Armatür sektörünün ürünlerini, hayatın hemen her alanında görmek mümkün.
Öyle ki sektör; sıvı, katı, gaz malzemeleri açıp kapamaya yarayan mekanizmalar, gazlı ocaklar, musluklar, pişiriciler, beyaz eşya, doğal gaz, petrol sistemleri, tarım, sulama, yangın söndürme ve pek çok makinede kullanılan ürünleri kapsıyor.
Türkiye'de 80’i büyük üretici olmak üzere 575 armatür şirketi bulunuyor.
Bu firmalardan 30'u, geçtiğimiz yıl Armatür, Valf, Musluk, Tesisat Ekipmanları ve Vana Sanayicileri adı altında bir araya gelerek ARMATÜR Derneği’ni kurdu.
Derneğin başkanlığını yürüten Gökhan Turhan, koronavirüs sürecinde yaşanan zorlukları, karşılaşılan fırsatlar ve tehditler ile yapılması gerekenleri, Independent Türkçe’ye değerlendirdi.
“Sektörün Türkiye'deki büyüklüğü 4 milyar dolar”
Teknolojinin yoğun şekilde kullanıldığı sektörün dünyadaki toplam hacminin 110 milyar dolara ulaştığını belirten ARMATÜR Derneği Başkanı Gökhan Turhan, Türkiye'de ise 1,5 milyar doları ihracat, 1 milyar doları iç piyasa hacmi ve 1 milyar doları aşkın bölümü de ithalat olmak üzere 4 milyar doları bulduğunu söyledi.
“Geçtiğimiz yılın ihracat rakamına yaklaşmayı hedefliyoruz”
Koronavirüs salgınına rağmen bu yıl da benzer ihracat rakamlarına ulaşmayı hedeflediklerini belirten Turhan, “İlk 4 ayı 2019’la kıyasladığımızda, yüzde 5 civarında düşüş oldu. Nisan ve mayıs, pandemi nedeniyle kötü geçse de bu ay hareketlilik başladı. Bu hareketliliğin artarak sürmesini bekliyorum” ifadelerini kullandı.
“Pandemi nedeniyle dokunmadan çalışan ürünler revaçta”
Pandemi nedeniyle teknolojinin yoğun kullanıldığı ürünlere talebin arttığını belirten Armatür Derneği Başkanı ve Turaş Gaz Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Turhan, “Yaşananlar özellikle su tarafına olumlu etki etti. Hijyen kurallarına daha çok dikkat edilirken, fotoselli, akıllı cihazlar kullanılmaya başlandı. Artık bireyler, ürünlere dokunmak istemiyor. Dokunmadan çalışan, otomatik ürünler revaçta" dedi.
“Sanal fuarlar, yeni pazarları aralamanın en önemli anahtarı oldu”
Özellikle yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkisini gösterdiği mart, nisan ve mayıs aylarında dijital dönüşümün yaşandığını ve ticari ilişkileri sürdürebilmek adına sanal B2B’ler (business to business) ile sanal fuarlar gibi online etkinliklere yöneldiklerini belirten Turhan, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:
İnternetten toplantılar, hayatı kolaylaştırdı. Zoom uygulamasını aktif şekilde kullanmaya başladık. Sanal fuarlar, dünyadaki potansiyel müşterilere ulaşmanın, yeni pazarları aralamanın en önemli anahtarı oldu. Bu sayede dünyanın her yerinden, örneğin Güney Amerika’dan bir müşteri, size ulaşabiliyor. Bu durum maliyeti düşürürken, zaman da kazandırıyor. Her alanda olduğu gibi bizim sektörümüzde de dijitalleşme etkisini gösteriyor, hızlı bir şekilde potansiyel müşterilerle diyalog kuruyorsunuz. Buna uyum sağlayanlar ayakta kalacak, diğerleri ise elenecek.
