Kayseri'de 72 yaşında bir kahvehane sahibi, çıraklığını yapan erkek çocuğu istismar etti, 6 yıl 8 ay hapis cezası aldı.
Antalya'da 12 yaşındaki çocuğa cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklanan üvey dede, dört gün sonra serbest bırakıldı.
Nisan ayı içinde İstanbul Küçükçekmece'de 5 yaşındaki kız çocuğu cinsel istismara uğradıktan sonra birkaç gün hastanede yatmak zorunda kaldı.
Trabzon'da 5 yaşındaki Afgan kıza cinsel istismarda bulunduktan sonra gözaltına alınan kişi serbest bırakıldı, 18 yıllık ceza istismar görüntülerinin sosyal medyada paylaşılması ile geldi.
Van'da 15 yaşındaki zihinsel engelli kız çocuğuna cinsel istismarda bulunan 69 yaşındaki saldırgan davadan ancak dört yıl sonra, 23 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Tüm bunlar çocuk istismarının en çok yaşandığı ilk üç ülkeden biri olan Türkiye'de basına yansıyan olaylardan sadece birkaçı.
Uzmanlar çocuk istismarına hemen her sosyal sınıf ve bölgede rastlandığını söylüyor.
Son haberlerden biri Ege'den geldi.
Bu kez İzmir'de yaşayan bir anne, çocuklarının öz babaları tarafından cinsel istismara maruz kaldığını öne sürüyor.
İddianame 4 Ekim 2018'de kaleme alındı.
Bugün 5 ve 7 yaşında olan erkek çocukların öz babaları tarafından taciz edildiği iddia ediliyor.
Şüpheliye isnat edilen suçlar 'çocuğun cinsel istismarı' ve 'kişiyi hürriyetten yoksun kılma'.
Suçun ise 12 Eylül 2018 ve öncesinde işlendiği öne sürülüyor.
Savcılık iddianamede şüphelinin yargılamasının yapılarak cezalandırılmasını talep etti.
Mahkeme sanığın duruşmaları takip ettiği, kaçma ve delilleri karartma şüphesi bulunmadığı gerekçesiyle hakkındaki tutuklama talebini ilk üç duruşmada da reddetti.
Davanın dördüncü duruşması 28 Ekim Pazartesi günü görülecek.
Mahkeme öncesi Independent Türkçe hem anne hem baba ile konuştu.
Hem annenin hem çocukların özel hayatına saygı ve kimliklerini koruyabilmek amacıyla isimleri farklı kullanıldı.
Henüz hüküm olmadığı için babanın da sadece isim ve soyadının baş harfleri haberde kısaltılarak verildi.
Anne Zeynep çocukları Ziya ve Harun'un öz babaları tarafından cinsel istismara maruz kaldığını, her iki çocuğunun da psikolojilerinin alt üst olduğunu öne sürüyor.
Baba A.K. ise konunun abartıldığını, çocuklarının annesinin duygusal anlamda kendisine baskı uyguladığını ve çocukların manipüle edildiği iddia ediyor.
Çocuklar yaşadıklarını 'hikaye' gibi anlattı
Anne Zeynep ile baba A.K. iki yıl evli kaldı, bu evliliklerinden iki çocukları oldu.
Çiftin beş yıl önce boşanmasının ardından mahkeme çocukların velayetini anneye verdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Anne Zeynep, beş yıllık süre zarfında eski eşinin çocuklarını görme eğiliminde olmadığını söylüyor.
Çocuklarının son iki yıldır babalarının evine gidip gelmeye başladığını belirten Zeynep, ilk başta cinsel istismardan şüphelenmediğini ancak çocuklarının davranışlarında değişiklik gözlemlediğini ifade ediyor:
Çocuklarımın son 2 yıldır huylarında değişiklikler fark ettim. (Babalarına) Gidip geldiklerinde tırnak yemeye başladıklarını gördüm. Tuvalet eğitimleri tam olmasına rağmen küçük oğlum altına kakasını yapmaya başladı. Doktora götürdüm. Açıkçası cinsel taciz şüphesiyle gitmedim doktora. Daha çok psikolojik nedenlerde götürdüm. Çocuklarım cinsel taciz ile ilgili bir durumdan hiç bahsetmedi. 2018’in Ağustos ayında çocukları babalarına yollayacağım bir gündü. Annem ile birlikte çocuklarımı yıkarken büyük oğlum bana babasının evinde tanık olduklarını anlattı.
"Babalarının öz evlatlarını taciz ettiğini öğrenmek kolay değil"
Zeynep bundan sonrasını anlatmakta zorlanıyor.
Ancak çocuklarından işittikleri, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın istismar ve şiddet vakaları ile ilgili ihbarların da yapılabildiği sosyal destek hattı ALO 183'ü aramak için yeterli olmuş:
Bir anne için kolay değil çocuklarının babasının kendi öz evlatlarını taciz ettiğini öğrenmesi. Ben yine de çocuklarımı o gün babalarına gönderdim. Ortada suçlayabilecek bir kanıtım yoktu. ALO 183’ü aradıktan sonraki hafta evime yetkili bir görevli geldi. 'Çocuklarınızın kısa bir ifadesi alınacak' denildi ve Çocuk İzlem Merkezi’ne (ÇİM) gidilmesi gerektiği söylendi.
Zeynep, 12 Eylül 2018'de çocuklarıyla birlikte Çocuk İzlem Merkezi'ne gittiğini, bu merkezde uzman pedagogun her iki mağdurla da ayrı ayrı görüştüğünü söylüyor.
O görüşmeyi psikolog, savcı ve avukat da izledi, daha sonra incelenebilmesi için ise görüntülü kayıt alındı.
O dönem 4 yaşındaki Ziya'nın görüşmesi yaklaşık 20 dakika sürerken, 6 yaşındaki Harun'un görüşmesi 1 saati buldu.
Anne Zeynep tanık olduklarından bahsederken güçlük çekiyor:
Durum benim düşündüğüm gibi çıkmadı. Oranın uzman hekimi, psikiyatr çocukların istismara uğradığını ifade ettiler. (...) Farklı anlarda verilen ifadelerde neredeyse aynı şeyler anlatılmış. İki çocuğum da gözlerini kapattıklarını söylüyor. Tek söyleyebileceğim olayın babalarının yaşadığı evin banyosunda meydana geldiği...
Pedagog: Mağdurların beyanına itibar edilebilir
Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 24 Aralık 2018'deki ilk duruşmada Çocuk İzlem Merkezi'nden mağdurların beyanlarının bulunduğu CD'nin istenmesine, geldiğinde bilirkişiye verilerek, CD'nin çözümünün yaptırılmasına karar verdi.
İlk duruşmada uzman bilirkişi pedagog Engin Kula, mağdurlar ile Karşıyaka Adliyesi'nde özel olarak tahsis edilen bir odada görüştüğünü söyledi.
Merak edilen ise her iki çocuğun beyanlarının ne denli sağlıklı olduğuydu.
Pedagog bununla ilgili mahkemede şu ifadeyi verdi:
Mağdurlar fiziksel ve ruhsal gelişimi yaşıtlarına uygundur. Özgür iradesi ile beyanda bulunabilir, beyanlarına itibar edilmemesini gerektirir tıbbi hiçbir engeli yoktur. Sanığın olmadığı bir ortamda ifadelerinin alınması durumunda daha sağlıklı beyanda bulunabileceklerini düşünüyorum.
Aile Bakanlığı vekili: Çocukların yeniden ifadesinin alınması travmayı tetikler
Duruşma kapalı yapıldı, sanık ve mağdurların ayrı ayrı dinlenmesine karar verildi.
Olayın tek delili mağdur beyanları.
Belki de bu yüzden mahkeme heyeti mağdurların dinlenmemesi yönündeki talebin oy birliği ile reddine karar verdi.
'Çocuklar bir kez daha dinlenmesin' talebinin gerekçesi psikolojilerinin daha fazla zarar görebileceği ihtimaliydi.
Mağdur vekilleri haricinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili de "Çocuklarımızın daha çok örselenmemesi için yeniden ifade alınmamasını istiyoruz" cümlesini muhtemelen bu yüzden kurmuş, iddia makamı gibi sanığın tutuklanmasını talep edip, ÇİM beyanlarının dikkate alınmasını talep etmişti.
Sanık: Drama eğitmeniyim, çocuklarımıza mahrem şeyleri anlatıyoruz
İlk duruşma 24 Aralık 2018'de görüldü.
8 Ocak 2019'da ÇİM görüşmeleri bilirkişi raporu olarak mahkeme heyetine sunuldu.
17 Nisan ve 19 Haziran 2019'da iki ayrı duruşma daha yapıldı.
Sanık A.K. ilk celsedeki savunmasında suçlamayı kabul etmediğini, çocuklarına sadece banyo yaptırdığını söylüyor.
Mahkeme tutanağına yansıyan ifadesinde kendisinin drama eğitmeni olduğunu, çocuklara mahrem şeyleri de anlattığını, mümkün olduğunca bunu kapattırmaya çalıştığını belirtiyor.
Sanık, Independent Türkçe ile yaptığı telefon görüşmesinde de drama eğitmenliğini doğruluyor:
Uzunca süre yaratıcı drama eğitmenliği yaptım. Güzel sanatlar fakültesinde okudum. (...) Ben çocuk psikolojisi üzerine yıllarca eğitim aldım. Uyguladım, çalıştım, çok uzun zaman buradan para kazandım.
Mahkemede çocukları ayda bir kez annelerinden aldığını belirten sanık, büyük oğlunun kendisine yaşı gereği cinsel konular ile alakalı çok soru sorduğunu ifade ediyor.
A.K. bunun dışında çocuklarının annelerinin kendisine iftira attığını, asıl amacın beraber yaşadığı kişi ile evlenmesinin engellenmesi olduğunu iddia ediyor.
Zeynep ise eski eşinin çocuklarını ayda bir değil ancak 7-8 ayda bir gördüğünü, sanıkla anlaşmalı boşandıklarını belirtiyor.
'İftira' iddiası anımsatıldığında ise 'Olay başka yöne çekilmek isteniyor, buna izin verilmemeli' diyor.
Anne Zeynep, sanığın drama eğitmeni olması nedeniyle başka çocukların da tehlike altında olabileceğini öne sürüyor.
Anneanne: Çocuklara soramıyorum çünkü dayanamıyorum
17 Nisan 2019'daki ikinci duruşmada mahkeme sanığın kız kardeşi, mağdurlardan birinin okul arkadaşı, mağdurun anneanne ve dedesi ile mağdurların annesinin erkek arkadaşı da dinledi.
Anneanne duruşma salonunda ifade verirken fenalaştı.
Olayla ile ilgili kuşkularının torunlarının diyaloğuna tesadüfen tanıklık etmesiyle ayyuka çıktığını söyledi:
Ben çocuklara babalarının ne yaptığını sormadım, soramadım, çünkü dayanamıyorum. Ziya bir gün 'Ben babamı özledim, babam bizi niye almıyor?' diye sorunca Harun 'Oğlum babana gidip ne yapacaksın, onun bize yaptıklarını hatırlamıyor musun?' dedi.
Duruşma tutanağına yansıyan bir başka dikkat çekici detay ise şüpheli A.K.'nın mahkeme giriş ve çıkışlarında büyük oğlu Harun'a parmak sallayarak 'Seni öldürürüm' gibi sözler söylediği iddiası.
Mahkeme bu ifadeyi de kayıt altına aldı.
Uzman psikolog: Manipülasyon şüphesi yok
Anne Zeynep, çocuklarının Dokuz Eylül Üniversitesi Çocuk Psikiyatrisi bölümünde tedavi gördüğünü hatırlatıyor:
İki çocuğum da bir yıldır tedavi görüyor. Büyük oğluma daha çok zarar verdi. Büyük oğlum doktoruyla dördüncü görüşmeden sonra daha fazlasını anlatmış. (...) Mahkemeye doktorumuz geldi. Bu işin bilimsel taraflarını anlattı. 'Gözünüzü açın, bu adam dışarıda olmamalı' diye konuştu. İki haftada bir tedaviye gidiyor çocuklarım. Büyük olanı intihara teşebbüs etti, kendini arabanın önüne attı; 'Aklımdaki düşüncelerden kurtulamıyorum, ben ölmek istiyorum' diye. Bu adam hala dışarıda!
19 Haziran'daki üçüncü duruşmada mahkemenin tanık olarak dinlediği uzman doktor Seren Ateş, 7 yaşındaki Harun'un ilk 3-4 görüşmede yaşananlar ile ilgili konuşmadığını, ağlayarak görüşmeyi sonlandırmak istediğini, Çocuk İzlem Merkezi'ndeki tecrübesinden hareketle odada görüntü cihazı aradığını anlattı.
Ateş, ancak 6. görüşmede çocuğun iddialara söz konusu olan olaylar hakkında konuşabildiğini belirtti:
Görüşmemizde 'Babam bana kötü bir şey yaptı ancak özür bile dilemedi' dedi. (...) Kendisi ile yaptığım bir görüşme sırasında bir ev çizdiğini ve önüne de kocaman bir yuvarlak çizdiğini gördüm. Bunun ne olduğunu sorduğumda yuvarlağın koruma kalkanı olduğunu ve evin içinde bulunanları koruduğunu söyledi. (...) Bir sonraki görüşmemizde bazen iyi bazen kötü hissettiğini, babasının ona kız kıyafetleri giydirdiğini (...) söyledi. Stres sonrası travma bozukluğu sendromlarını göstermeye başladığı için ilaç tedavisine başladım. (...) 6. görüşmede son zamanlarda aklına babasının yaptığı olayların geldiğini, kendisini dövdüğünü (...) söyledi. (...) Ayrıca 'Bunlar aklımdan gitsin diye kendimi arabanın altına atmak istiyorum' dedi.
Çocuklar uydurma ifade verebilir mi?
Peki ya bu yaştaki çocuklar cinsel konularda uydurma ifadeler verebilir mi?
Dahası ailelerin manipülasyonlarına alet olabilir mi?
Bu sorular, mahkeme heyetinden üye hakimin de aklına geldi.
Doktor Seren Ateş, ilk soruya "Bu kadar küçük yaştaki çocuklarda biz cinsel konularda herhangi bir uydurma beklemiyoruz. Bu konuda bilgileri yoktur" yanıtı verdi.
Olası bir yönlendirme ile ilgili ise şunları söyledi:
Bazen görüşme odasında annesi veya 3. şahıslar tarafından mağdurların yönlendirilebildiğini görebiliyoruz. Çocuklar bazen kendi yaşlarından büyük konuşmalar gösterebiliyorlar. Bu nedenle bu durumlarda anne baba tarafından mı manipule ediliyor şeklinde şüphelerimiz oluyor ancak Harun yönünden böyle bir şüpheye kapılmadım.
Ateş'in mahkeme heyetine tanık sıfatıyla verdiği ifadede Harun'un henüz 3 yaşındayken, hastanenin acil servisine bir kaçırılma olayı nedeniyle geldiği, durumunu değerlendiren çocuk psikiyatristinin 'duygusal ihmal' ve 'istismar' nedeniyle adli tutanak düzenlediği, bileğinde ve bacağında ekimoz (deri altında gözlenen iğne ucu büyüklüğünden büyük kanama), kuyruk sokumunda ise morluk tespit edildiği de yer aldı.
Baba iddialar için ne diyor?
Baba A.K. 19 Haziran'da büyük oğlunun psikoloğunun tanık beyanını dinledikten sonra bilirkişi raporunu kabul etmediğini, kaçırma olayının henüz eşinden ayrılmadığı bir döneme denk geldiğini, çocuğu kaçırmadığını söylüyor.
Eski eşi ve onunla beraber yaşayan arkadaşının yaptığı video kayıtta çocuklarının yönlendirildiğini iddia ediyor.
Independent Türkçe'nin psikoloğun ifadeleri ile ilgili ne düşündüğü yönündeki soruya ise şu yanıtı veriyor:
Çocuğu psikoloğa götürüyorlar, birkaç seans gayet normal geçiyor. (...) Duruşmada konuşan psikolog asistan bir psikolog... Muhtemelen tecrübesiz. Mahkemede de kendisi 'Ne zaman ki annesiyle konuştum, konuyu anlayıp öyle sorular sordum' diyor. Sen psikologsun, asıl sorunu senin bilmen gerekiyor.
Anne Zeynep psikoloğun kendisiyle görüşme ile ilgili "Hastanede en başından beri çocukların mağdur olduğu biliniyordu. Böylesi bir durumda anneye bu çocuğa ne oldu sorularının yöneltilmesi kadar doğal bir şey olamaz. Doktorumuz attığı her adımı hocasıyla görüşerek attı. Benim çocuklarım cinsel bilgilerini değil babalarının onlara yaşattıklarını doktorlara anlattı. Sadece Dokuz Eylül Üniversitesi hastanesinde değil, her şeyin öncesinde bana da anlatmadan evvel Çocuk İzlem Merkezi'nde pedagoga açıldılar" diyor.
© The Independentturkish