Antarktika’da keşfedilen 'uzaylı' toz parçacığı Güneş Sistemi'ne bakışımızı değiştirebilir

‘Kayda değer’ parçacık Dünya'da yaşamı ortaya çıkaran süreçlere göz atmamızı mümkün kılabilir

Bilim insanlarının Antarktika’da keşfettiği kozmik toz parçacığı Güneş Sistemi’ne bakış açımızı değiştirebilir / Fotoğraf: The Independent

Uzun yıllar önce ölmüş bir yıldızda oluşmuş ufak bir kozmik toz taneciği keşfedildi.

Henüz Güneş dahi oluşmamışken ölen bir yıldızın patlamasıyla uzaya savrulan bu minik yıldız tozu parçası, Antarktika’da taşçıl bir gök taşının (kondrit) içinde bulundu.

Bilim insanları bu küçük taneciğin çevremizdekilerin oluşumuna katkı sağlayan koşulların anlaşılmasına yardım etmesini umuyor.

Nature isimli bilimsel yayında yer alan çalışmanın başyazarı Pierre Haenecour konuyla ilgili şunları dedi:

“Yıldızlardaki orijinal haliyle bulunan bunun gibi Güneş öncesi kozmik parçacıklar, Güneş Sistemi’mizin oluşumundaki yapıtaşları hakkında fikir veriyor. Aynı zamanda bu parçacık bize içinde oluştuğu yıldızın o anki koşullarına dair doğrudan bir fotoğraf sunuyor.”

LAP-149 ismi verilen parçacık bilim insanlarının nova patlamasına kadar izini sürebildikleri bilinen tek grafit ve silika taneciği. Tanecik patlamayla fırlatıldıktan sonra uzayda yolculuk ederek bugün Güneş Sistemi’mizin bulunduğu alana geldi ve ilkel bir gök taşı tarafından yakalandı.

Bahsedilen toz parçacığını fırlatan nova tipi patlamalar, ölmek üzere olan bir yıldızın çekirdek kalıntısı yani beyaz cücelerin anakol bir yıldızla ya da bir kızıl devle bir arada bulunduğu çift yıldız sistemlerinde gerçekleşir. Beyaz cüce karanlığa gömülürken birlikte bulunduğu diğer yıldızın sahip olduğu maddeyi silip süpürür ve yeterince büyüdüğünde yeni kimyasal elementler de yaratarak patlar. Böylece uzayın derinliklerine fırlatılan tamamen yeni maddelerin evren boyunca diğer güneş sistemlerine yayılması sağlanır.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu olay evrenin başlangıcında var olan hidrojen, helyum ve lityumun bugün etrafımızdaki zengin ve çeşitli elementler bütününe dönüşmesini sağlayan süreçlerden biri. Bu tür bir patlama ve böylesi şiddetli olaylarda yayılan daha karmaşık ve yeni elementler olmadan yaşam var olamazdı.

Bu süreci daha iyi anlayabilmek için araştırmacılar bu yeni keşfedilen ufak taneciği aldı ve gelişmiş teknolojiyle atomik düzeyde analiz etti. Bunu yaptıklarında taneciğin ne kadar yabancı bir parçacık olduğunu farkettiler çünkü yüksek oranda karbon -13 olarak bilinen bir karbon izotopu barındırıyordu.

Analiz süreciyle ilgili konuşan Haenecour, “Bugüne kadar Güneş Sistemi’mizdeki herhangi bir gezegen ya da cisimden örneklenen herhangi bir şeydeki karbon izotopu kompozisyonu genellikle 50 faktör değişkenlik gösterir,  LAP-149’da bulduğumuz karbon -13 oranı ise 50 bin kattan daha fazla zenginleştirilmiş. Bu sonuçlar novalardan gelen hem karbon hem de oksijence zengin parçacıkların Güneş Sistemi’mizin yapı taşlarından olduğuna dair yeni bir laboratuvar kanıtı sunuyor” diye konuştu. 

 

 

Minik yıldız tozu parçacıklarına yaşam veren yıldızlar çoktan yok oldu. Ancak araştırmacılar yine de bunların nasıl oluştuğunu inceleyerek içinden geldikleri koşulları anlayabileceklerini söylüyor.

Haenecour sözlerini şöyle bitirdi:

“Keşfimiz Dünya’da asla şahit olamayacağımız bir sürece göz atmamızı sağlıyor. Bize toz parçacıklarının nova tarafından fırlatılana kadar nasıl oluştuklarını ve içeride nasıl gezindikleri hakkında bilgi veriyor. Artık karbon ve silika içeren kozmik toz parçacıklarının aynı nova püskürüğünde oluşabildiğini ve püskürükteki kimyasal olarak ayrık toz yığınları arasında taşınabildiğini biliyoruz. Bu da önce nova modellemelerinde öngörülmüş bir şeydi ancak daha önce (gerçek) bir numunede bulunmamıştı.”

Yeterince atom içermediğinden parçacığın tam olarak ne kadar eski olduğu henüz bilinmiyor. Bilim insanları daha büyük yeni parçalar bulmayı ve bunların Güneş Sistemi’mizin oluşumuna nasıl katkıda bulunduklarını anlamayı umuyor.

Kalıntı parçalarının Güneş’in, gezegenlerimizin ve yaşamın oluşumuna katılan erken madde karışımını anlamaya yardımcı olacağı düşünülüyor. Ancak Güneş Sistemi’nin başlangıcındaki kargaşada bütün halde kalması oldukça zor bu parçalara çok nadir rastlanıyor.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/life-style/gadgets-and-tech

Independent Türkçe için çeviren: Umut Can Yıldız

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU