İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Riva Deresi’nde incelemelerde bulundu.
Riva Deresi’nin Karadeniz’e döküldüğü noktada tekneyle incelemelerde bulunan İmamoğlu, atık suların arıtılmadan Riva Deresi’ne bırakıldığı yönündeki iddialara yanıt verdi.
İmamoğlu, “2009 yılında DSİ, İSKİ ve İBB yetkilileri arasında yapılan toplantıda, Karadeniz’e dökülen diğer akarsular gibi Riva Deresi’nin ıslahının da DSİ tarafından üstlenilmesi karara bağlandı” dedi.
Devlet Su İşleri’nin (DSİ) İBB’ye bağlı olmadığını, Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı olduğunu hatırlatan İmamoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un , "Tıpkı 1994 yılında Haliç'i kaderine terk etmeyen, "temizlenemez" denen Haliç'i tertemiz hale getiren Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla, bugün de Riva deresini kimsenin insafına bırakmayacağız, kaderine terk etmeyeceğiz” açıklamasına yanıt verdi:
İSKİ kimin kurumu? Milletin kurumu, halkın kurumu. İBB kimin kurumu? Yine halkımızın, ülkemizin en kadim kentinin 16 milyon insanına ait bir kurum.
Çıkıyor, her konuşmalarına, talimat şeklinde tanım koyarak konuşan bir bakan diyor ki dün; ‘Burasının artık onun bunun elinde bertaraf olmasına izin vermeyeceğiz. Biz, bu süreci çözeceğiz ve Riva’yı halkımıza kazandıracağız.’ Ayağa kalkıp alkışlayası geliyor insanın! Çok acı, tam adı ‘bölücülük’; ayrımcılık hafif kalır.
İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, atık suların arıtılmadan akıttığı gerekçesiyle İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü'ne (İSKİ) 885 bin 68 lira idari para cezası kesmişti.
“Bırakın bu bölücülüğü”
“Bize, çıkıp içi politik cümleler dolu şekliyle akıl vermeye çalışan, ders vermeye çalışana, ancak ve ancak güler geçeriz” diyen İmamoğlu şöyle devam etti:
Kendilerine gelsinler. Bırakın bu bölücülüğü. Diyorsanız ki; ‘Devlet Su İşleri olarak bundan sonrasında yapamayacağız’ onu da yapmaya talibiz. Bütün zorlukları aşar, yaparız. Yazın bir yazı bize; ‘Biz yapamıyoruz, özür dileriz, siz yapın!’ Hay hay; memnuniyetle.
Bütün gücümüzle, İstanbul’un bu güzel köşesini yaparız. Beykoz Belediyesi benim belediyem kardeşim. İBB, Çevre Şehircilik Bakanlığı da benim. Yani ülkenin her makamı benim. Ben kimim? 83 milyon insandan birisiyim. Sayın Bakan da unutmasın; siz de 83 milyondan birisisiniz. Lütfen cümlelerinizi dikkatli konuşun, dikkatli seçin.
"Dereye atığını bırakan tesisler Bakanlığın sorumluluğunda"
Bölgedeki kağıt fabrikasının kirliliğin en büyük neden olduğunu söyleyen İmamoğlu, başka sanayi tesislerinin de olduğunu, özellikle dereye direkt akıntı veren kuruluşların Çevre Bakanlığı sorumluluğunda olduğunu belirtti.
İmamoğlu “Biz, burada suç duyurusunda bulunma yetkimizi kullanalım. Görevini yapmayanlar hakkında da suç duyurusunda bulunacağız. Kim o? Gerekiyorsa, Çevre Bakanlığı’nın buradaki yetkilisi. Bu ne kepazelik ya. Yapamıyorlarsa işi, bıraksınlar biz yapalım ya” diye konuştu.
Lütfen anlayalım. Riva Deresi’nin sorumluluğu, 2009’da Devlet Su İşleri tarafından alınmıştır diye toplantı tutanağı var burada. Ne diyorlar:
Biz 11 yılda yapmadık, yapamadık. Sen, 11 ayda yap! Hem de yetkin yok. Ona rağmen yap!
Az önce dereden ayrılırken bir tesiste indik. Bir vatandaşımız, ‘Biz 99-2000’de burada neredeyse dereye giriyorduk’ dedi. Şimdi; ‘Biz 11 yılda burayı perişan ettik sen gel 11 ayda çöz!’ Biz çözüm için geldik; tabii ki çözeceğiz. Bütün yokluğa ve sıkıntıya rağmen çözeceğiz.
İmamoğlu, sadece Riva deresinin Ağva, Kilyos, Kabaköz derelerinin de ıslahının Bakanlık’ın sorumluluğunda olduğunu söyledi.
Independent Türkçe