Çevre Bakanı Kurum'dan Kanal İstanbul açıklaması: Kentin susuz kalacağı açıklaması gerçek dışı

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum Kanal İstanbul'a ilişkin ÇED süreci, Türkiye'nin en geniş katılımlı, en şeffaf süreçlerinden biri olmuştur

Fotoğraf: AA

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum Kanal İstanbul Projesi ÇED Raporu Basın Açıklamasında konuşuyor.

Kurum, "ÇED sürecini çevre hassasiyetimizi en üst düzeyde tutarak yürüttük" dedi.

Bakan Kurum, "Proje için beş alternatif güzergah planlandı, en doğru ve en iyisi olanı seçildi" diye konuştu. 

Kanal İstanbul'a ilişkin ÇED sürecini Türkiye'nin en geniş katılımlı, en şeffaf süreçlerinden biri olarak değerlendiren Kurum, 'Su kaybı yaşanacağı iddiası gerçek dışı" tespiti yaptı. 

Sazlıdere Barajı'nın yüzde 61'i kanal içinde kalacak diyen Kurum, kalan yüzde 39'luk kısmının korunacağını belirtti.

Kurum, Kanal İstanbul projesinin "boğazları koruma ve özgürlük projesi" olduğunu savundu.

Kurum'un açıklamasından satırbaşları şöyle:

Kanal inşaatı işletme döneminde yer altı ve yer üstü kaynakların korunmasını sağlayacak önlemler ÇED raporunda belirlenmiştir.

Yer altı suyu şişmesi beklemiyoruz. Bariyerler, elastik duvarlar yaparak, kot farkından dolayı herhangi bir sızıntı olmasını, mevcut su kalitesi açılacak gözlem kuyularıyla bilrikte bu süreç takip edilecektir. Analizler aylık periyotlar halinde yapılacaktır. Telkos’a dair iddialar gerçek dışıdır. Karadeniz kıyısına yapacağımız dolgu alanıyla, koruyucu bir hat yapıyoruz. Telkos’un Karadeniz’den etkilenme sürecini en aza indireceğiz.

İstanbul’un su ihtiyacı bir milyar 60 milyon metreküptür. Biz bunu da güvence altına alıyoruz.

Kanal İstanbul deprem riskini artıracak mı sorusu var. 

Bu kanalın derinliği 20,75 metre. Deprem, 20 kilometre veya 7 kilometre derinlikte. Nasıl oluyor da bu kanal depremi tetikliyor. Bizim yapmış olduğumuz otoparklar 20 metreden daha fazla o da tetikler. Bahçenizde havuz var o da tetikler o zaman.

Kanalın depremin etkisini ölçmek için 2500 yıl önceki deprem ölçümlerini baz alarak jeologlarla yer bilimcilerle testler yaptık. İstanbul depreminin tetiklenmesine ilişkin alakasının olmadığı bilimsel olarak tespit edilmiştir.

Ülkemizde deprem üreten faylarla ilgili kurum Maden Teknik Arama tarafından yürütülmektedir. Güncel fay haritasına bakıldığında Kanal İstanbul hattı boyunca herhangi bir depreme neden olacak diri bir fay bulunmamaktadır.

Kanal çevresindeki yapılaşma ve nem oranındaki değişiklik

İstanbul'un ısı adası olacağı iddiası çürütüldü.

Küçükçekmece sahilimizde inşaat söz konusu değildir.

Kanalın iki yakasındaki habitatların doğal hayatının sürekliliği sağlanarak korunması sağlanacaktır.

Küçükçemkece Gölü kıyısında yer alan antik kent ve Yarımburgaz Mağaraları yutulacak iddiası da asılsızdır. Kanal İstanbul güzerbahı üzerinde Bathernao Antik kenti ve Yarımburgaz Mağaraları projeyle ilgili olmayan yerlerdir. İnşaat alanı dışındadır.

En son cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle İstanbul'a yaptığımız millet bahçesi sayısı on. Birçok altyapı ve üstyapı yatırımlarını yaptık, yapmaya da devam ediyoruz.

"İBB'nin bu kanala katkı yapmasını beklemiyoruz"

Bu iddia gerçek dışıdır ve kasıtlıdır. Emniyet ve güvenlik için tüm kurumlar üstüne düşeni yapmaktadır. Kanalla birlikte yapılması gereken İBB'ye ait alt yapı tesislerinin yeniden yapım maliyetleri 10 milyar lirayı bulmamaktadır. Bu konudaki maaliyet çalışmaları İBB'nin ilgili kuruluşlarıyla birlikte yapılmaktadır. Bu 2011'den gelen bir süreç olduğu için -tabi başkanımız bilmiyor-, İBB projenin içerisinde ister yer alsın almasın, bugüne kadar tüm projelerimizi milletimizle birlikte nasıl yaptıysak, Kanal İstanbul'u yapacak maliyete de iradeye de güce de sahibiz, İBB'nin bu kanala katkı yapmasını beklemiyoruz. Öyle bir katkı yapma niyeti de yok. İstanbul'un geleceği dışında başkanımız her şeye odaklandığı için başkanımızın projeyle ilgilinmesini tavsiye ediyorum.

Gemiler İstanbul Boğazı'ndan bedavaya geçmek varken neden Kanal İstanbul'dan geçsin?

Halihazırda baktığımızda Boğaz'dan geçen gemiler, kılavuzluk hizmetler vs için ücret ödemektedir. Bekleme sürelerini dikkate aldığımızda İstanbul Boğazı yerine Kanal İstanbul'u tercih etmesi önemli bir avantaj sağlıyor. Son 3 yıl göz önüne alındığında gemiler İstanbul Boğazı'nda her bir gemi için yaklaşık 14 saat beklediği görülmekte. 30 saate ulaşan bekleme süreleri var.

2 milyar metreküp hafriyat çıkacak, trafiği olumsuz etkileyecek

Yaptığımız kazı-dolgu hesaplarında -bunlar hesapla oluyor- ne kadar hafriyat çıkıyor ona göre biliyorsunuz. Dolayısıyla 2 milyar değil 1.15 milyar metreküptür. Kent içinde yapılacak haftiyat alanlarıyla ilgisi yoktur.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU