İYİ Partili Tatlıoğlu: Sarayın ve ortağının yanlışlarının faturasını fakirleşerek ödüyoruz

Türkiye'de güven ortamının çöktüğünü öne süren İYİ Parti Bursa Milletvekili Prof. İsmail Tatlıoğlu, yaşananları "Recep Tayyip Erdoğan döneminin iflası" olarak niteledi

Prof. Dr. Tatlıoğlu: Türkiye'de krizin muhatabı yok, fakirleşiyoruz / Fotoğraf: İYİ Parti Basın Birimi

İYİ Parti Bursa Milletvekili Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu, basın toplantısı düzenledi.

Konuşmasında "fakirleşme" vurgusu yapan İsmail Tatlıoğlu, "İki Türkiye var, biri insanımızın yaşadığı, diğeri sarayın ve ortaklarının yaşayıp yansıttığı sanal Türkiye" ifadelerini kullandı. 

Maliyeti 2001 krizinden daha derin ve daha geniş çaplı bir kriz sürecinin (daralma ve lig düşme) yavaşlatılmış olarak yaşandığını savunan Tatlıoğlu, sözlerine "Yavaşlatılmış olma sebebi 2001 sonrası Yapısal Reform ve kurumların varlığı ve aşınma süresidir. Uzun süredir bu krizi yaşıyoruz ve artık bu krizde yeni aşamaya geldik. Bir fakirleşme ve yoksullaşma süreci yaşıyoruz" yorumunu yaptı.

"Türk lirasının en itibarsız olduğu noktadayız"

Türk lirasının en itibarsız olduğu noktada bulunulduğunu öne süren İsmail Tatlıoğlu, fakirleşildiğini savunurken şu örneği verdi:

2003 yılında 100 dolara aldığınız bir sepeti bugün bugün 65 dolara alıyoruz. 1994’de 78 dolarmış, 2001 krizinde 5 Nisan’da 67 dolara düşmüş, Haziran’da 85 dolarmış bu sepet bugün 65 dolar. Yani 1994 ve 2001 krizlerini karşılaştırdığınızda Türk lirasının en itibarsız olduğu noktadayız. Türk Lirasının itibarı ülkemizin itibarıdır, Türkiye’nin itibarıdır. Maddi bayraktır.

"Bu kurlar, Türkiye'nin yanlış yönetilmesinin sonucudur"

Hafta başından itibaren devam eden aşağı düşüşün, Türk ekonomisinin borçlarını artırdığını, döviz hareketinin sadece dış borç üzerinden maliyetinin 2019 yılı gelir ve kurumlar vergisi gelirlerine denk olduğunu savunan İYİ Partili vekil, 6 seviyesinin bile Türkiye için yüksek bir kur olduğunu ve günümüzdeki kurların, Türkiye’nin yanlış yönetilmesinin sonucu olduğunu ileri sürdü.

"Vatandaş Erdoğan'a güvendi yanıldı, damada da güvendi yanıldı ve artık güvenmiyor"

Piyasaya güvenin olmadığı iddiasında da bulunan İsmail Tatlıoğlu, "2017’de 130 milyar dolar olan döviz mevduatı yüzde 50’den fazla artarak 200 milyar doları aşmış. Bu güvenin olmadığını gösterir. Özel sektör yaklaşık 2 yılı aşkın süredir yatırım yapmıyor. Döviz riskini azaltmanın peşinde. Yaklaşık 45 milyar dolar ödeme yapmış.  İçinden geçtiğimiz süreç, ekonomi yönetiminin politikalarının beklenen sonucuydu. Vatandaş Erdoğan’a güvendi yanıldı, damada da güvendi yanıldı ve artık güvenmiyor. Hükümet 10 yıldır oyunun kurallarına uymuyor ve kendine ses çıkarılmamasını istiyor. Ekonominin gerçek resmi bilinemiyor. Örtülü bir yürütme var" dedi.

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

"Bütçe açığı, istihdam, işsizlik...."

Türkiye'de krizin muhatabı olmadığını, bütçe açığı verildiğini, istihdam ve işsizliğin hızla yükseldiğini de savunan Tatlıoğlu, merkezi yönetimin bütçe açığının, Ocak-Haziran döneminde 109,5 Milyar TL’ye yükseldiğini, 2019’un aynı dönemine göre ise yüzde 39,3 artış gerçekleştiğini ileri sürdü.

Ülkede tarım dışı işsizlik oranının ise yüzde 23'e ulaştığını savunan Prof. İsmail Tatlıoğlu, toplamda 10 milyon civarında işsizin bulunduğunu ileri sürdü.

İş gücüne katılma oranının nisanda yüzde 47,5'e gerilediğini ifade eden Tatlıoğlu, bu oranla 8 yıl geriye gidildiğini iddia etti.

Prof. İsmail Tatlıoğlu, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

İş bulma ümidi olmadığı için iş aramayanlar var. Bu vatandaşlarımızın sayısı aralıkta 800 bin iken, nisan ayı itibariyle 1,3 milyona ulaştı. Ne eğitim gören ne iş sahibi olan ve iş de aramayan" 15-24 yaşları arasındaki gençlerin sayısı, tam 3 milyon 400 bin. Son 5 ayda iş aramadığı için işsiz olarak kayda geçmeyenlerin sayısı ise 2,3 milyon. Tüm bunları göz önüne aldığımızda toplamda tarım dışı işsizlik oranımız, yaklaşık yüzde 22-23’ü buluyor.

"Recep Tayyip Erdoğan döneminin iflasıdır"

İki çözüm yolu önerisinde bulunan Tatlıoğlu, bunlardan ilkinin kısa vadeli (seçime kadar), diğerinin ise uzun vadeli (seçimle birlikte) olduğunu söyledi.

Prof. Tatlıoğlu sözlerini şu ifadelerle noktaladı:

Türkiye’de güven ortamı çökmüştür. Recep Tayyip Erdoğan döneminin iflasıdır. Bu dönem kapanmalıdır. Seçime kadar derhal Merkez Bankası ekonomi yönetimi 1. ve 2. derecedeki tüm kadroları ve ekonominin yöneticileri değişmelidir. Sosyal güvenlik reformu ve Türkiye Varlık Fonunun denetime tabi tutulması, bunun iyi yönetişim şeklinde bir yapıya kavuşturulması gerekmektedir.

DAHA FAZLA HABER OKU