Kovid-19 pandemisi nedeniyle başlayan karantina süreçleri tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de dijital medyaya ilgiyi arttırdı.
Artık gündem YouTube kanalları, dijital platformlar ve haber siteleri üzerinden takip ediyor.
Kağıtlara basılan gazeteler bir bir yayın hayatına son veriyor.
Kapanan gazeteler…
Resmi tiraj verilerine göre 180 binle Türkiye'nin en çok satan gazeteleri arasında gösterien Habertürk, 9 yıllık yayın hayatına 2018’de son vermişti. Habertürk baskıya son verse de yayın hayatına dijital medyadan devam ediyor.
Baskıya son veren sadece Habertürk değildi. Aynı yılın ekim ayında Vatan gazetesi de okuyucularıyla son kez buluştu.
2020’ye gelindiğinde Türkiye’de iki gazete daha varlığına son verdi. 1982’de yayına başlayan Güneş gazetesi ile 1999’da yayına başlayan Star gazetesi artık baskı yapmama kararı aldı.
İlerleyen yıllarda birçok gazetenin daha kapanacağı ya da baskıya son vereceği konuşuluyor.
Merkez medyadaki boşluk
Özellikle Doğan Yayın Holding’e bağlı gazete ve televizyonların el değiştirmesinden sonra Türkiye’de bir merkez medya boşluğu olduğu söyleniyor.
Tam da bu iddianın konuşulduğu günlerde iki yeni televizyon yayın hayatına başlıyor: Olay TV ve Sözcü TV.
NTV’nin kurucusu, işadamı ve eski siyasetçilerden Cavit Çağlar’ın sahibi olduğu Olay TV birçok transfer yaptı. Yeni yayıncılık teknolojilerine de yatırım yaptığını açıklayan Olay TV’nin kısa süre içinde ulusal bir haber kanalı olarak yayına geçmesi bekleniyor. Kanalın genel yayın yönetmenliğini Süleyman Sarılar yürütecek.
Sözcü TV ise Sözcü gazetesinin bağlı olduğu şirket tarafından yayına hazırlanıyor. Sözcü TV'nin başında da tecrübeli bir isim var: Erdoğan Aktaş.
Televizyonlar yeniden merkeze oturabilir mi?
Her iki kanalın da ''merkeze hitap eden'' bir yayıncılık yapma iddiasında olduğu söyleniyor.
Peki, Türkiye’de artık geleneksel bir medya aracının merkeze oturma şansı var mı?
Uzun süredir sadece Netflix’e ya da Playstation’a bağlı olan televizyonlar yeniden bir televizyon kanalı izlemek için açılacak mı? Yoksa dijital medya, konvansiyonel medyanın sonu mu olacak?
GAZETELER | RESMİ TİRAJ | TWİTTER TAKİPÇİ SAYISI |
SÖZCÜ | 197.801 | 2.540.000 |
SABAH | 197.681 | 2.087.000 |
HÜRRİYET | 196.193 | 4.296.000 |
POSTA | 127.643 | 971.330 |
MİLLİYET | 123.777 | 2.597.000 |
Rakamlar, 29 Eylül 2020 itibariyle tespit edilmiştir.
“Eninde sonunda basılı gazeteciliğin sonu gelecek”
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman İrvan, uzun süredir tiraj kaybeden basılı gazetelerin pandemi sürecinde daha fazla kayıp yaşadığına işaret ediyor.
Medya tercihinin tahmin edilmeyen bir hızla dijitale kaydığını belirten İrvan, “Bu sürecin eninde sonunda basılı gazeteciliğin sonunu getireceğini düşünüyorum. Bunda genç kuşağın medya tercihleri de etkili olacak” diyor.
Türkiye medyası açısından asıl riskin içerik üretimi noktasında olduğunu vurgulayan İrvan durumu, "Türkiye'deki dijital gazetelerin kendi özgün içeriğiyle bırakınız merkeze oturmayı, var olabilmesi bile zor görünüyor" sözleriyle değerlendiriyor.
