"Venezuela'nın yeni lideri benim" diyen Juan Guaido kimdir?

Bir ay öncesine kadar kimsenin tanımadığı ancak iki gün önce kendini “geçici devlet başkanı” ilan ederek dünyayı ikiye bölen Juan Guaido kim ve siyaset sahnesine nasıl çıktı?

Fotoğraf: Twitter/@jguaido

2013’ten bu yana Venezuela Devlet Başkanlığı koltuğunda oturan Nicolas Maduro’ya karşı binlerce kişinin katılımıyla 23 Ocak’ta gerçekleşen protestolarda kendini “Geçici Devlet Başkanı” ilân eden Ulusal Meclis Başkanı Juan Guaido, bir ay öncesine kadar Venezuela parlamentosundaki 167 milletvekilinden yalnızca biriydi. 

Önceki muhalefet liderlerlerinden birinin yurtdışına kaçtığı, diğerinin hapse mahkûm edildiği bir ortamda, bir adım öne çıkarak kendini spot ışıklarının altında bulan 35 yaşındaki politikacıyı ülkenin en yoksul bölgesinden dünya manşetlerine taşıyan hikâyesi ne? 

Evini kaybettikten 8 yıl sonra Washington'da 

1984’te pilot bir baba, ev hanımı bir annenin oğlu olarak La Guaira kentinde dünyaya gelen Guaido, yedi çocuklu bir ailede büyüdü.

Hugo Chavez’in başkan seçildiği 1999 yılında Vargas eyaletinde gerçekleşen, 10 binden fazla insanın öldüğü sel ve toprak kaymasından ailesiyle birlikte kurtulsa da evsiz kaldı. 

 

 

 

O günlerle ilgili geçen ay El Nacional Gazetesi’ne konuşan Guaido, “Günlük hayatınızın bir günde silinip gitmesi bizi maddiyattan ayırıp birbirimize yaklaştırmıştı” ifadelerini kullanmıştı. 

O dönem bir lise öğrencisi olan Guaido'nun muhalif eğilimleri, hükümetin halka yeterli desteği vermediği gerekçesiyle güçlendi.

2007’de Andres Bello Katolik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun olan Guaido, sonrasında ABD'nin George Washington Üniversitesi'nde kamu yönetimi alanında yüksek lisans eğitimi gördü.

"Akıl hocasıyla" tanışma 

Chavez yönetiminin devlet başkanlığında dönem sınırlamasını kaldıran, devlet başkanına tek başına olağanüstü hâl ilan etme yetkisi veren ve devletin ekonomi üzerindeki kontrolünü artıran yasal değişikliğin referanduma taşındığı 2007 senesinde öğrenci protestolarına katıldı. Yüzde 51 ile reddedilen teklif, Chavez’in ilk ve tek yenilgisi oldu. 

2009, Guaido’nun siyasetteki ilk ciddi adımını attığı yıl oldu. Çünkü bu dönemde Venezuelalı politikacı, sonradan “akıl hocası” olacak, 2014’teki gösteriler sırasında tutuklanan Leopoldo Lopez ile birlikte “Halkın İradesi Partisi”ni (Voluntad Popular/VP) kurdu. Partinin şu anda Meclis’te 14 sandalyesi bulunuyor. Farklı partilerin kendi aralarında gruplar oluşturduğu Venezuela Meclisi’nde VP, çoğunluğu oluşturan muhalif “Demokratik Birlik Masası Koalisyonu”nun bir üyesi. 

Resmi olarak 2011’de tanınan partinin lideri hâlen ev hapsinde olan Leopoldo Lopez. 2000-2008 yılları arası Caracas'ın varlıklı semtlerinden Chacao'nun belediye başkanlığını yapan Lopez, Maduro karşıtı protestoların başladığı 2014 yılında bir anda manşetlerde "Maduro'nun ezeli düşmanı" başlıklarıyla yer almıştı. 

 

 

Protestolara bilfiil katılan Lopez, “Şiddete teşvik, kundaklama, kamu malına zarar verme ve suç örgütü üyeliği" gerekçesiyle tutuklanarak 14 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. 

Lopez'in cezası hapishanede geçirdiği üç yılın ardından 2017’de ev hapsine çevrildi. 

Maduro'ya 17 yıl sonra gelen mağlubiyet 

Guaido’nun 2011’deki genel seçimlerde ilk kez adım attığı Ulusal Meclis, bir sonraki seçimin olduğu 2015 tarihinde önemli bir sınav verdi. 

167 sandalyeli Ulusal Meclis’te muhalif Demokratik Birlik Masası’nın 99 sandalye kazanması Maduro liderliğindeki Sosyalistlerin 17 yıllık hâkimiyetini sona erdirdi.

 

 

Devlet Başkanı Nicolas Maduro her ne kadar 2015’te yenilgiyi kabul ederek “hatayı kendilerinde aramaları gerektiğini” söylese de 2017 yılına gelindiğinde Ulusal Meclisi lağvederek yeni bir anayasa için Kurucu Meclis’in kurulacağını ilân etti. Muhalefet bu seçimi boykot etti. Dolayısıyla Kurucu Meclis’in tamamı hükümet yanlılarından oluştu. 

Enflasyonun yüzde 2 binin üzerine çıktığı bu dönemde, yeni meclisi protesto etmek için halkı sokağa çağıran siyasetçiler arasında Guaido da vardı. 

Eylemlerde yaralanan Guaido, kolu sargılı şekilde Meclis kürsüsüne çıkmış, polisin kullandığı plastik merminin izini boğazında taşıdığını söylemişti. 

Birleşmiş Milletler 2017'de 100'den fazla kişinin gösterilerde yaşamını yitirdiğini açıklamıştı.

Yemininden bir hafta sonra gözaltı 

Mayıs 2018’de gerçekleşen Devlet Başkanlığı seçimlerinden Nicolas Maduro oyların yüzde 68’ini alarak galip gelmiş, 10 Ocak 2019’da Yüksek Adalet Mahkemesi’nde yemin ederek 2025 yılına kadar sürecek görevine resmen başlamıştı.  

Maduro'nun yemininden bir gün sonra muhaliflerin kontrolündeki Ulusal Meclis, seçimlerin şeffaf olmadığını ve sonuçları kabul etmeyeceğini açıkladı.

 

 

Maduro’dan bir hafta önce 5 Ocak’ta Ulusal Meclis Başkanlığı için yemin eden isim ise Juan Guaido’ydu. Daha önce adı pek duyulmayan 35 yaşındaki siyasetçinin dünya basınında ilk defa geniş şekilde yer aldığı andı bu.

Guaido, 11 Ocak'ta Caracas'ın doğusunda Maduro'yu protesto etmek için toplanan yaklaşık bin kişiye yaptığı konuşmada, Ulusal Meclis’in, Venezuela anayasasına göre Devlet Başkanlığını yürütmeye yetkili olduğunu söylemiş, ordudan destek istemiş ve 23 Ocak’ta protesto düzenlenmesi için çağrıda bulunmuştu. 

Guaido'nun eşi Fabiana Rosales, bu konuşmadan iki gün sonra sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla, Caracas-La Guaira çevre yolu üzerinde Bolivarcı Ulusal İstihbarat Servisi (SEBIN) ekiplerince durdurulduklarını ve eşinin gözaltına alındığını duyurdu.

 

 

Rosales, yaklaşık 2 saat sonra yaptığı yeni açıklama ile Guido'nun serbest kaldığını açıklanınca, destek verenlere teşekkür etti.

ABD-Venezuela ilişkileri koptu 

23 Ocak’taki protestolara da katılan Juan Guaido, kendini “Geçici Devlet Başkanı” ilân ederek şu ifadeleri kullandı: 

“Yönetimin gasbedilmesine son vermek, geçici hükümeti kurmak ve özgür seçimler düzenlemek için resmi olarak Venezuela'dan sorumlu devlet başkanlığı görevini üstlenmeye yemin ediyorum.”

 

 

Bu açıklamanın ardından ABD Başkanı Donald Trump, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Guaido’yu yeni devlet başkanı olarak tanıdığını söyledi. Maduro’nun hamlesi ise sert oldu. ABD ile tüm diplomatik ilişkiler kesildi ve ABD'li diplomatların ülkeyi 72 saat içinde terk etmelerini istendi. 

Guaido, ABD, Avrupa Birliği, Brezilya, Şili, Peru ve Kolombiya'dan destek görürken, Türkiye, Rusya, Çin, Bolivya ve Küba ise krizde Maduro'dan yana tavır alıyor. 

DAHA FAZLA HABER OKU