fulya kökenli birçok oyuncu bulunuyor.
Fidan, "Bu başarıyı nasıl yakalıyorsunuz, seçme ve değerlendirme sisteminiz nasıl işliyor" sorumu şöyle yanıtladı:
Kendimizi bu konuda yeterli görmüyoruz, daha yolun çok başındayız. Öncelikle scout ekiplerimiz gerekli taramaları ülke çapında yapıyorlar, dönem dönem seçme antrenmanları organize ediyoruz ve en önemlisi de en güçlü olduğumuz alanlardan da bir tanesi olan spor okullarımızın sisteme entegre edilmesiyle yetenekli ve potansiyelli gençlerimizi bulma şansını elde ediyoruz. Sonrasında hem teknolojinin bize sağladığı ölçme sistemlerinden hem tecrübeli hocalarımızın değerlendirmelerinden sporcularımızın gelişimini takip ediyor ve raporluyoruz.
"Başarının en önemli etkeni ekip ve takım ruhu" diyen Fidan, şu yorumu yaptı:
Biz bu ruhu da Beşiktaş sevdalısı ve Beşiktaş’a hizmet etmeye gönül vermiş ekip arkadaşlarımızla birlikte en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. Başarının en büyük sırrı da ekip olabilmek ve biz bunu başarmayı hedefliyoruz. Doğru analizler, yatırımlar, desteklerle de sporcularımıza katma değer sağlıyoruz. Seçimlerimizde yetenek esaslı olarak bakıyoruz.
Akademinin öncelikli görevini “yetenekleri geliştirmek” olarak tanımlayan Fidan, şunları kaydetti:
Bu yetenekleri geliştirmek nasıl profesyonel bir iş ise; o yeteneği keşfetmek de o kadar profesyonel bir iş. Alt yapıda seçmeleri yapan çok profesyonel gözler mevcut. Yetenekleri bir araya toplayarak eğitim ve değişim sürecine sokuyorlar. Eğitimle birlikte profesyonelleşen sporcu değişmeye ve daha da profesyonelleşmeye başlıyor. Profesyonelleşen sporcular arasından A takımda kendini hem geliştirip hem de bize destek sağlayacak olan kişiler belirleniyor.
Altyapı oyuncularının A takım ile entegrasyonu nasıl sağlanıyor?
Hiç şüphesiz ki bir oyuncuyu yetiştirmenin en zor yanı, onu bir üst kategori olan ve yarışma ligi olan Süper Lig'de sergileyebilmek.
Avrupa'nın dev kulüplerinde bunun birçok örneğini görsek de Türkiye'de bu durum biraz karmaşık.
Bir dönem Emre Belözoğlu, Arda Turan, Necip Uysal, Ozan Kabak, Abdülkadir Ömür, Yusuf Yazıcı; yakın zamanda ise Mustafa Kapı, Emre Demir, Rıdvan Yılmaz, Ersin Destanoğlu, Kartal Kayra Yılmaz, Ömer Faruk Beyaz ve daha birçok isim zaman zaman forma şansı bulmuş, kimisi de formayı bir daha bırakmamıştı.
Altyapı oyuncularını A takıma entegre etmek bu kadar zorken, Beşiktaş bunu nasıl başardı?
Geçmişte maalesef böyle bir entegrasyon yoktu fakat artık A takım bünyesinde olan yardımcı antrenörden, fotoğrafçıya kadar birçok arkadaşımızı A takıma göndermiş bulunmaktayız. Sergen Hocamız altyapıdan yetişmiş biri. Yardımcısı Ozan Köprülü ise; uzun yıllar Beşiktaş altyapısında görev alan bir antrenördü. Ozan Hoca birebir çalıştığı oyuncularımızı, A takımına adapte olmalarını sağlamada büyük bir misyon üstlendi. Altyapının dilini, ruhunu iyi bilen kişilerin A Takım’da olması bir avantaj.
Hocamız özkaynak zorluklarını birebir yaşamış biri olduğundan hem kendisi hem de yardımcı antrenörleri altyapımızda yarışmacı takım sınıfına gelenleri yakından izliyor ve rapor alıyorlar. Hazır olduğunu düşündüklerimizi ise A takım ile antrenmanlara çıkararak göstermeye çalışıyoruz. Ayrıca en önemli şansımız da Mehmet Ekşi Hocamızın Sergen Hocamız ile uyumlu çalışmaları. Bu da bu entegrasyonu gün geçtikçe kuvvetlendirmekte.
Fulya'da çalışmalarını sürdüren akademiyi Ümraniye'ye taşımayı planladıklarını söyleyen Fidan, "Şayet bu gerçekleşirse entegrasyon artık bir sistem haline dönüşecek. Ümraniye tesislerinde A takım ile aynı ortamda olmaları akademi oyuncularımız için son derece önemli olacak. Fiziki şartlar ve imkanlar son derece motive edici ve geliştirici olacaktır" şeklinde görüş belirtti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Altyapıya kabul edilen bir oyuncunun eğitim, psikolojik ve sosyal hayatı nasıl takip ediliyor?
Türkiye'de birçok futbolcunun hayali İstanbul'un "Üç Büyükler" olarak adlandırılan Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray kulüplerinden birinde oynamak...
Kimi gönülden bağlı olduğu kulübü için sahada ter dökmek, şampiyonluklar ve kupalar kazanmak; kimisi içinse Avrupa'ya açılan kapı...
İstanbul'un ve Türkiye'nin hatta farklı ülkelerden oyuncuların yer aldığı Beşiktaş'ta altyapıdaki oyuncuların en önemli sorunların birisi de eğitim.
Fidan, “Altyapıya kabul edilen bir oyuncunun eğitimi, psikolojik sağlığı ve sosyal hayatı nasıl takip ediliyor? Bu konuda yaptığınız ve yapmayı planladığınız çalışmaları bizimle paylaşır mısınız” sorusuna şu cevabı verdi:
Bu konuya oldukça önem veriyoruz. Akademi yapısını oluşturduk. Akademide birçok alanda ve konuda sporcularımızın gelişimlerine katkı sağlıyoruz. Akademi eğitim sistemimiz, sporcu yetkinliklerinin sosyal öğrenme yoluyla kalıcı hale gelmesini hedeflemekte. Pandemi sürecinde de eğitim süreçlerimizi online tarafa taşıdık, düzenli devam ediyoruz. Sporcularımızla birebir ilgilenen ve takip eden psikoloğumuz var. Sosyal hayatlarından, yeme düzenlerine kadar tüm süreçlerini sıkı bir takip içerisindeyiz. Beslenme uzmanımız da akademi bünyesinde yer almakta.
Profesyonel ekibimiz, tüm çocuklarımızı antrenmanlarda fiziksel olarak geliştirirken saha dışında ise mental olarak da geleceğe hazırlanmaları için gerekli eğitimleri planlıyorlar. Amacımız özgüvenli bir şekilde toplum içinde ve sahada kendilerini ifade edebilmeleri, entelektüel olarak gelişmelerini ve en önemlisi iyi birer birey olmalarını sağlamaktır. İyi insan olmadan iyi Beşiktaşlı olunmaz bizim en çok kullandığımız Sayın Süleyman Seba’dan bize kalan bir cümledir. Bunu sağlamak için de yabancı dil eğitiminden dramaya, genel kültür konularından sinema ve tiyatroya, zeka oyunlarından başarılı insanlarla söyleşilere kadar birçok alanda çalışmalarımız pandemiye rağmen devam ediyor.
Altyapıdaki her kişinin öncelikli olarak belli bir disipline sahip olması gerektiğini belirten Fidan, "Sporcu kendini bilecek ve 'Ben sporcuysam, hayatıma, yaşantıma dikkat etmem gerekiyor' demeli. İçinden gelen bu ise; altyapıda başarılı olabiliyor zaten. Bunun bilincinde olan kişilere elbette destek oluyoruz ve bunu daha da ileriye taşıyoruz. Örneğin; yemek saatleri, antrenman saatleri, uyku saatleri belirli periyot ve saatlerde olmalıdır. Bunun bilincinde olup uyum sağlayan kişi, zaten altyapıda kendini geliştirerek farkını gösteriyor" değerlendirmesinde bulundu.
"Kaliteli rekabet, oyuncularımıza daha fazla güç verecektir"
Türkiye'de birçok dönemde farklı şekillerde uygulanan yabancı sınırı ile ilgili "genç futbolcuların yetişmesine ve gelişmesine engel olduğu" yönünde eleştiriler yapılıyor.
Takımların 28 kişilik kadrolarında 14 yerli zorunluluğu barındıran kurala göre yabancı futbolcu sayısı maksimum 14'le sınırlandırılmış.
Fidan'a altyapının oldukça emek ve özveri isteyen bir iş olduğunu göz önüne alırsak bu kuralın "emekleri boşa çıkardığı" tezine katılıyor musunuz sorusunu sordum.
Kulüplerin mevcut durumda 14 yabancı bulundurma hakkının var olduğunu hatırlatan Fidan, "Bunun giderek düşmesi altyapıdaki kişilere daha çok şans verilmesini elbette arttıracaktır. Fakat buradaki önemli nokta yine altyapıya ne kadar önem verildiği, gelişimi için ne kadar özverili davranıldığıyla alakalı. Sonuçta yabancı oyuncu çalıştırılmadığı takdirde yabancılar kadar iyi ve efektif kullanılabilecek futbolculara ihtiyaç duyulur. Bu ihtiyacı da altyapıya gerekli özeni gösterip, gerekli eğitimlerin verilerek profesyonel verimli ve hızlı düşünebilen futbolcular yetiştirilmelidir. Böyle durumda tabii ki altyapıdaki kişilerin A takıma çıkmaları için daha fazla şansları olacaktır" şeklinde görüş belirtti.
Fidan sözlerini şöyle sürdürdü:
Ben şahsen bu konuda rekabetin her alanda olduğu gibi yerli oyuncuları da daha iyi bir seviyeye taşıyacağını düşünüyorum. Ülkemize gelen yabancının sayısından ziyade kalitesi konusunda çalışmalar yapmamız gerekiyor. Bugün A takımımızda belli mevkilerde yabancı ve yerli arkadaşlar arasında çok ciddi tatlı bir rekabet var ve özellikle altyapıdan yetişen arkadaşlarımız formayı almış durumda. İyi bir yabancı ile beraber oynayan yerli oyuncunun gelişimini gösteren birçok yakın tarihten örneğimiz de mevcut. Yabancı sınırlaması yokken şimdiye kadar yaptığımız en fazla futbolcu ihracatını gerçekleştirdik. Dediğim gibi kaliteli rekabet bizim oyuncularımıza daha fazla güç verecektir onları daha ileriye taşıyacaktır. Altyapımızda olan oyuncularımızın bu rekabetten formayı kazanarak çıkacaklarına inanıyorum.
"Futbolculara verilen eğitim, profesyonel bir eğitim ve neredeyse lisans derecesinde"
Türkiye'de eskiden anne-babalar çocuklarının futbolcu olmalarına pek sıcak bakmazlar, üstelik futbolcu oynamak isteyen gençleri okuyup meslek sahibi olmaları yönünde teşvik ederdi.
Futbolun önceden bir meslek gibi görünmediğini ancak şu an durumun hiç de öyle olmadığını aktaran Fidan, "Futbol artık bir endüstri haline geldi, eğer iyiyseniz hem oynarken yurtiçi veya dışında ciddi paralar kazabiliyorlar hem de faal futbolculuklarından sonra antrenör olarak bu endüstrinin içinde yer alabiliyorlar. Artık futbolculara verilen eğitim, profesyonel bir eğitim ve neredeyse lisans derecesinde. Futbolun bir meslek olarak görülmesi için gerekli eğitimleri eskiye nazaran şu an daha yoğun ve etkili şekilde alan futbolcu adayları kendilerini her anlamda geliştiriyor" ifadelerini kullandı.
"Futbolcu sadece maçta 90 dakika topu sürüp galibiyet almak için gol atan ya da asist yapan biri değil" diyen Fidan, sözlerini şöyle devam ettirdi:
Türk toplumunu temsil eden, örnek olan ve bunu yaparken de kendi kulübünün değerlerini benimseyerek takımını en üst sıralara taşımakla yükümlü olan kişidir. Bu sebeple kültür, azim, çalışkanlık, değişim, gelişim hepsinin bir futbolcuda olması gerekir. Futbolcu olmak bir meslek ve hatta kariyer yolu çok uzun ve gelişime açık olan bir meslek olarak görülmelidir. Tabi ki her sektörde olduğu gibi kendisini geliştiren, yeniliklere açık olan, çalışan ve sabır gösterenler başarılı oluyorlar ve olacaklar. Futbolculuk artık bir meslek ve bu mesleğin de iyileri ve kötüleri var. İyiler tercih edilirken kötüler oyunun dışında kalacaklar.
"Ebeveynlere tavsiyem çocuklarının üstünde baskı kurmasınlar"
Futbol endüstrisinin sadece oyuncular tarafından görülmemesi gerektiğini vurgulayan Fidan, altyapıların yaklaşık yüzde 5’lik kısmının profesyonel olup bu işten para kazanabileceğini, geri kalanların ise çeşitli alanlarında yer almaya devam ettiğini söyledi.
Fidan, futbolcu olmak isteyen gençlere şöyle tavsiye verdi:
Çok çalışsınlar, kişisel gelişimlerine önem versinler ve bu mesleği daha iyi yapmak için çaba göstersinler. Ebeveynlere tavsiyem ise çocuklarının yeteneklerini doğru yönlendirebilecek doğru kuruluşlara çocuklarını emanet etsinler ve eğitimlerini profesyonellere bıraksınlar. Çocuklarının genel disiplin ve yaşayışlarına özen göstersinler, onlar üstünde baskı kurmasınlar çünkü dediğim gibi az bir oranda sporcumuz profesyonel futbolcu olabiliyor, futbolun içindeki diğer alanlara da kapılarınızı kapatmamalısınız. Yetenek köreltilmemesi gereken bir olgu. Aksine geliştirilmeli ki, severek yapan bir mesleği olsun çocuklarımızın. Eğer yeteneği ve ilgisi olduğuna inanıyorsanız çocuklarınızın, mutlaka onları desteklemeli ve gelişimlerine katkıda bulunmalısınız. Her yetenek geliştirilmeyi ve desteklenmeyi hak eder.
"Türk sporunun gelişimi için TFF’den maddi ve manevi destek bekliyoruz"
Altyapıyı "kulüplerin can damarı" olarak nitelendiren Fidan'ın, özkaynak sisteminin gelişmesi için önerileri ise şöyle:
Gelecek altyapıda ve orayı daha çok önemsemek ve yatırım yapmak zorundayız. Çok değerli gençlerimiz var ve onları öncelikle Türk sporuna kazandırmak hedefimiz olmalı. Biz Beşiktaş olarak; öncü olacak birçok unsuru faaliyete geçirdik, yeni projeleri de geçirmeye devam edeceğiz. Tüm kulüplerin maddi anlamda düşüşe geçmesi döviz kurlarının yükselmesi sponsor bulmada yaşanan zorluklar gibi ekonomik gerilemelerin olduğu ortamda, özkaynağın yani altyapının verimli kullanılması kaçınılmaz olacaktır. Öncelikle TFF den bu konuda destek bekliyoruz, Türk sporunun gelişimi için bize maddi ve manevi destek olmalarını, bu yapıların özellikle tesisleşmesi ve devamlı olabilmesi adına bazı kriterler, ödül mekanizmaları gibi çalışmaları yapmalarını talep ediyoruz.
Beşiktaş'ın dışındaki kulüpler için de tavsiyeler veren Fidan, "Rekabetin hırslarına kapılmadan yetiştirmeye çalıştığımız çocukların hayatlarının kıymetini en ön planda tutarak önce Türkiye’mize iyi insanlar kazandırmaya çalışmalarını tavsiye ediyorum. İyi insan, iyi sporcu ahlaklı ve adil oyunu getirecektir. Bu da toplumun gelişmesine ilerlemesine pozitif katkı sağlayacaktır. Futbol güzel bir oyun ama güzel insanlarla oynanırsa güzelleşiyor. Ülkemizin, milli takımımızın bu gençlere ihtiyacı var. Bizlerin de abileri olarak onları iyi yetiştirmek gibi ülkemize bir boyun borcumuz var" değerlendirmesinde bulundu.
"Beşiktaş camiası bize güvensin, inansın ve desteklesin"
"Beşiktaş'ımız için çalışmaya, üretmeye ve iyi şeyler yapmak için mücadele etmeye devam edeceğiz" diyen Fidan, sözlerini şöyle noktaladı:
Futbolun gelişimi için kulüpler ve federasyonun tarafsız bir şekilde ortak akılla çalışma yapması, tesisleşmesi, eğiticiler yetiştirmesi, uzun vadeli planlarla bu konuda emek harcanmasını özendirip teşvik etmesi gerekir. Bu talebimizi her yerde dile getiriyoruz. Bunu göstermek için de birçok gelir kalemimizi Sayın Başkanımız Ahmet Nur Çebi sadece altyapıda harcanmak üzere yönlendirdi. Kendisine de altyapıdaki her konuda bize verdiği destekten dolayı bu mecradan da teşekkür ederim. Bizler ülkemizi seviyoruz, ülkemizi bildiğiniz gibi Mustafa Kemal Atatürk gençlere emanet etmişti, bu gençlerin iyi birey, iyi sporcu olması da bize bir görevdir. Beşiktaş camiasına da şunu söylemek isterim; bize güvensinler, inansınlar, takip etsinler ve desteklesinler. Onların desteği ile çok hızlı yol kat edeceğiz. Sabırla çalışmak altyapının en önemli anahtarlarından birisidir bunu lütfen unutmasınlar.
© The Independentturkish