Şengal Anlaşması Irak toplumsal barışı için kilometre taşıdır

Serbest Ferhan Sindi Independent Türkçe için yazdı

Şengal Dağı'nda Mesud Barzani'nin 13 Kasım'da Şengal'in IŞİD'den alınmasını ilan ettiği basın toplantısının fotoğrafı asılı

Irak Kürdistan Bölgesi (IKB) ve Irak hükümetlerinin 2014'ten bu yana metruk olan Şengal bölgesine dair yaptığı anlaşma Erbil ile Bağdat ilişkilerinin geleceğiyle ilgili kritik bir kilometre taşı olsa da yerel ve bölgesel dinamikler bunun nihayete ermesinin önünde ciddi engel teşkil ediyor. 

Tarihi Şengal Dağı'ndan Irak çöllerine doğru inen düzen alanda kurulan Şengal kenti, Ezidi inancına mensub Kürtlerin yaşadığı bir yer.

Coğrafi olarak Kürt bölgesine yakın olmasına rağmen Şeyhan, Mahmur, Tuzhurmatu, Hanekin, Calevla, Cessan ve diğer Kürt şehirleri gibi idari olarak Musul'a bağlı. 

Şengal Irak Anayasası'nın 140'ncı maddesine göre "tartışmalı bölgeler" arasında yani Erbil ile Bağdat'ın üzerinde anlaşma sağlayamadığı yerlerden.

IŞİD, Musul ve diğer bölgeleri 2014 Haziran'da almadan önce Peşmerge güçleri ile Irak ordusu tarafından ortak bir şekilde korunuyordu. 

IŞİD 2014 Haziran'ında Musul ve çevresini alınca Peşmerge güçleri, tüm tartışmalı bölgelerde olduğu gibi Şengal'de de kontrolü ele aldı. Şengal 10 Haziran'dan 3 Ağustos'a kadar Peşmerge'nin kontrolündeydi. 

Örgüt Felluce, Ramadi, Tikrit ve Musul gibi Sünni bölgeleri aldıktan sonra Kürt bölgelerine saldırmama gibi bir karar almıştı.

Çünkü IŞİD için asıl hedef Şiilerdi ve bu yüzden Samarra, Necef, Kerbela ve Bağdat gibi yerlere yöneleceğini açıklıyordu. Haşdi Şabi denilen milis güçler de bu tehditler üzerine Şii merci Ali Sistani'nin çağrısıyla kuruldu.

Haşdi Şabi'nin kuruluş amacı Samarra ve diğer bölgelerde yer alan ve Şiiler için "kutsal" sayılan türbelerin korunmasıydı.

IŞİD'in bu yöndeki tehditleri olmasaydı Haşdi Şabi gibi bir yapının da kurulmasına gerek kalmayabilirdi fakat Şiiler için oluşan "tehlike" Haşdi Şabi gibi bir yapıya da meşruiyet zemini sağladı. 

Herkes IŞİD'in Şii bölgelere saldıracağını beklerken bölgesel bazı güçlerin de yönlendirmesiyle nasıl olduysa örgüt tüm gücüyle Kürt bölgelere saldırdı.

IŞİD, Musul, Enbar ve Selahaddin vilayetlerinde Irak Ordusu'ndan ele geçirdiği ABD yapımı son teknoloji modern silahlarla Peşmerge güçlerinin elindeki yerlere yöneldi.

Peşmerge bu saldırıya hazır değildi. Bu nedenle IŞİD, 3 Ağustos'ta Şengal, Mahmur, Güver ve diğer birçok Kürt bölgesini işgal etti.

Örgüt Erbil sınırına dayanınca ABD Başkanı Barack Obama hava saldırıları emri verdi. Örgüt Erbil sınırlarına dayanmadan ABD devreye girmemişti. 

IŞİD'in Kürt bölgelere saldırısında en büyük trajedi Şengal kentinde yaşandı. Hazırlıksız yakalanan Peşmerge güçleri mevzilerden çekilip kenti boşaltınca savunmasız kalan on binlerce Ezidi Şengal Dağı'na doğru kaçmaya başladı. 

Ezidi halkından arabası olan arabasıyla, arabası olmayan da yaya olarak güvenli liman olarak gördükleri Şengal Dağı'na doğru yöneldi.

Şengal'e gittiğinizde onlarca yanmış araba görürsünüz. İşte bunlar benzini bittiği için yolda kalan, bozulduğu için gitmeyen Ezidilere ait araçlardır. 
 

Şengal'in Şendal Dağı'ndan görüntüsü.jpg
Şengal'in Şendal Dağı'ndan görüntüsü


Şengal Dağı'ndaki Peşmerge güçleri IŞİD'e karşı çatışmaya devam etti ve on binlerce Ezidi'yi örgütten kurtardı ancak kaçamayan ve örgütün eline düşen binlerce Ezidi de insanlık dışı muameleye maruz kaldı. Örgüt ele geçirdiği erkekleri silah altına alırken kadın ve kızları da cariye yaptı. 

