Suriye’nin “Makyavellisi ve Kissinger’i” Haddam, sırlarıyla birlikte defnedildi

Faik Bulut Independent Türkçe için yazdı

Abdulhalim Haddam 2011 yılında Brüksel’de düzenlediği basın toplantısında / Fotoğraf: Reuters

İktidardaki Baas Partisi’nin güçlü adamı, şimdiki Suriye Başkanı Beşar Esat’ın babası Hafız Esat’ın sağ kolu, kara kutusu ve yönetimin “ikinci adamı” Abdulhalim Haddam, 31 Mart 2020 tarihinde Fransa’nın başkenti Paris’te öldü.

Haddam, Fransız manda (sömürge) yönetimi altındaki yurdunun Baniyas şehrinde 15 Eylül 1932’de doğdu, 88 yaşındayken gurbette, siyasi mülteci olarak hayata gözlerini yumdu.

Usuldendir, cenaze namazında imam, “Ey cemaat, merhumu (rahmetliyi) nasıl bilirdiniz?” diye sormuş olmalıdır.

Bizce, sorunun yanıtı Suriye ile ilgilenen tarafların siyasi eğilimlerine, meşreplerine göre değişiklik göstermektedir.

Örneğin, Suriye içinde ve dışındaki olayları dünya kamuoyuna duyuran The Syrian Observer isimli yayın sitesi, farklı bir soruyla tutumunu ortaya koymuş:

Suriyeliler, Abdulhalim Haddam’ı nasıl hatırlıyorlar?


Yanıtına bakılırsa Haddam, ne bir devlet adamı gibi ne de siyasi bir muhalif gibi ölmüştür.

O, yalnız bir kurt gibi tek başına ve gariban, yani İsa’ya da Musa’ya yaranamadan ölümü tatmış. İki cami arasında binamaz olarak ahirete gitmiş. 
 

Haddam'ın son günleri.jpg
Son günlerinde Abdulhalim Haddam


Siyasi suikastların baş hedefi

Serüven ve serencamını başa alalım. Bakalım, bir zamanların devlet başkan yardımcısı ve dışişleri bakanı olan Suriyeli devlet adamı Abdulhalim Haddam’ın günah ve sevap defterinde neler yazılı!

Haddam’ın orta tabakadan sayılan babası, saygın bir avukattı. Haddam, 17 yaşındayken Baas Partisi üyesi oldu. 1969’da Devlet Başkanı Nurettin Attasi’nin en genç bakanı olarak kabinede görev aldı.

Ardından Hafız Esat’ın danışmanı tayin edildi. Hafız Esat’ın başkanlık döneminde 1970-1984 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı, 1984-2000 yılları arasında Suriye Devlet Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulundu.

1979’da İran İslam Devrimi gerçekleştiğinde İran’a giden Haddam, Suriye’nin “bu devrimi desteklediğini” açıkladı. 1984-2005 yılları arasında devlet başkan yardımcılığı yaptı.

Lübnan İç Savaşı (1975-1990) sırasında Suriye adına, hem çatışan taraflarla (Müslüman cephesi ile Hıristiyan cephesi gibi) hem de oradaki Filistin örgütlerinin çatışmalı, çetrefilli ve ölümcül meselelerine müdahil oldu, gizli kapaklı işlere bulaştı, mafyavari yöntemler kullanarak meseleleri halletti. 

Haddam, “Lübnan’ın tarihsel olarak Büyük Suriye diyarının (Bledi Şam/Şam Eyaleti) bir parçası olduğunu” ilan etti.

Hafız Esat’ın planlarına alet olmayan ve itaatsiz asi sayılan Arafat liderliğindeki Fetih örgütünü, kendisine yakın Filistinli örgütler (Ahmed Cibril ve müttefikleri) aracılığıyla tasfiye etmeye kalktı.

