Arap ülkelerinin "trilyon dolarlık" silahlanma yarışı

Arap ülkelerinin son 10-15 yıldaki toplam askeri harcamalarının yaklaşık 1 trilyon dolar olduğu tahmin ediliyor

Son 10-15 yıldaki askeri harcamaları toplamda yaklaşık 1 trilyon doları bulan Arap ülkeleri, yıllardır silah ithal eden ülkeler listesinin ilk sıralarında yerini alıyor. Arap dünyasındaki "silahlanma yarışı"nın 2019'da da devam etmesi bekleniyor.

Arap coğrafyasında artan silahlanma harcamalarının temel dinamiği, bölgede art arda gelişen krizler oldu. Üretici ve ihracatçı ülkelerin ekonomik önemi arttıkça söz konusu harcamalar, rejimler tarafından siyasi veya diplomatik tutum satın almak için kullanılan bir koz haline geldi.

Başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkeleri, bu sektörde Arap ülkelerine öncülük ediyor. Ülkenin silah harcamalarındaki artış veya azalma, bölgedeki genel oranları büyük ölçüde etkiliyor.

Yemen'de 2015'ten bu yana İran destekli Husiler ile hükümet güçleri arasında devam eden, Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) de katıldığı şiddetli savaşın arka planında yaşanan insani kriz 2018'de daha önce görülmemiş bir şekilde derinleşti.

Suudi Arabistan askeri harcamada dünya üçüncüsü

Riyad yönetimi, yeni inşa edilen Suudi Arabistan Askeri Endüstri Şirketi aracılığıyla yerli üretimin silahlanma içindeki payını 2030'da yüzde 50'ye çıkarmayı hedefliyor. Bu oran 2017'de yüzde 2 civarındaydı.

Silaha dev bütçe ayıran Suudi Arabistan'ın son on yıldaki askeri harcamalarının yıllık ortalaması, ülke bütçesinin yüzde 26'sına tekabül ediyor.

Riyad yönetiminin 2017'deki askeri harcaması, 70 milyar doları buldu. 

Umman yönetimi de 2017 yılı devlet bütçesinin yaklaşık yüzde 26'sını, Kuveyt yüzde 11,3'ünü, Bahreyn yüzde 11,8'ini orduya ayırdı.

ABD, yüzde 60'lık payla bölge ülkelerinin en büyük silah kaynağı konumundayken, onu İngiltere, Almanya, Fransa, İspanya ve İtalya izliyor. 

ABD'nin Suudi Arabistan'la geçen yıl imzaladığı, 10 yılı kapsayan yaklaşık 110 milyar dolar değerindeki silah anlaşmasından filli olarak 14,5 milyar dolar aldığı ifade ediliyor.

Irak ve Suriye rejimi silah harcamalarını yükseltiyor

Irak halkı, yaşam şartlarının iyileştirilmesi ve temel hizmetlerin sağlanması talebiyle gösteriler yaparken Bağdat yönetiminin son beş yıldaki askeri harcamalarının ortalaması yaklaşık 7,5 milyar dolara ulaştı.

Washington yönetimi, Bağdat'ın askeri alandaki güçlü bir müttefiki. Irak'ın 2011 yılından bu yana ABD'den 30 milyar doları aşkın silah satın aldığı tahmin ediliyor.

Silahlanma kaynaklarının çeşitliliğine önem veren Irak ayrıca Rusya ve Çin'den son yıllarda yedi milyar dolarlık silah satın aldı. Güney Kore ve Çekya başta olmak üzere diğer müttefikleriyle de bu alanda büyük anlaşmalar yaptı.

ABD Körfez'deki gerilemeyi Irak kanalından telafi edebilir

Washington ve Londra'nın, Bağdat'ın bu yıl silahlanmaya yöneleceğini, Körfez ülkelerinin askeri harcamadaki muhtemel gerilemesini bu kanaldan telafi edeceği tahmin ediliyor.

Benzer şekilde Suriye'ye geçen yıl S-300 füze savunma sistemleri gönderen Rusya ile Suriye rejimi arasında gelecek aylarda yeni silah anlaşmaları imzalanacak gibi görünüyor.

Aynı şekilde Tahran da geçen yıllar boyunca çokça yatırım yaptığı Suriye'deki yerini korumak için rekabetin içinde yerini alıyor.

Suriye rejiminin son yıllardaki silah harcamalarına ilişkin ise veri bulunmuyor. Yalnızca Stockholm Enstitüsü'nün, Şam'ın, Tahran ve Moskova'ya milyonlarca dolar ödediğine ilişkin açıklamaları mevcut. 

Borç yükü altındaki Mısır en çok silah ithal eden üçüncü ülke 

Mısır, borç yükünün artması ve ekonomik krizlere rağmen gelecek aylarda silah harcamalarından geri adım atmayacak gibi görünüyor. Geçen ay ilk defa 41 ülkeden 373 firmanın katıldığı uluslararası askeri ürünler fuarı düzenleyen Mısır, bu yönde güçlü bir sinyal gönderdi.

Stockholm Enstitüsü'nün verilerine göre, son yıllarda bu ülke, yıllık devlet harcamasının yüzde beş'inden fazlasını orduya ayırdı. Bu da yıllık 4,5 milyar dolara tekabül ediyor.

Mısır'ın silah ithalatında ABD'ye düşen pay 2011 yılından önce yaklaşık yüzde 76 belirtiliyor. 

Kuzey Afrika'da ise Fas-Cezayir silahlanma yarışı 

Kuzey Afrika bölgesi, Batı Sahra sorunu, bölgesel meseleler ve iç hesaplar nedeniyle Fas ve Cezayir arasındaki silahlanma yarışına tanıklık ediyor.

Askeri harcaması 2012 yılından bu yana yıllık 10 milyar dolar sınırlarında olan Cezayir, Afrika kıtasındaki liderliğini koruyor. Cezayir bu harcamalarının yüzde 10'unu silah ithalatına ayırıyor.

2012 yılından bu yana yıllık askeri harcaması 3,5 milyar doları geçen Fas ise Cezayir'in ardından Afrika'da ikinci sırada yer alıyor. 

Cezayir, silah ithalatının yaklaşık yüzde 65'ini Rusya'dan temin ederken, Fas benzer oranda ABD'den silah ithal ediyor. Bu iki ülkenin silah ithalatı için uluslararası eğilimleri, aralarındaki anlaşmazlığı da yansıtır nitelikte.

Cezayir, anayasasının, sınır ötesi operasyonları yasakladığı gerekçesiyle bunu reddediyor. Gözlemciler bu noktada Washington'un Cezayir ordusunun başına iş açma ve gücünü tüketmeye çalışması konusunda uyarıyor.

Ekonomik krizin etkilediği Tunus’da da durum farklı değil

Tunus'un da 2019 yılında, terörle mücadele kapasitesini güçlendirmek için ordusuna verdiği önemi sürdürmesi bekleniyor. Ülkedeki terör olaylarının ardından son yıllarda orduya ayırdığı bütçeye ivme kazandıran Tunus, 2016 yılında yaklaşık yüzde 8,2 ile en büyük payı ayırmış oldu.

Son beş yılda Tunus'un askeri harcamasının yıllık ortalaması 900 milyon doları geçti, bu da devlet bütçesinin yüzde 7'sine tekabül ediyor. ABD, 46 milyon doları silah anlaşmalarına giden bu harcamaların yaklaşık yüzde 80'lik kısmına sahip.

Öte yandan ekonomik baskıların Tunus'un bu yılki askeri harcamalarını etkileyebileceği düşünülüyor. Nitekim ülke, bel kemiği olan turizm sektörüne olan güveni yeniden sağlamak için güvenlik kapasitesini güçlendirmek istiyor.

 

DAHA FAZLA HABER OKU