Duruşmada 15 yıla kadar hapis cezası istenen 14 tutuksuz sanığın yargılanmasına devam edildi.
Duruşmaya faciada çocuklarını kaybeden aileler, Adana Barosu ve Sosyal Haklar Derneği’ne (SHD) bağlı avukatlar da katıldı.
Duruşmada söz alan avukat Can Atalay, "Bunu davanın başından beri delil karartmak dışında bir şey yapmayan Aladağ Belediyesi'nin Adana 3'üncü İdare Mahkemesine verdiği ifadede söylüyor.
Aladağ Belediye Başkanlığının 11 Aralık 2018 günü yazısıyla yangının meydana geldiği yurdun herhangi bir suretle ruhsatlı olmadığı bildirilmiştir" diye belirtti.
Ocak 2017'de hazırlanan bilirkişi raporunda yangının kaynağının bakımsız ve yetersiz elektrik kaynağından kaynaklandığını aktaran Atalay, şöyle devam etti:
"Kablolarda kısa devreden kaynaklandığı görülüyor. Yanıcı malzemelerin kullanıldığı binada yangın hızla yayılıyor. Sigorta kutusundaki arktan çıktığı belirtiliyor. Binada yangın algılama sistemi yok. Binada yangın söndürme cihazları bulunmuyor, tatbikat yapılmıyor. Çatıda bulunan ahşap malzemenin yönetmeliğe uygun olmadığı. Belediyede kız öğrenci yurduna dönüştürüldüğüne dair hiç bir belge yok. PVC yangını büyütmez ama zehirlenmeye neden olur. Kaçak akım rölesi olsaydı yangının çıkmayacağı tespit edildi."
Ayrıca duruşmada SHD ve Adana Barosu avukatları, yargılamanın "taksirle öldürme" iddiasıyla değil "olası kasıtla öldürme" şeklinde yapılmasını istedi.
Sanık Milli Eğitim Müdürü Mehmet Aktaş’ın avukatı dosyaya ilişkin yayın yasağı getirilmesini isterken, müvekkilinin hukuki olarak olaydan sorumlu olmadığını iddia etti.
Sanık avukatları ise yangının bilirkişi raporunda TEDAŞ’ın sorumlu olduğu ana panodan çıktığını savundu.
CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut ise suçlular cezalandırılana kadar davanın takipçisi olacaklarını aktardı.
Ne olmuştu?
29 Kasım 2016’da Adana Aladağ’da bir cemaate ait olan kız öğrenci yurdunda akşam saatlerinde yangın çıkmış, yurtta 11’i öğrenci 12 kişi hayatını kaybetmiş, pencereden atlayan ve dumandan etkilenen 22 öğrenci ise yaralanmıştı.