Facebook 20 yıldan kısa bir sürede interneti nasıl ele geçirdi?

Mark Zuckerberg’in 15 yıl önce kurduğu sosyal ağı, Instagram ve WhatsApp gibi rakiplerini de kendine dahil ederek, internet çağının en güçlü şirketlerinden biri haline geldi

“Bu belki de bir sonraki büyük şey mi?”

Bu CNBC’de bir haber sunucusunun 2004 yılında Mark Zuckerberg’e sorduğu soruydu.

Üç aydan daha kısa bir süre önce, 4 Şubat’ta, 19 yaşındaki Harvard’lı öğrenci, diğer öğrenci arkadaşları için çevrimiçi rehber olarak hizmet veren “TheFacebook” isimli web sitesini henüz yayına sokmuştu.

Zuckerberg sunucuya şu cevabı vermişti:

“İlk yayına girdiğimizde belki 400, 500 kişi bekliyorduk. Şimdi 100 bin kişi var. O zaman bundan sonra nereye gideceğimizi kim bilir… Belki güzel bir şey yapabiliriz.”

Kuruluşundan 15 yıl sonra, bu sayı şimdi 2.32 milyara yükseldi. Bu sayı dünya nüfusunun neredeyse 3’te biri. Bu süreçte sosyal platformun adı kısalmış olabilir ama işleyişi katlanarak büyüdü. Facebook, Instagram’ın beğenilerini ve WhatsApp’ı da kendine dahil ederek dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden biri haline geldi. Aynı anda Zuckerberg’i de yaşayan en zengin beşinci kişi yaptı.

Büyüklüğünün ötesinde, Facebook’un Google ile birlikte artık internet trafiğinin yüzde 70’inden fazlasına direk etkisi var. Öyleyse bu, bir yurt odasında kurulmuş bir projeden internet çağının muhtemelen en etkili şirketine nasıl dönüştü?

Erken rekabetten karlı çıkmak

Facebook ilk kurulduğunda bir sosyal ağ değildi. Piyasaya sürülmeden bir yıl önce, hızla dünyanın en büyük sosyal ağ sitesi haline gelen MySpace’in gelişini görmüştü.

MySpace’in başarısı çok dikkat çekti ve sonunda News Corporation tarafından 580 milyon dolara satın alındı. 2006’da kısa bir süre için Google’ı ardında bırakarak ABD’nin en çok ziyaret edilen web sitesi haline geldi ama yıldızı çok geçmeden sönmeye başladı.

MySpace’in iflasından şirket yönetimi sorumlu tutuldu. Gazeteci Tom Standage, sosyal medya üzerine kaleme aldığı ufuk açıcı kitabı Writing on the Wall’da (Duvara Yazmak) şunları söyledi:

“Yeni sahibi, şirketi bir teknoloji platformundan çok bir medya kuruluşu olarak gördü ve sitenin temel teknolojisini düzeltmek ya da geliştirmekten ziyade reklam gelirini en üst düzeye çıkarmakla daha fazla ilgileniyor gibiydi.”

Bunun tam aksine Facebook, kullanıcılarının platformun yönüne karar vermesine izin vererek kullanıcı tabanını büyütebildi. Facebook Chat gibi yeni özellikler kullanıcılar tarafından talep edilmişti. FarmVille gibi uygulamalar ise Facebook’a katılımın büyümesine yardımcı olan sürpriz bir başarı oldu.

2010 yılında Facebook, MySpace’i geride bırakmıştı. İnsanlar neredeyse MySpace’i terk ettikleri anda Zuckerberg’in icadına akın etti. İki yıl sonra Facebook halka açıldı ve Zuckerberg şirketin kontrol hisselerini elinde tuttu. Bu da, sadece kendisine yanıt vermek zorunda kalacağı anlamına geliyordu.

Teknoloji devleriyle boy ölçüşmek

Facebook’un başarısı Google’ın dikkatini çekti ve 2011’de dünyanın en büyük sosyal ağı olmasını umut ettiği Google+’ı piyasaya sürdü.

Teknoloji devi, Google’ın tüm tüketici ürünlerini tek bir çevrimiçi kimliğe (Gmail, YouTube vb) bağlayarak, Facebook ile rakamlarla boy ölçüşebileceğini düşündü. Google’ın mühendislikten sorumlu kıdemli başkan yardımcısı, Google+’ı tanıtan bir blog yazısında şöyle yazmıştı:

“Çevrimiçi paylaşım kullanışsız. Hatta arızalı. Ve bunu düzeltmeyi amaçlıyoruz.”

Bir süre boyunca işe yarayabilirmiş gibi göründü. Piyasaya sürülmesinden sonraki bir ay içinde 10 milyondan fazla insan üye olmuştu. Facebook bir kez daha kendini Golyat Google’a karşı Davut gibi hissetti.  

Buna karşılık Mark Zuckerberg bir strateji belirlemek için şirket çapında “iş kapatımı” ilan etti.

Savaş odası taktikleri o kadar etkili oldu ki 2018’te Google+’ın kullanıcı sayısı 7 milyondan az bir seviyeye geriledi ve sonunda Google bu başarısız denemesini kapatma tarihini öne çekmek zorunda kaldı.

Konumunu sağlamlaştırmak

2012 yılında Facebook bir dönüm noktası olarak bir milyar kullanıcıya ulaştı ve yine bir yavaşlama belirtisi göstermedi. Bu noktada insanların ekran başında geçirdikleri zaman için Facebook ile rekabet eden bir dizi girişim ortaya çıkmıştı.

Bunlardan biri, piyasaya sürüldüğü 2010 yılından bu yana 50 milyondan fazla kullanıcıya ulaşan Instagram’dı. Bu, Facebook’un kullanıcılarının yalnızca çok küçük bir kısmıydı ancak Zuckerberg bunu bir tehdit olarak tanımladı. Ama etkisiz hale getirilebilecek ve daha sonra yararlanılabilecek bir tehdit.

Eylül 2012’de sonuçlandırılan 1 milyar dolarlık bir satın alma, Instagram’ı Facebook’un kontrolü altına aldı. Fotoğraf paylaşım platformunun 1 milyardan fazla kullanıcıya ulaştığı göz önüne alındığında artık kelepir gibi görünen bir fiyat.

Aynı taktik mesajlaşma uygulaması WhatsApp için de kullanıldı. 2014 yılında 19.3 milyar dolara satın alınan WhatsApp, beş yıldan daha az bir zamanda benzer bir büyüme göstererek ortalama 500 milyon kullanıcıdan 1.5 milyar kullanıcıya ulaştı.   

Hepsi toplandığında, artık dünyada Facebook’un sosyal ağ ya da mesajlaşma servislerinden en az birini kullanan 2.5 milyardan fazla insan var. 2018 yılında tahminen 4.2 milyar kişinin internete erişim sağladığı düşünülürse, Facebook’un devam eden büyümesini durduracak tek şeyin internetin kendisi olduğu görülüyor.


 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

https://www.independent.co.uk/life-style

Independent Türkçe için çeviren: Sezin Bala

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU