Libya'da yeni çatışmaların fitili ateşlenir mi?

Erdoğan, diğer aktörlerle arasındaki anlaşmazlıklara rağmen ülkesinin bölgesel hedeflerine ulaşması için bölgedeki siyasi adımlarına hız veriyor gibi görünüyor

Fotoğraf: AFP

Libya’da savaşan taraflar arasında artan gerginliğe son dönemde bölgesel tarafların söz konusu krizle ilgili doğrudan veya dolaylı olarak peş peşe yaptıkları açıklamalar da eşlik ediyor.

Bu açıklamaların bir kısmı da Ankara’ya ait.

Ankara, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet’inden (KKTC) Libya'ya kadar Türk askeri konuşlandırmaya hazır olduğunu belirtti.

Bununla birlikte Washington’a yönelik de açıklamalarda bulunan Türkiye, kendisine yaptırım uygulanması halinde ABD güçleri tarafından kullanılan İncirlik ve Kürecik üslerini kapatabileceğine işaret etti.

Bu durum, bazı çevreleri Türkiye ile bölgenin geri kalanı arasındaki düellonun doğrudan çatışmalara dönüşmesi beklentisi içerisine sokarken aynı zamanda sadece Libya krizinin kötüleşmesiyle kalmayıp yeni krizlerin ve çatışmaların patlak verebileceği uyarısını da içeriyor.

ABD Savunma Bakanı Mark Esper’in İncirlik ve Kürecik üslerinin kapatılmasıyla ilgili açıklamasında Türkiye’nin bu konuda ne ölçüde ciddi olduğunu görmek için Türk mevkidaşı ile görüşmesi gerektiğini söylemesi, Washington’ın iki ülke arasındaki mevcut gerilimin daha da artmasını engellemeye yönelik bir girişim olarak görüldü.

ABD’deki çevreler, Başkan Donald Trump'ın eğilimlerinin bu konuda oldukça önemli olduğu görüşünde.

Aynı çevreler, ABD Senatosu’nun Trump’ın veto etmeyi düşündüğü Türkiye’ye yönelik yaptırım uygulanmasını öngören yasa tasarısı için gerekli üçte ikilik çoğunluğa ulaşamayacağını da düşünüyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Yarbay Carla Gleason, Pentagon'un Türkiye’den yapılan açıklamalardan haberdar olduğunu ve takip ettiğini söyledi.

ABD askerlerinin İncirlik Üssü de dahil olmak üzere Türkiye’deki askeri üslerdeki varlığının Türk hükümeti tarafından onaylandığını belirten Yarbay Gleason, "Bu nedenle, Türkiye'de askerlerimizin olmasını Türkiye ile onlarca yıldır süren stratejik müttefikliğimizin ve NATO ortağımızın bir sembolü olarak görüyoruz" ifadelerini kullandı.

Bazı analistler ise söz konusu üslerin gerçekten kapanması durumunda bunun kaybedeninin ABD değil Türkiye olacağını öne sürdü.

Analistler bu görüşlerini Washington’ın bir süre önce gayri resmi de olsa Yunanistan, Ürdün veya Kuveyt gibi birçok alternatifi olduğunu söylemesine dayandırdı.

Bununla birlikte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti'yle (UMH) güvenlik ve ekonomik alanlarda anlaşmalar imzalaması, Libya’daki gerginliği daha da tırmandırdı.

Gözlemcilere göre bu adım, Türkiye’nin Akdeniz'deki planlarını korumak için Libya’daki faaliyetlerine hız vermeye ve başta Mısır, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve İsrail olmak üzere bölgesel taraflar karşısında Akdeniz’de keşfedilen doğalgaz ve petrol yataklarına yatırım yapmaya yönelik ısrarını yansıtıyor.

Erdoğan, diğer aktörlerle arasındaki anlaşmazlıklara rağmen ülkesinin bölgesel hedeflerine ulaşması için bölgedeki siyasi adımlarına hız veriyor gibi görünüyor.

Bununla birlikte Libyalı ve yabancı çevrelere göre Erdoğan doğrudan Libya krizine müdahale ettikleri ortaya çıkan Rusya gibi bazı aktörlerle bir takım bölgesel konularda koordineli olarak hareket ediyor.

Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü araştırmacılarından Barak Barfi konuyla ilgili değerlendirmesinde Türkiye’nin Kıbrıs kıta sahanlığını ihlal etmeye yönelik herhangi bir girişiminin muhtemelen güçlü bir uluslararası kınama ile karşılanacağını belirtti.

Türkiye’nin iç ve dış politikalarının genellikle Erdoğan'ın başta ekonomik olmak üzere karşılaştığı sorunlarla bağlantılı olduğunu öne süren Barfi, bu nedenle Erdoğan’ın halkın dikkatini dış meselelere yönlendirmeye hazır olduğunu söyledi.

Diğer yandan Halife Hafter’in Trablus’a yönelik askeri operasyon başlattığını duyurmak için acele etmesi, caydırılamaması halinde Libya’ya daha fazla takviye gönderebilecek olan Türkiye’nin adımlarına bir cevap olarak görülüyordu.

Bununla birlikte mevcut gerginlik, Libya’da savaşan tarafların çeşitli ülkelerden aldığı destek bağlamında ülkenin uluslararası ve bölgesel hesapların görüldüğü bir arenaya dönüşmesine dair endişeleri de artırıyor.

Bazı çevrelerin Rusya’nin Libya’ya yönelik müdahalesinin oyunun kurallarını değiştirmede önemli bir faktör olabileceğini düşünüyor.

Buna rağmen diğer bir takım faktörler ve özellikle de ABD’nin değişken ve belirsiz tutumu çerçevesinde Rusya, Libya’da ve komşusu diğer ülkelerde nüfuz sahibi olma veya en azından bu ülkeleri etkileyebilme yönündeki emellerinin sınırlandırılmasında önemli bir rol oynayabilir.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Rusya’dan siyasi bir çözüm önermesini ve Halife Hafter’den Trablus’a yönelik askeri operasyonu durdurmasını istemesi, Hafter’le telefonda görüşen Başkan Donald Trump’ın kendisine verdiği dolaylı desteği yansıttı.

Washington merkezli Ortadoğu Enstitüsü’nde araştırmacı olan ve eski ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Libya dosyasından sorumlu yardımcılığını yapan Jonathan Weiner konuyla ilgili Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede "ABD’nin tutumu her zaman yeni bir diktatörlüğe zemin oluşturmayan ve demokrasinin inşasını garanti eden barışçıl bir çözüm üretmekten yana olmuştur" dedi.

Weiner, Trump yönetiminin uyguladığı dış politikanın önceki yönetimin politikasından çok farklı olmadığını ancak bağlılık konusunda biraz daha esnek göründüğünü kaydetti.

Bununla birlikte ABD askeri çevreleri, Hafter güçlerinin Trablus'a girerek başkenti düşürebileceğine dair endişelerini dile getirdi.

Özellikle Hafter güçlerinin Trablus ile UMH’yi desteklemeye devam eden ve Libya sahnesinde büyük bir rolü üstlenen Misrata kenti arasındaki tedarik yollarını kesmeye yönelik yeni bir taktik uygulaması bu korkuyu daha da güçlendirdi.

Ancak Hafter güçlerinin Trablus'a girebileceğini düşünmeyen Weiner, "Tarafların müdahaleleri Libya’nın sorunlarını çözemeyecek ve yine bedeli Libyalılar ödeyecek" değerlendirmesinde bulundu.

Askeri bir çözümün Libya anlaşmazlığını gideremeyeceğini söyleyen Weiner, iç savaşa tanık olan ülkenin halen Suriye'den daha kötü bir hale gelme riski taşıdığını vurguladı.

ABD’nin tutumunu okumaya yönelik kafa karışıklığının artmasının nedeni bir takım tahminlere göre Misrata kentinde bazıları ABD güçleri tarafından IŞİD'le savaşmak için eğitilmiş olan 20 ila 30 bin savaşçının bulunmasından kaynaklanıyor.

Bununla birlikte Misrata, Türkiye’nin UMH’ye bağlı güçlere yönelik lojistik ve askeri desteğinin kapısı olarak görülüyor.

Marsad.ly adlı internet sitesi geçen haziran ayında, Türkiye ile Libya arasında uçan Ukrayna uçaklarına ve Türkiye'den UMH’ye taşıdığı silah ve mühimmata yönelik bir bir haber yayınladı.

Bununla birlikte Yunan basını tarafından Ankara'nın UMH’nin yanında yer alan grupları desteklemek için Trablus'a gönderdiği ve imha edilmiş Türk yapımı zırhlı araçların resimleri yayınlandı.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Seda Demiröz

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU