Dışişleri Bakanı Fidan: Avrupa tarafı, Türkiye’nin de masada olması gerektiğini göz ardı ediyor

Fidan “Bölgemizde bu tür olaylardan fazlasıyla çektik. Artık IŞİD ve PKK’nın terör faaliyetlerine son vermenin zamanı geldi” dedi

Fotoğraf: ANKA

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Almanya’da katıldığı Münih Güvenlik Konferansı’nın ardından TRT World’e verdiği röportajda Ukrayna’da, Suriye’de, Gazze’de yaşanan gelişmelere ve yapay zekanın geleceğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Fidan, Avrupa’nın Ukrayna savaşına ilişkin müzakere masasında yer almamasına dair endişelerinde haklı olduklarını düşündüğünü belirterek, şöyle konuştu:

’Atlantik’in her iki yakasında da büyük bir tartışma yaşanıyor. Avrupalılar, karşı karşıya kaldıkları yeni gerçeklik konusunda oldukça endişeli ve bunun geçici olacağını, zamanla ortadan kalkacağını umuyorlar. Ancak eğer böyle olmazsa, alternatif stratejiler ne olacak? Şimdiden önemli meseleleri tartışmaya başladılar: Yeni bir güvenlik yapısı nasıl oluşturulabilir? Yeni bir ekonomik sistem nasıl şekillendirilebilir? Avrupa, ABD’ye daha az bağımlı hale gelerek modern dünyada nasıl yol alabilir? Bunlar, kendilerine sordukları büyük sorular. Biz bunun geçici bir durum olduğunu ve tüm dünya için bir uyanış çağrısı niteliğinde olmasını umuyoruz. Sayın Trump, gerçekten de tüm dünyaya bu soru işaretlerini gönderiyor.Şu anda her iki taraf ve Amerikalılar ön görüşmeler yapıyor. Benim izlenimim, Amerikan tarafının şu an bir plan oluşturma sürecinde olduğu yönünde. ABD’den Senatör Rubio ve General Kellogg ile bir araya geldim. Ayrıca Ukraynalı dostlarım Andriy Yermak ve Rustem Umerov ile uzun görüşmeler yaptım. Edindiğim izlenim, her iki tarafın da kendi planlarını şekillendirme aşamasında olduğu. Sürecin nasıl ilerleyeceğini hep birlikte göreceğiz. 

Avrupa'daki dostlarımızın endişelerini gerçekten anlıyoruz. Açık konuşmak gerekirse, haklı oldukları noktalar var. Mutlaka sürece dahil edilmeleri ve devam eden çabalarda yer almaları gerekiyor, tıpkı Türkiye gibi. Ancak maalesef bazen Avrupalı aktörlerden aynı olgun tavrı göremiyoruz. Biz onların masada olma hakkını tanıyoruz, fakat çoğu zaman Avrupa tarafı, Türkiye’nin de masada olması gerektiğini göz ardı ediyor. Oysa bu gelişmeler bizim doğrudan sınır komşumuz olan bir bölgede yaşanıyor. Bunun yanı sıra her iki tarafla da yakın bağlarımız var ve Türkiye’nin birçok aktörden daha fazla katkı sunabileceğini düşünüyorum. Bu yüzden daha fazla çaba göstermemiz gerekiyor.’

"Suriye’den asker çekmek konusunda ABD hükümeti politikasını belirleme aşamasında"

Münih Güvenlik Konferansı'nda ABD’li mevkidaşı Marco Rubio ile ABD'nin Suriye'den askerlerini çekebileceğine dair görüşüp görüşmediği konusundaki soruya Bakan Fidan şöyle yanıt verdi:

Evet, bu konuyu görüştük. Ancak, diplomasi çerçevesinde bu görüşmelerin detaylarını paylaşmak doğru olmaz. Şu anda Amerikalı dostlarımız politika oluşturma sürecindeler ve bu konuda daha ayrıntılı görüşmelere devam edebilmemiz için biraz daha zamana ihtiyacımız var.

Aslında çok az kişi, PKK’nın Suriye’nin üçte birini işgal ettiğini ve Suriye halkının geri kalanının çok ihtiyaç duyduğu enerji kaynaklarını kontrol ettiğini biliyor. Yeni Şam yönetimi, oldukça zorlu sorunlarla uğraşırken, PKK’nın Suriye’deki işgaline son vermeyi de öncelikleri arasına aldı. Şu anda yaşanan durum bu. Türkiye olarak biz süreci yakından takip ediyoruz çünkü PKK, Türkiye için varoluşsal bir tehdittir. Ancak sadece Türkiye için değil, aynı zamanda Suriye, Irak ve İran’daki Kürtler için de bir tehdittir. Dolayısıyla hem Suriye hem Türkiye hem de Irak ve bölgedeki Kürt halkının yararına olacak şekilde PKK’nın ortadan kaldırılması gerekiyor.

Öncelikle, herhangi bir devletin topraklarında merkezi hükümete bağlı olmayan silahlı grupların varlığı kabul edilemez. Başka bir ülkede konuşlanarak komşu ülkelere saldıran bir terör örgütüne de müsamaha gösterilemez. Bölgemizde bu tür olaylardan fazlasıyla çektik. Artık IŞİD ve PKK’nın terör faaliyetlerine son vermenin zamanı geldi. PKK, çok amaçlı bir terör örgütüdür. Sadece Türkiye’yi değil, İran’ı, Irak’ı ve Suriye’yi de hedef almaktadır. Dolayısıyla bu tehdidi tamamen ortadan kaldırmak için ortak hareket etmenin zamanı geldi.

Mevcut istihbarat değerlendirmelerine göre, şu anda IŞİD doğrudan büyük bir tehdit oluşturmuyor. Asıl mesele, IŞİD’in yeniden güçlenme ihtimali. Bu tehdidin tekrar ortaya çıkmasını engellemek için bölgesel ülkelerin bu sorumluluğu üstlenmesi ve terörle mücadelede ortak bir platform oluşturması gerekiyor. Türkiye olarak biz de bu kapsamda bir platform oluşturmayı önerdik. Suriye’deki durumun ardından artık Suriye de bu bölgesel terörle mücadele çabalarının sorumlu bir parçası olmalı. Irak, Türkiye, Suriye ve Ürdün olarak bizler, özellikle Suriye ve Irak’taki uzak bölgelerde IŞİD’in yeniden güçlenme riskine karşı birlikte hareket etmeliyiz. Bunun için istihbarat paylaşımına dayalı bir mekanizma ve ortak bir yapı kurmamız gerekiyor. Bu, yalnızca IŞİD ile mücadele için değil, aynı zamanda sınır güvenliği için de önemli bir adım olacaktır.

Bu çalışmalar dünya için oldukça önemli çünkü IŞİD, belirli bir bölgede kesintisiz bir şekilde konuşlanabildiğinde, küresel bir tehdit haline gelebilir. Uluslararası terör ideolojisi benimseyen bir örgüt olarak dünya genelinde saldırılar düzenleme kapasitesine sahiptir. Bunu görmek istemiyoruz. Bu nedenle, bölgesel ülkelerin terör sorununu sahiplenmesi ve dış müdahaleye gerek kalmadan kendi güvenliklerini sağlamaları gerekiyor. Eğer bu sorun bölgesel olarak çözülmezse, dış müdahaleler kaçınılmaz olur ve bu da yeni sorunlara yol açar. Bu yüzden bölge ülkeleri olarak inisiyatif almalı ve bu tehdidi ortadan kaldırmalıyız.’

Çin ve ABD'nin yapay zeka konusunda bulunduğu konumu yakalamak zor ancak bu sadece bizim sorunumuz değil

Yapay zeka alanındaki gelişmelerin, dünyanın ve ülkelerin geleceğine etkisine ilişkin bir soru üzerine Bakan Fidan Türkiye’nin gelecekte yapay zeka alanında bölgesel veya uluslararası bir ittifakın parçası olabileceğini söyledi. Fidan şöyle konuştu:

’Ne yazık ki şu anda stratejik rekabet süreci yönetiyor. Ancak Avrupa Birliği içinde, bazı BM kuruluşlarında ve bölgesel örgütlerde bazı hareketlenmeler görüyorum. İnsanlar ve uzmanlar bir araya gelip düzenleme yapmaya çalışıyorlar. Ancak bunun ne kadar başarılı olacağını göreceğiz, çünkü yapay zekanın tüm faydalarını henüz bilmiyoruz. Yapay zekanın tam potansiyelini gördüğümüzde, daha sağlıklı bir değerlendirme yapabiliriz... Türkiye olarak hükümetimizin bu konuda farkındalığı çok yüksek. Yapay zekanın getireceği avantajların bilincindeyiz... Elbette Çin ve ABD ile rekabet etmek çok zor, ancak bu yalnızca bizim değil, Avrupa’daki birçok ülkenin de yaşadığı bir sorun. Belki de alternatif bir yol olarak, yapay zeka alanında bölgesel veya uluslararası bir ittifakın parçası olabiliriz.

 

ANKA 

DAHA FAZLA HABER OKU