24 Ocak'ta yaşanan depremin ardından tekrar Elazığ'a giden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Abdullah Gül'ün Gezi Parkı eylemleriyle ilgili "Gurur duyuyorum" ifadesini kullanmasını eleştirdi.
Bakan Soylu, "O günkü Cumhurbaşkanımızın sanki o olayların yaşandığı bir ülkede yaşamıyormuş gibi bugün söz söylemesi de bırakın İçişleri Bakanlığını, bu ülkenin bir ferdi olarak, Süleyman Soylu olarak içime hançer gibi saplanmıştır" diye konuştu ve ekledi:
Hem Tayyip Erdoğan'ı yalnız bırakacaksınız hem Tayyip Erdoğan'ın karşısında birileriyle anlaşma yapacaksınız, ondan sonra da bugün gelip sırça köşklerinizde devletin size sunduğu bütün imkanlarla bu milletin size verdiğini bir şekilde bu millete kötülük olarak anlatmaya çalışacaksınız. Yazıklar olsun size.
18 Şubat’ta Karar Gazetesi’ne konuşan Abdullah Gül, “Sizin bugünkü duruma gelirken sessiz kaldığınız düşünülüyor, bu yüzden hem laik kesimde hem de muhafazakâr kesimde size kızgın olanlar var” şeklindeki değerlendirmeye şu yanıtı vermişti:
Nerede sessiz kaldım? Mesela en büyük olaylar Gezi olaylarıydı değil mi?
Bana o zaman ilk sorulan soruya verdiğim cevap şuydu: “Bununla büyük bir gurur duyuyorum” dedim. Şaşırdı herkes.
Çünkü “Türkiye'nin problemlerinin mahiyetini değiştirmişiz. Eskiden insanlar insan hakları için sokağa çıkardı. Faili meçhuller dursun diye çıkardı. Yolsuzluk dursun diye sokağa çıkardı. Şimdi insanlar ağacı kestirmem diye sokağa çıkmış, çevre duyarlılığı için sokağa çıkmış. Türkiye'nin problemlerini İngiltere'nin, ABD'nin problemleri haline çevirmişiz” dedim.
Daha sonra bu toplumsal olay iyi yönetilemeyince terör örgütlerine büyük bir fırsat çıktı ve bildiğimiz vahim olaylar, vandallıklar cereyan eti.
Açık söyleyeyim; benim birçok tavrım anlaşılmamış olabilir. Kendi camiamız da anlamamış olabilir.
Independent Türkçe