Kovid-19 salgını nedeniyle yükselişe geçen anksiyete nasıl tedavi edilir?

Koronavirüs salgını korku, kaygı, panik gibi duyguları tetikliyor. Psikiyatrist Dr. Doğan Işık, anksiyetede Selektif Serotonin Geri Alım İnhibitörleri (SSRI) kullanımında Sertralin, Fluoksetin ve Paroksetin'in öne çıktığını belirtiyor

Koronavirüs hastalarında nefessiz kalma, iyileşememe ve ölüm korkusu gibi nedenlerle panik, kaygı ve anksiyete görülme oranı yükseliyor. Enfekte olmayan bireylerde gelecek kaygısı ve hastalığa yakalanma korkusu büyüyor / Fotoğraf: Pixabay

Dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle yaklaşık 1 milyon 700 bin kişi yaşamını yitirirken, milyonlarca kişi de yaşananlardan psikolojik olarak etkilendi.

Bilim insanlarına göre, pandemi nedeniyle 2020'de anksiyete (kaygı bozukluğu) görülme oranı, geçmiş yıllara nazaran "çarpıcı" şekilde yükseldi.

Koronavirüs hastalarında nefessiz kalma, iyileşememe kaygısı ve ölüm korkusu gibi nedenlerle anksiyete görülme oranı artarken, enfekte olmayan pek çok bireyde ise hastalığa yakalanma ya da gelecek kaygısının baş gösterdiği belirtiliyor.

Kovid-19 tedavisinde anksiyeteye karşı selektif (seçici) seratonin kullanımı

Ruhsal sağlığı düzenleyici rolü bulunan seratonin hormonunun kimyasalının beyin tarafından az miktarda salgılanması, depresyon, karamsarlık, anksiyete, gerginlik ve sürekli mutsuzluk gibi ruhsal sorunlara neden olabiliyor.

Özellikle Kovid-19 salgınında artan bu duruma karşı seçici seratonin kullanımının önemine ilişkin çeşitli bilimsel çalışmalar öne çıkıyor.

Stresin neden olduğu duygu durum bozuklukları ile bağışıklık arasında ilişkiye değinilen bazı araştırmalarda, tedavide seçici seratonin kritik önem taşıyabileceği, anksiyete ve stresi tedavi edip, bağışıklık hücrelerinin sayısını ve işlevini artırarak Kovid-19 enfeksiyonunda önemli rol oynayabileceği ifade ediliyor.

 

yoğun bakım hastane koronavirüs Kovid-19 zatürre AA.jpg
Antidepresan ilaçların bir grubu olan Seçici Serotonin Geri Alım İnhibitörünün (Selective Serotonine Reuptake Inhibitor- SSRI) etken maddeleri arasında Sertralin, Sitalopram, Fluoksetin, Paroksetin, Fluvoksamin ve Escitalopram bulunuyor. SSGI'ler pek çok depresyon türünde, tekrar eden depresyonların uzun dönem profilaksisinde, obsesif-kompülsif bozukluklarda, panik atakta, sosyal fobilerde ve bulimia nervosa hastalığında kullanılıyor / Fotoğraf: AA

 

"Yüksek seratonin düzeyleri, viral enfeksiyonlara karşı bağışıklıkta hayati bir rol üstleniyor"

Avrupa Şafak Hastanesi'nden Uzman Psikiyatr Doğan Işık'la gerek koronavirüs vakalarında gerek ise hastalığa yakalanma riski taşıyan bireylerde anksiyeteyi azaltmanın yollarını anlattı. 

Kovid-19 geçirenlerde ciddi anksiyete belirtileri görüldüğünü vurgulayan Doğan Işık, bu kişilere telepsikiyatri yoluyla hem ruhsal destek hem de farmakolojik anksoyolitik tedaviler verildiğini söyledi.

Vakalarda anksiyeteyi azaltmanın faydalarına değinen Işık, böylelikle tedaviye uyumun arttığını ve hastanın hastanede kalması ya da yoğun bakıma alınma oranının da azaldığını dile getirdi.

Doğan Işık, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

Yapılan bazı çalışmalar, koronavirüs tedavisinde psikiyatrinin baştan beri müdahil olduğunda komplikasyonların gelişmediğini ve yoğun bakıma ihtiyaç duyulmadığını göstermiş. O yüzden her korona hastasının hastanede izlenirken rutin olarak ruh sağlığı ekibince konsulte edilmesi ve gerekli önlemlerin, tedavinin hemen yapılması prognozda çok önemli görünüyor. 

