2020 Oscarlarında En İyi Özel Efekt Ödülü neden Avengers: Endgame’e değil de 1917’ye verildi?

Kara Şövalye (The Dark Knight) ve Black Panther gibi filmlerin hak ettikleri muameleyi görmemelerinden bildiğimiz gibi Oscar Ödülleri iş süper kahraman filmlerine geldiğinde hasmane davranmak gibi kötü bir üne sahip.

Süper kahraman etiketi genellikle Akademi’nin temel anlaşmazlık sebebi oluyor. Sadece kağıt üzerinde çizgi roman uyarlaması olan Joker bu senenin arbedesinde geniş ölçüde görünürlük kazandı ve Joaquin Phoenix’le En İyi Erkek Oyuncu ödülünü aldı ama diğer süper kahraman girişimleri alışıldık şekilde göz ardı edildi.

Bu senenin başlıca görmezden gelineni Avengers: Endgame oldu. Marvel Sinematik Evreni’nin şimdiye kadarki tüm olay örgüsünü toparlayan 2019 yapımı film, 10 yıllık bir hikayeyi dramatik bir sona taşıdı, gişe rekorları kırdı ve çok iyi yorumlar aldı.

Beklendiği gibi Tony Stark’ın final eylemi sadece teknik başarıları itibarıyla değerlendirildi ve En İyi Görsel Efekt adaylığı aldı ama Marvel en azından bu ödülü, ufuk açan başarılarına karşılık eve götürmeyi umuyordu. Gelin görün ki bu gerçekleşmedi. Sam Mendes’in 1917’si En İyi Yönetmen Ödülü’nü kaybetti ama bu dalda hayal kırıklığı tatsa da En İyi Görsel Efekt dahil üç dalda ödül aldı.

Ton farkı açısından Avengers: Endgame ve 1917 kadar birbirine bu denli karşıt görsel üsluba sahip iki film düşünmek epey zor. Biri dış uzay ve çoklu evrenlerde geçen, çizgi romandan esinlenmiş bir şölenken diğeri gerçekçi, gözü kara bir I. Dünya Savaşı destanı.

Screen Rant'ta yer alan habere göre ilkinin göz kamaştırıcı görsel efektler için daha fazla fırsata sahip olduğu söylenebilir ama 1917’nin buradaki zaferi kesinlikle hak edilmişti. Avengers: Endgame’in görsel olarak müstesna bir iş olduğuna şüphe yok. Josh Brolin’in hareket yakalama temelli Thanos performansı bu tekniğin en iyi örneklerinden biri. Tıklım tıklım dolu son savaş sahnesindeki kaos tam olması gereken oranda. Kesit, pürüzsüz ve görsel olarak kesinlikle inanılabilir ve zaman yolculuğu mekaniği kusursuz bir “Kaptan Amerika’ya karşı Kaptan Amerika” dövüşüne olanak veriyor.

Bu efektler alabildiğine akıcı ve benzerlerine göre daha iyi uygulanmış olsa da bunlar büyük ölçüde diğer gişe rekortmenlerinde de görülebilecek numaralar.

Öte yandan 1917’nin uçan bir Brie Larson’ı veya konuşan bir ergen ağacı olmayabilir ama görsel efektleri yenilikçiydi ve filmde yapılabileceklerin sınırlarını zorladı. 1917’nin tek bir çekimden meydana gelmesi sinematik açıdan acayip bir şey ve bunu başarabilmek için kullandığı yöntemleri bu yıl gelen hiçbir filmde görmedik, ileride de görüp göremeyeceğimiz belli değil.

Schofield ve Blake’in görevinin kesintisiz çekilebilmesine olanak vermek adına setin parçaları akış esnasında uzaklaştırıldı, kamera ünitesi vinçten araçlara, oradan operatörlere, kesinti yapılmadan aktarıldı, doğru ışık efektleri için zaman ayarlı fişekler kullanıldı.

1917 görsel efektleri için detaylı bir pratik yaklaşım sergiledi ve bu, iki ana karakterin yolculuğunu izleyici için çok daha sürükleyici kıldı.

Çağımızda “En İyi Görsel Efekti”, “En Etkileyici Bilgisayarlı Efektle” karıştırmak kolay. Çünkü sinema sektörünün bir bütün olarak girdiği yön bu ama Akademi’nin resmi kuralları, bu dalı “hedeflenen görsel efekti sanatkarane, hünerli ve aslına uygun” olmaya göre değerlendirmeyi tayin ediyor.

Bu açıdan bakıldığında Sam Mendes ve görüntü yönetmeni Roger Deakins’in tek çekimde bu efektleri yakalamak için girdikleri itinalı çaba elbette Akademi tarafından Avengers: Endgame’in dışarıdan sağlanan bilgisayarlı efektlerine kıyasla Oscar’a daha layık görülecekti. Özellikle de 1917’de görülen tipte pratik efektlerin giderek daha nadir hale geldiği bir dönemde.

Screen Rant

Independent Türkçe için çeviren: Şafak Küçüksezer