“Armatürde en fazla ihracat Avrupa ülkelerine yapılıyor”
Armatür sektöründe en fazla ihracatın hangi ülkelere yapıldığını sorduğumuz Gökhan Turhan, İtalya, Almanya ve Fransa gibi Avrupa ülkelerinin başı çektiğini, Mısır ve Rusya’nın da önemli ihracat pazarları haline gelmeye başladığını söyledi.
“Çin’in Kuşak Yol projesine dahil olmak önemli bir adım olur”
Armatür sektörü açısından başka hangi adımların atılmasının faydalı olacağını da sorduğumuz Turhan, öncelikle Çin’in Kuşak Yol projesine değinerek, “Türk sanayicisi zaten çok rekâbetçi. Böyle olduğu için ihracat yapabiliyor. Rekabetçi yapısını kaybederse yapamaz. Çin’den ara ürün ithal ediyoruz. Bu projeye Türkiye de dahil olursa, iş dünyası açısından önemli bir adım olur” ifadelerini kullandı.
“AB’nin Yeşil Düzen (Green Deal) projesine dikkat”
Avrupa Birliği’nin (AB) bu yıl uygulamaya koymayı planladığı “Yeşil Düzen” (Green Deal) projesinin sanayiciyi ve ihracatçıyı yakından ilgilendirdiğini belirten Gökhan Turhan, “AB, kullanılan doğal kaynaklara ve enerjiye göre kendisine yüzde 10, yüzde 20 gibi oranlarda vergi ödenmesini talep etmeyi planlıyor. Buradan gelecek ekstra yük dikkat çekmeli.” yorumunu yaptı.
“Yüksek gümrük vergisi ödeme durumuyla karşılaşıyoruz”
Türkiye’nin AB’ye dahil olmadığı halde Gümrük Birliği Anlaşması imzaladığını hatırlatan Turhan; ”Serbest Ticaret Anlaşması’nı (STA) kendi adımıza yapamıyoruz ve yüksek gümrük vergisi ödeme durumuyla karşılaşıyoruz” dedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
“Armatür sektörü olarak tevkifat sorunumuz var”
Armatür sektörü olarak tevkifat sorunlarının bulunduğunu savunan Gökhan Turhan, Katma Değer Vergisi (KDV) oranlarına ilişkin Ticaret Bakanlığı’na çağrıda bulundu:
Yüzde 18’lik KDV’nin indirilmesini talep ediyoruz. Hammadde alımlarımızda devlet, KDV’yi peşin alıyor. KDV’nin yüksekliği de kayıt dışılığı öne çıkarıyor. Tekstil, mobilya gibi alanlarda KDV’ nin yüzde 18’den yüzde 8’e indirildiği gibi armatür sektöründe de indirilmesi olumlu olur. Bakır, bakır alaşımları, külçe, çinko gibi ana hammaddelerimizden ortaya çıkan vergi bu. İndirilmesi, kayıt dışılığı önlemede etkili olur.
İlave gümrük vergilerine de değinen Turhan, ithal edilen ürünlere gelen vergilerin tüm sektörler tarafından olumlu karşılandığını ancak ara maddelere getirildiğinde ‘ekstra yük’ olarak görüldüğünü ifade etti.
“Türkiye’de üretilen her türlü ara ürüne de vergi gelmeli” diyen Gökhan Turhan, 1 milyar doların üzerinde ithalatın bulunduğu gerekçesiyle bakanlığa bu konuda çağrıda bulunduklarını aktardı.
“Meksika veya ABD’ye yatırım yapmayı planlıyoruz”
Pandemi sürecinde Avrupa’daki iş dünyasının kapısına tamamen kilit vurmak zorunda kaldığını, Türkiye’de ise önlemler çerçevesinde kısmen de olsa üretimin sürdürüldüğünü belirten Turhan, Turaş Gaz olarak bu yılın sonunda Meksika veya ABD’ye yatırım yapmayı planladıklarını da sözlerine ekledi.
© The Independentturkish