Bu arada, Suriye’nin Lübnan’ı ilhak planı önünde engel olarak gördüğü, dünyaca ünlü Dürzî lider Kemal Canpolat’ı suikast yoluyla (6 Mayıs 1977’de) öldürttü.

Bağlantılı olarak kendisine yönelik tepkiler arttı. Örneğin Beyrut’taki Amerikan Üniversitesi Hastanesinden taburcu edildiği sırada bindiği araba, Dürzî militanlarca kesildi.

Acilen devreye giren maktulün oğlu Welid Canbolat, ortalığı sakinleştirerek Haddam’a refakat etmek suretiyle onu mutlak bir linçten kurtardı.

Bu münasebetle Haddam, kendisine yönelik üç suikast girişiminin hikâyesini Canbolat’a anlatmıştı.

Mesajı çok açıktı: Lübnan’da olup bitenler konusunda eski Başkan Hafız Esat’ı kınamayın; lanetlenip kınanacak olanlar “Beşar Esat ile kardeşidir. Bir de abisine yönelik başarısız bir darbeden sonra kaçıp Fransa’ya sığınan amcaları (Hafız’ın kardeşi) Rıfat Esat’tır.” 

Müslüman Kardeşler (İhvan) örgütünün 1982’de başlattığı Hama’daki silahlı halk kitlesel kıyımla bastıran ve bu nedenle “Hama Kasabı” lakabı takılan Haddam’a ilk suikast İhvan militanlarınca düzenlendi.

İkincisi ise, Nasırcı ve ilerici bir Arap milliyetçisi olarak bilinen Teğmen Ahmed el Hatib’in girişimiydi. 1

El Hatib, ülkede Dürzi milislerin siyasi lideri Kemal Canbolat, Şii ve Filistinli güçlerin de içinde olduğu Müslüman Cephe çatısı altında Hıristiyan güçlerini mağlup etmek üzereyken, iç savaşın kendi kontrolünden çıkmasından endişelenen Esat-Haddam ikilisi, kendisini tutuklayıp saf dışı bırakmışlardı.

İsrail’in Beyrut kuşatması (1982) sırasında, Lübnanlı ve Filistinli direnişçilere yardım etmek yerine, onları engelleyen politikaları benimsedi.

Bu nedenle, kendisine “Lübnan Yüksek OHAL Valisi” veya mafyatik bağlamda “Lübnan’ın Manevi Babası” (Goodfaher yahut Raconcubaşı) sıfatıyla anıldı. 

Muhtemelen bu ve benzeri nedenlere, ilki Şam’da (Aralık 1976), ikincisi de Abu Dabi Havaalanında (kim 1977) olmak üzere iki kez, suikast girişiminden kurtuldu.

Birinci eylemden hafif bir kurşun sıyrığıyla kurtuldu. İkincisinde dönemin Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı S. Gobbaş öldürüldü. Suriye, bu girişimin suçunu, Saddam rejiminin üstüne atmıştı. 2

Lübnan dosyası demişken, şu noktayı da vurgulamak gerekir:

Haddam, Lübnan Cumhurbaşkanı Emil Lehud’un görev süresinin uzatılması (1990’ların sonu) konusunda Hafız Esat’la ihtilafa düştü. Oğlu Beşar’ın etkisinde kalan Hafız, görevin uzatılmasını istememişti. O tarihten sonra Haddam, Lübnan dosyasını bıraktı, Beşar Esat’a teslim etmek zorunda kaldı. 3


Hariri ailesiyle özel ilişkiler

1976’dan itibaren Haddam, Suriye yönetiminin Lübnan Masası’nın baş sorumlusu, Beyrut’un efendisi, baş racon keseni ve hatta Lübnan’ın mutlak yetkili “gölge başkanı” gibi davranıyordu.

Bu nedenle Lübnanlı bütün bakanlarla ve milletvekilleriyle yakın bağlantıları vardı. Dönemin Başbakanı ve Sünni kesimlerin siyasi sözcüsü konumundaki Refik Hariri ile daha özel bir ticari ilişkisi vardı.
 

