Her şey Sözcü gazetesinin baş yazarı Rahmi Turan'ın 20 Kasım'daki köşesinde "Müthiş bir haber" ara başlığıyla, Cumhuriyet Halk Partili (CHP) bir siyasetçinin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne gittiğini yazması ve orada Erdoğan'ın "Türkiye'nin güvenliği için senin CHP Genel Başkanı olman gerekir" dediğini iddia etmesiyle başladı.
Yargı Reformu'nun konu alındığı yazının "Müthiş bir haber"i, 5 gündür siyasetin tam da orta yerine çörekleniverdi, herkesin tartıştığı konu haline geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na, 24 Haziran 2018 seçimlerinde CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce'den AK Parti ve CHP Sözcülerine kadar herkes, Rahmi Turan'ın iddiasını konuştu.
Turan, herkes tarafından konuşulan bir yazı kaleme aldı ancak, kendi deyimiyle pişman oldu.
Çünkü yazı yayınlandıktan sonra başlayan 'kaynak' tartışması, en az o iddia kadar konuşuldu.
Turan, önce Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne giden ismin Muharrem İnce olduğunu söyledi ancak 'kaynağının' zarar görmemesi için 'bilgi'yi kimden aldığını açıklamadı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Turan'ın kaynağı olduğu konuşulan gazeteci Talat Atilla'dan ise "Kaynak ben değilim" açıklaması geldi.
Ardından Turan, kaynağının Talat Atilla olduğunu söyledi.
Talat Atilla ise, kendi kaynağının bir CHP'li olduğunu, bu CHP'li aracılığıyla da Kemal Kılıçdaroğlu'na doğrulattığını yazdı.
Görüşmeyi yaptığı iddia edilen Muharrem İnce ise birbirinden sert açıklamalar yaparak iddiaları yalanladı.
Cumhurbaşkanı da yaptığı açıklamada, görüşme yapıldığını yalanladı ve kesin konuştu:
İspat etsinler, ben Cumhurbaşkanlığı koltuğumu bırakırım!
Arap saçına dönen sürecin özeti böyle.
Gazeteci Talat Atilla'nın kaynak olduğu, gazeteci Rahmi Turan'ın da gündeme getirdiği iddiayla ilgili önemli bir soruyu; Doç. Dr. Esra Arsan, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto ve Hürriyet gazetesinin eski genel yayın yönetmeni ve köşe yazarı Ertuğrul Özkök'e sorduk.Arsan, Olcayto ve Özkök'e sorumuz şuydu:
Gazetecinin kaynağı gazeteci olur mu?
Doç. Arsan: Olur, ama...
İlk söz İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin eski öğretim üyesi Doç. Esra Arsan'ın.
Ona göre gazetecinin kaynağı gazeteci olur, 'Ama' deyip ekliyor:
Bazen gazetecinin eline öyle bir bilgi geçer ki, yayınlanmasında kamu yararı vardır ama kendisi yayınlayamıyordur. Patronunun, siyasetin baskısı olabilir, sansür ve otosansür olabilir. Can güvenliği endişesi vardır. Başka bir yayın organına verir. En azından kamu yararını sağlayacağını düşünür. Bu şekilde gazeteci kaynak olmuş olur.
Talat Atilla ve Rahmi Turan örneğinde ise yapılanın gazetecilik olmadığını vurgulayan Doç. Arsan, yapılanın CHP'yi dizayn etme ve AK Parti lehine İngilizlerin deyimiyle spin doctor yani ortam karıştırma faaliyetine dikkat çekiyor.
Ekonomik kriz, kadına yönelik şiddet gibi yakıcı konular varken gereksiz tartışmaları ön plana çıkarmanın da kamu yararına olmadığını da ifade ediyor Arsan. Ona göre, CHP'yi dizayn etmek için Cumhurbaşkanı'yla görüşen birinin haber değeri var ancak olayın gelişimine bakıldığında bir görüşmenin olduğunu söylemek de güç.
Olcayto: Olmaz; bir kaç yerden check edilmesi gerekirdi
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin Başkanı Turgay Olcayto ise, "Gazeteciden gazeteciye kaynak olmaz" diyerek söze başlıyor ve ekliyor:
Bir kaç yerden check edilmesi gerekirdi. Çok önem veriyorsanız 2-3 yerden sorup soruşuturursunuz, bir kanıya varıyorsanız yazarsınız.
Özkök: Gazetecinin gazeteciye mavrası olur
Hürriyet'in genel yayın yönetmeni koltuğunda 20 yıl oturan ve gazetedeki yazılarına halen devam eden Ertuğrul Özkök ise başka bir bakış açısıyla yaklaşıyor konuya:
Ben gazetecilerle gazeteciler arasında bu güne kadar bir tek mavra gördüm. Gazeteciyle gazetecinin mavrası olur ancak. Ya da geyik muhabbeti olur. Elindeki büyük bir haberi başka bir gazeteye vermek olur mu? Böyle büyük bir mazoşizm görmedim. Böyle bir mazoşist bir gazeteci de görmedim şimdiye kadar.
© The Independentturkish