Libya’da Hafter'in açıklamaları tartışma yarattı

Halife Hafter, pazartesi akşamı Libyalılara televizyondan seslenerek, yönetimi devraldıklarını söylemişti

Fotoğraf: AFP

Libya Ulusal Ordusu (LUO) lideri Halife Hafter, "Libya halkından önümüzdeki dönemde ülke yönetimini devralması için uygun gördükleri kuruma yetki vermelerini talep ettikten üç gün sonra, 27 Nisan'da bir televizyon konuşması yaparak, "LUO'nun gelecek dönemde ülkeyi yönetmesi için halkın talebine ve yetkilendirmesine olumlu yanıt" verdiğini ifade etti.

Birleşmiş Milletler (BM) gözetimindeki Suheyrat Anlaşmasını yok saydığını belirten Hafter'in konuşması, ülke içinde ve dışında geniş yankı uyandırdı. LUO'nun yönetime el koyması bazılarınca 'doğru bir adım' olarak görülürken, bazıları alınan kararı 'askeri darbe' olarak nitelendirdi, bazı gözlemciler ise 'sonuçları iyi hesaplanmamış bir macera' olarak değerlendirdi.   

Halife Hafter, pazartesi akşamı iftardan yarım saat sonra Libyalılara televizyondan seslenerek, "Libya'yı özgürleştirme yürüyüşünün devam ettiğini, halkın iradesi ve yetkilendirmesi uyarınca Suheyrat Anlaşmasından çekilerek, yönetimi devraldıklarını" söyledi.

"LUO'nun halkın hizmetinde olduğunu ve sivil bir devlet için ortam hazırlayacaklarını" iddia eden Hafter, "Ülkeyi harap eden 'siyasi anlaşmayı' hükümsüz bırakmanız ve bu aşama için uygun gördüğünüzü yetkilendirmeniz için size yaptığımız çağrıya verdiğiniz yanıt uyarınca yönetimi devraldık. Halkın iradesi doğrultusunda terörle mücadeleyi sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.

Tartışma dalgası

Hafter'in televizyon konuşması sona erer ermez Libya Ulusal Ordusu'nun kontrolünde olan kentlerde binlerce vatandaş sokaklara çıkarak LUO'ya destek gösterileri düzenledi. Özellikle Bingazi'de geniş katılımlı 'destek gösterileri' düzenlendi.

UMH: Hafter'in darbe girişimi

Kısa bir süre sonra Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti'nden (UMH) yapılan açıklamada, Hafter'in kararı 'darbe girişimi' olarak nitelendirildi. UMH açıklamasında şu ifadelere yer verildi: "Hafter'in kararı, komik bir tiyatro icrası olup, yeni bir darbe girişiminde bulunduğunu göstermektedir. Bu girişim, yıllar öncesinden başlattığı darbe girişimlerinin bir benzeridir. Tüm siyasi anlaşmaları yok sayan bu karar bizim için şaşırtıcı olmadı, böylesi bir şey yapmasını bekliyorduk. İktidarı ele geçirme projesi başarısız olduğu ve milisleri sahada yenildiği için, bunun üstünü örtmek gayesiyle böylesi bir karar almış olmalı."

UMH ayrıca, Halife Hafter'in kendisini atayan ve destekleyen siyasi oluşumlara darbe yaptığını, dolayısıyla artık kimsenin meşruiyetini savunamayacağını kaydetti. Tobruk'taki Akile Salih başkanlığındaki Temsilciler Meclisi (TM) yıllar önce Halife Hafter'i Genelkurmay Başkanı olarak atamıştı. Hafter'in bu son kararı ise, tüm ülkedeki siyasi oluşumların ilgası anlamına geliyor. UMH, Tobruk'taki Temsilciler Meclisi üyelerine, yeniden Trablus'taki parlamentoya katılmaları ve 'demokratik süreci' kurtarmak için, kapsamlı bir diyalog kurulması çağrısı yaptı.  

Temsilciler Meclisi tepkisiz

Öte yandan, Tobruk'taki Temsilciler Meclisi, Hafter'in açıklamalarına dair şu ana kadar herhangi resmi bir tepki göstermedi.

TM Başkanı Akile Salih bundan birkaç gün önce, Libya'nın üç tarihi bölgesi arasında makul bir dağılımı olan yeni bir meclis kurulması çağrısı yapmıştı. Hafter'le son dönemlerde arası gergin olan Salih'in bu çağrısı, son kararla birlikte geçersiz kılınmış oldu. TM'nin sessizliği gözlemciler tarafından, Hafter'in konuşmasından 'rahatsızlık duyulması' olarak yorumlandı. Bu arada bazı milletvekilleri bireysel olarak ordunun aldığı kararı desteklediklerini ifade etti.

Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan aktardığı habere göre TM Savunma Kurulu üyesi Beşir el-Ahmed, gazeteye yaptığı açıklamada, "Kendi adıma konuşacak olursam, ordunun ülkeyi içinde bulunduğu kriz ortamından çıkarmak için yönetime el koymasını destekliyorum. Mareşal Hafter'in tarihi konuşmasına tamamıyla katılıyorum ve bu kararı almasının ardındaki etkin gerekçeleri anlıyorum" dedi.

TM Milletvekili Nasruddin Muhenna da kararı desteklediğini belirterek: "Şu an ülke bir çıkmaz içinde, bu sahnenin değişebilmesi için ordunun daha etkin olması gayet doğal. Nihayetinde ordu yönetimi, halkın kendisini yetkilendirmesini kabul etmiştir. Dolayısıyla Temsilciler Meclisi de yetkilerini ve yönetimi silahlı kuvvetlere teslim etmelidir" diye konuştu.

Uluslararası toplum tepkili

Hafter'in yönetime el koyma kararı uluslararası toplum tarafından eleştirildi, sürpriz karara yönelik tepkilerin önümüzdeki günlerde artması bekleniyor. ABD'nin Trablus Büyükelçiliği'nin açıklamasında, "Libya'nın siyasi yapısında değişiklik anlamına gelen Hafter'in tek taraflı açıklamasının esefle karşılandığı" belirtildi. Ayrıca LUO'dan ateşkes çağrılarına karşılık vermesi ve 23 Şubat'ta Cenevre'de alınan kararlara uyması istendi.

Libya'daki tüm taraflar, krizin çözümü için 'ciddi bir diyaloga' girerse, bu durumun memnuniyetle karşılanacağı ifade edildi.

Libya basınında, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin üç ay süreliğine olağanüstü hal ilan etmesi ile Libya'daki gelişmelerin arasında bir ilgi olabileceği iddia edildi.  

Hafter'in açıklamaları, aydınlar, aktivistler, akademisyenler ve eski yöneticiler nezdinde de şaşkınlık yarattı. Bazıları söz konusu kararı desteklerken bazıları şiddetle karşı çıktı.

Şubat 2011 Devrimi sonrası başbakanlık görevinde bulunan Ali Zeydan söz konusu kararı eleştirerek şunları söyledi:

"Ağustos 2011'deki anayasa deklarasyonu ve Suheyrat Anlaşması, uygulanabilecek anayasal çerçevesi olan iki meşru belgedir. Devleti ve kurumlarını onarabilmek için bu kararlara uyulması vatani bir görevdir. Halife Hafter'in tek yönlü attığı bu adım kabul edilemez"

LUO'ya yakınlığıyla bilinen politik aktivist Abdullah el-Giryani de LUO'nun aldığı kararı eleştirdi. Giryani: "Silahlı Kuvvetler komutanının ilan ettiği son kararın gerekçesi ne olursa olsun, ulusal özgürlük hedefleriyle çelişmektedir. Halkımız onurlu bir yaşam ve sivil bir devlet için mücadele verdi, ordunun müdahil olmaması gereken alanlar vardır. Askeri olarak savaşı netleştirmeli ve iktidarı sivil-seçilmiş organlara devretmelidir" dedi.  

Geçici Hükümette siyasi müsteşar olarak görev yapan Fevzi Necim, Independent Arabia'ya verdiği demeçte, Halife Hafter'in açıklamasını yorumladı. Necim: "Bu kararın gerçek bir siyasi anlamı olabilmesi için, daha spesifik olması gerekirdi. Geçiş döneminin ne kadar süreliğine olacağı ve anayasal sürecin nasıl işleyeceği belirtilmeliydi. Ayrıca başkent Trablus ele geçirilene kadar bir başka şehrin başkent olarak ilan edilmesi ve yeni bir geçiş hükümeti kurulması lazımdı. Şu an bir belirsizlik söz konusu, kimse neler yaşanacağını öngöremiyor. Ekonomi adına, her şeyden önce LUO'nun kontrolünde olan petrol alanlarının Bingazi'deki Petrol Müessesesine devredilmesi gerekir" ifadelerini kullandı.

UMH güçleri, 13 Nisan Pazartesi sabahı "Barış Fırtınası" operasyonu kapsamında önce Surman beldesini ele geçirmiş, ardından bölgenin en büyük şehri olan Sabrata'da kontrolü sağlamıştı. 3 bin kilometre karelik alanda tekrar hakimiyeti sağlayan UMH güçleri, başkent Trablus'tan Tunus'a kadar olan bütün sahil bölgesini kontrol altına almıştı.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Mustafa Yıldız

independentarabia.com/node/115581

DAHA FAZLA HABER OKU