Keşmir'in Hindistan yönetimindeki bölümünde ana akım parti liderlerinin gözaltına alınması, partiler arası hoşnutsuzluğun tırmanışa geçtiği bir sırada Hindistan Yüksek Mahkemesi'ne taşındı.
Bölgenin eski başbakanları Ömer Abdullah'ın ve Mahbube Müfti'nin ev hapsi, sömürge döneminden kalma tartışmalı Kamu Düzeni Yasası (PSA) uyarınca geçen hafta herhangi bir suçlama olmaksızın iki yıla kadar uzatıldı.
Keşmir'in bölgesel siyasi partilerinden en büyük ikisini temsil eden liderler, Narenda Modi hükümetinin Cammu ve Keşmir'in özerklik statüsünü kaldırma kararını duyurduğu 5 Ağustos 2019'dan bu yana gözaltında tutuluyor.
Abdullah'ın kız kardeşi Sara Abdullah Pilot pazartesi günü Yüksek Mahkeme'ye bir ihzar müzekkeresi sunarak (hakim önüne çıkarma emri ed.n.) Abdullah'ın Yeni Delhi'deki mahkemede fiziksel olarak bulunmasını ve gözaltı uygulamasının sona erdirilmesini talep etti. Hakimler konuyu incelemeyi kabul etti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Abdullah Pilot, Cammu ve Keşmir'deki yetkililerin perşembe günü ağabeyinin tutukluluk süresinin uzatılmasını desteklemek üzere sunduğu iddia dosyasının "yanlış olduğu aşikar, saçma maddelerle" dolu olduğunu söyledi.
İddia dosyasında Abdullah, "kolay aldatılabilir kitlelerin desteğinden faydalanmak" ve "radikal düşünceler" taşımakla suçlanıyor. Dosyada bu durumun, Abdullah'ın "militanlığın ve seçim boykotunun zirvede olduğu dönemlerde bile oy toplayabilme" yeteneğiyle kanıtlandığı ileri sürülüyor.
Abdullah Pilot, ağabeyinin aslında "popüler bir figür haline gelmekle" ve "militanların tehditlerine rağmen insanları yüksek oranda seçime katılmaya ve oy vererek demokratik haklarını kullanmaya ikna etmekle" suçlandığını söyledi.
Bunun dışında, internete erişimi kesilmişken Twitter hesabını kullanmayı sürdüren Müfti'nin kız kardeşi, Modi yönetiminin "acımasız" PSA yasasına başvurmasını şiddetle eleştirdi ve Halkın Demokratik Partisi liderine karşı hazırlanan iddia dosyasından bazı bölümleri paylaştı.
İddia dosyası, Müfti'nin "kolay aldanan kitleleri galeyana getirmekle" ve yaptığı basın açıklamalarında "güvenlik güçlerinin cesaretini kırmakla" suçlu olduğu gerekçesiyle ev hapsinin uzatılmasını öneriyor.
Dosya bu iddiayı desteklemek için de Müfti'nin görünüşe bakılırsa esas itibarıyla hükümet politikalarının makul eleştirilerinden başka bir şey olmayan tweet'lerini ve kamuya açık diğer yorumlarını alıntılıyor. Bu alıntıların içinde Müfti'nin, Keşmirlilerin "haklı olarak kendilerine ait olan yolları kullanmak için izin almak" zorunda bırakılmasına dair yetkililere yönelik eleştirisi ve Müslümanların eşlerinden üç kez "boş ol" diyerek ayrılmasını (talak) yasaklayan özel yasanın gerekliliğini sorgulayan ifadeleri yer alıyor.
Birleşik Krallık'ta İngiliz bir anneden dünyaya gelen Abdullah'ın hem babası hem de büyükbabası Cammu ve Keşmir'de başbakanlık yapmıştı. Abdullah da 2009'dan 2014'e kadar başbakanlık koltuğunda oturmuş, ayrıca 2001-2002 döneminde Hindistan'ın Dışişleri Bakanı olarak görev yapmıştı.
60 yaşındaki Müfti'yse 2016'da, Hindistan Halk Partisi'yle (BJP) kurulmuş koalisyon hükümeti parçalandığı sırada Cammu ve Keşmir eyaletinin son başbakanıydı. Mahbube Müfti iki kez başbakanlık yapmış Müfti Muhammed Seyyid'in kızı.
Hem Müfti'nin hem de 49 yaşındaki Abdullah'ın siyasi partileri Hindistan'ın Keşmir üzerindeki egemenliğini sürdürdüğü bir çözümü savunuyor. Bununla birlikte iki parti de Yeni Delhi'nin giderek otoriterleşen önlemlerine eleştirel muhalefeti sürdürürken, bölgede özgür ve adil seçim yapılmasını istiyor.
Geçen yılın başlarında Keşmir'deki evinde The Independent'a verdiği özel röportajda Müfti, gün gelip de kendi meclisi ve serbest ticaret bölgesi olan ama savunma ve dış ilişkiler meselelerinde Hindistan'la Pakistan'ın eyaletin kendilerine düşen kısımlarında nihai kontrolü muhafaza ettiği, yarı birleşik bir Keşmir'in kurulduğunu görmek istediğini söylemişti. O zamanlarda dahi muhtemel görülmeyen bu olasılık ve benzeri her türlü barışçıl çözüm, Modi'nin Cammu ve Keşmir'in statüsünü düşürerek bu bölgeyi birlik toprağı sayma hamlesiyle daha da uzak hale geldi. (Federal devlet yapısına sahip Hindistan 29 eyaletle 7 birlik toprağından oluşuyor. Eyaletler kendi hükümetlerine ve parlamentolarına sahipken, birlik topraklarıysa merkezi hükümetin yönetimi altında bulunuyor ed.n.).
Gazeteci-yazar Swati Chaturvedi, “Ömer Abdullah ve Mahbube Müfti'ye yöneltilen suçlamalar gülünç ve Hindistan demokrasisine büyük darbe niteliğinde" dedi.
Ana muhalefet partisi Hindistan Ulusal Kongresi'nin (INC) Genel Sekreteri Priyanka Gandhi Vadra ise Twitter'da şu paylaşımı yaptı:
'Babasının kızı' olmak ve insanları oy vermeye çağırmak ne zaman ulusa karşı işlenmiş bir suç oldu (...) İkisinden de gurur duyarım (...) Hükümetin (Abdullah ve Müfti'yi) PSA'yla suçlayacak hiçbir dayanağı olmadığı çok açık. Serbest bırakılmalılar.
Abdullah'ın partisi Ulusal Konferans'ın sözcüsü İmran Nabi Dar da Abdullah'a yönelik PSA suçlamalarının "hayret verici olduğunu ve insanı allak bullak ettiğini" söyledi. Dar, Hindustan Times'a yaptığı açıklamada, "Söyledikleri hayret verici ve Abdullah'ın insanları oy vermeye çağırmakla suçlanması da ironik" dedi.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/news
Independent Türkçe için çeviren: İrem Oral
© The Independent