Devlet Bahçeli: Muharrem İnce, ince ince siyasi hedeflerini dokuyor, bu da CHP yönetiminin kanına dokunuyor

MHP lideri Bahçeli, Muharrem İnce'nin parti kuracağı iddialarına ilişkin, "CHP iktidar hedefini falan bırakıp, girdiği tünelde karşısından gelen tehlikeli ışığa kafa yormalıdır. Bu ışık kurtuluş değil, şiddetli çarpışmadır, dağılmadır, parçalanmadır" dedi

Fotoğraf: AA

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli, CHP'li siyasetçi Muharrem İnce'nin yeni parti kuracağı iddialarına ilişkin, "Sayın Muharrem İnce, ince ince siyasi hedeflerini dokuyor, bu da CHP yönetiminin kanına dokunuyor" açıklamasında bulundu.

Gazetecilerin sorularına yanıt veren Bahçeli, "CHP’de sular durulmaz, nitekim kaynayan tencere kapak tutmaz" sözlerini kullandı.

"CHP'yi saat gibi kuranlar boş durmuyor"

CHP'nin partilerin, farklı ideolojik akımların, fuzuli politik akıntıların baskısı altında olduğunu savunan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Sayın İnce parti kurar mı kurmaz mı bilemem, ama bildiğim bir şey var, CHP’yi saat gibi kuranlar, sabırla kurgulayanlar, Türkiye’nin karşısına kurşun asker gibi dikenler boş durmuyor."

CHP 37. Olağan Büyük Kurultayı hakkında "CHP, vaki geleneğiyle vahim gerçeği arasında kalmanın ağır sıkıntısını yaşıyor" ifadelerini kullanan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Bana göre kökünden ve tarihinden kopan hiçbir sosyal ve siyasal oluşum çok yaşamaz. CHP iktidar hedefini falan bırakıp, girdiği tünelde karşısından gelen tehlikeli ışığa kafa yormalıdır. Bu ışık kurtuluş değil, şiddetli çarpışmadır, dağılmadır, parçalanmadır"

Ayasofya’nın ibadete açılması iç ve dış kamuoyunda çok tartışıldı. 24 Temmuz tarihindeki Cuma Namazı’na siz de katıldınız. Ne Sayın Kılıçdaroğlu ne de Sayın Akşener katılmadı. Fakat geçtiğimiz günlerde iyi Parti Genel Başkanı Ayasofya Camii’ne giderek namaz kıldı. Siz bu gelişmeleri nasıl yorumluyorsunuz?

Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerif’in ibadete açılması inanç özgürlüğümüzün, irade gücümüzün, istiklal hükmümüzün tarihsel bir gereğidir.

Hamd olsun Müslüman Türk milletinin 86 yıldır bir sır gibi vicdanında mahfuz tuttuğu ikamesi imkânsız olan haklı beklentisi gerçekleşmiştir.

CHP’nin Ayasofya’ya nasıl baktığı bellidir. Müze olarak kalması CHP’nin yegane arzusuydu. Hatta Sultan Ahmet Camii’nin bile müze olmasını telaffuz etmişlerdi.

CHP’nin milletimizin ruh köküne bu kadar yabancı olması bizim için şaşırtıcı değildir. Müze olması gereken, vitrin süsünden farksız olan aslında CHP’nin köhne siyasetidir.

Yunanistan ne dediyse CHP tekrarladı. Yunan bayrağı yarıya indi, CHP yönetiminin yüzü asıldı, yelkenleri suya düştü.

Ne üzücü bir durumdur ki, Türkiye’nin inanç ve egemenlik haklarını kullanmasına dış odaklarla birlikte CHP de tepki gösterdi. İleri düzeyde rahatsızlık yaşadı.

Malum gafile kelam nafile kelamdır. Gözleri var görmez, kulakları var duymaz, dilleri var söylemez. CHP istikametini kaybetmiş, siyasi iffetini ikbal kaygısıyla heba etmiştir.

HDP’nin Ayasofya Camii’ne soğuk, mesafeli ve uzak tavrı ortadadır. Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerif’in ibadete açılması HDP’nin karalar bağlamasına, Yunan zihniyetiyle eşzamanlı yas tutmasına neden oldu.

Yani zilletin iki ayağı huzursuz, keyifsiz ve kederlidir. Çünkü bunların kumanda odasında ezana, bayrağa, vatana ve mukaddes emanetlere husumet duyan çevrelerin ağırlığı söz konusudur.

Fakat İYİ Parti Genel Başkanı Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerif’i geçtiğimiz günlerde ziyaret ederek iki rekât Tahiyyetü’l-mescid namazı kıldı. Tahiyyetü’l-mescid namazı mescidin selamlanması, saygı gösterilmesi demek ise de, esasen Yüce Allah’a şükür, saygı ve tazimdir. Bana göre bu ziyareti ve ibadeti ziyadesiyle memnuniyet vericidir. Allah kabul etsin.

Zillet İttifakı’nın üç asıl ortağından ikisinin, yani CHP ile örtülü ortak HDP’nin Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerif’e menfi yaklaşımı ortadadır.

Ancak İYİ Parti Genel Başkanı son hareketiyle onlardan ayrışmış, ayrı düşmüştür.

Meral Hanımın kendisi adına hayırlı bir gelişmedir.

Sayın Akşener’in böyle gitmeyeceğini, böyle ittifak olmayacağını, olsa bile bir ayağının çukura düştüğünü görüp derhal ve çok kısa süre içinde EVİNE dönmesi doğru ve tutarlı bir davranış olacaktır.

EVİNDE rahatı ve huzuru bulacaktır. İkbal ile idbar arasında sıkışıp kalmak yerine, kaldı ki zillete düşmektense EVDE olmak isabetli bir tercihtir.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU