Küresel kriz, uluslararası bankaları 2019'da binlerce kişiyi işten çıkarmaya zorladı

Avrupa’daki işten çıkarmaların büyük bir bölümü, negatif faiz oranları ve bankaları maliyetleri düşürmeye zorlayan uluslararası ticaret anlaşmazlıklarından kaynaklanıyor

İtalyan bankası UniCredit, yüzde 9'un üzerinde küçülmeye gitmeyi planlıyor / Fotoğraf: Reuters

Uluslararası bankaların bu yılın sonuna kadar 70 binden fazla çalışanını işten çıkartmak zorunda kaldıklarını ortaya koyan yeni bir rapor yayınlandı. Bu bankların başını da negatif faiz oranlarının ve ekonomik durgunluğun maliyet kısıtlamaları yapmaya zorladığı Avrupalı bankalar çekiyor.

Bloomberg tarafından yayınlanan raporda, bazı uluslararası bankaların yakın tarihlerde yaptıkları açıklamalara göre bu yılın sonuna kadar toplam 73 bin 400 kişinin işten çıkarılmasının planlandığı ve bu kişilerin yüzde 86’sının Avrupa ülkelerinden olduğu belirtildi.

İtalyan bankası UniCredit, yeniden yapılanma stratejisinin bir parçası olarak 8 bin kişiyi işten çıkarmayı planladığını duyurdu. Bu sayı, bankadaki toplam işgücünün yüzde 9'undan fazlasına denk geliyor.

Bununla birlikte Avrupa’daki işten çıkarmaların büyük bir bölümü, negatif faiz oranları ve bankaları maliyetleri düşürmeye zorlayan uluslararası ticaret anlaşmazlıklarından kaynaklanıyor. Yüzde eksi 0,5 mevduat faiz oranına sahip İsviçre, bu oranın yüzde eksi 0,75 olduğu Danimarka’dan sonra dünyanın en düşük mevduat faiz oranına sahip ikinci ülkesi oldu.

Negatif faiz oranları, özellikle müşterileri çekmek için yüksek faiz oranları önerildiğinde bankalar tarafından sağlanan kredilerden elde edilen kar oranlarının azalmasına neden oluyor.

İtalya'nın en büyük bankalarından biri maliyetlerini düşürdü

İtalya’nın en büyük bankası UniCredit, dört yıllık stratejik bir plan çerçevesinde temettü ödemeleri ve hisse geri alımlarıyla yatırımcılarını ödüllendireceğini açıklarken yeniden yapılandırma planı kapsamında yaklaşık 8 bin kişiyi işten çıkaracağını duyurdu. Ayrıca yaklaşık 500 şubesini kapatmayı planlayan banka, böylece sermaye gereksinimlerini azaltmayı hedefliyor.

UniCredit’in internet sitesinden yayınlanan açıklamada, söz konusu stratejik plan çerçevesinde yatırımcıları 2 milyar euroluk (2.2 milyar dolar) hisse geri alımıyla ödüllendirme adımının ilgili mercilerin onayına tabi olduğu belirtildi.

2020 yılından 2023 yılına kadarki dönem için yeni hedeflerini açıklayan Milano merkezli banka, yatırımcılarını temettü ödemeleri ve hisse geri alımlarıyla ödüllendireceğini kaydetti.

UniCredit ayrıca 2019 yılındaki karının yüzde 10'una denk gelecek oranda ayrı bir hisse geri alımı da açıkladı.

İtalyan bankasının yeniden yapılanma planı, negatif faiz oranlarının ortasında büyüme konusunda güçlük çektiğine işaret ediyor.

UniCredit SpA CEO'su Jean Pierre Mustier, planın gerçekçi ve gerçekleştirilebilir olduğunu söyledi. Mustier bunun nedeninin ise planın piyasada tahmin edilenden daha gerçekçi makroekonomik beklentilere dayanmasından kaynaklandığını söyledi. Mustier, ayrıca 2 milyar euroluk hisse geri alımı planının, bankanın bu yıl sermaye dağıtımını yüzde 20 olan tahminlere kıyasla yüzde 40’a, 2023 yılına kadar ise yüzde 50'ye çıkarması anlamına geleceğini vurguladı. 

Banka, ayrıca kredi tahsilini bu yıl 9 milyar euronun, 2020 sonuna kadar ise 5 milyar euronun altına düşürerek şüpheli alacaklar oranını azaltma planını hızlandırma sözü verdi. Negatif faiz oranlarındaki olumsuzluklara rağmen bankanın bu yıl 4,7 milyar euro, 2023'te ise 5 milyar euro net gelir elde edeceğinin tahmin edildiği vurgulandı.

Brexit, HSBC’nin çalışmalarını baskılıyor

İngiltere merkezli bankacılık grubu HSBC, Brexit’in getirdiği zorluklar, ticaret savaşı ve negatif faiz oranları nedeniyle 4 bin kişinin işten çıkarılacağını duyurmasının ve CEO’sunun ani bir şekilde istifa etmesinin üzerinden iki ay geçtikten sonra Ekim ayında maliyet azaltmak için 10 bin kişiyi işten çıkaracağını duyurmuştu.

İngiltere merkezli Financial Times gazetesinin haberine göre HSBC’nin yapacağı işten çıkarmalar, çoğunlukla yüksek maaş alan kişileri etkileyecek. Haberde bunun HSBC Holdings Plc CEO’su John Flint’in Ağustos ayında istifa etmesinin ardından yerine gelen Noel Quinn’in uygulamaya koyduğu maliyet düşürme operasyonunun bir parçası olduğu belirtildi.

Financial Times’a konuşan bir kaynak, “Çalışanların büyük bir bölümü dahil olmak üzere yıllardır işletme maliyetlerimizle ilgili bir şeyler yapmamız gerektiğini biliyorduk. Çok zor bir süreç devam ediyor. Neden Asya’nın bazı bölgelerinden iki haneli kar elde ederken Avrupa’da bu kadar çok çalışanımız olduğunu sorguluyoruz” ifadelerini kullandı.

HSBC, geçtiğimiz Ağustos ayında henüz görevinde 18 ayını dolduran CEO’su Flint’in istifa ettiğini açıklarken, istifa kararıyla ilgili herhangi bir sebep belirmedi. İstifayla birlikte bankanın küresel ekonomik kaosla mücadeleye yönelik yeni bir yapılandırma çerçevesinde çoğu yönetici olan 4 bin kişinin işten çıkarılmasının planlandığı orta çıktı. Ancak bu olumsuz görünen adımlara rağmen HSBC Holdings’in yılın ilk çeyreğinde elde ettiği net kar, geçen yıla kıyasla yüzde 18,6 artarak 8,5 milyar dolara yükselmişti.

Deutsche Bank ve 2019’daki en büyük işten çıkarma operasyonu

Deutsche Bank, geçtiğimiz Temmuz ayında, Asya’daki bölgeler hariç dünyanın dört bir yanından toplam 18 bin kişinin işine son vereceğini açıkladı. Alman yatırım bankası diğer bir deyişle küresel mali krizden bu yana uygulanan en büyük yeniden yapılanmalardan birini ilan etti.

Kendisine 7,4 milyar euroya (8,3 milyar dolar) mal olacak bir yeniden yapılanma planının parçası olarak işten çıkarma yapacağını duyuran banka, yıllarca Wall Street'te büyük bir güç haline gelmek için sürdürdüğü çabaları bir yana bırakmak zorunda kalacak. Banka ayrıca yeniden yapılanmanın bir parçası olarak, küresel sermaye faaliyetlerinden vazgeçecek ve en güçlü yanlarından biri olarak kabul edilen sabit gelirli menkul kıymetlerdeki bazı işlemleri azaltacak.

İşten çıkarmalarla ilgili detay vermeyen bankanın daha çok Avrupa ve ABD’deki çalışanlarının işlerine son vermesi bekleniyor. Ancak bununla birlikte Sidney, Hong Kong ve Asya Pasifik bölgesindeki diğer bölgelerde de faaliyetlerini azaltmaya başladı.

Almanya'nın en büyük ikinci bankası Commerzbank ise geçtiğimiz Haziran ayında yeni stratejik planı çerçevesinde çalışanlarının toplamının yüzde 10’una denk gelen yaklaşık 4 bin 300 kişiyi işten çıkaracağı ve 200 şubesini kapatacağını duyurdu.

İngiltere’deki bankaların geleceğiyle ilgili karamsar tablo

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, İngiltere bankacılık sisteminin görünümünü ülkedeki ekonomik büyüme umutları üzerinde baskı kuran Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılma süreciyle (Brexit) ilgili belirsizlikler nedeniyle ‘durağan’dan ‘negatif’e düşürdü.

Moody’s yayınladığı yakın tarihli bir raporunda, banka mevduatlarının kalitesini ve karlılığını baskı altına alan atmosfer nedeniyle İngiltere bankacılık sisteminin görünümünü azaltmaya karar verildiği belirtildi. Brexit sürecinin kurumsal güçte aşınmaya neden olduğu, bunun da ülkenin finansal itibarını tehdit ettiği vurgulanan raporda, “İngiliz ekonomisi zayıflıyor, bu da şoklara karşı daha savunmasız hale gelmesine neden oluyor. Brexit ile ilgili belirsizliğin artması ülkenin ekonomik büyüme beklentilerini azalttı” ifadeleri yer aldı. Raporda tüm bu güçlüklerin sektörün güçlü sermayesini ve likidite rezervini aşacağı vurgulandı.

Moody’s’in raporunda, negatif faizli bir ortamda zorlukların devam ettiği bankaların karlılığında hafif bir istikrarsızlık olduğu ve emlak piyasalarında zorlu bir rekabet öngörüldüğü kaydedildi.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Seda Demiröz

independentarabia.com/node/76316

DAHA FAZLA HABER OKU