Milli Gazete yazarı: Yanlış politikaları uygulayanlar Yüce Divan’da yargılanmalı

Sadettin İnan: Kimsenin ithalat yapamadığı bir dönemde belli firmalar yaptıkları ithalatla daha sağlam para kazanmaya başladılar

Fotoğraf: AA

Milli Gazete yazarlarından Sadettin İnan, Türkiye’nin hayvan ithalatının yasak olduğu dönemde Brezilya’dan 10 bin hayvan besilik hayvan aldığı iddialarını köşesine taşıdı. İnan, geçmişte tarım konusunda yanlış politikaları uygulayan yöneticilerin Yüce Divan’da yargılanması gerektiğini söyledi.

İnan, “Tarım Bakanlığı neden açıklama yapamadı?” başlıklı köşe yazısında Tarım ve Orman Bakanlığı’na eleştiriler yöneltti:

Hayvan ithalatının yasak olduğu bir dönemde Brezilya’dan yapılan 10 bin başlık besilik hayvan ithalatı kamuoyunda büyük yankı bulurken, yetiştiricinin de büyük tepkisini çekti.

Malumunuz hayvan ithalatı konusu, uygulanan yanlış politikalardan dolayı Türkiye’nin kanayan bir yarası haline geldi. Özellikle 2010 yılından bu yana her seferinde ithalatı sonlandırmaya yönelik bir politika ortaya konulsa da bu politikaların hiç birinden olumlu sonuç alınamadı. İşin acı tarafı yerli üretimi artırmaya yönelik ortaya konulan politikalarla Türkiye hayvan ithalatına daha da bağımlı hale getirildi.

2018 yılında ise uygulanan yanlış politikalarda zirveye ulaşıldı. Ülkenin ihtiyacının çok üstünde hayvan ve et ithalatı yapılarak hayvancılık sektörüne öyle bir darbe vuruldu ki, ithalatın sektörde açtığı yaralar artık yıllarca telafi edilemeyecek.

Daha öncesinden yazmıştım, yine belirtmek istiyorum. 2018 yılında yapılan o korkunç ithalata kimler izin verdiyse, o kişilerin Yüce Divan’da yargılanması gerekiyor. Çünkü hayvancılık sektörüne ve ülkeye ancak böyle bir ihanet yapılabilirdi!

Hayvan ithalatının yasaklanmasına rağmen durmadığını söyleyen İnan, şöyle devam etti:

Sahayı ve üreticiyi biraz takip eden, bu acı tabloyu çok rahat görebilir.

Bakanın ve Bakanlığın, “ithalatın bitirileceğine yönelik” iyimser açıklamaları da maalesef günü kurtarmaya yönelik beyanatların ötesinde bir anlam taşımıyor. Zaten bunu da yapılan ithalatlarla görebiliyoruz.

Diğer yandan hayvan ithalatı meselesinde öyle bir rant var ki, bu rant çevresi zaten ithalatın bitirilmesine müsaade etmeyecektir. İçeride üretici bin bir zahmetle yetiştirdiği hayvandan para kazanamazken, bu rant çevresi hiçbir emek sarf etmeden yaptıkları ithalatla kısa sürede milyonları, milyarları kazanıyorlar.

Hayvan ithalatıyla ilgili gazetesinin yaptığı habere herhangi bir açıklama gelmediğini söyleyen İnan, şunları söyledi:

Cevap vererek, konunun iyice dallanıp budaklanmasını da istemiyorlar. Ancak kendi içlerinde; kontrol belgesinin 26 Ekim’den önce “başvuru yapanları mağdur etmemek” için verildiği şeklinde bir savunmada bulunarak, gelen tepkileri de bu şekilde geçiştirmeye çalışıyorlar.

Bakanlığın her şeyden önce açık ve şeffaf olması gerekiyor. Bir taraftan ithalat için kontrol belgesinin verilmediği belirtilerek, kamuoyuna; “ithalata karşıymış gibi” sosyal mesaj verilecek ama diğer taraftan da ithalat hiç durmayacak. Bu yeni ithalat modeli de Pakdemirli döneminde keşfedilmiş mucize bir politika olsa gerek!

26 Ekim’den sonra Türkiye ne kadar besilik hayvan ithalatı yaptı? Bakanlıkta daha ithalat yapma yetkisi bulunan kaç dosya var? Bu rakamları bile maalesef kimse bilmiyor.

İşin daha garibi, kontrol belgesi ülkenin ithal hayvana ihtiyacı olmadığı gerekçesiyle 6 ay önce durdurulmadı mı? O zaman, 26 Ekim’den önce başvuru yapanları mağdur etmemek için kontrol belgesinin verildiğini söylemek de ne demek oluyor? Ülkenin çıkar ve menfaati mi önemli yoksa bu başvuruyu yapan firmaların mı?

Anlayacağınız, bu yeni ithalat modeli ile öyle bir sistem kuruldu ki; hayvan ithalatındaki rantın daha fazla kesime dağıtılmasının önüne geçilmiş oldu. Kimsenin ithalat yapamadığı bir dönemde belli firmalar yaptıkları ithalatla daha sağlam para kazanmaya başladılar.

 

Milli Gazete, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU