HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan: Fransa ve Viyana’da katliam yapan karanlığın arkasındaki güçleri iyi tanıyoruz

Buldan partisinin grup toplantısında "Biz bunları ve arkasındaki güçleri iyi tanıyoruz. Çünkü IŞİD çetelerinden en çok Kürt halkı çekti, HDP olarak biz çektik. Ağır bedeller ödedik" diye konuştu

Fotoğraf: AA

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan partisinin grup toplantısında Türkiye ve dünya gündemine ilişkin değrlendirmelerde bulundu.

Konuşmasında Fransa ve Viyana'da yaşanan saldırılara da değinen Buldan "Fransa ve Viyana’daki bu cinayetlerin IŞİD karanlığının birer türevi olarak yaşandığını görmemiz gerekir. Biz bunları ve arkasındaki güçleri iyi tanıyoruz. Çünkü IŞİD çetelerinden en çok Kürt halkı çekti, HDP olarak biz çektik. Ağır bedeller ödedik" diye konuştu.

Buldan konuşmasına şöyle devam etti:

Fransa’daki vahşi cinayetler bu zihniyetin hala kendini var etmeye çalıştığını göstermektedir. İlginçtir, AKP-MHP iktidarının partimize karşı kurduğu Kobanî kumpası IŞİD’e moral vermiş olsa gerek, son günlerde IŞİD yine boy göstermeye başladı. Bunlar, Fransa’da peş peşe yaptıkları saldırı ve cinayetlerle, Serêkaniyedeki bayraklı gösterilerle yeniden güç toplamaya çalışıyor. 

İmar affını açan zihniyet...

Buldan İzmir'de yaşanan depreme ilişkin de şunları kaydetti:

İnsanların ölümüne neden olan her zaman söylediğimiz gibi afetler değildir; gerekli tedbirlerin alınmaması, denetimsizlik ve yaşamın değil rantın esas alınmasıdır. İmar affıyla kaçak yapılaşmanın önünü açan rantçı zihniyet, depremi daha yıkıcı hale getirmektedir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendi sorumluluklarını bir kenara bırakarak, afetlere dayanaksız yapılardan "vesayetçi zihniyeti" sorumlu tuttuğunu belirten Buldan, "Sanırsınız ki 18 yıldır iktidarda onlar değil başka birileri var. Buradan kendilerine soruyoruz: Depreme hazırlık için bugüne kadar ne yaptınız? Hangi önlemleri aldınız? Deprem vergilerini nereye harcadınız? Kanal İstanbul'a ayıracak paranız varsa deprem için neden kullanmıyorsunuz? Bu hayati soruları özellikle iktidara sormak ve bunun cevabını duymak istiyoruz" diye konuştu. 

Buldan, olası bir İstanbul depreminin en büyük tehlike olarak karşılarında durduğunu söyledi. Pervin Buldan, "Deprem öncesi yandaşların, müteahhitlerin yanında olan bu iktidarın yıkımla sonuçlanan felaketler sonrası 'halkın yanındayız' demesinin bir samimiyeti ve inandırıcılığı yoktur. İnsanlar enkaz altında kurtarılmayı beklerken AKP'nin bir bakanı, enkazın üzerine çıkmış ve orada enkazın altındaki bir yurttaşla telefonla görüşme yapıyor ve bunlar da kameralar önünde kaydediliyor. Bu elbette ki bir şovdur, enkaz altındaki insanlarla alay etmektir. Bakanın yaptığı siyasi bir şovdur" sözlerini sarf etti. 

Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü:

Yarın 4 Kasım ve partimize yönelik siyasi darbenin 4. yıl dönümüdür. Bu vesileyle önceki dönem eş genel başkanlarımız sevgili Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ başta olmak üzere onların şahsında tutuklu olan tüm arkadaşlarımıza buradan kucak dolusu selam ve sevgilerimizi gönderiyorum. 4 Kasım'a neden siyasi darbe diyoruz? Çünkü bu hukuk dışı rehin alma operasyonu demokratik siyasete, demokrasiye karşı yapılmıştır ve parlamentonun iradesine, halka karşı yapılan bir darbe girişimidir. 

15 Temmuz'daki darbe girişiminin AKP iktidarı eliyle siyasi darbeye dönüştürüldüğü tarihtir aynı zamanda 4 Kasım tarihi. 4 Kasım'dan bu yana son dört yılda eş genel başkanlarımız, milletvekillerimiz, belediye eş başkanlarımız, yöneticilerimiz, üyelerimiz dahil 20 bini aşkın insan gözaltına alındı, 10 bine yakını hukuksuz bir şekilde tutuklandı ve cezaevine gönderildi. Belediyelerimiz birer birer bu iktidar tarafından gasp edildi.

"Halkı kaderiyle baş başa bırakan bir iktidar var"

2021 yılı bütçesini de eleştiren Buldan "2021 bütçesi halkın, yoksulların, işçilerin değil Saray’ın ve yandaşların bütçesidir" dedi.

Buldan eleştirilerine şu ifadelerle devam etti:

Böylesi bir elin hazırladığı 2021 bütçesinden ne hayır gelir ki? Bu bütçe halkın, yoksulların, işçinin, emekçinin, kadınların, gençlerin değil, AKP-MHP’nin bütçesidir. Saray’ın bütçesidir. Yandaşların bütçesidir. Halkın sofrasına değil, mermiye silaha para ayrılan bir bütçedir. 

Bütçe gelirinin yüzde 50’sinden fazlasını KDV ve ÖTV oluşturmaktadır. Bu şu anlama gelmektedir: İktidar, yarattığı bütün borç yükünü 82 milyona ödetecektir. Bunlar tefecidir! İktidarlarını ayakta tutabilmek için Suriye’de, Libya’da, Doğu Akdeniz’de kışkırttıkları savaş politikalarının ekonomik bedelini yine halka ödetiyorlar, ödetecekler.

Cihatçı çetelerin maaşlarını yine yoksul halka ödetecekler

Cihatçı çetelerin maaşlarını yine yoksul halka ödetecekler. Geçim derdindeki milyonların payına ise yine yoksulluk, yine işsizlik, yine sefalet düşüyor. Halkı kendi kaderiyle baş başa bırakan bir iktidar var. Tıpkı pandemide olduğu gibi. 

 

Independent Türkçe

 

DAHA FAZLA HABER OKU