ABD Savunma Bakanı Mark Esper, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da yer alan Prens Sultan Hava Üssü’nde CNN Dış Haberler Şefi Christiane Amanpour’un sorularını yanıtladı.
Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatı kararı alması sonrası Kürtlerin, ABD’nin kendilerine ihanet ettiğini düşündüğünü, bölgedeki Amerikan tanklarının taşlandığını hatırlatan Amanpour’a Esper’in yanıtı şu şekilde oldu:
Uzun süredir NATO müttefiki olan bir ülkeye karşı Kürtleri savunmak ya da otonom bir Kürt devlet kurabilsinler diye onlara yardım etmek üzere görevlendirilmedik.
Bu, Türklerin bizi arada bıraktığı bir anlaşmazlıktı. Bir yanda gelişmiş bir Türk ordusu, karşılarında Kürtler, yani en azından Suriye Demokratik Güçleri (SDG), diğer yanda Suriye’nin ve Rusya’nın kuvvetleri… Bu, genç Amerikan askerlerimizin içinde olmasını istediğimiz durum değildi.
Esper ayrıca SDG’nin bölgeden zamanında çekilmek için çaba gösterdiğini, eğer biraz daha zamana ihtiyaçları olursa o zamanın verilmesi gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında 6 Ekim'de yapılan telefon görüşmesi öncesinde kendisinin de hazır bulunduğunu ve bir operasyon olacağını önceden bildiğini söyleyen Mark Esper, konunun kendisinin ilk kez göreve geldiği temmuz ayına kadar dayandığını ifade etti.
Yaklaşık iki ay önce göreve geldiğimde diğer her şeyden daha fazla konuşulan bir konu vardı. Türk mevkidaşımla beraber çalışıyorduk.
Türklerle beraber devriye gezebileceğimiz bir güvenli bölge inşa etmeye çalışıyorduk. Böylece Türkiye ve SDG arasında bir tampon bölge oluşturulabilecekti.
Biz her şeyin iyi gittiğini zannediyorduk. Türkiye’nin güneyinde ortak operasyon merkezi kurduk. Yer ve hava devriyesi yapıyorduk. Hatta SDG’nin bir miktar geri çekilmesini sağlamıştık.
Ancak bir noktada, Türkler bu durumun hızlı ilerlemediği ve kapsamlı olmadığına karar kıldı. Çabalarımıza rağmen Türklerin üzerimizdeki baskısı artıyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkan Trump’ı aramadan birkaç gün önce Türkiye’nin Savunma Bakanı, bana sınırı geçeceklerini söyledi.
2012 yılındaki başkanlık seçimleri için Cumhuriyetçi kanattan eski Başkan Barack Obama'ya karşı yarışan Cumhuriyetçi Senatör Mitt Romney’nin Ankara-Washington arası varılan ateşkes anlaşmasını "zaferden çok uzak" olarak tanımlaması ve "ABD diplomatik olarak bu kadar zayıf ve beceriksiz mi ki, Türkiye elini zorladı? Türkiye mi?" ifadelerini kullanmasının sorulması üzerine Mark Esper şunları söyledi:
Türkiye çok uzun süredir NATO müttefikimiz,. Bir NATO müttefiki ile savaşa girmeyeceğiz. Öncelikli görevimize geri döneceğiz: IŞİD’i yenmek.
“Savaş suçu olabilecek birçok olayla ilgili Türkiye hesap vermeli”
The New York Times Muhabiri Rukmini Callimachi’nin 19 Ekim’de paylaştığı bir otopsi raporu da Amanpour’un soruları arasındaydı.
2. These are the militiamen carrying out atrocities like the execution of a Kurdish female politician (her difficult-to-read autopsy is below). We know Turkey backs these militias. But actually moving them from one part of Syria to another is complicity of a different order. pic.twitter.com/ydBdWTd6qX
— Rukmini Callimachi (@rcallimachi) October 19, 2019
Kaynağının ABD’li yetkililer olduğunu söyleyerek “Türkiye’nin desteklediği Arap milisiler, bir Kürt politikacının öldürülmesi gibi birçok mezalimden sorumlu” ifadelerini kullanan Callimachi’nin bahsettiği siyasetçi, Suriye Gelecek Partisi (PPS) Genel Sekreteri Hefrin Halef.
Halef’in kafa derisi kopana kadar saçlarından tutularak yerde sürüklendiğini, bacaklarının ve çenesinin kırıldığını anlatan otopsi raporunun kendilerinde de olduğunu söyleyen Amanpour, “Pentagon’un
Türkiye operasyonuna izin vermesi nedeniyle muhtemel suçlamalara maruz kalması” durumunu Mark Esper’e sordu.
“Öncelikle belirtmeliyim ki biz bu operasyona izin vermedik” diyen Esper, “Türkiye bu stratejik kararı, bizim karşı çıkmamıza rağmen aldı” ifadelerini kullandı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Savaş suçlarıyla ilgili raporları gördüğünü ve bu raporları takip ettiklerini söyleyen ABD’li Bakan, “Korkunçlar. Eğer doğruysa, ki doğru olduğunu düşünüyorum, bu savaş suçuna girer. Tüm bunların takip edilmesi gerekiyor. Sorumlular hesap vermeli ve birçok olayda hesap verecek olan Türkiye hükümetidir” dedi.
Yerel kaynaklar, 12 Ekim’de Kamışlı ve Rakka uluslararası karayolunun Til Temir ile Ayn İsa mevkiinde aracıyla seyahat ederken saldırıya uğrayan Halef’in IŞİD tarafından öldürüldüğünü savunuyor.
Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Af Örgütü ise cinayetin şimdiki adı Suriye Milli Ordusu olan ÖSO’nun bir parçasını oluşturan Ahrar el-Şarkiye adlı gruba mensup kişiler tarafından işlendiğini savunuyor.
11 bin IŞİD’liden 100’ü kaçtı
Esper ayrıca, Türkiye'nin operasyonu dolayısıyla "binlerce" IŞİD tutuklusunun kaçtığı yönündeki haber ve iddiaları reddederek, şunları söyledi:
Suriye'nin kuzeydoğusunda tutuklu bulunan 11 bin civarındaki DEAŞ'lıdan sadece 100'den biraz fazlasının kaçtığı bilgisine sahibiz. Dolayısıyla şu anda herkesin beklediği gibi bir toplu firar durumuyla karşı karşıya değiliz.
"Irak'a nakledilen askerler daha sonra ABD'ye dönecek"
ABD Savunma Bakanı ayrıca, Suriye'nin kuzeyinden Irak'a nakledilecek bin civarındaki Amerikan askerinin burada bir süre kaldıktan sonra ABD'ye döneceğini de açıkladı.
Henüz bu planın detaylarını dile getirmeyeceğini belirten Esper, "Bu aşamalı bir plan, her aşamada gereken adımları atıyoruz. Şimdilik geçici olarak Irak'a gönderilecekler, sonra da ABD'ye dönecekler" yorumunu yaptı.
Esper ayrıca, petrol bölgelerinin korunması ve IŞİD’le mücadele amacıyla Suriye'nin doğusundaki belli bir bölgede sınırlı sayıda ABD askerinin kalacağı şeklindeki sözlerini tekrarladı.
Independent Türkçe, Ajanslar