Refik Hariri ve Haddam.jpg
Refik Hariri ve Abdulhalim Haddam


Körfez’deki Petro-dolar şeyhlikleri, hususi olarak Suudi Arabistan’ın Lübnan’daki politik ve ticari/mali temsilcisi gibi hareket eden Hariri, Haddam’ın girişimci iki oğlu Cemal ve Cihad’ı, “business/iş” projelerine ortak etmiş; kız torunlarından birini de Hariri’nin oğluyla evlendirmişti.

Politik ve ticari ortaklık o dereceye varmıştı ki, Lübnan’da siyasi, toplumsal, ticari ve mali alanda bir projesi olan kişi mutlaka önce Haddam’a giderek onayını alır, ardından uygulaması için Başbakan Hariri’ye müracaat ederdi.

Tabii, en tepedeki siyasi onay ve kararlar Şam’da verilirdi. İkbal ve istikbal bekleyen, mesela cumhurbaşkanı, başbakan veya bakan olmak isteyen herkes mutlaka Suriye Devlet Başkanı Hafız Esat’ı ziyaret eder; onun tercihine göre yönünü belirlerdi.

Bu yüzden Şam, Lübnanlı politikacılarla işadamlarının siyasi kutsal ziyaretgâhı haline gelmiş/getirilmişti. 4


İhvan-Haddam hesaplaşması: Hama isyanı ve katliamı

Bahsedilen Lübnan iç savaşının Suriye’deki yansıması, Müslüman Kardeşler hareketinin fırsattan istifade ederek Hafız Esat rejimine karşı sivil itaatsizlik ve silahlı ayaklanma hazırlığında kendini gösterdi.

Kimine göre İhvan ayaklanması, Lübnan’daki gerici güçlerin (bazı Müslüman veya Hıristiyan kesimler) ile Irak Saddam yönetiminin desteği ve ABD-İsrail’in teşvikiyle olmuştur.

Bu iddia bir yana bırakılırsa, olayın gelişimi şöyledir: 16 Haziran 1979’da Müslüman Kardeşler, Halep Topçu Okulu’nu basarak 83 askeri öğrenciyi katlettiler. Öğrencilerin çoğunluğu kafası kesilmiş vaziyette bulundu.

1979’da Halep Üniversitesi Profesörü Yusuf el Yusuf öldürüldü. Suriye hükümeti, bu saldırıya aralarında Irak lehine casuslukla suçlanan, İslami Direniş Hareketi mensubu olduğu iddia edilen 15 mahkûmu idam ederek karşılık verdi.

Bundan sonra Suriye’de özellikle de Halep’te şiddet olayları neredeyse günlük yaşanır hale geldi. 

Darbeyle iktidarı ele geçiren Baas Partisi, yönetimdeki 17'nci yılını 8 Mart 1980’de kutlayacağını açıkladı.

Tepki olarak, Suriye’nin hemen bütün kentlerinde kitlesel protesto ve eylemler gerçekleşti. Yönetim ezici üstünlükteki askeri kuvvetler, tank ve helikopterlerle desteklenmiş on binlerce birlik sevk etti.

Halep dolaylarında yüzlerce gösterici öldü ve 8 bin kişi tutuklandı. Kitlesel kalkışma, nisan ayında bastırıldı.

Protestoları düzenleyenlerin Müslüman Kardeşler örgütü mensupları olduğunu varsayan Esat yönetimi, İhvan mensubu/üyesi herkese idam cezası verilmesini 7 Temmuz 1980 tarihinde yasalaştırdı.

Halep’te bulunan askerlere düzenlenen saldırıdan sorumlu tuttuğu 80 mahalle yerleşimcisi, Ağustos ayında idam edildi. Bir yıl sonra, Hama’da yaklaşık 400 kişi daha idam edildi. 

Ağustos, Eylül ve Kasım 1981’de İhvan militanları, başkent Şam’daki askeri tesislere yönelik üç bombalı araç saldırısı gerçekleştirdi, yüzlerce kişi hayatını kaybetti.

İhvan örgütü, 2 Şubat 1982’de büyük bir ayaklanma başlattı ve hızla Hama şehrinin kontrolünü ele geçirdi. Esat yönetimi buna Hama’yı havadan ve karadan bombardımana tutarak karşılık verdi.

Bir ay sonunda 10 bin (kimi iddialara göre 30 bin) kişi hayatını kaybetti. Hama ayaklanması, kitlesel kıyıma dönüştü. Hama trajedisi Müslüman Kardeşlerin ve militan İslamcı hareketin yenilgisiyle ile sonuçlandı. 5

Başkan Hafız Esat’ın talimatı doğrultusunda Hama Ayaklanması’nı bastırma planına başından sonuna kadar nezaret edenlerden biri de Abdulhalim Haddam idi.

Lübnan iç savaşındaki siyasi-askeri taktik ve tecrübelerini Hama’daki bastırmak için uygulayan Haddam, zaman zaman “Hama Kasabı” diye itham ediliyordu. 
 

Suriye El Savra gazetesi, Haddam'ın Beşar Esat'ın başkan olması  için anayasa değişikliği yaptığını haber veriyor. .jpg.png
Suriye El Savra gazetesi, Haddam'ın Beşar Esat'ın başkan olması için anayasa değişikliği yaptığını haber veriyor


Triumvari (politik üçlü) güç odağının trajedisi

Başkan Hafız Esat vefat edince (2000), yerine oğlu Beşar geçti. Oğul Beşar, askeri ve sivil bürokraside kendi ekibini kurmak, kontrollü biçimde dışarıya açılmak, özellikle batılı ülkelerle siyasi ve ekonomik ilişkilerini geliştirmek istiyordu.

Türkiye ve AKP iktidarı ile ilişkilerini de bu çerçevede değerlendirilebilir. Söz gelimi Hafız Esat yönetimi, Adana Mutabakatı çerçevesinde Abdullah Öcalan’ı ülkeden çıkarmıştı.

Beşar yönetimi de aynı politikayı izledi; ülkesinde yakaladığı çok sayıda PKK üyesi veya yanlısı genç insanı Türkiye’ye teslim etti.

Bu açılım politikası, birkaç yıl sonra dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile Beşar Esat arasında sıcak ilişkilerin kurulmasına yol açtı. 

Baba Esat’ın has adamlarının başını çeken başkan yardımcısı Haddam, diğer üst düzey görevlilerle birlikte pasifleştirildi; yetkileri, peyderpey azaltıldı ve devre dışı bırakıldı.

Bunlar, “tutucu dinozor muhafızlar” olmakla suçlanıyorlardı. Suriye Maliye Bakanlığı, Ekim 2004’te Haddam’ın bütün taşınabilir ve taşınmaz mallarına el koyma kararı aldı. 

Öte yandan Lübnan iç savaşı sırasında Arap Birliği teşkilatı tarafından alınan karar uyarınca, çatışan tarafları susturup hizaya getirmek görevi Suriye’ye verildi.

Suriye, “Caydırıcı Güç” adı altında Lübnan’ın en kritik bölgelerine (Beyrut, Trablusşam, Sayda, Sur vs) askeri birliklerini yerleştirdi. Askeri ve sivil istihbarat birimleri de operasyonel güç olarak kullanılıyordu.

O tarihlerde, kimin elinin kimin cebinde olduğunun bilinmemesinin dışında hemen her türlü kirli iş (rüşvet, cinayet, kaçakçılık, yolsuzluk, mafyatik yöntemler) devredeydi.

Suriye, Lübnan’ı kendisine tam itaate mecbur etmişti; Suriyeli ilgili birimlerin çoğu da adeta Lübnanlıları haraca bağlamıştı. 

Tam o sırada, Lübnan’ın farklı siyasi kesimlerinden, Suriye’nin askeri ve siyasi vesayetinin bitmesi yönünde protestolar başladı.

Bunların sözcülerinden biri de Körfez Petro-dolar şeyhliklerine, özellikle Suudi Arabistan’a sırtını dayamış olan Lübnan Başbakanı Refik Hariri idi.
 

refik hariri aa.jpg
Refik Hariri / Fotoğraf: AA


Hariri, 14 Şubat 2005 yılında faili meçhul suikast kurbanı oldu. Bunu fırsat bilen ABD, İsrail ve Fransa Lübnan’dan çekilmesi için Suriye yönetimine baskının dozunu arttırdılar.

Durumun vahametini çabucak kavrayan kurt politikacı Haddam, Haziran 2005’te istifasını açıkladı.

Bu arada Lübnan’daki 30 bin Suriyeli askerin komutanı sıfatıyla askeri operasyonlar yürüten General Rüstem Gazali, Haddam’ın sert suçlamalarının hedefi oldu.

Bununla yetinmeyen Haddam, “Hariri’nin Beşar Esat’tan çok tehdit aldığını” açıkladı. Aralık ayında ise, Esat’ın “Lübnan’daki birçok politik hatasına” işaret etti.

Bunun üzerine Suriye parlamentosu, onun hakkında “ihanet” yasası çıkardı ve derhal işleme konulması kararını verdi. Haddam geri adım atmadı.

Hariri suikastını soruşturmakla görevli Birleşmiş Milletler teşkilatına bağlı müfettişlerle konuştu; suikast ile bağlantılı olarak Esat ve onun çekirdek kadrosunu suçladı. Ona göre, vur emrini veren Esat’ın kendisiydi. 6

Gelişmelere bakarak Esat rejiminin sonunun geldiğini sanan Haddam, Ocak 2006’da, büyük olasılıkla batılı ülkelerin destek ve teşvikiyle “Sürgünde Hükümet” kurduğunu duyurdu.

Bu konuda güç birliği yaptığı rejim muhalifleri arasında Esat’ın amcası (abisi Hafız’a karşı başarısız darbeden sonra kaçıp Fransa’ya sığınan) eski General Rıfat Esat ile Müslüman Kardeşler örgütünün sürgündeki önderi Ali Sadreddin Beyanuni de vardı.

Nitekim Berlin’de (16 Eylül 2007) gerçekleştirdiği toplantıya, muhalif şahsiyetlerden 140 kişi katılmıştı.

Haddam, Şubat 2008’de Esat rejimini tümüyle teşhir etmek maksadıyla, Esat rejiminin, Lübnan Hizbullah örgütünün askeri komutanlarından İmad Muğniye’yi, “İsrail’in hatırı için” infaz ettiğini ileri sürdü, ancak inandırıcı olamadı.

Çünkü genel veriler ve kanaat, bu komutanın İsrail istihbaratı tarafından katledildiği yönündeydi. 

Haddam’ın bu tür faaliyetlerinden hayli tedirgin olan Suriye, Şam’da askeri bir mahkeme kurulmasına karar verdi. Gıyabi bir duruşma yapan mahkeme, “vatana ihanet” suçlamasıyla hakkında müebbet hapis cezası verdi.

Derken, Haddam hakkında yepyeni bir suçlama basına sızdırıldı. Buna göre eski başkan yardımcısı, 1980’li yıllarda Suriye çölüne nükleer atık boşaltılmasına izin vermesi karşılığında bazı Alman ve Fransız sorumlulardan rüşvet almıştı.

Haddam, suçu iki önemli görevliye yıkarak iç ve dış kaynaklı bu ithamlardan yakasını sıyırdı. 7

Haddam ve dönemin Savunma Bakanı Mustafa Tlas ile Faruk Şeraa üçlüsü, yönetim içindeki güçlü Sünni temsilciler olarak biliniyorlardı.
 

Savunma Bakanı Orgeneral Mustafa Tlas.jpg
Dönemin Savunma Bakanı Orgeneral Mustafa Tlas / Fotoğraf: Wikipedia


Mustafa Tlas, 1932, Rastan/Hums kenti doğumludur. Beşar Esat zamanında 2004’te istifa etmişti. Oğlu Firas ile beraber 2011’de isyan başladıktan sonra Suriye’den ayrıldı.

Tedavi için Fransa’ya gitti ve 2017’de siyasi bir mülteci sıfatıyla Paris’te öldü. İşadamı olan Firas, 2011’de Suriye’den ayrılarak Mısır’a geçti; Suriyeli muhaliflere yardım etti. 8

Olaylar başlamadan kısa bir süre önce Türkiye’den davet edilen 60 kadar gazeteciyi konuk eden yine bu işadamıydı.

O sırada Türkiye-Suriye ilişkilerinin geliştirilmesi ve Türkiye üzerinden Avrupa Birliği ile sıkı ekonomik temaslar kurulmak isteniyordu.

Benim de davetli olduğum bu kültürel etkinlikte Firas, her fırsatta Türkiye ve AKP yönetimine olan sempatisinden bahsediyordu. 

Firas’ın diğer oğlu Menaf, Temmuz 2012’de, Suriye’den çıkarak önce Türkiye’ye, ardından Fransa’ya sığındı. 

Kimilerine göre Triumvari’nin içinde olması gereken General Rüstem Gazali, Lübnan’da dönen kirli işlerin baş sorumlusu olarak kabul edilmişti.

Suriye’nin Deyri Zor bölgesindeki askeri operasyonların komutanı Korgeneral Refik Şehade’nin korumaları tarafından ağır biçimde darp edilen Gazali, başından darbe almıştı. İki general arasındaki ihtilafın nedeni, İran’ın Suriye’deki askeri mevcudiyetiydi.

Başka bir kaynağa göre ise Gazali, Lübnan’da petrol ve benzer işlerin kaçakçılığından sorumlu tutulduğu için tasfiye edilmişti. 9
 

Faruk El Şara.jpg
Faruk El Şara/ Fotoğraf: Twitter


Triumvari mensuplarından sayılan Faruk Şara ise, 1938 Deraa (2011 yılındaki ilk sivil isyanın başladığı şehir) doğumludur.

Başarılı bir diplomat olarak 1984-2006 arasında Dışişleri Bakanı oldu. Bu tarihten sonra başkan yardımcılığına yükseldi. 2011 olaylarının ardından bu görevinden alındı; kızağa çekildi.

Birkaç kez Ürdün’e firar ettiği söylense de, kendisi bunu yalanladı. Malum, dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bir açıklamasında, “Faruk Şara gayet akıllı ve vicdanlı bir tutumla bu son olaylarda, katliamların içinde yer almadı. Ama sistemi herhalde Faruk Şara’dan daha iyi bilen yok’’ diyerek Suriye’deki krizin çözümü için Şara’nın geçiş hükümetinin başkanı olarak Beşar Esat’ın yerine geçmesi gerektiğine işaret etmişti. Suriye yönetimi, bu öneriye sert tepki göstermişti. 10


Merhumun ardından konuşulmaz lakin!

31 Mart günü kalp krizinden hayata veda eden devlet adamı Haddam için devlet töreni düzenlenmedi. Sürgündeki muhalifler de rağbet etmediler cenazeye.

Bir avuç eski vefalı dosttan başka kimse yoktu taziyede. Yaşlanmış, güçten ve çaptan düşmüş yalnız bir kurt gibi defnedildi. 

Lübnanlı Sünni adamı Şeyh Mahir Hammud, 2 Nisan tarihinde yazdığı makaleyi Suriye yanlısı yayınlar yapmasıyla bilinen Beyrut merkezli El Meyadin TV sitesinde yayımladı.

Haddam’la yaşadığı acı/olumsuz tecrübeleri aktardı:

Biliyorum, ölünün arkasından konuşulması töreye, teamüle aykırıdır. Lakin Yüce Allah’ın, ‘Rahmetim her şeyi kapsayacak kadar geniştir. Lakin kim ki kamu işleriyle uğraşır, onun hayatı sadece kendisine ait değildir; tecrübesiyle birlikte kamunun (halkın) mülkü sayılır’ yolundaki buyruğundan hareketle merhuma, Haddam’a eleştirimiz var:

Haddam, Lübnan işlerinden sorumlu olarak Hafız Esat tarafından tayin edilmişti. Acaba ne ve nereye kadar Suriye ile Başkan Esat’ı temsil ettiğine dair birçok olumsuz soru de işareti var. Mesela 1970’lerde Lübnan Başbakanı Ömer Kerami’nin yerine Refik Hariri’nin getirilmesi için Haddam’ın oyunu neticesinde Lübnan’da kitlesel protestolar düzenlendi.

Böylece ekonomik krizde kabahati olmayan Kerami istifa etti, yerine Haddam’ın adamı (ve dünürü) Hariri geldi. Bu tertip, Hafız Esat’ın başının altından çıkmadı; tamamen Haddam’ın tezgâhıydı… Haddam’ın yaptığı kötülükler o kadar çok ki, ileride yazacağım anılarımda bunları tek tek açıklayacağım.
11


Suriye yönetimine mesafeli ama bu ülkeye dış müdahalelere karşı duran 31 Mart tarihli Lübnan El Ahbar gazetesinin yorumu ise şöyle:

Siyaset satrancının ustası oyun oynarken masayı üstüne devirdi. Bir dönemin kudretli politikacısı, Lübnan’dan sorumlu olduğu günlerde birçok kirli oyuna karışmıştı. Ancak Hafız Esat, bu yardımcısını hasımlarının eleştiri oklarından korumuştu. Babasının ölümünden sonra, oğlu Beşar başkan olduğunda ise Lübnan-Suriye ilişkileri değişti.

Buna rağmen Haddam, Lübnan Başbakanı Refik Hariri ile Beşar arasında emniyet sübabı işlevini gördü. Hariri, başı sıkıştığında Haddam’a sığındı. Haddam, onun ağlama duvarı olmuştu.  Bir süre sonra Haddam’ın Lübnan’daki devletler oyununda Amerikan, Fransız ve Suudi istihbarat adamlarıyla kirli bağlantıları hakkında dosyalar deşifre edildi. İkinci Kanal isimli İsrail televizyonuna demeç veren Haddam, ‘Beşar Esat rejimini devirmek için ABD ile Avrupa Birliği ülkelerinden destek aldım’ dedi.
12


Suriye rejimini fanatik bir üslupla savunan René Naba, Agence France Presse’te (AFP) yorumcu-muhabir olarak çalışan bir gazeteci-yazardır.

Uzunca yıllar AFP’nin Beyrut bürosunda çalışmıştır. Arap dünyası konusunda uzmanlığıyla tanınır.

Madaniya isimli sitesinde ölümü münasebetiyle Haddam’ı vatan haini olmak, Lübnan’daki kirli işleri yürütmek, para-çek-dolar diplomasisi yürütmekle suçladıktan sonra, Suriye adına Lübnan’daki pis işleri yürüten mafyavari “Sünni troyka olarak” Haddam, Mustafa Tlas ve General Rüstem Gazali’yi eleştiren Fransızca uzun bir yazı yazdı.13

Biz, merhumun arkasından yazılanlara birkaç örnek vermek suretiyle bir devrin kudretli adamı, uluslararası oyunların iyi bir satranç oyuncusu, “Ortadoğu’nun Henry Kissinger’i”, Makyavelist politikacının, dünya malına hayli düşkün bu kurt siyaset adamının portresini tamamlayalım.

Batılı basın organları, İngilizce ve Fransızca yayınlarında ölüm olayını önemsiz, küçük ve tarafsız (nötr) bir haber olarak sundular.

Zaten Haddam ismi, neredeyse 10 yıldan beri dünya siyasetinin gündeminden düşmüştü.

Suudi Arabistan gazetesi Şark-ul Avsat’ın 3 Nisan tarihli Türkçe yayınında Haddam için kullanılan ana ve ara başlıklar oldukça anlamlıdır ve doğrudan Esat rejimine eleştirel bir göndermedir:

Hafız Esed’in kara kutusu Haddam’ın ardından

Rejimin sırlarını ifşa etmeyen adam
...
Siyasi Troyka


Katar yönetiminin desteğiyle yayınlanan 2 Nisan tarihli el Quds el Arabi gazetesi, Haddam için, “Suriye Dış Politikasında düzeltme/yenileşme hareketinin sesi” başlığıyla yorum yapıyor. 14

Hariri ailesinin çıkardığı el Mustakbel gazetesi, “Haddam ile yakın dostu Refik Hariri ebedi cennette buluştular” buluştular başlığını atarken, Lübnan el Nahar gazetesi de “Haddam, ahirete yolculuğunda yanında iki dosya da götürmüş oldu” başlığını kullandı. 15

 

 

  1. Bkz. Türkçe Wikipedia, “Hama Katliamı” ve “Müslüman Kardeşler (Suriye) maddeleri ile “Assassin’s Land” başlıklı yazı (4 Ağustos 2005 tarihli London Review of Books Vol. 27 No. 15)
  2. İngilizce Wikipedia ansiklopedisi, “Abdul Halim Khaddam” maddesi
  3. Independent Arabia gazetesi başyazarı Advan el Ahmeri’nin 3 Haziran 2014 tarihli Arapça yayınlanan Şark-ül Avsat gazetesi için Haddam’la yaptığı özel röportaj.
  4. İngilizce Wikipedia, age madde, “An Assassin’s Land” başlıklı yazı, 4 Ağustos 2005 tarihli London Review of Books Vol. 27 No. 15)
  5. Türkçe Wikipedia, “Müslüman Kardeşler-Suriye” maddesi.
  6. Bkz. Yoav Stern, 30 December 2005. "Former Syrian VP says Assad was involved in Hariri’s death". Haaretz. AP. Retrieved 30 November 2012; Chibli Mallat, Lebanon’s Cedar Revolution An essay on non-violence and justice (PDF). Mallat. p. 12; "Khaddam meets UN panel". Gulf Daily News. Paris. 8 January 2006; "Khaddam Accuses Syria of Killing Mughniyeh". Naharnet. 16 February 2008. Retrieved 31 March 2011; "Khaddam is sentenced to hard labour for life". Gulf Daily News. Damascus. 31 August 2008.
  7. Bkz. نجلا خدام يردان على مجلس الشعب وينفيان إدخال نفايات مشعة إلى سوريا. voltairenet.org in Arabic. 17 January 2006
  8. Bkz. İngilizce Wikipedia ansiklopedisi, aynı madde (“Abdul Halim Khaddam” maddesi)
  9. Anne Bernard, "Syria Remains Silent on Intelligence Official’s Death". 25 April 2015, The New York Times.
  10. Bkz. BBC Türkçe servisi, 8 Ekim 2012
  11. الميادين _ بمناسبة وفاة عبد الحليم خدام_ مات بعض الألم
  12. عبد الحليم خدام: لاعب الشطرنج الذي انقلبت عليه الطاولة
  13. René Naba, “Syrie: Abdel Halim Khaddam, le premier dans l’ordre de la trahison”, Madaniya, 31 Mart 2020.
  14. خدّام: سوط «الحرك التصحيحية» في السياسة الخارجية
  15. رحيل عبد الحليم خدام حامل الملفين – النهار

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.  

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU