Gazze Şeridi'nde aylar süren kırılgan sükunetin ardından, silahlı gruplara bağlı gençlik gruplarının İsrail’in Batı Şeria’daki ihlalleri ve geçtiğimiz yıl Hamas ile İsrail arasında uzlaşıya varılan taahhütlerin uygulanmamasına yanıt olarak Gazze yakınlarındaki Yahudi yerleşim bölgelerine doğru uçurduğu yangın çıkaran balonlar, Filistinlileri bir kez daha İsrail'le karşı karşıya getirdi.
İsrail’in Batı Şeria’daki ihlalleri ve hem Gazze Şeridi'ndeki hem de Batı Şeria'daki Filistinliler için yeni krizler yaratmasının ardından siyasi gelişmeleri takip eden gözlemciler, Filistinli grupların liderlerinin, 30 Mart 2018'de başlayıp bu yılın başlarında duran Büyük Geri Dönüş Yürüyüşleri’ni yeniden canlandırarak İsrail ile dolaylı yoldan çatışmaya dönmekten başka bir seçenekleri olmadığını düşünüyorlar.
İlhak kararına götüren politikalar
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump'ın barış planının uygulanmasında ve özellikle de İsrail kontrolündeki bölgelere yerleşim yerleri eklenmesi konusunda ısrar erken Filistinlilere yönelik saldırıları da arttı. Hükümetin ilhak kararıyla birlikte İsrail ordusu ilhak bölgelerindeki Filistinli sivillere yönelik saldırganlığını da artırdı.
İsrail ayrıca (ilhak edilmesi beklenen) Ürdün Vadisi’nin kuzeyindeki su boru hatlarını imha ederken Filistinli bazı aileleri evlerinden çıkardı. Çiftçilerin tarlalarına zarar verilirken İsrail ordusunun keskin nişancıları engelli bireyleri hedef aldılar. İsrail Cezaevi İdaresi, Filistinli mahkumlar üzerindeki baskılarını sıkılaştırdı ve hasta mahkumlara ilaç temin edilmesini engelledi.
Gazze Şeridi üzerindeki ablukayı da sıkılaştıran İsrail, şimdide (İsrail'i ayıran güvenlik sınırının yakınındaki) doğu bölgelerinde balıkçılara ve çiftçilere yönelik ihlallerde bulunuyor.
Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye yaşanan bu olaylarla ilgili olarak yaptığı açıklamada, “İsrail’in planları nedeniyle Batı Şeria ve Gazze, daha önce eşi benzeri görülmemiş bir tehlikeyle karşı karşıya. Özellikle Yahudileşme planlarının ve Mescid-i Aksa’nın mekânsal ve zamansal bölünmesinin yanı sıra Trump’ın barış planının uygulanmasıyla karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.
Hamas güçsüz mü?
Krizlerin dayanılmaz boyutlara ulaştığını kabul eden Heniyye, “Halkımızın direncini artırabilecek her şeyi kesmeyi amaçlayan politik, güvenlik ve ekonomik bir savaşla karşı karşıyayız” dedi. Bununla birlikte Hamas’ın elinde çok az seçeneği olması nedeniyle İsrail'in ihlallerine cevap veremeyebilir.
Hamas’a göre İsrail ve planlarıyla mücadele etmek için dört önceliğin temsil ettiği bir plan bulunuyor. Bu öncelikler; “Filistin halkının birliğini yeniden kurmak, kapsamlı direniş projesini başlatmak, Arap kimliğiyle bütünleşme ve Filistinlilerin yanında duran herkese kucak açmak” olarak sıralandı.
Siyasi gözlemciler Hamas'ın İsrail ile askeri bir çatışmaya girmek istemediğini ve Gazze Şeridi'ni göz göre göre bir savaşa sürüklememeye çalıştığını düşünüyorlar. Bu yüzden şuan için siyasi tepkiler vermeyi tercih ettiğine inanıyorlar.
İlhak kararı Hamas’ın yaklaşımını etkilemez
El Halil Üniversitesi Siyasi Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi Bilal eş-Şubeki konuya ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi:
“Yerleşim birimlerinin olduğu yerlerin ilhak edilmesi konusunda Filistinlilerin verdiği tepkiler oldukça mütevazı kalıyor ve İsrail'i caydırabileceği düşünülmüyor.”
Ancak Şubeki’ye göre Hamas, stratejik hedef açısından ilhak planından en az etkilenen taraf gibi görünüyor, çünkü iki devletli çözümü baltalıyor. Bu da Hamas’ın veya diğer silahlı grupların desteklediği bir proje değil.
Şubeki değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
“Heniyye’nin açıklamaları, Hamas’ın İsrail’le doğrudan bir gerilim içerisinde olduğu anlamına gelmiyor. Daha ziyade siyaset sahnesindeki gelişmeler, Hamas’ı Batı Şeria'da meydana gelen olaylara ve Gazze Şeridi'ndeki ihlallere cevap vermeye ve yorum yapmaya zorluyor.”
Çıkmaz
Fakat Şubeki’den farklı düşünenler de var. Bu kişiler Hamas’ın, özellikle İsrail ile vardığı uzlaşıya bağlı olduğu ve Gazze’nin acılarını hafifleteceği için İsrail ihlallerine yanıt verme konusunda sorun olduğuna inanıyorlar. Bununla birlikte eğer Hamas İsrail’e karşı askeri bir yanıt verirse, (Mısır ve uluslararası arabulucular tarafından) varılan tüm uzlaşıları yitireceğini düşünüyorlar.
Hamas sözcüsü Hazim Kasım yaptığı açıklamada, “Uzlaşılar askıda. İsrail hiçbir taahhüdü uygulamadı. Hamas, İsrail ihlallerinin ulusal projeyi etkilemesi halinde bu uzlaşıları sürdürmeyecektir” dedi.
Yanan balonlar ve güvenlik gerilimi
Öte yandan sahada silahlı gruplar, yaklaşık bir yıllık aranın ardından İsrail yerleşim birimlerine doğru yanıcı balonlar uçurma faaliyetlerine geri döndüler. İsrailli itfaiye ekipleri, Gazze yakınlarındaki dört bölgede çıkan yangınlara müdahale edildiğini açıkladı. Kendilerini ‘Muzaffer Komutan Selahaddin’in Torunları’ olarak isimlendiren bir grup, yanan balonların sorumluluğunu üstlendiler.
Grup üyelerinden biri olan Ebu Yasir, “Balonların yeniden uçurulmaya, İsrail ihlallerine ve Batı Şeria'nın bazı bölgelerini ilhak etme kararının yanı sıra İsrail'in varılan uzlaşıları uygulamayı geciktirmesine yanıt olarak başlandı” ifadelerini kullandı. Ancak Şubeki, Gazze Şeridi'nde bu tür faaliyetlerin yeniden başlamasının pek akıllıca olmadığını söylüyor. Bunun açıkça askeri gerilimi tetikleyebilecek bir eylem olduğunu düşünen Şubeki, böyle bir durumda Gazze Şeridi’ndeki halihazırda zor olan hayat şartlarını daha da zorlaştıracağına işaret etti.
Öte yandan İsrail, yangın çıkaran balonların yeniden uçurulmaya başlanmasının, ilhak kararını uygulamaya devam etmesi halinde İsrail'e sıçrayacak ve haftalarca sürebilecek gerilimin başlangıcı olabileceğini öngörüyor.
Bununla birlikte İsrail polis teşkilatının tahminlerine göre ordu, sınırlarda gerginliğin devam etmesi halinde önümüzdeki dönemde Hamas ile askeri bir çatışmaya gidebilir.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.