Dijital medyanın sorunları
“Medya kuruluşlarının, ne yapıp edip özgün içerik sorununu çözmeleri gerekiyor. Ajanslardan alınmış haberlerle, yüzeysel SEO haberciliğiyle medyanın ayakta kalması zor görünüyor” diyen İrvan, televizyonlar açısında şu değerlendirmelerde bulundu:
Televizyon haberciliği bağlamında da, stüdyo tartışma programları ile bu işi götürmeye çalışıyorlar. Merkeze oturabilmek için toplumun genel beklentilerine uygun bir yayıncılık yapmak gerekiyor. Mevcut koşullarda bu da pek mümkün değil. Sözcü TV ya da Olay TV'nin var olanlardan farklı bir ivme yakalayabileceklerine ihtimal vermiyorum. Yine de yolları açık olsun.
Armağan Çağlayan: Bu, yaş ve alışkanlıklarla ilgili bir şey
Armağan Çağlayan Türkiye televizyonculuğunun en tecrübeli isimlerinden biri.
Birçok TV projesi onun katkılarıyla yapıldı. Şimdilerde çalışmalarını dijitale çeken isimlerden biri de o. YouTube’da yaptığı röportajlar büyük ses getiriyor ve çok izleniyor.
“Sadece kendi merak ettiklerimi soruyorum” diyerek başladığı söyleşileri için şimdiye kadar Kemal Kılıçdaroğlu, Eypio, Ekrem Imamoğlu, Yavuz Ağıralioğlu, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Cemal Enginyurt, Abdurrahman Dilipak, Özlem Zengin, Özgür Özel, Mahir Ünal gibi isimleri konuk etti.
Çağlayan, her ne kadar dijital medya önde gibi görünse de geleneksel medyanın 2 kuşak daha ağırlığını hissettireceğini düşünüyor.
Bunun yaş ve alışkanlıklarla ilgili olduğunu belirten Çağlayan, Türkiye’nin genç nüfusunu yavaş yavaş kaybetmeye başladığını belirterek bu durumun dijital medya için bir sorun olduğunu söylüyor. Çağlayan’a göre dijital-geleneksel medya rekabetinde önümüzdeki 5 yıl belirleyici olacak.
Yavuz Oğhan: ''Siyasetçiler, orta ve üst yaş seçmenine kestirmeden televizyonla hitap ediyor''
Dijital medya bütün dünyada gelişse de klasik medya düzeninin özellikle televizyon bazında hala kapanmadığını dile getiren Gazete Pencere Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Oğhan da hala Türkiye’de büyük çoğunluğun haberleri televizyonlardan izlediğini ve bilgiyi oradan aldığını kaydediyor.
Televizyon haberciliğinin hala gündem yaratma potansiyeline sahip olduğunu dile getiren Oğhan, siyasetçiler için de orta ve üst yaş grubu geniş seçmen kitlesine kestirmeden hitap etme yolunun televizyonlar olduğunu söylüyor.
“Yeni kurulan kanalların merkeze oturma iddiası var mı bilmiyorum ama siyasi olarak belli bir noktada duracağı kesin. Bu, kadro seçiminde de kendisini belli ediyor” diyen Oğhan, televizyonların ne kadar şansı varsa gazetelerin de bir o kadar şanslarının olmadığını belirtiyor.
Medyada hükümetin her yaptığını şartsız destekleyen bir grubun olduğunu, karşısında konumlananların ise hükümet ne yaparsa yapsın desteklemeyeceğini vurgulayan Oğhan, bu durumun ''merkezde'' bir boşluk doğurduğunu ifade ediyor.
‘Merkezde’ gazetecilik yapmanın bu şartlarda mümkün olmadığını belirten Oğhan, “Fox Haber’e ana haber spikeri üzerinden yapılanları görüyoruz. Merkez haberciliği dış sermayeyle mümkün olabilir ama ona da kulp takıyorlar ve itibarsızlaştırma mekanizmasını çalıştırıyorlar. Şu aşamada bir yerli sermayenin merkezi doldurabileceğini sanmıyorum” diyor.
© The Independentturkish