Bin Ladin'in öldürülmesi, El Kaide için ölümcüldü ama Bağdadi'nin ölümü IŞİD'e yeniden hayat verebilir

Trump'ın, Suriye'deki petrol sahalarına el koymak ve çıkarılan petrol üzerinde tasarrufta bulunmak için ABD güçlerini konuşlandırma kararı, bu işgale karşı oluşacak direniş hareketine Irak-Suriye sınırının her iki tarafından da destek çekebilir

Bağdadi'nin öldürüldüğü operasyonun görüntüleri (ABD Savunma Bakanlığı)

Usame bin Ladin, 2011 Mayıs'ında Pakistan'ın Abbottabad şehrindeki sığınağına, ABD Özel Kuvvetleri'nin yaptığı baskınla öldürülmüştü. Bu, El Kaide'nin bütünleşik örgüt yapısına ölümcül bir darbe vurmuştu. Obama yönetimi bunun en büyük başarılarından biri olduğunu düşünüyordu. Ancak örgütün çöküşü, bir dizi halef örgütün doğuşuna sebep oldu. Bunların içinde daha güçlü ve tehlikeli olduğunu ispat eden iki örgüt vardı: Suriye'deki Nusra Cephesi ve İslam Devleti (IŞİD).

Bunu akılda tutarak, bu tür aşikar başarılara karşı temkinli olunmasında fayda var. Aynısı, geçen hafta (26 Ekim -edn) ABD Özel Kuvvetleri'nin Suriye'nin kuzey batısındaki sığınağına yaptığı baskında ölen IŞİD lideri Ebubekir Bağdadi'den sonra da yaşanabilir. Asla canlı yakalanmama güvencesi olarak her zaman yanında taşıdığı intihar yeleğini patlattığı ve kendini havaya uçurduğu belirtiliyor.

Ancak Bağdadi'nin bu korkunç sona tam olarak nasıl geldiğine dair çelişkili ifadeler mevcut.

Anlatılardan birine göre, yerel IŞİD uzantılarından Hurras eş-Şam (Suriye Muhafızları) Cephesi'nden kaçan birinin ihbarı üzerine Bağdadi, bu örgütün liderine ait izbe bir eve kadar takip edilmiş.

Ancak hikayenin bu versiyonuna dair şüpheler var ve şüphe duyan tek taraf Ruslar değil. ABD'nin Bağdadi'nin ölümünü ispatlayan kanıtları veya cesedinin fotoğraflarını sunamaması da Ortadoğu'da şüpheye neden oldu. Şüpheciler ve komplo teorisyenleri, Amerikalılar her şeyi video kaydına alırken, Saddam Hüseyin'in ve oğullarının cesetlerini bize hiçbir sıkıntı duymadan gösterirken nasıl oluyor da Bin Ladin'in, oğlu Hamza'nın veya Bağdadi'nin cesetlerini hiç görmedik, diye merak ediyor. Neden hepsi denize atıldı?

Bir başka teori, Bağdadi'nin ölümünün, kendi üst düzey subayları, IŞİD içinde "Hacılar" olarak bilinen, örgütün esas kurucularından oluşan ve kendi "derin devletinin liderliğini" teşkil eden iç halka tarafından tasarlanmış olabileceği yönünde. İddialara göre, örgütün kontrolünü kaybettiği ve askeri yenilgi sonrası parçalanmasına izin verdiği için Bağdadi'yi suçluyorlardı ve görevden alınarak yerine IŞİD'i tekrar birleştirip inşa edecek yeni bir liderliğin getirilmesine karar verdiler.

Bağdadi'nin 2015 yazında Musul'daki Büyük Nuri Camii'ndeki hutbesinde ilan ettiği halifelik, El Kaide'nin aksine,  tek bir liderin etrafında toplanmamıştı. Örgüt, Vahabiliğin aşırıcı bir formunu oluşturan, uzlaşmaz doğasının soyutlanmış İslami gençlik için çekiciliğini artırdığı bir ideolojiyi temel almış ve Ortadoğu, Afrika ile Asya'daki en az 18 ülkede uzantılar veya bağlı örgütler geliştirmeyi başarmıştı. "Devlet" yayılma ve mevcut cihatçı grupları bünyesine katma stratejisi kapsamında "iller" kurduğu Irak, Libya, Yemen, Suriye, Afganistan, Kuzey Sahra ve Mısır'ın Sina Yarımadası gibi bölgelerdeki tam veya kısmi devlet başarısızlığı koşullarında gelişmişti.

Bağdadi büyük ölçüde sembolik bir lider olarak görülebilir. Örgütü gerçekte o yönetmiyordu. Sadece bir kez halk içine çıktı ve son 5 yılda yalnızca iki video kaydı yayımladı. Hiçbir karizması yoktu, spotlardan kaçıyordu ve örgütün idaresini bir avuç vekile bırakmıştı. Bu nedenle ortadan kaldırılması IŞİD üzerinde, Bin Ladin operasyonunun El Kaide üzerinde yarattığı büyüklükte bir etkiyi muhtemelen doğurmayacak.

IŞİD'in Bağdadi'nin ölümünü teyit etmedeki ve Ebu İbrahim Haşimi Kureyşi isimli halefini seçtiğini duyurmadaki hızı da buna vurgu yapıyor. Yeni lider Irak'ın Telafer kasabasından bir Iraklı; Saddam Hüseyin ordusunun işgal sonrası isyanlarda çok sayıda askeri deneyim kazanmış ve gizli eylemlere meyilli eski bir subayı. Kureyşi'ye dair ilk bilgiler, Bağdadi'nin (IŞİD'in askeri operasyonlarının genel sorumluluğunu üstlenen) vekili olduğunu belirtiyor. Ayrıca selefi kadar da karizma yoksunu olduğu söyleniyor. Ancak, muhtemelen takma olan ismi, ideolojik açıdan önemli. Onun soyunu Peygamber Muhammed'in kavmine (Kureyş) ve ailesine (Haşim) dayandırarak IŞİD, peygamber devletinin gerçek halefi olduğu yönündeki, kendisini tüm benzer veya rakip İslamcı grupların üzerinde tutan öz tanımlamasını sürdürdüğünü onaylıyor.

 

 

Peki bundan sonra ne olmasını bekleyebiliriz?

İlk olarak, IŞİD muhtemelen özellikle ABD'ye ve Batı'ya karşı intikam saldırıları planlıyor olacak. Bağdadi fanatikleri, ölümünün intikamını almak için görünürdeki kahramanca tarzından (teslim olma rezilliğindense kendisini havaya uçurması) daha da ilham alabilir. İntikam arzuları, Başkan Trump'ın Bağdadi için yaptığı, daha aşağılayıcı, kışkırtıcı olamayacak ifadeler içeren kötü tasviriyle -köpek gibi ölen bir korkak demişti- ikiye katlanabilir.

Öte yandan yeni liderlik, IŞİD'in karasal varlığa sahip devletinin yıkılması ve Irak ile Suriye'deki ikiz başkentlerinin (Musul ve Rakka) düşmesiyle sonuçlanan şiddetli çatışmalarda öldürülen, yaralanan veya esir düşen binlerce mensubunun yerini alması için dünya genelindeki genç Müslümanlar arasından daha fazla takipçi kazanma çabalarını yoğunlaştıracak.

İronik biçimde, yenilgi sonucu yer altına itilmesi, örgütün yeniden doğuşunu çok kolaylaştırıyor. Geniş bir toprağı ve nüfusu yönetmenin masraflı ve zaman alan yükünden kurtuldu. Kendisini El Kaide'den ayırmak için benimsediği temkin ("yetkilendirme") öğretisini terk etmeye zorlanırken, artık devlet inşasının sorumlulukları tarafından engellenmeyen terörist eylem stratejisine dönebilir.

Trump'ın Suriye'deki petrol sahalarının kontrolünü ele geçirmek ve ürün üzerinde tasarrufta bulunmak için ABD güçlerini konuşlandırma kararı, altın bir fırsat sunuyor. IŞİD, savaşçı gücünden geriye kalanların hala aktif olduğu Irak-Suriye sınırının her iki tarafından da, bu işgale karşı direniş hareketi yürütmek için destek toplayabilir.

Bağdadi'nin ölümü ayrıca, IŞİD'in Nusra Cephesi, El Kaide'nin diğer uzantı ve kalıntıları gibi rakip cihatçı unsurlarla uzlaşabileceği, bunlarla iş birliği ve eylem koordinasyonuna girebileceği bir zemin oluşturabilir. Bu gruplarla çatışmalar kısmen Bağdadi'yle grup liderleri, özellikle de Nusra Cephesi'nden Ebu Muhammed Culani arasındaki kişisel husumetlerden kaynaklanıyordu. Şimdi Bağdadi aradan çekildiğine göre, bu gerilimler hafifleyebilir veya tamamen çözülebilir.

Özetle, Bağdat'ın ölümü IŞİD'in sonunun habercisi değil. IŞİD unsurları sadece Irak ve Suriye'de değil, Yemen'de, Afganistan'da, Libya'da, Sina'da, Sahil Kuşağı'nda, Filipinler'de ve başka yerlerde hala aktif. IŞİD'i besleyen ve ona imkan tanıyan koşullar kimi durumlarda daha da kötüleşerek varlığını sürdürüyor. Bin Ladin'in aksine, Bağdadi'nin halefleri, tek tuşla küresel düzeyde mobilizasyon ve beyin yıkama çalışmaları için sosyal medyayı kullanabiliyor.

Abdulbari Atvan, Arap haber sitesi Rai el-Youm'un editörü ve Islamic State: the Digital Caliphate (İslam Devleti: Dijital Halifelik) kitabının yazarıdır.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Ahmet Yılmaz

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU