Mesut Bakkal'ın "'Mesut' Bir Adamın Hikayesi" adlı kitabında “1986-87 sezonunda Galatasaray'dan teşvik primi olarak 2'şer milyon lira aldık" iddiaları Türk spor kamuoyunda büyük tartışmalara yol açtı.
Galatasaray Kulübü'nde uzun yıllar asbaşkanlık, ikinci başkanlık yapan ve Bakkal'ın kitabında bahsettiği dönemde sarı-kırmızılı kulübün futbol şubesi sorumlusu olarak görev alan Ergun Gürsoy, "teşvik primi" iddialarıyla ilgili Independent Türkçe'ye konuştu.
Ergun Gürsoy, iddiaların 33 yıl öncesini içerdiğini, hiçbir yerde konuşmadığını, futbol programlarına katılmadığını, 3 sene gazetede yazı yazmasına rağmen kimsenin bu iddiaları gündeme getirmediğini belirterek, 33 sene sonra konunun gündeme getirilmesinin yanlış olduğunu söyledi.
"Zaman zaman popülaritesini kaybetmiş hocalar, idareciler bu tip söylemleri su yüzüne çıkartırlar" diyen Gürsoy, şu açıklamayı yaptı:
Önemli bir konu tabii. İnsanların ilgisini de çekmek için durup dururken 33 sene evvelki bir olayı, hiç alakası yokken konuşmaya başlıyorlar. Bu iddiaları kitabında yazan adamı ben futbolcu olarak tanımıyorum. Hoca olarak da sadece ismini duydum. Kendisini yolda görsem tanımam. Belli ki işsiz. Hiçbir popülaritesi olmayan, takım düşüren bir futbol adamı ve böyle bir şeye tenezzül ediyor. Bunlar yakışık alan şeyler değil.
"Teşvik primi" iddialarının birçok kez konuşulduğunu ve kendisini bu tür olaylardan her zaman geri çektiğini dile getiren Gürsoy, "Benden para aldım diyecek de hiçbir Allah'ın kulu yoktur. Bu tamamen yakıştırmadır" değerlendirmesinde bulundu.
Söz konusu dönemde kulüpte oldukça etkin olduğunu, birçok şeyin kendisi tarafından yapıldığını ve ekonomik durumunun iyi olması gerekçesiyle futbolun başında olduğunu anlatan Gürsoy, şöyle konuştu:
Şimdi bunların söylenmesi ne kulüplere, ne o zaman yaşamış insanlara hiç yakışmıyor. Yani Beşiktaş'ın Denizlispor ile berabere kalması anormal bir olay değil ki. Herkes herkesi yenebiliyor veya berabere kalabiliyor. Bu, doğru bir olay değil. Bunu Mesut Bakkal'a da yakıştıramadım ama kitabının satması için bu tür sansasyonel bir olayı su yüzüne çıkartması yazarlık açısından kendince haklı olabilir ama ben böyle bir dedikoduya katılmıyorum.
"Kimseye para vermedim. Böyle bir olay da yok"
Mesut Bakkal'ın kitabında iddia ettiği "2'şer milyon para aldık" sözleriyle ilgili de konuşan Gürsoy, "Ben, kimseye para vermedim, böyle bir olay da yok. Velev ki olsa bile o zamanlar böyle şeyler yoktu. Takım taraftarları, Galatasaraylı olup da Denizlili olan birisi parayı vermiş olabilir. Bu, beni ilgilendirmez. Ben hoş görmüyorum, doğru bulmuyorum. Olay bundan ibaret" ifadelerini kullandı.
"Teşvik primi" iddialarının safsata olduğunu savunan Gürsoy, böyle bir şeyin olduğunu ne duyduğunu ne de gördüğünü ileri sürüyor.
Bu iddiaların zaman zaman belirli kişiler tarafından ileri sürüldüğünü, geçmişe bakarak bunların görülebileceğini dile getiren Gürsoy, "Bu yüzden hapse girenler de oldu. 'Ben yaptım' diyen olmuştur. Zaten açık açık söylemişler. Böyle bir şey bana ne soruldu ne de ben söyledim. Camiadan da duymadım. Herhangi birisi çıkmış örneğin; Antalya'da bir Galatasaraylı kalkmış, falanca takımı yenin diye teşvik primi vermiş. Bu beni ilgilendirmez" şeklinde görüş belirtti.
İddiaların gündeme gelmesinin, kitaba yazılmasıyla aynı sebepten olduğunu öne süren Gürsoy, o sezon Galatasaray'ın Beşiktaş'ı 5 kez yendiğini, bu iddiaların altında bir şey aramanın manasız olduğunu belirterek, şunları söyledi:
Bu iddiaları zaman zaman Beşiktaşlı idarecilerden de basın mensuplarından da kullananlar oldu. Hatta onlardan birini mahkemeye verdim, para cezası aldı. Ancak parayı almadım ve iade ettim. Bunu da mahkemeye versem bunu da kazanırım. Böyle bir şey yok. Hiçbir surette Denizlispor'la ikili temasım olmamıştır.
Beşiktaş Kulübü İkinci Başkanı Adnan Dalgakıran "teşvik primi" iddialarıyla ilgili sosyal medya hesabından bir tweet paylaşarak, "Ligde dopingli, teşvik primli pek çok sezonun yaşandığı çok açık. Bunlar ile elde edilen şampiyonluklarla istatistikler tutmanın hiç bir anlamı kalmadı. Hatta artık onlar bir utanç vesikası" değerlendirmesinde bulunmuştu.
Ligde dopingli, teşvik primli pek çok sezonun yaşandığı çok açık. Bunlar ile elde edilen şampiyonluklarla istatistikler tutmanın hiç bir anlamı kalmadı. Hatta artık onlar bir utanç vesikası.
— Adnan Dalgakıran (@adnandalgakiran) March 11, 2020
Dalgakıran'ın paylaşımıyla ilgili de açıklamalarda bulunan Gürsoy, "Ben bu arkadaşı da tanımıyorum. Yaşı o günlere müsait mi onu da bilmiyorum. Bu olayları yaşamış olacağını da zannetmiyorum. Olsa olsa taraftar olmuştur. Bu konulara girmesini de doğru bulmuyorum. Buradan isim yapmanın bir anlamı yok" yorumunda bulundu.
"Futbolda büyük konuşmak doğru değil ama..."
Süper Lig'in 26. haftasında Galatasaray ile Beşiktaş arasında oynanacak derbi maçla ilgili beklentisini sorduğum Gürsoy, "Şu anda Galatasaray formunun zirvesinde. İyi bir maç bekliyorum. İyi bir kadrosu var. Güzel, zevkli maçlar seyrediyoruz. Kendi sahasında oynayacak. haliyle kazanması gerekiyor. Ama futbolda 3 netice var, bunlardan herhangi biri de olaiblir. Futbolda büyük konuşmak doğru değil ama Galatasaray'ı 3 puana yakın görüyorum. biz mesela avrupa şampiyonu olduk ama Fenerbahçeyi yenemedik" şeklinde yanıtladı.
Lig sonunda Galatasaray'ın şampiyon olmasını gönülden istediğini aktaran Gürsoy, şampiyonluk yarışındaki takımların hepsini eşit durumda gördüğünü belirterek, sarı-kırmızılı taraftarlara şu mesajı iletti:
Taraftarlar takımlarını teşvik etsin. Milletin bu tür basit olaylarla isim yapmak için, iş bulmak için, gündeme gelmesine değer vermesinler. Taraftarın da taraftar olmayanın da bunlara dikkat etmesi gerekiyor. Bunlar sansasyon yaratmak için ortaya çıkmış işsiz adamlardır.
"7 kere seçilmiş bir yöneticiyim"
Ergun Gürsoy, "Galatasaray Kulübü'nde yeniden yöneticilik yapmak ister misiniz" sorumu şöyle yanıtladı:
Öyle birşey olmaz fakat o dönemlerde ben 7 kere seçilmiş, 8 kere gitmiş bir yöneticiyim. En son ikinci başkanlık yaptım. Kulüpte asbaşkanlık yaptım. Katıldığım tüm yönetim kurullarında başarılı oldum. Hep şampiyonluklar, kupalar kazandık. Hiçbir zaman da boş vakit bulamadım. Ama hiçbir zaman da çıkıp ben yaptım demedim. O zaman sahada oynayan aslanlar, galip gelerek takımlarını şampiyon yaptılar. Biz de o dönemde bu oyuncuların başındaydık. 1996 yılında yenilgisiz birinci oldukları dönemde Romanya Milli Takımı'ndan 6 oyuncuyu transfer ettik. Bu transferleri de biz gerçekleştirdik.
Ne olmuştu?
Eski futbolcu ve teknik direktör Mesut Bakkal, "Mesut' Bir Adamın Hikayesi" adlı kitabında 1986-87 sezonunda Denizlispor'da oynadığı dönemde Galatasaray'dan 2'şer milyon lira teşvik primi aldıklarını iddia etmişti.
Bakkal, kitabında o günleri şu sözlerle anlatmıştı:
O sezonun unutulmaz maçı sondan bir önceki hafta İstanbul'da oynanan Beşiktaş maçıdır! Beşiktaş maçından önce başkan Ahmet Dardar idmanı izlemeye geldi. O ara antrenman karıştı. Hocadan idmanı bitirmesini istediler. İlk başta anlayamadık biz. Ne olduğunu sorduk. 'Çabuk toplanın İstanbul'a gidiyoruz' dediler. Sonra bize haber geldi, durumu anladık. Meğer Galatasaray bizi ağırlayacakmış. Akşam İzmir'e, İzmir'den de İstanbul'a. Ergun Gürsoy'un (Galatasaray'da dönemin futbol şubesinden sorumlu yöneticisi) bürosunun karşısındaki Dedeman otelinde kaldık. Arada bize gelip, 'Aman çocuklar bizim için bu maç çok önemli' diyorlardı. Maçı da Ali Sami Yen'de oynayacaktık.
"Kişi başı 2'şer milyon aldık"
Bir çanta içinde para geldi otele. Kişi başına düşen para bizim transfer taksidimizdem biraz fazlaydı. Maç konuşmasında söylediler; kişi başı ikişer milyondu. Tam o ara yeni çıkan bir arabanın parasıydı. Büyük para. Ali İpek, genel kaptandı. O gün tam maça gidecekken Nihat Hoca, Zafer abiyi kesti. Biz de, 'Zafer abi sen bizi otelde bekle' dedik. O maça gelmedi. Bir yönetici ile 6. kata kilitledik. Maça gittik. Orada bize atlar için kullandıkları haplardan verdiler. Hatta maç içinde bizim Çingene Erhan, 'Mesut, ben kusacağım' demiş, ben de 'Yahu maç içinde nereye kusacaksın' yanıtını vermiştim.
"Galatasaray bizi tenis kulübünde ağırladı"
Bakkal, parayı nasıl aldıklarını ise şu sözlerle anlattı:
Otele kendimizi attık. Ali İpek geldi. 'Paralar Denizli'de dağıtılacak' dedi. Biz de stoper 'Kayış'Ahmet'i doldurduk. O çıktı, 'Bu paralar burada dağıtılacak' dedi. Hemen odaya çıktık. İkişer deste bir milyon aldık. Herkes nemalandı. Kaleci Adnan 18 yaşındaydı. O da aldı. Nihat Hoca hemen aldı kaçtı. İzmir'e kahraman gibi indik. Galatasaray bizi Tenis Kulübü'nde ağırladı. O gün Galatasaray'ın maç yaptığı Antalya'dan gelen futbolcular oldu, mesela Arif Kocabıyık gibi...O günden sonra yavaş yavaş kabus başladı. Sakatlandım.
1986-87 sezonunda sondan bir önceki hafta Beşiktaş, sahasında Denizlispor ile 1-1 berabere kalırken, Galatasaray, deplasmanda Antalyaspor'u 3-1 yenerek son haftaya 1 puan önde girdi.
Ligin son haftasında sahasında Eskişehirspor'u 2-1 mağlup eden Galatasaray, sezonu Beşiktaş'ın 1 puan önünde şampiyon olarak tamamladı.
© The Independentturkish