Türkiye Gazetesinde, Ahmet Akışık imzasıyla dün (27 Nisan) “Kafirler ile ‘Modernist İslamcılar’ın Benzer Özellikleri” başlıklı bir yazı yayınladı.
Akışık’ın yazısında, “modernist” olmakla suçlayarak kafirlere benzediklerini ileri sürdüğü isimler arasında Fazlurrahman, Muhammed Hamidullah, Cemaleddin Efgani, Mevdudi ile eski Diyanet İşleri Başkanları Mehmet Görmez ve Ali Bardakoğlu, İslam Hukuku Profesörü Hayrettin Karaman ile ilahiyatçılar Mustafa Öztürk, Caner Taslaman ve Mustafa İslamoğlu da yer aldı.
Modernist ilahiyatçıların, Selçuklu ve Osmanlı'nın temsil ettiği İslam’ın değil, Batı’nın empoze ettiği “Kur’ân’sız ve Peygambersiz İslamın” yanında yer aldıklarını öne süren Akışık, bu isimlerin “yapay İslam”ı müdafaa ettiklerini ileri sürdü.
Akışık’ın yazısında şu ifadeler yer aldı:
"Geleneksel İslam dedikleri Ehl-i Sünnet’i hedef alan ilahiyatçılar arasında “Peygamber’siz Kur’an Müslamanlığı”nın Türkiye temsilcisi ve sonunda Deistliğini ilan eden Yaşar Nuri, “Aydınlanma” içinde zulmette boğulan Niyazi Kahveci (Felsefeci), Hadisleri inkar eden “idrar” teşhircisi Caner Taslaman (Felsefeci), ayetlerle alay eden Müslüman görünümlü Mustafa Öztürk, Hadis münkiri ve Osmanlı uleması muarızı M. Nur Doğan (Edebiyatçı), gafil veya kasıtlı İktidar yanlısı TV’lerde ve toplantılarda açıkça Ehl-i sünnet düşmanlığı yapan Şii itikadlı Mustafa İslamoğlu, Diyanet’te başkan iken Kur’ın’ın Tarihselliği konusunda doktora yapan kişiye Vakıf parasıyla imkanlar hazırlayan ve “din, Fıkıh’tan öğrenilmez” diyen Ali Bardakoğlu, Batı mantık ve ölçüleri çerçevesinde Hadisleri ayıklamaya tabi tutan Mehmet Görmez ve Ehl-i sünnet kavramını ters yüz ederek Mason, Oryantalist bağımlısı ve kader inkarcılarını Ehl-i sünnet sayan ve bir mezhebe bağlılığı zül addeden Hayrettin Karaman sayılabilir."
Işıkçılar Cemaati’nin yayın organları arasında yer alan Türkiye gazetesinde, “kafirlerle” eşitlenen isimler arasında yer alan Hayrettin Karaman, yazıda birbirine hiç benzemeyen isimlerin birbirine karıştırıldığını söyledi.
"Ben Marmara Okulu'ndanım"
Independent Türkçe’ye konuşan Karaman, “Böyle birkaç camia var. Yeni değil 40-50 yıldır aynı şeyleri temcit pilavı gibi tekrarlayıp duruyorlar. Benim hakkımda da yanılıyorlar. Ben onları ıslaha, normale çekmeye çalışan bir kimseyim” dedi.
Türkiye’de birçok çevre tarafından “modernist ilahiyat ekolü” olarak tanımlanan Ankara Üniversitesi İlahiyat Okulu’ndan değil Marmara Okulu’nun önünde durduğunu söyleyen Karaman şunları söyledi:
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Ehl-i kıble tekfir edilmez"
“Onların yaptığı gibi dışlayıcı, tekfirci hareket edemem çünkü onlar da insan ve son tahlilde Müslüman. Bizim gibi düşünmeyebilirler. Geçmişte ehli sünnet uleması kendisi gibi düşünmeyen alimlere ‘bidat ehli’ demişler ama onları tekfir etmemişler. ‘Ehl-i kıble tekfir edilmez’ demişler. Kimseye ‘Ben kafirim’ demedikçe onları tekfir edemeyiz.”
Işıkçılar Cemaati’ni de kardeş olarak gördüğünü söyleyen Karaman, “Mutedil bir çizgiye gelirler diye dua ediyorum ama Müslümanları, cevapları verilmiş olduğu halde, 50 yıldır aynı şeylerle itham etmelerini iyi niyetle ve İslami gayretle açıklayamıyorum” şeklinde konuştu.
Karaman, benzer suçlamalara daha önce kişisel internet sitesinden “İthamlar ve Cevaplarım” başlıklı bir yazıyla cevap verdiğini hatırlattı.
"Cemaat içindeki hakimiyetlerini kaybedeceklerinden korkuyorlar"
Türkiye gazetesinde yayınlanan yazıda, “kafirlere benzemekle” suçlanan diğer bir isim ise Caner Taslaman’dı.
“Bu insanlar Türkiye'de belli bir din anlayışı olan insanlar. Körü körüne bağlanmayı eleştiren insanları cemaat içindeki hakimiyetlerini kaybedecekleri korkusuyla eleştiriyorlar” diyen Taslaman, “Ortak özellikleri var. Mesela Mehdi gibi kurtarıcılar bekliyorlar, şeyhleri özel şahıslar ilan ediyorlar. Getirdiğimiz eleştirilerin, bağlıları üzerindeki etkisini görünce saldırıyorlar” dedi.
Yazıda iddia edildiği gibi modernist olmadığını söyleyen Taslaman, “Kur’an’ın otoritesiyle gelenek ve modernitedeki yanlışların düzeltilebileceğini savunuyorum. Ama bu çevreler geleneği Kur’an’ın da üstünde kutsayan insanlardan oluşuyor” ifadelerini kullandı.
Akışık ismi müstear mı?
Öte yandan Türkiye gazetesinde çok sayıda makalesi bulunan ve isminin önünde "Dr." unvanı yer alan Akışık'la ilgili bir ayrıntı dikkat çekti. İlahiyatçı Mustafa Özel, YÖK'ün tez tarama sayfasında bu isimde biri olmadığını yazdı.
Özel'in kişisel Twitter hesabından yaptığı paylaşım şöyle:
Türkiye gazetesinde "Dr. C. Ahmet Akışık" adıyla yazılar yazan biri var. Google, hakkında hiçbir bilgi vermiyor. YÖK'ün Tez Tarama sayfasında bu isimde biri yok. Muhtemelen müstear bir isim. İşi gücü ötekileştiricilik, onu bunu İslam dışına itmek. pic.twitter.com/W7PB2E6H9N
— Mustafa ÖZEL (@h_mustafaozel) 27 Nisan 2019
Independent Türkçe