Yüzyıllar boyunca, insan kalbi birçok medeniyette önemli bir yer edinmişti. Birçok kişi için ruh ve duygunun kaynağıydı.
Özellikle Meksika’daki Aztek Medeniyeti, insan kalbinin statüsünü yükselten en önemli medeniyetlerden biridir. Aztekler savaşlarda esir ettikleri insanları kurban ediyordu.
Aztek rahipleri, vahşi ritüellerinde kurbanların kalbini canlı canlı söküp gökyüzüne kaldırdıktan sonra ateşe atıyordu. Bunu yaparak tanrıların rızasını alacaklarına ve kötülüklerin üstesinden geleceklerine inanıyorlardı.
Bunun yanında, aralarında Platon, Hipokrat, Galen, İbn El-Nafis ve Willliam Havrey’in de olduğu birçok ünlü filozof ve bilim insanı, kalp üzerinde ciddi araştırmalar yaptı. Kalbin vücuttaki önemi, kan dolaşımı sırasında damarlardan kan pompalamadaki rolü ve vücuda yiyecek ve oksijen sağlamındaki kanın rolü hakkında araştırmalar yaptılar.
Yirminci yüzyılın ikinci yarısında, kalbe olan ilgi yeni bir boyuta yöneldi. 1954 yılında ilk böbrek nakli ameliyatının başarılı sonuçlanmasından sonra, birçok doktor, bir kalbi tümüyle kişiden başkasına aktarma imkânı ve bu tür ameliyatların ne kadar başarılı olabileceğini sorguladı. Böylece her doktor ‘ilk başarılı kalp nakli ameliyatı’ yapabilme çabası içinde oldu ve aralarında bir yarışma başladı.
1958 yılında, Amerikalı Doktor Norman Shumway, Kaliforniya’daki Stanford Üniversitesi’nde bir köpeğin kalbini alıp başka bir köpeğe aktardı.
Shumway’in başarılı ameliyatı insanlar için umut, dünya basınında ise gündem oldu.
Herkes Amerikalı ya da Avrupalı bir doktorun ilk insan kalp naklini gerçekleştirmesini beklerken, Güney Afrika’daki Cape Town’da 1922 yılında dünyaya gelen Doktor Christian Barnad, 3 Aralık 1967 tarihinde ölü bir insanın kalbini alıp hayatta olan bir insana aktardı ve bu ameliyat 9 saat sürdü.
Irkçılıkla dolu bir ülkede, Hollanda kökenli kalp cerrahı Barnad, ilk başarılı kalp nakli ameliyatı şeker ve kalp hastası 53 yaşındaki Bakkal Louis Washkansky’nin üzerine yaptı.
Washkansky, trafik kazası nedeniyle ciddi beyin hasarı geçiren ve aynı günde hayatını kaybeden 25 yaşındaki kadın Denise Darvall’ın kalbini aldı.
Doktorların tüm çabalarına rağmen Denise kurtarılammaıştı. Dolayısıyla, doktorlar Denise’nin babası Edward ile konuşup yanındaki odada oturan adama kızının kalbini vererek yardım etmesini önerdi. Birkaç dakika düşündükten sonra Edward, doktorların ameliyata başlamasına yeşil ışık yaktı.
3 Aralık 1967’de yıllar önce Stanford Üniversitesi'nde köpekler üzerine yapılan ameliyata benzer şekilde Christiaan Barnad, Denise Darvall’ın kalbini alıp Louis Washkansky’nin göğsüne koydu. Ameliyat saatlerce sürdü ve alıcının bağışıklık sistemini baskılamak için birçok ilaç kullanıldı. Ayrıca, kalbin yeniden çalışması ve Washkansky’nin kendine gelmesi biraz zaman aldı.
Bu Ameliyat şaşırtıcı bir başarı ile sonuçlandı ve tarihteki ilk başarılı kalp nakli ameliyatı olarak kayıtlara geçti. Böylece Doktor Christiaan Barnad da yirminci yüzyılın en önemli doktorlarından biri oldu.
Ancak, ameliyatta kullanılan anti-ret ilaçları Washkansky’nin bağışıklık sistemini büyük ölçüde zayıflattı ve ameliyattan sadece 18 gün sonra, akciğer iltihabı nedeniyle hastanede hayatını kaybetti.
Kalp nakli konusundaki araştırmalar 1980’lere kadar devam etti. Başarı oranı yaklaşık yüzde 90’a ulaşınca kalp nakli daha güvenli hale geldi.
Al Arabiya'dan Independent Türkçe için çeviren: Gülbahar İbeş