Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a bağlı güçlerin Soçi’de belirlenen sınırların ötesine çekilmesi için şubat sonuna kadar süre tanımış, uyulmaması durumunda Türkiye'nin operasyon yapacağını söylemişti.
Verilen sürenin sonuna yaklaşıldıkça Türkiye'nin belirlenen bu hedef doğrultusunda operasyon yapıp yapmayacağı da merak ediliyor.
Yine olası bir operasyonda nasıl bir strateji izleneceği de sorulan sorular arasında.
Bu soruyu emekli askerler ve stratejistlere yönelttik.
Genel görüş Türkiye’nin ne yaparsa yapsın bunu Rusya ile bir uzlaşı içinde yapması gerektiği, aksi takdirde olayların kontrol edilemeyebileceği yönünde oldu.
“Hava desteği olmadan kara kuvvetlerinin kaybı artar”
"Rusya’nın İdlib hava sahasını Türk uçaklarına kapaması halinde olası bir operasyonda hava gücünün kullanılmaması sahaya nasıl etki eder" sorusuna Emekli Hava Korgeneral Orhan Köse, çok net bir cevap verdi.
"Rusya ve ABD ile mutabık kalınmadığı takdirde orada operasyon yapılamaz" görüşünü savunan Köse, sözlerini şöyle konuştu:
Rusya ve ABD’nin olurunu almadan operasyona girişmek bana göre cinayetle eş değerdir. Çünkü Rusya, İdlib hava sahasını kapattı. Günümüzde bir harekatın sonucunu büyük ölçüde hava desteği belirler. Hava desteği almadan sonuç almak çok zor. Böyle bir durumda kara kuvvetlerinin kayıpları önemli ölçüde artar. Takip ettiğimiz kadarıyla Rusya ile sürekli görüşmeler yapılıyor ancak mutabık kalınmış değil. Ortada bu kadar bilinmeyen varken Rusya’nın bölgeyi terketmesi mümkün değil. Rusya ile anlaşmadan operasyona girişmek TSK için başarılı bir sonuç getirmez.
“Operasyon M-4 ve M-5 yollarına kadar olmalı, ötesi riskli”
Bir dönem Özel Kuvvetler Alay Komutanlığı yapan Emekli Albay Mithat Işık ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Rejim gözlem noktalarının gerisine çekilecek” sözlerinin Türkiye’yi bağladığını belirterek, "Ruslarla yapılan ikili görüşmelere bakıldığında söylediğimiz hedeflere kadar ilerlememize karşı görünüyorlar” dedi.
Rejimi gözlem noktalarının gerisine kadar itecek bir harekatın Rusya’nın onayı olmadan ve İdlib hava sahası Ruslar tarafından Türkiye’ye açılmadığı sürece riskli olacağını söyleyen Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:
Gözlem noktalarının bir kısmı bayağı güneyde kaldı ve o bölgeler rejimin eline geçti. Bu nedenle buraları hedef alan bir operasyon yerine Türkiye ilk etapta M-4 ve M-5 yollarına kadar olan alanın kontrolünü alması ve Tel Rıfat’tan YPG’nin çıkarılmasını sağlaması önemli. Yine ilk etapta bu yolların güvenliğinin Rusya ile ortak devriye atılarak sağlanması ve ulaşıma açılması da önemli. Çünkü bu yollar Suriye’nin can damarı durumunda. Bu yollarda güvenlik sağlandıktan sonra Rusya ile istihbarat işbirliği içinde HTŞ’nin lider kadrosunu etkisi hale getirecek nokta operasyonlar yapılabilir.
“Rusya'yla anlaşmadan yapılacak operasyonda çatışma yayılabilir”
Soçi mutabakatının hayata geçmesi için HTŞ benzeri grupların etkisiz hale getirilmesinin gerekli olduğunu söyleyen Işık, bu sağlandıktan sonra kontrol edilen güvenli bölgenin M-4 ve M-5 karayollarının biraz daha aşağısına doğru genişletilmesi şansının doğabileceğini kaydetti.
Rusya ile anlaşmadan, gideceğimiz yerler belli olmadan yapılabilecek bir operasyonda çatışmanın Tel Rırat, Menbiç hatta Barış Pınarı bölgelerini kapsayacak şekilde genişleyebileceğini öne süren Işık, bir uyarıda daha bulundu:
“Gözlem noktalarına 24 saat içinde ulaşılmalı”
Bazı gözlem noktalarımız Suriye güçlerinin eline geçen alanlarda kalmış durumda. Işık'ın bu konuda da uyarıları var:
24 saat içinde o gözlem noktalarıyla birleşilmezse sorun büyür. Çünkü karşımızdaki güçler buraları hedef alırsa hava desteği olmadan ne kadar dayanabilirler. O nedenle olası bir operasyon 24 saat içinde buralarla birleşmeye yönelik olmalı. Ancak Ruslar, Suriye güçlerine açık destek verirse bu hedefe ulaşmak ilk 24 saatte zor olabilir. Sadece Suriye güçleriyle çatışılırsa kısa sürede varılır.
Işık, sorunun çözülmesi için Türkiye’nin Esad yönetimiyle de temas kurması gerektiğini kaydetti
“Çatışmanın kontrolden çıkma ihtimali yüksek”
Başkent Üniversitesi Stratejik Araştırma Merkezi Başkanı Ercan Çitlioğlu, “Ben böyle bir harekatı son derece riskli bulurum” diyerek sözlerine başladı ve şöyle konuştu:
Bizim karşımızda sadece Suriye birlikleri olmayacak. İranlı milisler, Hizbullah ve örtülü olarak bunlara destek veren Rus güçleri olacak. Orada başlayacak sıcak çatışmanın aktörlerin fazlalığından dolayı kontrolden çıkma ihtimali çok yüksek. Suriye’nin kazanımlarını terk ederek Soçi’de öngörülen sınırların ötesine güçlerini çekeceğine ihtimal vermiyorum.
Şu an yedi tane kontrol noktamızın Suriye güçlerinin kontrol ettiği alanlarda kaldığına dikkat çeken Çitlioğlu, “Morek’te konvoyumuz saldırıya uğradığında Rusya yaralılarımızı tahliye etmemiz için hava sahasını açmıştı. Son iki olayda ise açmadı. Bu da iki gücün Türkiye’ye karşı ortak hareket ettiğinin çok açık işareti. Ben bu şartlar altında bir operasyonu çok riskli buluyorum” ifadelerini kullandı.
“Hazırlıklar daha çok savunma hattı kurulacağı yönünde”
Emekli Kurmay Albay Aziz Ergen, Türkiye’nin İdlib’de olası bir operasyonunun hücum konseptinden ziyade daha çok savunmaya dayalı olması gerektiğini düşünüyor.
Ergen, bölgeden gelen görüntüleri incelediği zaman TSK’nın çok namlululu roket sistemleri ve topçu sistemleri için mevzi kazdığının görüldüğünü belirterek, bu durumun TSK’nın saldırıdan ziyade savunma maksatlı mevzilendiğinin göstergesi olduğunu söyledi.
Ergen, Suriye’nin ele geçirdiği bölgelerden çekilmeyeceğini iddia ederek, “Türkiye’nin operasyonu saldırı maksatlı değil savunma maksatlı olmalıdır. Orada bir temas yani savunma hattı kurulacaktır. Böylece hem Türkiye’ye yeni sivil göçlerinin önünü kesmek hem de güvenlik sağlandıktan sonra Türkiye’de yaşayan 3-4 milyon Suriyelinin zamanla oraya yerleşmeleri sağlanacaktır" dedi.
“Kazanma garantili savaş yok”
TSK’dan binbaşı rütbesiyle emekli olduktan sonra kamuoyunda stratejist ve terör uzmanı sıfatlarıyla tanınan Ali Nihat Özcan halen Erdoğan ile Putin’in konuşmadığına ve Putin’in ne dediğinin bilinmediğine dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü:
İdlib’e dalmak demek sadece İdlib ve Esad demek değil. İdlib’e girilmesi işin sadece yüzde 30’luk kısmı. Karşınıza alacağınız birinci unsur Rusya ve İran, ikinci olarak da Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri. Bu iş sadece ordular arası, burası alınınca bitecek bir konu değil.
İdlib’de güvenlik noktalarının güvenliğinin sağlanması durumunda buraları havan ve top ateşinden korumak için yedi sekiz kilometre uzağa kadar gitmek gerekebileceğini söyleyen Özcan, “Bir sonraki aşamada nasıl olacağını kestirmek zor. Bu sadece Esad’la da ilgili değil. İşin içinde Rusya faktörü de var. Kazanma garantili savaş yok” diye konuştu.
© The Independentturkish