Ezidi kadın ve kızlar ile çocukların dramı günümüzde de devam ediyor. Tüm ailesini kaybedenler, ailesinin diğer ferdleriyle yıllar sonra kavuşanlar, Ezidiler tarafından dışlanan kızlar ve buna benzer yüzlerce yürek burkan hikaye…

Şengal Dağı'na kaçan Ezidiler ise orada bulunan Peşmerge güçleri ve Rojava'dan gelen YPGlilerin oluşturduğu koridor sayesinde önce Suriye'nin Rojava bölgesine oradan da Duhok'un Sihela ve Zaho bölgelerine geçtiler. Buralardaki kamplara yerleştirildiler. 

Şengal 3 Ağustos 2014'ten 13 Kasım 2015'e kadar IŞİD'in elinde kaldı ve Peşmerge güçleri 13 Kasım'da burayı örgütten kurtardı.

O tarihten 16 Ekim 2017'ye kadar Peşmerge güçlerinin kontrolünde kaldı. Daha sonra malum Kerkük hadisesinin ardından Peşmerge burayı da merkezi yönetime bıraktı. 

Şengal, 2014'ten bu yana bir türlü eski istikrarına ve güvenliğine dönemedi. Çünkü IŞİD'in gelmesiyle PKK'ye bağlı yapılar ve YPG gibi oluşumlar da yerleşmeye başladı.

YBŞ adıyla kurdukları örgüte Ezidi çocuklarını silah altına alan PKK, önce Şengal'de kanton benzeri bir yönetim oluşturmaya kalkıştı bunu başaramayınca Haşdi Şabi ile anlaşarak buranın yönetiminde söz sahibi olmayı seçti.

Şengal hem PKK hem de İran için çok önemli bir bölge ve güzergahtır. Önemli bir bölgedir çünkü Şengal Dağı korunmak ve savunma yapmak için çok el verişlidir.

Şengal Dağı'ndan Suriye'ye gidiş geliş çok kolaydır. Önemli bir güzergahtır çünkü İran ile Suriye arasındaki bağlantı için en uygun rotadır. 

PKK ve ona bağlı örgütler, Şengal'de savaştıklarını, Ezidileri koruduklarını ve burada bedel ödediklerini savunuyor o yüzden de yönetimde söz sahibi olduklarına inanıyor.

Diğer yandan Haşdi Şabi, Irak silahlı güçlerinin resmi bir parçası olarak burada güvenliği sağlayacağını iddia ediyor. İran ise Suriye ile bağlantısını güçlü tutabilmek için burayı kenti kontrolünde tutmak istiyor. 

Erbil ve ABD ise hem İran'ın buraya yerleşmesini önlemek hem de Irak'ın Tahran için güvenli bir askeri liman haline gelmesini engellemek için PKK ve Haşdi Şabi'nin bölgeden çıkmasını istiyor.

Türkiye ise buranın ikinci Kandil olacağı iddiasıyla Irak merkezi yönetiminin kontrolü ele almasını istiyor. Türkiye bu bölgeye birkaç hava saldırısı da düzenledi ve saldırılarda Peşmerge güçlerinden de şehit düşenler oldu. 

İlçede halihazırda yaşam canlanabilmiş değil, savaşta yıkılan evler tamir edilmedi, altyapı onarılmadı, hizmetler götürülmedi.

Haşdi Şabi ve PKK'ye bağlı güçler burada hakim. Duhok ve Erbil'de kalan on binlerce Ezidi ise istikrar bir türlü sağlanamadığı için evlerine dönemedi. 

Geçen hafta Erbil ile Bağdat arasında yapılan Şengal anlaşması her açıdan çok önemli bir adımdır. Birinci iki hükümet arasındaki ilişkilerin seyriyle ilgili umut vaad eden bir gelişmedir.

Öte yandan Ezidilerin evlerine dönmesini sağlayacak tek çözüm yoludur. Zira Peşmerge güçleri olmadan Ezidiler orada evlerine dönemez. Peşmerge olmadan ABD'nin endişeleri kaybolmaz ve Peşmerge olmadan istikrar sağlanamaz.

Şengal anlaşmasını önemli kılan bir diğer etken de ülke genelindeki karmaşık sorunları çözmek için sahici bir adımın atılmış olmasıdır.

Erbil ile Bağdat aralarındaki sorunları çözebilirse Kerkük, Musul, Selahaddin gibi birçok vilayette istikrar sağlanır ve ekonomi de düzelme yoluna girer. IŞİD ile mücadelede de güven sağlanır ve halk geleceğe daha umutla bakar. 

Bağdat ile Erbil arasındaki sorunlar çözülürse Sünnilerin ötelenen hak talepleri de gündeme gelecek ve hala Erbil ile Irak Kürdistan Bölgesi'nin farklı yerlerinde kalan yüz binlerce Sünni evlerine geri dönme şansı bulur. 

Bu toplumsal barışı da beraberinde getirir. Toplumsal barış için atılacak ilk adım istikrarı sağlayacağı için yatırımlar ve yabancı sermaye de ülkeye rahat bir nefes aldıracaktır. 

Irak'ın başını kaldırmasını ve sahici sorunlarla ilgilenmesini engelleyen şey güvenlik kaygılarıdır. Kürtler, Sünniler ve Şiiler bu noktada güven telkin edici adımlar atarsa halkta da umut yeşerir. 

Şengal Anlaşması o nedenle ilk etapta küçük görülebilir fakat ülkenin toplumsal barışına giden yolda çok önemli bir kilometre taşıdır.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU