Japonya'nın ABD ve Çin arasındaki jeopolitik denge politikası zora girdi

Çin ve ABD arasında diplomatik denge kurmayı başaran eski Japonya Başbakanı Şinzo Abe'nin halefi Yoşihide Suga, Çin-ABD gerilimi tırmanırken özellikle teknoloji sorunları ve güvenlik düzenlemelerinde taraf olmaktan kaçınmakta zorlanacak

Japonya'nın yeni Başbakanı Yoşihide Suga, muhafazakar eğilimli bir siyasetçi olarak görülüyor (Reuters)

Japonya Başbakanı Şinzo Abe'nin geçen ay sağlık sorunları sebebiyle beklenmedik istifası, ülkenin en uzun süre görev yapan başbakanının mirasına dair birçok soruyu gündeme taşıdı. Bunlardan biri, Çin ve ABD arasındaki gerilim tehlikeli biçimde artmaya devam ederken halefi Yoşihide Suga'nın Abe'nin jeopolitik dengeleme faaliyetine devam edip edemeyeceği.

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

ABD ve Çin, Japonya'nın barış ve refahı için kritik öneme sahip. ABD Japonya'nın güvenlik garantörü ve ikinci büyük ticaret ortağı. Çin ise en büyük ticaret ortağı ve kapı komşusu. Aralık 2012'de tekrar başbakanlığa seçilen Abe, Japonya'nın her ikisiyle de ilişkisini ustaca yönetti.

ABD Başkanı Donald Trump'ın ABD-Japonya ticaretinin "adil ve açık olmadığını" iddia etmesine ve Japonya'nın ülkedeki Amerikan askerlerine katkısını 4 katına çıkarmasını talep etmesine karşın Abe, Trump'la arkadaş olma yoluna gitti. Çinli telekomünikasyon devi Huawei'nin Japonya'nın 5G ağı inşasında yer almasını sessizce yasaklayarak Trump yönetimini daha da memnun etti.

Abe aynı zamanda Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'le bağlarını kuvvetlendirdi ve 7 yıl sonraki ilk Çin-Japonya zirvesi için Ekim 2018'de Pekin'e diplomatik buzları eriten bir ziyaret gerçekleştirdi. ABD-Çin ilişkilerinin serbest düşüşe geçmesiyle birlikte Şi, Abe'nin uzattığı zeytin dalını tutmuş ve Nisan 2020'de Japonya'ya bir devlet ziyareti gerçekleştirmeyi planlamıştı. Bu, Çinli bir liderin 2008'den bu yana ülkeye yaptığı ilk ziyaret olacaktı. (Ziyaret, COVID-19 pandemisi sebebiyle süresiz ertelendi.)

Ancak Suga, yoğunlaşan ABD-Çin çatışmasında taraf olmaktan kaçınmanın gittikçe zorlaştığını görecek. Kısa vadede, Şi'nin ertelenen devlet ziyaretine dair bir karar vermesi gerekecek. Çin yönetiminin son zamanlarda Hong Kong'da sert bir ulusal güvenlik yasasını yürürlüğe koyması sebebiyle, ziyarete karşı Suga'nın Liberal Demokrat Partisi içinde yükselen bir muhalefet var. Trump yönetiminin Çin'i çevreleme politikasının başarısız olduğunu göstermeye istekli Şi açısından Japonya'ya televizyonlarda yer alacak bir ziyaret yapması büyük bir kazanç olacak.

Çin'in ziyareti yeniden planlaması yönündeki baskısı Suga'yı sıkıntıya sokacak. Suga'nın Çin'in isteklerine uyması ülke içindeki siyasi sermayesine mal olacak, ancak ziyareti iptal etmesi de Şi'yi küçük düşürecek ve Çin-Japonya ilişkilerine zarar verecek. Japonya'nın yeni başbakanının yapabileceği tek şey, ziyareti olabildiğince uzun süre ertelemeye devam etmek için elinden gelen tüm mazeretleri bulmaktan ibaret.

Her halükarda sembolik bir Çin-Japon zirvesinin gerilimi, ABD-Çin anlaşmazlığının önümüzdeki yıllarda Japonya üzerinde oluşturacağı muhtemel etkiye kıyasla hafif kalacak.
 


İlk olarak, ABD Japonya'yı Çin'e tedarik ettiği önemli teknolojiler üzerindeki kısıtlamaları sıkılaştırmaya çağıracak. Ancak Çin'de 38 milyar dolardan (yaklaşık 288 milyar TL) fazla yatırıma ve yaklaşık 14 bin firmaya sahip Japonya, ABD'nin Çin'e yönelik yaptırımlarına tam olarak uymayı uygulamada zor, ekonomik bakımdan yıkıcı ve diplomatik açıdan maliyetli bulacaktır.

Son 8 yıldır Abe'nin bakanı ve en yakın yardımcısı olan Suga'nın Çin'i kızdırmadan teknoloji konusunda ABD'yi memnun etmeyi veya bunun tersini nasıl başaracağını kimse bilmiyor. ABD ve Çin çatışmalarını bir şekilde hafifletmezse, Japonya'nın yeni başbakanı bariz biçimde selefinden çok daha zor bir görevle karşı karşıya kalacak.

Suga, güvenlik konularında da tarafsız kalmakta daha fazla zorlanacak. Avustralya, Hindistan ve ABD'yi de içeren Hint-Pasifik güvenlik grubu olan Dörtlü'nün bir üyesi olarak Japonya, ABD'nin Çin'in Güney Çin Denizi’ndeki hak iddialarına meydan okumak amacıyla yapacağı deniz tatbikatlarına daha sık ve daha büyük ölçüde katılım çağrılarıyla yüzleşecek. Örneğin geçen yıl bir Japon uçak gemisi, Çin'in hak iddia ettiği sularda ABD liderliğinde düzenlenen deniz tatbikatlarına katıldı.

Çin, iki ülkenin gelişen ikili ilişkileri nedeniyle Japonya'nın katılımına sert tepki vermedi. Ancak Çin, Abe'nin başlattığı yakınlaşma başarısız olur ve Suga yönetimi Güney Çin Denizi anlaşmazlıklarında ABD'yle daha açık ve enerjik bir şekilde işbirliği yapmaya başlarsa Japonya'ya sert çıkabilir.

Gelecek 5-7 yıl içinde Çin-Japonya ilişkilerini tamamen bozabilecek şey, orta menzilli ABD füzelerinin Japon topraklarında konuşlandırılması olacaktır. Pentagon stratejistleri, güçlü saldırı silahlarını Çin anakarasına daha yakın konumlandırmaya hevesli, Japonya da ideal bir konum.

Füzeler hâlâ geliştirme aşamasında, bu nedenle ABD'nin Japonya'dan füzelere ev sahipliği yapmasını istemeye henüz ihtiyacı yok. Ancak Amerika'nın yeterli miktarda üretim sağladıktan sonra bu silahlara ev sahipliği yapması için Japonya'ya baskı yapmayacağını düşünmek güç. Japonya buna rıza gösterirse Çin'le ilişkileri, iki ülkenin diplomatik ilişkileri 1972'de yeniden tesis etmesinden bu yana en kötü krize sahne olabilir.

Elbette bu sorunların hiçbiri Abe'in veya Suga'nın hatası değil. Ancak, iki jeopolitik devin düellosu arasında sıkışmış bir ülkenin durumunu ve Japonya'nın yeni başbakanının karşı karşıya olduğu diplomatik zorluğun boyutunu bir kez daha ortaya koyuyor.

* Minxin Pei, ABD'deki Claremont McKenna College'da Profesör ve Alman Marshall Fonu'nda üst düzey misafir araştırmacıdır.

 


 

* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

project-syndicate.org/commentary

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

DAHA FAZLA HABER OKU