Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Ahmet Altan'ın tutuklanmasının yanlış olduğunu söyledi.
Feyzioğlu, Erzurum Barosu'nda düzenlediği basın toplantısında, "Biz parti siyaseti yapmıyoruz, yapmadık, yapmayacağız. Bundan sonra da yapılmasını doğru bulmayız. Hiçbir siyasi partinin ne karşıtıyız, ne destekçisiyiz. Biz ilk günden beri 'hukukun siyasetini yapıyoruz' demiştik. Ona da devam ediyoruz." dedi.
İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Bursa, Şanlıurfa, Diyarbakır, Aydın, Van ve Tunceli baro yönetimlerinin, Türkiye Barolar Birliğinin "seçimli olağanüstü genel kurul çağrısı"na değinen Feyzioğlu, şöyle konuştu:
12 kıymetli baromuzun yönetim kurulu talepte bulundular. Bu demokratik bir haktır. Bu talebin muhatabı Türkiye Barolar Birliği'nin yönetim kuruludur. Yönetim Kurulu da yine kanundan kaynaklanan yetkisini kullanarak 'olağanüstü genel kurul toplantılarında seçim olmaz' dedi. Tüm talep de 'seçimli genel kurul' yapılması üstünedir. Kanunumuzda bir baro başkanının, birlik başkanının nasıl değişeceği bellidir. Mahkeme kararıyla değiştirilmesi mümkün. Türkiye Barolar Birliği ve barolar da yönetimde istikrarı benimserler. Dolayısıyla esası inceledik ve Yönetim Kurulu, oy çokluğu ile bu talebin hukuka aykırı olduğuna karar verdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Feyzioğlu, konuyla ilgili yargı yolunun açık olduğunu belirterek, "İdare Mahkemesi'ne giderler, mahkeme de karar verir ve yargının verdiği karara da herkes uyar. Suni bir gündem ile avukatların ve Türkiye'nin gündeminin işgal edilmesini doğru bulmuyorum. Süreç kendi içinde akacak gidecek." diye konuştu.
TBB Başkanı, Yargı Reformu Strateji Belgesi ile sürecin işleyişine ilişkin şunları söyledi:
Önemli işler yapılıyor. Hiç yapılamaz denilen bir işi hep birlikte yaptık. Vatandaşın üzerindeki avukatlık hizmetinden kaynaklanan KDV yükünü, davaların yüzde 50'sinde yüzde 18'den yüzde 8'e düşürdük. Bu muazzam bir şey. Referandum ile Anayasa'yı değiştirmek belki daha kolaydır. Bunu hep birlikte sosyal devlet ilkesi gereği yaptık. Doğru bir iş oldu. Diğer avukatlık kalemlerinde de vatandaşın üstündeki KDV yükünün sonraki paketlerde ineceğini biliyorum. Çok önemli bir başlangıç yaptık.
"Parti siyaseti yapmıyoruz, yapmadık, yapmayacağız"
Feyzioğlu, sadece ilk yargı paketinde yapılanların, şu an görevde olan ve olmayan baro başkanlarının son 20 yıldır seçim kampanyalarında talep ettiği şeyler olduğuna işaret ederek, söz konusu kişilerin taleplerinin tamamını ilk yargı paketinde geçirdiklerini vurguladı.
İkinci yargı paketinde ise talep edilmesi hayal edilmeyenleri getirdiklerini aktaran Feyzioğlu, şöyle devam etti:
Meslektaşlarımızın düşünceleri benim için çok önemli. Avukatlığın bu kadar bekleyen sorunları, vatandaşın yargı ile ilgili çözüm bekleyen sorunları çözülme yoluna girmişken bunu ben anlamlandıramıyorum. Olsa olsa, salt ideolojik bir bakışla yaklaşılıyor. Biz parti siyaseti yapmıyoruz, yapmadık, yapmayacağız. Bundan sonra da yapılmasını doğru bulmayız. Hiçbir siyasi partinin ne karşıtıyız, ne destekçisiyiz. Biz ilk günden beri 'hukukun siyasetini yapıyoruz' demiştik. Ona da devam ediyoruz.
"FETÖ, PKK, DHKP-C idarenin, mahkemelerin ve toplamda devletin haksızlık yapmasını istiyor"
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile meslekten ihraç edilen kişilerle ilgili adli süreçlerin sürdüğünü anlatan Feyzioğlu, "FETÖ denilen örgüt, sinsice bizim sinir uçlarımıza kadar girmişti, her yere nüfuz etmişti. Pek çok kurumda temizlik yapıldı. Yargı, en ciddi temizliği yapan kurumların başında geliyor. KHK'lar ile ihraçlar da oldu. Olağanüstü bir dönemdi, bu dönemde tedbir uygulandı" ifadelerini kullandı.
Feyzioğlu, söz konusu dönemde komisyon kurulduğunu anımsatarak, şu değerlendirmede bulundu:
Bu komisyon şu ana kadar baktığı 85 bin dosyanın yüzde 10'unu kabul etmiş durumda. Bunun yüzde 90'ında da yanlışlık görmemiş. Reddettiği taleplerin tamamı da idari yargıya gidecek. FETÖ, PKK, DHKP-C idarenin, mahkemelerin ve toplamda devletin haksızlık yapmasını istiyor. Çünkü devlet haksızlık yaparsa taban kazanıyorlar. Devlet adaletli davranırsa suistimal edecekleri, sömürecekleri bir şey kalmıyor. Yargının adil yargılama yapması, kimseden etkilenmeden en doğru kararı vermesi ve verdiğini de göstermesi bu örgütlerin işine gelmiyor. En rahatsız oldukları bu. Biz de millet olarak yargıyı biraz rahat bırakalım, adil yargılama yapılmasını talep edelim. İdari yargının en makul sürede en adil yargılamayı yapması ve yaptığını da göstermesiyle olacaktır. Önümüzdeki 6 ay, 1 sene içerisinde bu sorunu idari yargı çözer, bitirir. Başka yolu yok bunun.
"Ahmet Altan'ın tutuklanması sisteme aykırı"
TBB Başkanı, bir gazetecinin Ahmet Altan’ın yeniden tutuklanmasıyla ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine, “Bunu sisteme aykırı buluyorum” yanıtını verdi.
Feyzioğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
Mahkemenin tahliye verdiği kişinin savcılık itirazıyla tutuklanması doğru değil. Ahmet Altan’ın cezaevine gönderilmesi, tekrar tutuklanması meselesini özelde değil, ‘Türkiye’nin tahliye edildi 24 saat sonra tekrar tutuklandı’ genel şeması üzerinde konuşalım. Tahliye ediliyor sosyal medyada kampanya başlıyor. Tahliye kararı verenler tutukluyor. Bizim kanunumuzda dava aşamasında tahliye kararını verdikten sonra buna itiraz yoktu. Eskiden mahkeme tahliye kararı verdi mi tahliye olurdu dava aşamasında mahkemenin tahliye ettiğini savcının itirazı üzerine tekrar tutuklayabilir haline geldi. Ben bunu sisteme aykırı buluyorum. Mahkemenin tahliye kararıyla bu iş biterse tahliyeye karşı itiraz edilip sistem yıpranıyor. Tutuklama istisna özgürlük kuralsa mahkemenin tahliye verdiği kişinin savcının itirazıyla tutuklanması doğru değil. Bunun üzerinde çalışırsak bu tür polemiklerin biteceği kanaatindeyim. Kişilerden bağımsız konuşmayı öğrenelim. Sistemi kurduğunuzda daha doğru olur diye düşünüyorum.
Independent Türkçe, Ajanslar