 

"Bir süredir ruhsal hastalıklar için bazı SSRI'ları kullanan hastalarımda koronavirüs enfeksiyonuna rastlanmadı"

Yabancı bazı makalelerde, seratoninin özellikle aralarında sağlık personelinin de bulunduğu, pandeminin neden olduğu yorgunluk, stres, endişe ve depresyona maruz kalarak viral saldırıya karşı bağışıklığı düşen kişiler için faydalı olabileceği belirtiliyor.

Kovid-19 tedavisinde hangi SSRI kullanımının daha uygun olacağı konusunda ise bazı bilimsel makalelerde Sertralin, Fluoksetin ve Paroksetin öne çıkıyor.

"Bir süredir ruhsal hastalıklar için bazı SSRI'ları kullanan hastalarımda koronavirüs enfeksiyonuna rastlanmadı" yorumunu yapan Doğan Işık, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

Fuoksetin, Paroksetin, Sertralin, Fluvoksamin (Faverin) kullanan hastalarımda koronavirüse hiç rastlamadım. Hem de bazılarının iş yerindeki çevresinde, ailesinde ve yakın çevresinde Kovid-19 vakaları bulunduğu halde... Valproik asit gibi duygu durum düzenleyici kullanan hastalarda Kovid-19 enfeksiyonu çok hafif geçiyor. Bu da bir diğer gözlemim.

Psikiyatr Doğan Işık mobbing haberi.jpg
Psikiyatrist Dr. Doğan Işık / Fotoğraf: Independent Türkçe 

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

Psikiyatr Işık'a göre bir diğer nokta ise, akut anksiyete semptomu gösteren ve Kovid-19 tedavisi sırasında anksiyolitik tedavi başlanan ve ruhsal destek olunan hastaların büyük kısmında birinci aydan sonra devam eden uyku problemleri ve travma sonrası stres bozukluğu bulgularının olması.

Uzun süreli anksiyete tedavilerinin gerekli olabildiğini belirten Işık, ruhsal tedavi süresinin ise değişebildiğini kaydetti:

Bu noktada uzun süreli anksiyete tedavilerinin de gerekli olduğu görülüyor. Yani koronavirüs tedavisi bitti, hasta organik olarak iyi ama ruhsal etkileri halen devam ediyor. O nedenle bazı hastalarda tanımız, akut stres üstüne eklenmis ttsb ve depresyon seklinde olabiliyor. Bu durumda ruhsal (mental) tedavinin 1 yıla yakın devam etmesi gerekebiliyor. Bazı hastalarda enfeksiyon sonrası bellek sorunları ve psikotik semptomlar da gelişebiliyor, bu noktada tedavi daha da uzun sürebilir.

"Geçmişte bazı grup ilaçları kullanan hastalar koronavirüse yakalanmıyor ya da çok hafif geçiriyorlar"

Uzm. Psikiyatr Doğan Işık, bireylerin geçmişte kullandıkları bazı ilaçların da koronavirüse yakalanmada farklı etkilere neden olabileceğini belirtti:

Ayrıca gözlemlerime göre, geçmişte bazı grup ilaçları kullanan hastalar koronavirüse yakalanmıyor ya da yakalansalar bile çok hafif geçiriyorlar. Bu konuda daha fazla çalışmaya ihtiyaç var. Büyük ihtimalle bu ilaçlar, immun sistemi (bağışıklık) düzenleyici etkiye sahip.

 

"Yoğun bakımdaki Kovid hastalarında deliryum çok sık görülüyor"

Yoğun bakımda tedavi gören koronavirüs hastalarında sıklıkla deliryum vakalarının görüldüğünü belirten Doğan Işık, bu kişilere kısa sürede etkili tedavi verildiğinde, tedavi uyumunun daha iyi gittiğini ve yoğun bakım sürelerinin kısaldığını ifade etti.

Uzun süreli stresin vücutta kortizol düzeyini artırıp bağışıklık sistemini zayıflattığını da belirten Işık, "Stresle beraber biyolojik sirladiyen ritim ve uyku düzeninin bozulması melatonin hormonunun salgılanmasını azaltıyor. Melatonin de immunmodulasyon ve hücre yenilenmesinde çok önemli bir hormon" ifadelerini kullandı.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU