Prof. Acemoğlu: Türkiye 2000’lerden daha kötü bir konuma geldi

Acemoğlu, Türkiye’de senede en az 4 bin yeni kanunun çıktığını Dünya Bakası’nın bunu keyfi gördüğünü belirtti

Fotoğraf: Juuso Heinonen / ETLA

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden (MIT) Prof. Daron Acemoğlu, yüksek kaliteli büyümenin düşmesiyle tüm bu kurumların da geriye gittiği bilgisini paylaşarak, “Türkiye şu anda 2000’lerden daha kötü bir konuma geldi. Yolsuzluk artmaya başlamış” dedi.

Türkiye Kalite Derneği (KalDer) tarafından düzenlenen 29. Kalite Kongresi’nde konuşan Prof. Acemoğlu, artık hükümetin yurt içinde ve yurtdışında para bulmakta zorlandığını bu yüzden de borçlanma vadelerinin kısaldığını söyledi.

Cumhuriyet’ten Şehriban Kıraç’ın haberine göre; “Benim amacım karamsar bir tablo ortaya çıkarmak değil. Türkiye’nin daha önceden yapısal problemlerini daha da derin hale geldiğini vurgulamak. Nasıl yeni bir yola çıkabiliriz?” diyen Prof. Daron Acemoğlu’nun konuşmasının satır başları şöyle:

Türkiye’nin Gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) büyümesine bakarsanız gelişmekte olan ülkeler arasında normal sayılır. Yani yüzde 4 seviyesinde. Ama sürekliliği düşük bir büyüme. 10 yıllık ortalamaları aldığınızda çok büyük dalgalanmalardan geçiyor. Bu aslında problemlerin sonucu. Bunun temelinde Türkiye’nin verimlilik problemi yatıyor. Eğer bir ekonomi kullandığı sermayeyi ve kullandığı iş gücünü hiç artırmasa,sadece verimliliğini ve teknolojisini değiştirse bir seneden diğer seneye nasıl büyüyebilir. Toplam faktör büyüklüğü buna yanıt veriyor. 1989’den bu yana Türkiye’de sıfır verimlilik büyümesi var. Hatta 2007’den bu yana ekonomi büyümesine rağmen toplam faktör verimliliği negatif olmuş. Bu birçok gelişmekte olan ve gelişmiş ülkenin büyümesinden çok değişik. Türkiye’nin kaliteli büyüdüğü tek bir kısa pencere var. 2002’den 2006’ya kadarki süre.
Türkiye’de çok ciddi bir verimlilik problemi var. Bu problemi çözmeden başka hiçbir şeyi çözmesi mümkün değil. Türkiye hiçbir zaman yüksek teknolojide ihracat yapmamış. Türkiye teknolojik olarak son 15 yılda kendini hiç geliştirmemiş. Diğer gelişmekte olan ülkeler teknolojik olarak Türkiye’den daha iyiler. Çin, Malezya, Brezilya Türkiye’den daha iyi büyümüş.

"Türkiye 2000’lerden daha kötü bir konuma geldi"

Acemoğlu Dünya Bankası verilerine aktararak, “Türkiye’de yüksek kaliteli büyümenin olduğu dönemlerde, kurumsal yapılarda denetleme kalitesinde, kanunlarda, yolsuzluğun kontrolünde, hükümetin başarılı politikalar yapabilmesinde hepsinde bir iyileşme var. Ama yüksek kaliteli büyüme düşünce tüm bu kurumlar da geriye gidiyor. Türkiye şu anda 2000’lerden daha kötü bir konuma geldi. Yolsuzluk artmaya başlamış. Daha da önemlisi Türkiye’deki kanunlar ve yaptırımların niteliği değişiyor” dedi.

"Senede en az 4 bin yeni kanun çıkıyor"

“Türkiye’de iş dünyasıyla ilgili yeni kanunlar ve kararnamelerin sayısı 2000’li yıllarda senede 500’ün altındaydı. 2007’den itibaren büyük bir artış var” diyen Acemoğlu, “Şu anda senede en az 4 bin yeni kanun çıkıyor. Daha da kötüsü Dünya Bankası bunları keyfi görüyor. Direkt kararnameler ve yukarıdan gelen emirlerle yapılıyor ve normal demokratik süreçten geçmeyen kararlar. Hatta şirketler, arsalar, ihaleler bazında kanunlar kararnameleri çıkıyor. Bunun ekonomiye birçok etkisi var. Bu durum Türkiye’deki bankacılık sisteminini değiştirdi. Son 3 yılda artık özel bankalar borç vermez hale geliyorlar. Onun yerine tüm paralar devlet bankalarından geliyor” ifadelerini kullandı.

Acemoğlu şöyle devam etti: 

Türkiye hala çok ciddi bir cari açık yaşıyor. Türkiye’nin yapısal problemlerinin artması, iç problemlerinin öne çıkmasından kaynaklanıyor. Türkiye’nin kaynakları azaldığı için Avrupa ve ABD’ye kıyasla mali politikalarla krizi engelleyemedi. Devlet bankaları borç vermeye devam ettiler. Artık Merkez Bankası’nın rezervleri bitmek üzere. Artık hükümet yurt içinde ve yurtdışında para bulmakta zorlanıyor. Bu yüzden de borçlanma daha da kısa vadeli hale geldi. Son 10 ayda daha da kısa vadeli hale geldi. Enflasyon da yeniden çok yüksek oranlı artışa geçti.
Türkiye’nin sağlıklı şekilde büyümesini istiyorsak demokratik kurumları yükseltmemiz büyütmemiz lazım. Bu yapılabilir mi? kolay bir şey değil. Dar Koridor kitabımızda bunu özetlemiştik. Koridorun bir tarafında devletin gücü baskı yapabilmesi, hizmet verebilme kapasitesi, ekonomiyi anlayıp uygun politikalar yapma kapasitesi var. Diğer alanda toplumun gücü var. Toplumun gücü özgür medayadan, demokratik süreçten geliyor. Bir bölümü sivil toplum örgütlerinden geliyor. Burada toplumun devlete karşı kendi çıkarlarını izleyebilmesi, yanlış insanlar olduğunda onları işten atabilmesi...devlet üstünde baskı yaparsa ona hayır diyebilmesini sağlar. Bizim kitapta anlattığımız teori şu ki; tarihin, demokrasinin, özgürlüğün, yaratıcılığın, verimliliğin en iyi arttığı yer ortadaki koridor. Burada devletle toplum arasında bir denge var.

 

Independent Türkçe 

DAHA FAZLA HABER OKU